Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/791 E. 2022/244 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/791
KARAR NO : 2022/244

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/01/2020
NUMARASI : 2019/290 Esas, 2020/57 Karar
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
….
DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. …
[…. UETS
Av. …
DAVANIN KONUSU : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 15/02/2022
YAZIM TARİHİ : 15/02/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 20/01/2020 tarih ve 2019/290 Esas, 2020/57 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. Maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
-K A R A R-

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı ile …. plaka sayılı aracın satımı konusunda araç satış sözleşmesi düzenleyerek satışı ve devri konusunda davacının taahhüt verdiğini, sözleşmeye istinaden müvekkilinin devir işlemlerine başladığını ve ticari plakanın devrinin müvekkiline geçtiğini, davalının ticari aracın devir işlemine yanaşmadığını, müvekkilinin devir vaadine karşılık …. TL bedelle anlaşma yaptıklarını ve … TL’sini peşin, … TL’sini de noterde verdiğini, devir işlemine yanaşmayan davalı hakkında suç duyurusunda bulunduklarını ve soruşturmanın devam ettiğini, noter işlemleri sırasında aracın da zilyetliğini verdiğini, davalının kendini borçlandırarak aracı bağlattığını, bu işlemden sonra şerhi kaldırarak aracı tekrar zilyetliğine aldığını, işlemleri imkansız hale getirerek müvekkilini zor durumda bıraktığını, araç satış vaadi sözleşmesinin süresi geçmesine rağmen davalının devir işlemlerine yanaşmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak dava konusu aracın Trafik Tescil Şube Müdürlüğünde devri konusunda icbarına, davalı adına olan aracın tescilinin iptali ile müvekkili adına tesciline, aracın devrinin önlenmesi bakımından trafik kaydına ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, açılan davayı kabul etmediklerini, müvekkiline araç bedelinin ödenmediğini, müvekkilinin mağdur olduğunu, ….’un müvekkilini dolandırdığını, müvekkilinin ….’un ticari araç işi ile ilgilendiğini bildiği için ona sadece plaka vs. resmi işlemlerle ilgili vekaletname verdiği, vekaletnamede araç devir yetkisi söz konusu olmadığını, belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir.
Gaziantep 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27/02/2019 tarih, 2018/536 E.- 2019/27 K. sayılı görevsizlik kararının davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya Dairemize gönderilmiş, Dairemizin 04/10/2018 tarih, 2018/519 Esas, 2018/1296 Karar sayılı ilamıyla, dava tarihi dikkate alındığında davanın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevi dahilinde olduğu ve göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi gerekirken, davanın esasına girilerek karar verilmiş olması doğru görülmediğinden mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiş olup, bunun üzerine dosya Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmiş ve anılan mahkemenin 2019/290 esasına kaydı yapılmıştır.
Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi”nin 20/01/2020 tarih, 2019/290 E.-2020/57 K. sayılı kararı ile, “…Dosya kapsamından ve taraf, tanık beyanlarından taraflar arasında araç devrine ilişkin olarak sözlü olarak anlaşma yapıldığı, davalının … Noterliğinin …. tarihli ve … yevmiye numaralı taahhütnamesi ile dava konusu …. plakalı aracı ….-TL kasko değeri ve aynı zamanda aracın ticari plakasını 200,00-TL bedelle davacıya satacağına dair beyan ve taahhütte bulunduğu, davacı tarafça davaya dayanak olarak gösterilen bu taahhütnamenin “araç satış vaadi” şeklinde nitelendirilemeyeceği, davacı/alıcının yapılan bu taahhütnameye göre aracın kendi üzerine tescilini talep edemeyeceği, her ne kadar davacı vekili son celsedeki beyanında … tarihli belge uyarınca ticari plakanın müvekkili adına devredildiğini beyan etmiş ise de, davacı vekili tarafından belirtilen söz konusu belgenin …….Başkanlığı Trafik Zabıta Şube Müdürlüğü tarafından … tarihli ticari plaka devir belgesi başlıklı belge olarak düzenlendiği, bu belge kapsamında …. plakalı aracın devrinde herhangi bir sakınca bulunmadığının belirtildiği, bu kapsamda belgenin yukarıda izah edilen Kanunun aradığı şekilde resmi araç devri sözleşmesinin yerine getirildiğini ispatlayan bir belge olmadığı, davalının …. Noterliğinin …. tarihli ve ….yevmiye numaralı beyannamesi ile daha önce verdiği ….. tarihli ve …. yevmiye numaralı taahhütnamesinden vazgeçtiği, aracın devrine yönelik resmi devir sözleşmesinin yapılmadığı, davacının görevsiz Mahkemede ileri sürdüğü bedel iadesi talebinin davalının iddianın genişletilmesine muvafakat etmemesi karşısında değerlendirilemeyeceği, kaldı ki davacı tarafından dosya kapsamında aracın devri için bedelin ödendiğinin, ödendi ise hangi miktarda ödendiğinin ispat edilemediği anlaşıldığından davanın reddine” karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin dava dilekçesinde belirttikleri hususlarda araştırma yapmaksızın eksik inceleme sonucunda davanın reddine karar verdiğini, dava konusu araç bedeli davalı tarafından alındıktan sonra araç anahtarı ve ruhsatı da teslim edildikten sonra ve aracın zilyetliği aylarca müvekkilinde kalmasına rağmen davalının türlü oyunlarla hakkın kendisine tanıdığı hukuku kötüniyetli olarak kullanarak araç devrini vermekten kaçındığını, mevcut dosya kapsamı ve tüm delil belgeleri dikkate alındığında, tanık beyanlarında da anlaşılacağı üzere …. Noterliğinde düzenlenen … tarih ve …. yevmiye numaralı noter sözleşmesi akabinde de davalıya ödenen araç bedeli olduğunun görüleceğini, her ne kadar davalı vekili beyanında taahhüt bozma beyannamesinden bahsetmiş ise de bu bozma işleminin aracın bedeli müvekkili tarafından ödendikten sonra yapıldığını, ayrıca bu beyannamenin davacı müvekkilini bağlamadığını, burada önemle üzerinde durulması gereken hususun aracın satışını yapıp akabinde zilyetliğini devrettikten sonra davalının kolluğa giderek aracının çalındığı şeklinde beyan vermesi olduğunu, bu durumun davalının kötü niyetli olup olmadığını açıkça ortaya koyduğunu, TMK’nun “Dürüst Davranma” alt başlıklı 2. maddesinde “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır.” ilkesine yer verilmiş, devamında da “Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” kuralı getirildiğini, bir hakkın dürüstlük kuralına aykırı olarak kullanılması suretiyle başkasına bir zarar verilmesinin hakkın kötüye kullanımını oluşturacağını, o halde bir hak sahibinin hakkını kullanırken veya bir borçlu borcunu yerine getirirken yukarıda belirtilen ilkelere uygun hareket etmek durumunda olduğunu, aksi halde haklarını kötüye kullandıkları sonucuna varılabileceğini belirterek, istinaf taleplerinin kabulü ile yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi ile kaldırılmasına, davanın kabulü ile yargılama masrafları ve ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İnceleme 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinin belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların bulunup bulunmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, harici araç satım sözleşmesine dayalı cebri tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeyle;
1-Mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun olduğundan davacı tarafın istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı taraftan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf yargılama giderinin davacı üzerine bırakılmasına,
4-Gider avansı hakkında HMK 333. maddesine göre işlem yapılmasına, karar kesinleştiğinde artanın ilgilisine iadesine,
5- Kararın taraflara tebliğine,
HMK. 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/02/2022


Başkan

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”