Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/665 E. 2021/1481 K. 08.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/665
KARAR NO : 2021/1481

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN V. : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/06/2019
NUMARASI : 2016/888 Esas, 2019/744 Karar
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … -….
DAVALI : ….
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 08/10/2021
YAZIM TARİHİ : 08/10/2021

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 18/06/2019 tarih ve 2016/888 Esas, 2019/744 Karar sayılı kararının istinaf incelemesinin davacı vekili tarafından istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı Vekili; Müvekkilinin davalının isteği üzerine ….numaralı sigorta poliçeleri ile Karayolları Trafik Zorunlu Mali Mesuliyet sigorta poliçesi düzenlendiğini, ancak davalının anılan poliçelerin prim borcunu müvekkiline ödemediğini, müvekkilinin ödenmeyen sigorta poliçelerine ait pirim borçlarının 2918 sayıl KTK ve Poliçe Genel Şartlarına göre ödenmesini talep etmesine rağmen davalının ödemede bulunmadığını, bunun üzerine ödenmeyen prim borçlarının tahsili amacıyla davalı aleyhine …. İcra ve İflas Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasıyla icra takibi yapıldığını, ancak davalının anılan icra takibene haksız bir şekilde itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Vekili; müvekkilinin söz konusu poliçelerin davacının acentesi konumunda olan ….Tarafından düzenlendiğini, primlerin de anılan acenteye ödendiğini, dolayısıyla müvekkilinin belirtilen poliçelerden dolayı davacıya hiçbir borcunun bulunmadığını, sigorta acenteleri yönetmeliğinin 17/2. maddesine göre acentelerce düzenlenen poliçeler kapsamında sigortalı tarafından acentelere yapılan ödeme sigorta şirketine yapılmış sayılacağından müvekkilinin ilgili acenteye yapmış ödemenin davacıya yapılmış sayılacağını, bunun yanında müvekkilinin davacı ile … aracılığıyla birden fazla sigorta poliçesi tesis ettirdiğini ve bazılarını da iptal ettirdiğini, dava konusu dışında kalan poliçeleri kabul eden ve ödemelerini alan davacının davaya konu sigorta poliçelerini tahsil etmediğini belirtilmesinin ticari hayatın olağan akışına aykırı bir durum olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davaya konu edilen ve dava dilekçesinde ismi geçen poliçe numaraları ile araç plakalarına ilişkin poliçeler davacı … şirketinden gönderilmesinin istenildiği, poliçelerin incelenmesinde davaya konu edilen poliçelerin bir kısmının ZMMS sigorta poliçeleri olduğu, bir kısmının ise Ferdi Koltuk Kaza Sigortası olduğu, ZMMS poliçelerinin incelenmesinde sigorta primlerinin peşin alınacağı hüküm altına alındığı görüldüğü, bu kapsamda mahkemece dosya bilirkişi ….’na tevdi olunarak bilirkişi tarafından 16/05/2017 tarihli ve 01/04/2019 tarihli raporlar tanzim edildiği, mevcut raporlardan da anlaşılacağı üzere sigorta poliçeleri …. tarafından düzenlendiği ve bu poliçe tutarlarının sunulan ödeme dekontları ve çeklerle ödendiği hususunun davalının ticari defterlerinde görüldüğü, buna mukabil davaya konu olan 8 adet toplam 7.940,01 TL tutarlı sigorta poliçelerinin kayıtlarının davalının ticari defterlerinde yer almadığının anlaşıldığı, aynı raporda da belirtildiği üzere ZMMS poliçelerinden kaynaklı oluşan primlerin poliçe hükümleri uyarınca peşinen ödeneceği hüküm altına alındığı, ZMMS poliçelerinden kaynaklı oluşan prim tutarlarının ödenmediği hususunun ispatının bu resmi evrağın karşısında davacıya ait olduğu, davacı ise davalının ticari defterlerine dayanmış olduğu, yapılan incelemede davalının ticari defterlerinde davaya konu edilen sigorta poliçelerinin kaydının bulunmadığı anlaşıldığı, bu nedenle davacı davalının davaya konu etmiş olduğu sigorta poliçesi prim tutarlarının ödenmediği hususunu ispatlamayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı Vekili; Yerel Mahkeme kararının eksik ve hatalı olduğunu, mahkemece verilen kararda sadece davalının ticari defterlerinin incelendiğini, davacı müvekkilin ticari defterlerinin incelenmediğini, taraflardan sadece birinin kayıtları üzerine verilen kararın eksik incelemeye dayanmakta olduğunu, gerekçeli kararda davalının ticari defterlerinde davaya konu edilen poliçelerin kaydının bulunmadığı anlaşıldığının belirtildiğini, ancak 24.10.2018 tarihli dilekçelerinde görüleceği üzere, müvekkili şirketin de ticari defterlerinin incelenmesi talep edildiğini, Mahkemece bu hususta herhangi bir karar verilmediği halde “prim tutarlarının ödenmediği hususunun ispatının davacıya ait olduğu” gerekçesine dayanılmasının ve sadece davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinin açıkça eksik inceleme teşkil etmekte olduğunu, kararın kaldırılmasını gerektiğini, davalının lehine düzenlenen poliçeleri inkar etmediğini, söz konusu poliçelerin düzenlendiğini kabul ettiğini ancak acenteye ödendiğini savunduğunu, davalının ticari defter ve kayıtlarında … numaralı poliçe dışındakilerin yer almamasının kayıtların doğru tutulmadığı anlamına geldiğini, diğer yandan 8 adet poliçenin davalının tek taraflı kayıtlarında görünmemesi işbu dava için bağlayıcı olmamakla birlikte dava konusu poliçelerle davalıya teminat sağlandığını, müvekkili şirketin poliçe primlerine hak kazandığını, kaldı ki davalı şirketin poliçelerin varlığına ve kendisine teminat verildiğine itiraz etmediğini, örneğin ….numaralı sigorta poliçesine ilişkin 1.444,52 TL ödeme tespitinin müvekkili şirket kayıtları ile uyumsuzluk teşkil ettiğini, söz konusu poliçeye istinaden müvekkil şirkete intikal eden bir prim tahsilatı bulunmadığını, Ticari defter ve kayıtların kapanış tasdikinin yaptırılmış olmasının içeriğinin doğru olduğu anlamına gelmediğini, iddia edilen hususların sadece davalının ticari defter kayıtlarının incelenmesi suretiyle belirlenmesinin eksikliğe neden olduğunu, bu sebeple alınan ek bilirkişi raporunda, bahsi geçen poliçeler hususunda talimat yazılarak müvekkil şirket nezdinde Genel Müdürlük adresine davetiye çıkarılması suretiyle ticari defter incelemesi yapılmasının talep edildiğini, ancak Mahkemece bu talep değerlendirmeye alınmayarak direkt davalı şirketin defterlerine göre karar verildiğini, borcu kabul etmeyen, sigorta teminatı sağlandığı halde bunu inkar eden davalı şirketin kendi ticari kayıtlarında bu hususa yer vermemesinin doğal olduğunu, ayrıca Mahkemeye sunulan delillerin tek taraflı olduğunu, Mahiyeti icabı sigorta teminatını sunan davacı müvekkil şirketin kayıtlarının öncelikle dikkate alınması gerektiğini, ilgili poliçelerde peşin ödeme olgusuna bağlı olarak kanıt yükünün ters çevrilmesi yönündeki kabulün hatalı olduğunu, zira broker kanalı ile düzenlenen poliçeler hususunda da kararın eksik incelemeye dayandığını, Mahkemece ispat yükünün davacı müvekkil şirkette olduğu kanaatine varıldığını, bu görüşünde hatalı olduğunu, …. tarafından düzenlenen poliçelerde primlerin broker tarafından tahsil edilip edilmediğinin araştırılmadığını, bu halde ispat yükünün direkt davacı şirkete ait olduğunun kabulünün hatalı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Dava, sigorta primi alacağının tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-İstinaf isteminde bulunan davacı tarafından yatırılması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-HMK’nın 359/3 maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/10/2021


Başkan V.

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Katip

(e-imzalıdır)

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”