Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/82 E. 2021/1299 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/82
KARAR NO : 2021/1299

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/09/2019
NUMARASI : 2018/815 Esas, 2019/1218 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 16/09/2021
YAZIM TARİHİ : 16/09/2021

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 25/09/2019 tarih ve 2018/815 Esas, 2019/1218 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi davacı vekilince istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

DAVA:
Davacı vekili, müvekkili tarafından davalı hakkında … İcra Müdürlüğünün ….Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının müvekkiline borcu olduğunu, cari hesap ekstresi, alım satış sözleşmesi ve ticari defter ve kayıtların bu durumu gösterdiğini, bu nedenle davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, müvekkili firmanın davacıya borcu olmadığını, takip dayanağı fatura ve belgeleri kabul etmediklerini, söz konusu evrakların karşı tarafın kötü giden işlerini yoluna koymak ve bankalardan kredi kullanmasının temini için göstermelik olarak hazırlandığını, sözleşmenin hiçbir zaman uygulamaya konulmadığını, sözleşmeden dolayı müvekkili firmaya herhangi bir mal veya fatura gönderilmediğini, bu nedenlerle davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece, davalı tarafa 12/09/2019 tarihli dördüncü celsede davalı şirket temsilcisine ” Davalı şirket temsilcisine davaya konu cari hesap sebebiyle şirketin davacıya borçlu olup olmadığı, taraflar arasındaki açık hesap ilişkisine ve faturalara konu malların teslim edilip edilmediği konusunda ” yemin teklif edildiği, davalı taraf yemin teklifinin kabul edildiği ve “Şirketin davacıya herhangi bir borcu yoktur. Şirkete herhangi bir şey teslim edilmedi, bizim herhangi bir borcumuz bulunmamaktadır” şeklinde beyanda bulunduğu, her ne kadar davacı taraf bu hususu aşan konularda da yemin teklifinde bulunmuş ise de; taraflar arasındaki ihtilafa konu olan husus yemin verdirilen hususlar olduğu, bu nedenle bunları aşan talepler bakımından yemin teklifi talebinin esasa müessir olmaması sebebiyle yerinde görülmediği, belirtilen nedenlerle davacı tarafın davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine, davalı tarafın tazminat talebi var ise de, takibe konu alacağın likit olmaması ve davacı tarafı kötü niyetli olduğunun ispatlanamaması sebebi ile kötü niyet tazminatının reddine karar verilmiştir.

İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili, davalı hakkında …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, bu nedenle açmış oldukları itirazın iptali davasının reddine karar verildiğini, taraflar arasında ticari ilişki olduğunun açık bulunduğunu, davalı tarafın müvekkili firmaya borcu olduğunu, dosyada alınan bilirkişi raporu ile sabit olduğu üzere davalı tarafın müvekkili firmaya kısmi dahi olsa para ödendiğini, bu ödemenin izahı davalı tarafça yeterince yapılmadığını, taraflar arasında yapılan sözleşmenin davalı tarafça inkar edilmediğini, faturalandırılan ve teslimi yapılan malların ve ödediği 64.000,00 TL’nin dahi ticari defterine kaydetmeyen davalı taraf lehine yorum yapılarak davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu malların faturalandırılması ayrıca satışın yapıldığı yönünde vergilendirildiğini, davalı tarafın almadığını iddia ettiği malların kendilerinden tekrar çıkışı olup, olmadığı yönünde de bir inceleme yapılmadığını, yeterince inceleme yapılmadığını, bu nedenle kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 67. maddesi uyarınca faturadan kaynaklanan mal satımına ilişkin alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 187. maddesi gereğince, ispatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir. Aynı Kanunun 190. maddede ise ispat yükü düzenlenmiş olup; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. (2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir. ” düzenlemesi bulunmaktadır.
Satım sözleşmesinde, satım konusu emtianın usulüne uygun şekilde alıcıya teslim edildiğini kanıtlama yükümlülüğü davacı/satıcıya aittir. Satıcı bu yükümlülüğünü yerine getirdiğini usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır.
6100 Sayılı HMK’nın 190.maddesine göre ve ayrıca itirazın iptali davasında ispat yükü, alacaklı olduğunu iddia eden davacıya düşmektedir. Davacı, mal teslimini HMK’nın 200 ve devamı maddeleri uyarınca yazılı delil ile ispatlamak zorundadır.
Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde özetle sunulan davalı şirket ile ticari münasebetinden dolayı emtia satışı olduğunu, ….adet fatura karşılığı 581.040,54 TL alacakları olduğunu, faturalardan 2017 yılında devreden 64.000,00 TL avansın düşülerek kalan 517.040,54 TL’lik alacağından dolayı … İcra Müdürlüğünün … icra dosyası ile icra işlemi başlatıldığını, davalı vekilinin bu faturalara 30/07/2019 tarihinden bu faturalara itiraz ederek, bu faturada geçen ürünleri almadıklarını ve faturayı kabul etmediklerini beyan etmişlerdir. Davacının … yılı e- defter olduklarından yevmiye, kebir defterlerinin açılış, kapanış noter kaydı olmadığı, sadece envanter defterlerinin açılış noter tasdiklerinin olduğu, 11 adet faturanın 517.040,54 TL alacak kaydının ticari defterlerinde mevcut olduğu, davalı tarafın 2017 ve 2018 yılına ait ticari defterlerini eksiksiz olarak ibraz ettiği, usulüne uygun olarak tutulduğu, davalının ticari defterlerinde toplamda 64.000,00 TL’lik havaleyi kendi kayıtlarına almadığı, davacıya ait herhangi bir kayıt işlemi olmadığından cari bakiyesinin 0 olduğu, tarafların karşılıklı olarak 05/01/2018 tarihinde satış sözleşmesi düzenledikleri, davacının takibine konu fatura ve davacıya ait ambar çıkış fişleri haricinde hiçbir belge ve kayıt olmadığı, tarafların ticari defterlerinin birbirini teyit etmediği anlaşılmış, davacı taraf davalı tarafa yemin teklifinde bulunmuş, mahkemece davacı tarafın aksine davalı şirketin en son temsilcisi olan …’a Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin (14/12/2010 tarih, 2009/6567- 2010/12925 E.K. vb.) olduğu gibi usulüne uygun yemin yaptırılmış olduğu, davacının kendi defterlerindeki tek taraflı alacak kaydı davalıdan takip konusu alacağının bulunduğunu kanıtlamaya yetmez. Davacı delil listesinde münhasıran davalının ticari defter ve kayıtlarına dayanmamıştır. Bu durumda HMK’nın 222/5. maddesi uygulanamaz. Bu haliyle, davacının defterlerinin tek başına alacağın varlığını ispatlayamayacağı anlaşıldığından davalı firma temsilcisinin eda etmiş olduğu yemin gözönünde bulundurularak, mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu itibarla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf isteminde bulunan davacı tarafından yatırılması gereken 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından başlangıçta yatırılan 44.40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14.90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333/1. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğine,
HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 16/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan


Üye


Üye


Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”