Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : .
KARAR NO :.
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : ..
NUMARASI : … E., … K.
DAVACI : … A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
DAVAL I : … ..
VEKİLİ : Av. … -..
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : ..
YAZIM TARİHİ : ..
Taraflar arasında görülen davada …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce… Esas,… Karar sayılı dosyasında verilen…. tarihli kararın istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
– K A R A R –
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili banka arasında 20/12/2012 tarihinde ticari taşıt kredisi ve rehin sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşmelere istinaden borçluya kredi kullandırıldığını, müvekkili banka tarafından 04/12/2014 tarihinde borçluya ihtarname gönderildiğini, borçlunun ihtarnameye itiraz etmediğini, müvekkili bankaca söz konusu alacak tutarının tahsil edilebilmesi için 27.05.2016 tarihinde…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasıyla takibe başlanıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, takibin haksız ve mesnetsiz olup kötü niyet taşıdığını, davalı ile müvekkili banka arasında yapılan sözleşmede de görüleceği üzere takip tarihi itibariyle borçludan tahsili gereken 186.265,84 TL bulunduğunu, davalının her ne kadar faiz oranına ve işlemiş faize itiraz etmiş olsa da faize ilişkin düzenlemelerin imzalanan sözleşme hükümleri ve yasal olarak belirlenen oranlar çerçevesinde uygulandığını ileri sürerek haksız ve yersiz olan itirazın iptali ile takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takip talebine uygun bir ödeme emrinin bulunmadığını, sözleşmeye göre taşıt kredisi borcunun 36.800,00 TL olduğunu, bu durumda hesap kat ihtarına konu edilen 186.265,84 TL takibe konu edilmesinin mümkün olmadığını, sözleşmede %10,32 akdi faiz yazılmış iken %54 oranında temerrüt faizi talep edilmesinin sözleşmeye aykırı olduğunu, bu nedenle borcun tamamına itiraz edildiği, sözleşme dışı kredi borçları içinde takip başlatıldığı belirtilerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, “….. İcra Müd. … Esas sayılı takip dosyasının dayanağının ….olduğu görülmüş ve bu kapsamda….ye esas tutulan hesap ekstreleri ile tüm hesap hareketleri getirtilerek dosya bankacı bilirkişi ….’e tevdi olunmuştur, bankacı bilirkişinin….tarihli raporundan da anlaşılacağı üzere takip tarihi itibari ile asıl alacak miktarının 90.894,37 TL olduğu anlaşılmıştır, bu kapsamda davacının davasının bu miktarla sınırlı kalmak kaydı ile kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihetine gidilmiştir. Davacının davasının KISMEN KABULÜ VE KISMEN REDDİ İLE davalının …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZININ KISMEN İPTALİ VE KISMEN REDDİ İLE takibin;
Asıl alacak miktarı : 90.894,37 TL
İşlemiş faiz: 27.098,64 TL
BSMV: 1.354,93 TL
Toplam alacak: 119.347,94 TL olacak şekilde takibin, takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarı olan 90.894,37 TL’nin tamamen ödeninceye kadar yıllık % 20,64 oranında işleyecek sözleşmesel temerrüt faizi ile bunun %5 gider vergisi ile birlikte tahsili şeklinde takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, Davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ İLE ana para olarak görünen 90.894,37 TL üzerinden %20 nispetinde hesaplanan 18.178,87 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE” karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosya kapsamında alınan bilirkişi raporuna göre verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemelerin kararlarını somut ve açık bir şekilde gerekçelendirmek zorunda olduklarını, eksik, şekli ve görünüşte gerekçe yazılmasının adil yargılama hakkının ihlali olduğunu, sadece bilirkişi raporun atıfta yapılmasının kararın gerekçeli olduğunu göstermediğini, yerel mahkemenin gerekçeli kararının öncelikle usulen hatalı olduğunu, hükme esas kabul edilen 05.09.2019 tarihli bilirkişi raporunda hatalı ve eksik değerlendirme yapıldığını, bilirkişi raporunda bilirkişinin müvekkili banka ve davalı arasında belirlenen faiz oranlarının BK’daki maddelere aykırı olduğunu belirterek hukuki değerlendirme yaptığını, TTK m. 8/1 “Ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir.” şeklinde olduğunu, bilirkişi raporunda 01.07.1987 tarihinde yürürlüğe giren 30.06.1987 tarih ve 87/11921 sayılı Kararname ve bu kararnameye ilişkin 19.02.1991 tarih ce 20791 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan 91/1 nolu TCMB Tebliğinin 2. Ve 4. Maddelerinden bahsedilerek, bankaların mevduat ve kredilere uygulayacakları azami faiz oranlarını vade ve türlerine göre serbestçe tespit etmeleri, bu şekilde tespit edilen mevduat ve kredi faiz oranlarını ve bunların yürürlük tarihlerini banka şubelerine ilan etmeleri ayrıca bu faiz oranlarını TCMB’ye bildirmeleri gerekliliğinin vurgulandığını, müvekkilince Merkez Bankasına bildirilen ve bankalarınca uygulanmakta olan ticari kredi azami faiz oranları incelendiğinde Ticari Kredili Mevduat Hesabı, Taksitli Ticari Kredi ve Taşıt Kredisi için %54 belirlendiğini ve bildirildiğini, her ne kadar bilirkişi tarafından temerrüt faiz oranı %20,64 olarak hesaplanarak 66.917,90 TL’lik bir faiz farkından bahsedilmiş ise de bu hesaplamanın yanlış olduğu aşikar olduğunu, bilirkişi raporunda yapılan kısmi ödemelerin bankanın fiili uygulaması gibi gösterilerek anaparadan mahsup edildiğini, fakat yapılan kısmi ödemelerin kanunun emredici hükümleri göz önüne alınarak öncelikle faiz ve alacağın diğer ferilerinden düşülmesi gerektiğini, yapılan kısmi ödemelerin anaparadan düşülerek hesaplama yapılmasının müvekkilini zarara uğrattığını belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kısmen reddedilen kısım yönünden kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 353. maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, bankacılık işlemlerinden kaynaklanan itirazın iptali talebine ilişkindir.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, tüm dosya kapsamından; karar gerekçe içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-İstinaf isteminde bulunan davacı tarafından yatırılması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-Kararın taraflara tebliğine,
Dair, HMK. 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/03/2022
…
Başkan
…
¸e-imzalıdır
…
Üye
…
¸e-imzalıdır
…
Üye
…
¸e-imzalıdır
…
Katip
…
¸e-imzalıdır
NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”