Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/709 E. 2022/130 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : ..
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : ..
NUMARASI : .. Esas, … Karar
DAVACI : … – …

VEKİLLERİ : Av. …
.
Av. …
DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVANIN KONUSU : ..
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : ..
YAZIM TARİHİ : ..

Taraflar arasında görülen davada …. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen …tarih ve… Esas, ..sayılı kararının istinaf incelemesi davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. Maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı dava dilekçesinde özetle; davalının… tanzim tarihli, …düzenleme tarihli, 22.000 TL tutarlı senedi … İcra Müdürlüğünün ….esas sayılı dosyası ile takibe koyduğunu, takip ile ilgili tarafına tebligat gönderildiğini, davalıya böyle bir senetten dolayı borcunun bulunmadığını, davalı ile arasında belgesiz para alışverişi olduğunu, hiçbir zaman senetli bir borç senedin düzenleyerek kendisine vermediğini, takibe esas olan senette bulunan imzanın tarafına ait olmadığını, davalının art niyetli olduğunu, haksız kazanç sağlama gayreti içerisinde olduğunu ileri sürerek takibin durdurulmasına, borçlu olmadığının tespitine, davalının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının dava açmasında kötü niyetli olduğunu, 03/04/2015 tarihinde…. Şubesinden 22.000 TL bizzat davacının hesabına davalı müvekkili tarafından yatırıldığını, söz konusu ödemenin davacı tarafın borç talebi sebebiyle gerçekleştirildiğini, davacı yan ile davalı müvekkilinin yakın diyaloğu sebebiyle borç olarak davacı tarafa gönderildiğini, davacı tarafından takip konusu alacak olan 22.000 TL bedelli senet gönderildiğini, takip konusu senedin bizzat … tarafından gönderilmiş olduğunun kargo fişinden belli olduğunu, davacı tarafça senetteki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasının incelenmesini, senetteki imzanın davacıya ait çıkmaması halinde ödeme dekontu ve kargoya ilişkin davacı asilin beyanının alınmasını, beyanlar doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, “…Bilindiği üzere menfi tespit davasında ispat yükü kural olarak davalı tarafa aittir. Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatlarına göre de senet lehtarı olan davalı davaya konu bonodaki keşideci imzasının davacının eli ürünü olduğunu ispatla yükümlüdür. Davacı tarafın, gerek icra müdürlüğünde, gerek Mahkeme huzurunda, gerekse Savcılık soruşturması sırasında ispat yükünü üzerine alacak bir beyanda bulunduğuna dair dosya kapsamında bilgi veya belge bulunmamaktadır. Dosya kapsamındaki bilirkişi raporlarında da keşideci imzasının davacının eli ürünü olduğunu gösteren bir tespit mevcut değildir. Davalının bononun kargo şirketi aracılığıyla gönderildiğine yönelik savunması ise huzurdaki dava açısından dinlenebilir değildir zira, kargo paketlerinin içinde tam olarak ne olduğunu bilmek mümkün olmadığı gibi, yukarıda da değinildiği üzere bonodaki imzanın davacıya ait olduğu ispat edilmedikçe, sorumluluğuna gitmek mümkün değildir. Hal böyle olunca Mahkememizde davaya konu bonodaki keşideci imzasının davacının eli ürünü olmadığına dair yeterli kanaat oluştuğundan menfi tespit davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir. Kötüniyet tazminatına hükmedilmesine yönelik talebin değerlendirilmesine gelince, davalı bononun lehtarı olup senetteki imza sahteliğini bilebilecek durumda olduğundan %20 oranındaki kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine” karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasal düzenlemelere aykırı olduğunu, eksik incelemeye dayandığını, yerel mahkemece görevsiz mahkemece yapılan usul işlemleri ve toplanan delillerin yeterli görülerek yeniden rapor alınmasına gerek görülmediğini, görevsiz mahkemede soruşturma dosyasının bekletici mesele yapılmış ise de TTK 776/1-g maddesi uyarınca keşidecinin imzasının bononun geçerlilik unsurlarından olup soruşturma dosyasının bekletici mesele yapılmasına gerek görülmediğini, söz konusu kararın taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, yerel mahkeme kararının kendi içerisinde çeliştiğini, yerel mahkemenin delillerin değerlendirilmesinde aceleci davrandığını,….tarihli …Şubesinden 22.000 TL havale işleminin davalı müvekkili tarafından davacıya yapılmış olmasının, itilaf konusu senedin söz konusu havale işlemine istinaden borç gönderimi yönündeki savunma iddialarının mahkeme gerekçesinde yer almadığını, takip konusu senetteki bedel ile aynı bedel miktardaki ödemenin aynılığına dikkat çektiklerini, davacı tarafça tanık …’e …. tarihinde gönderilmiş olan …. firmasına ait kargoda ne gönderilmiş olduğunun davacı tarafça açıklanılmasını talep ettiklerini, görevsizlik kararı öncesi yargılamayı yürüten…Asliye Hukuk Mahkemesine sunulan emsal içtihatlar gereğince …. Başsavcılığı’nın…soruşturma sayılı dosyasının davacı hakkında dolandırıcılık iddiasıyla yürütülmesi sebebiyle doğru bir değerlendirme ile ceza dosyasının bekletici mesele yapılmasına karar verildiğini, … Asliye Ticaret Mahkemesinin ise TTK 776 maddesi düzenlemesine atıfla,….CBS sonucunun beklenilmesine yer olmadığına dair karar verdiğini, davacının imzanın kendisinin yönlendirmesiyle üçüncü kişi tarafından keşide edildiğini kabul etmesi halinde davacının hakkını kötüye kullanımının dürüstlük kurallarına aykırı olduğunun kabulü ile davanın reddinin gerektiğini, takibe konu senetteki imzanın adli tıp raporuyla davacıya ait olmadığının tespit edilmiş olmasına rağmen …Cumhuriyet Başsavcılığının…soruşturma sayılı dosyası ile davacı hakkında evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarına ilişkin şüpheli sıfatıyla soruşturmanın devam ettiğini, davacının takibe konu alacağını varlığını usul hukuku kuralları çerçevesinde kayıtlayamadığını, ancak icra takibine kötü niyetli olarak giriştiğini kabule elverişli herhangi bir delilin bulunmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, bonodan kaynaklanan menfi tespit talebine ilişkindir.
Davacı; davalı tarafından….İcra Müdürlüğünün…Esas sayılı dosyası ile icra takibine konu edilen…. tanzim tarihli, … vade tarihli 22.000TL bedelli bono nedeniyle davalı alacaklıya borçlu bulunmadığını, bonodaki keşideci imzasının kendisine ait olmadığını iddia etmiş, ilk derece mahkemesi tarafından; … Cumhuriyet Başsavcılığının ….Soruşturma nolu dosyasında alınan …. tarihli….bilirkişi raporu, … tarafından düzenlenen iki kişilik bilirkişi heyeti raporu ve dosyaya kazandırılan ….düzenlediği …. tarihli üç bilirkişi raporuna dayanılarak bonodaki imzanın davacıya ait olmadığının tespit edilmesi karşısında, sorumluluğuna gidilemeyeceğinden bono nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti ile, davalı alacaklının bononun lehtarı olması ve senetteki imza sahteliğini bilebilecek durumda olması nedeniyle %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, dosya içerisinde bulunan üç ayrı bilirkişi raporunda da bono altındaki imzanın davacıya ait olmadığının tespit edilmiş olduğu, delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1.502,82 TL harçtan peşin alınan 372,84 TL harç mahsup edilerek bakiye 1.129,98 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-HMK’nın 359/3 maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. ..


Başkan

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”