Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/81 E. 2021/1872 K. 06.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/10/2019
NUMARASI : 2016/361 Esas, 2019/1332 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU :
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 06/12/2021
YAZIM TARİHİ : 06/12/2021

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 10/10/2019 tarih ve 2016/361 Esas, 2019/1332 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi taraf vekillerince istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili, davalı kooperatifin 16/02/2016 tarih ve …yevmiye nolu ihtarname ile müvekkilini üyelikten çıkardığını, davalı tarafça müvekkilinin kooperatife olan borçlarının ihtara rağmen ödenmediğinin iddia edildiğini, ancak usulüne uygun bir ihtarat yapılmadığını, davalı tarafça gönderilen ilk ihtarnamede borç miktarının 224.680,00 TL olarak talep edildiği, ikinci olarak gönderilen ihtarnamede 160.283,00 TL olarak talep edildiğini, talep edilen alacak bedelinin dayanağının belli olmadığını, müvekkili tarafından davalı aleyhine açılan Gaziantep Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/646 Esas – 2011/81 Karar sayılı dosyasında çıkarma kararının iptal edildiğini, kararın Yargıtay aşamasından geçerek onandığını, ancak kararın davalı kooperatif tarafından uygulanmadığını, ilama aykırı olarak müvekkiline ait üyeliğin satıldığını, davalı tarafından talep edilen alacak kalemleri incelendiğinde makul düzeyde olan aidat borçlarına fahiş düzeyde faiz ve feriler eklendiğini, müvekkili tarafından üyeliğin tahsisine kadar olan dönemde yapılan ödemelere ilavaten 03/12/2014 tarihinde aidat borcu olarak 16.700,00 TL ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin faizden düşülerek borcun yüksek miktarda tahakkuk ettirildiğini, bu nedenlerle alacak likit olmadığından arttırma hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000 TL maddi alacağın tahsilini, haksız çıkarma kararının iptalini ve davalı kooperatifçe talep edilen 160.283 TL alacak yönünden borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :
Davalı vekili, müvekkili tarafından gönderilen ihtarnamenin davacının eşi tarafından alındığını, davacı tarafından müvekkili kooperatifin eski adresinin bildirilmesi üzerinde ve mahkemece TK 35’e göre tebligat yapıldığını 24/03/2017 tarihinde haricen öğrendiklerini, yapılan tebligatı kabul etmediklerini, davacıya gönderilen ilk ihtarnamede 224.680,00 TL talep edildiği, bu hesabın çıkarılırken Kooperatif Genel Kurulunda Oy çokluğu ile karar alındığını, gecikme faizi olarak aylık %5 faiz uygulanacağının belirtildiğini, ancak sonrasında yönetim karar alarak borcu davacı lehine 160.283,00 TL’ye indirdiğini, talep edilen alacağın kura çekimi sonrası inşa edilen dükkanlar için belirlenen maliyet ve farklar olduğunu, davacı tarafından açılan Gaziantep Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/646 Esas – 2011/81 Karar sayılı dosyasının Yargıtay’ca onanmasından sonra noter kanalı ile beş defa ihtar çekildiğini ve ihtarda gel borcunu öde sana dükkan verelim denmesine rağmen davacının kötü niyetli olarak müvekkili kooperatif ile irtibata geçmediğini, davacıya ait 127 nolu üyeliğin satılmadığını, talep edilen faiz tutarının Olağan Genel Kurulda oy çokluğu ile alındığını, bu nedenlerle davacının alacak taleplerinin reddini, davacının çıkarma kararı iptali taleplerinin reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI :
Mahkemece; “…Dava, kooperatif üyeliğinden çıkarmanın iptali, 160.283,00 TL borçlu olunmadığının tespiti ayrıca 10.000,00 TL teslimde gecikmeden dolayı kira kayıp bedeli istemine ilişkindir.
Davacı taraf kooperatifin çıkarma kararının iptalini talep etmiştir. Gaziantep Asliye Ticaret Mahkemesinin 02/03/2011 tarih 2009/646 Esas 2011/81 Karar sayılı kesinleşen ilamı doğrultusunda davacının üyeliğinin sabit olduğu, ayrıca daha sonra kooperatif ana sözleşmesinin 14. maddesindeki usule uygun yeni bir ihraç kararı verilmediği ve bu nedenle kooperatif üyesi olduğu tespit edilmiştir. Her ne kadar davacı taraf çıkarma kararının iptali yönünde talepte bulunmuş ise de; çoğun içerisinde azın da bulunduğu, üyelik konusunda taraflar yukarıda belirtilen karardan sonra da niza oluştuğu ve ayrıca davacının bu konudaki hukuki yararı gözetilerek üyeliğinin devam ettiğinin tespiti yönünde karar verilmiştir.
Davacı taraf kooperatife 160.283,00 TL borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Mahkememizce alınan raporlar birbiriyle örtüşmekte olup mahkememizce de uygun görülmüştür. Bu nedenle davacının kooperatife 71.590,83 TL aidat borcunun bulunduğunun sabit görülmesi nedeniyle, bu miktar bakımından talebinin yerinde olmadığı ve yine talep miktarı gözetilerek 88.692,17 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Davacı taraf geç teslim sebebiyle faiz ve kira kayıp bedeliyle diğer masraflar adı altında 10.000,00 TL alacak isteminde bulunmuştur. Davacının böyle bir talepte bulunabilmesi için öncelikle lehine tescil şartlarının bulunması gerekmektedir. Davacının böyle bir talepte bulunabilmesinin ön koşulu aidat borcunun bulunmamasıdır. (Benzer yöndeki Y. 23 HD’nin 08/04/2019 T. 2016/7312 E. 2019/1243 K. sayılı ilamı) Ancak yukarıdaki paragrafta zikredildiği üzere davacının aidat borcu bulunmaktadır. Yine 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu 23. maddesi uyarınca ortaklar hak ve yükümlülüklerde eşit şartlardadır. Bu nedenle mahkememizce davacı ile aynı durumda olup lehine tescil yapılan kimse olup olmadığı yönünde alınan 17/05/2019 havale tarihli raporda aidat ödeyen üyelerden eksik ödeme yapanın tespit edilemediği zaten bunun aksi yönde de bir iddia bulunmadığı gözetildiğinde davacının tescil şartlarına haiz olmadığı (Benzer yöndeki Y. 23 HD’nin 06/06/2018 T. 2016/822-2018/3547 E.K.; Y. 23 HD’nin 13/11/2018 T. 2016/2572-2018/5247 E.K sayılı ilamları) henüz tescil şartlarına haiz olmayan ortağın geç teslim iddiasına dayalı olarak böyle bir talepte bulunamayacağı kabul edilmiştir. Bu nedenle de bu yöndeki talebi reddedilmiştir.
Mahkememizce alınan raporlarda davacı tarafın taşınmazın kira bedelleri hesabı ile taşınmazın değerine ilişkin bir kısım itirazlar olmuş ise de; davalının aidat yükümlülüğünü tam olarak yerine getirmediği, Kooperatifler Kanunu 23. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesine bir aykırılığın da bulunmadığı ve bu nedenle geç teslime dayalı talepte bulunamayacağı gözetildiğinde bu itirazların davanın esasına bir etkisinin bulunmadığı kabul edilmiştir.
Belirtilen nedenlerle davanın kısmen kabul kısmen reddine…” şeklinde karar verilmiştir.

İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacı vekili, davalı kooperatifin 2003 tarihinde kurulduğunu, toplam üye sayısının …. kişi olduğunu, ortakların aidat borçlarını ödeyerek dükkanlarını 2014 yılında teslim aldığını, ödenen aidat miktarlarına göre değişik büyüklükte dükkanların tahsis edildiğini, kooperatifçe ortaklardan teslim edilen dükkanlar karşılığı tahsil edilen ödemeleri gösterir listenin dosyada mevcut olduğunu, m² maliyeti hesabı yapıldığında üyelerden, her bir m² karşılığı alınan bedelin ortalama 680 TL olduğunu, müvekkiline tahsis edilen dava konusu yerin 51 m² olup, henüz tamamlanmadığını, bu yerin bilirkişi raporunda hesaplanan, mahkemece karar esas alınan değerinin 160.000,00 TL olarak kabul edildiğini, buna göre, 51 m² yerin m² değerinin 3.137,00 TL olduğunu, diğer ortaklara tahsis edilen yerlerin m² değerinin 680 TL iken, müvekkili için tahsis edilen yerin m² bedelinin 3.137,00 TL olduğunu, kooperatif üyeleri arasında bu derece eşitsiz ve fahiş uygulamayı haklı gören rapora itibar edilerek karara esas alınmasının haksız ve hatalı olduğunu, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, davacıya tahsis edilen yerin değeri tespit edilmeksizin, 90.000,00 TL’lik ödemenin 2016 yılında yapılmış gibi tespit edilen güncel satış değerinden düşülerek 71.000,00 TL borçlu olduğu yönündeki ek raporun da hatalı olduğunu, bu hatalı raporun karara esas alınmasının kabulünün mümkün olmadığını, davalı tarafından davanın hiçbir aşamasında işyerinde yangın çıktığı iddia edilmemesine rağmen, bilirkişi kurulunun son ek raporunda 2016 yılı dava tarihi öncesinde kooperatifin muhasebe odasının dolabında çıkan yangınla sadece defterlerin yandığının iddia edildiğini, bilirkişi kurulunun kendilerini davalı taraf yerine koyarak savunma yaptığını, imha edilen kayıtları müvekkili aleyhine yorumlayarak rapor düzenlendiğini, yangında zayi olduğu iddia edilen belgeler yönünden zayi belgesi alınmadığını ve dosyaya sunulmadığını, kooperatif yönetiminin TCK anlamında suç teşkil eden bu eyleminin davacı aleyhine, kusurlu davalı lehine yorumlanarak ispat yükünün davacı yana yükletilerek karar verildiğini, bu nedenlerle üyeler arasında eşitsiz uygulamayı haklı gösteren kararın belirttikleri yönlerden kısmen kaldırılmasına, davalı kooperatife dava tarihi itibariyle borçlu olmadığının tespitine, süresinde teslim edilmemesinden dolayı raporda hesaplanan emsal kira bedelinin tazminat olarak kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.

Davalı vekili, davacıya 26/02/2014 tarihli ihtarnamede birikmiş toplam borcu olan 224.680,00 TL’nin talep edildiğini, bu hesap çıkartılırken, Kooperatif Genel Kurulunda oy çokluğu ile alınan karar ile; üyelerin borçlarını ödemelerinde gecikme hallerinde aylık %5 faiz uygulanacağının belirtildiğini, ancak daha sonradan kooperatif yönetiminin karar alarak bu borcu, davacı lehine, 160.283,00 TL indirdiğini, davacının dava dilekçesinde, talep edilen alacağın dayanağının belli olmadığını iddia ettiğini, 23.05.2010 tarihinde Noter huzurunda kura çekimi sonrasında inşa edilen dükkanlar için maliyet ve farkların belirtildiğini, vaziyet planında detaylı olarak her bir tip dükkan için yapılması gerekli ödemenin belirtildiğini, ayrıca 17.03.2013 tarihli olağan genel kurulunda madde 5’e göre dükkanlar için çıkarılan farklar detaylı bir şekilde açıklandığını, bu farkların genel kurula katılan üyelerin oy çokluğu ile kabul edildiğini, üyelikten çıkarma kararının “ilama aykırı davranıldığı” iddia edildiğini, … tarih ve … sayılı üyelikten çıkarma kararının Gaziantep Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/646 Esas, 2011/81 Karar sayılı ilamı ile iptal edilmiş olup Yargıtay 23. HD 2011/3287 Esas, 2012/1324 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiğini, Yargıtay’ın kararı onandıktan sonra davacıya 5 defa Noter kanalıyla ihtar çekildiğini, ihtar içeriğinde “gel bakiye borcunu öde sana dükkan verelim” denmiş olmasına rağmen davacı kötü niyetli olarak kooperatif ile irtibata geçmediğini, davacıya ait üyeliğin “127 nolu üyelik” hiçbir şekilde satılmadığını, davacının, borcundan dolayı 23.05.2010 tarihinde noter huzurunda yapılan kura çekilişine dahi katılamadığını, 127 nolu üyelik kura çekilişine katılmadığından 127 nolu üyelik dükkan tahsisi gerçekleştirilemediğini, bilirkişinin, davacının kooperatif borcuna iletilen % 5 aylık faizin fahiş olduğu yönünde değerlendirmesi kabul etmediklerini, davacının kooperatife karşı sorumluluklarını ve yükümlülüğünü yerine getirmeden hak elde etmeye çalıştığını, kötüniyetli olduğunu, bu nedenle kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, kooperatif üyeliğinden çıkarmanın iptali, alacak, menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı … tarafından açılan davada özetle; kooperatif üyeliğinin tespiti, kooperatife 160.283,00 TL borçlu olmadığının tespiti ve gayrimenkullün geç tesliminden kaynaklı 10.000,00 TL faiz ve kira kayıp bedeli nedeniyle alacağın tahsili talebiyle dava açılmış, mahkemece, davacının, davalı kooperatife üyeliğinin devam ettiğinin tespitine, davacının davalı kooperatife 71.590,83 TL dışında borçlu olmadığının tespitine, fazlaya dair taleplerin reddine şeklinde karar verilmiş, davacı ve davalının istinaf dilekçelerinde ayrıntılı belirttikleri sebeplerle kararı istinaf ettikleri anlaşılmıştır. Dosya istinafta iken bu kez davalı kooperatif başkanlığınca yerel mahkeme kararını kabul ettiklerini ve bir an önce dosyanın karara çıkması talebinde bulundukları görülmüştür.

Mahkemece menfi tespit davalarında hüküm kurulurken davacının borçlu olmadığı miktarın açıkça belirtilmek suretiyle hüküm kurulması gerekir, mahkemece, davacının davalı kooperatife 71.590,83 TL dışında borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi usulsüz olmuştur. Keza davalı kooperatifin 04/03/2020 tarihinde vermiş olduğu beyan dilekçesinin içerik ve kapsamından, istinaf taleplerinden vazgeçtikleri anlaşılmıştır.
Davacı tarafın istinaf taleplerine gelince; müvekkillerince 2003 yılından dava tarihine kadar ödenen bedelin 90.000,00 TL olduğu, bu ödemenin 2003 yılından beri yapılıp, yapılmadığı, ödemenin tarihlerini nedense bilememekte ve dava tarihinde ödendiğini varsaymaktadır. Davacıya tahsis edilen 51 m²’lik yerin değeri tespit edilmeksizin 90.000,00 TL’lik ödeme 2016 yılında yapılmış gibi tespit edilen güncel satış değerinden düşülerek 71.000,00 TL borçlu olduğu yönündeki ek rapor hatalı olduğunu, bilirkişiler tarafından yangın sebebinden dolayı bir kısım belgeler temin edilemediği bizzat bilirkişiler tarafından beyan edilmiş, zayi belgesi alınıp, dosyaya sunulmadığı gibi davalı kooperatife dava tarihi itibariyle borçlu olmadıklarını beyan etmişlerdir. Mahkeme tarafından bir asıl, üç tane ek rapor alınmıştır. Mahkeme hükmüne esas alınan 05/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda; davalı kooperatife ait bütün üyelere ait listenin bilirkişiler tarafından kooperatifin merkezindeki kayıtlar üzerinde inceleme yapılmak suretiyle, bütün üyelere ait yerler, isim listeleri ve ödedikleri bütün rakamlar tablo halinde dosya içine katılmıştır. Bilirkişilerce davacı tarafın yaptığı ödemeler mahsup edilmek kaydıyla yıllık %18 temerrüt faizi işletilmek suretiyle bilirkişi raporunun yedinci sayfasında;
¸asıl alacak miktarından tablonun üçüncü satırında; davacı tarafça 03/12/2014 tarihinde 16.700,00 TL’lik ödeme yapıldıktan sonra borç kalemlerinden mahsubun hatalı yapıldığı gibi tekrar ödenmemiş gibi faiz işletildiği anlaşılmaktadır. Bu husus dışındaki davacı vekilinin sair istinaf taleplerinin mahkeme gerekçesi ve bilirkişi raporları gözönünde bulundurularak reddine, mahsup ve hesaplama yönünde dosyanın 05/02/2019 tarihli raporu sunan bilirkişi heyetine tevdi ile yeniden hesap yapıldıktan sonra hüküm kurulması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-a-6. maddesi hükmü gereğince kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, davalı tarafın istinaf talepleri yönünden, Dairemize vermiş olduğu “yerel mahkeme kararını kabul ediyoruz” yönündeki beyanı teknik anlamda istinaftan feragat olarak değerlendirilerek davalı tarafın istinaf talebinin feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
A-1-Davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 1.686,00 TL istinaf karar harcı (nispi) olmak üzere toplam 1.807,30 TL’nin talep halinde davalıya iadesine,
B-1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/10/2019 tarih ve 2016/361 Esas, 2019/1332 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yatırılan istinaf yolu karar harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
5-HMK’nın 359/4. maddesine göre kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
HMK’nın 353. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 06/12/2021


Başkan


Üye


Üye


Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”