Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/663 E. 2022/87 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/663 – 2022/87
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/663
KARAR NO : 2022/87

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : ….
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/12/2019
NUMARASI : 2019/488 Esas, 2019/96 Karar
DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …
… Şehitkamil/GAZİANTEP
Av…
[….] UETS
DAVALI : ….
VEKİLLERİ : Av. ….
[…] UETS
Av. ….
[….] UETS
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 20/01/2022
YAZIM TARİHİ : 20/01/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 30/12/2019 tarih ve 2019/488 Esas, 2019/96 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. Maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin organik tarım ürünlerinin kontrolü ve sertifikalandırılması alanında faaliyet göstermekte olan yetkili bir sertifikasyon şirketi olduğunu, davalı şirket ile müvekkil şirket arasında ….tarihlerinde imzalanan…. organik tarım kontrol ve sertifikasyon programı için sözleşmeler kapamında müvekkil davalı şirke ve bağlı ortaklarına yükleme tahliye ve depolarda stoklanacak bakliyat tahil ve bunlarla sınırlı olmamak üzere tüm tarım ürünlerinin türkiye limalarında fabrikalarında ve depolarında gözetlenmesi ile yurtdışına ihraç edilecek ürünlerin kontrol ve sertifikasyon sürecine yönelik hizmetini sözleşmelerde öngörülen şekilde gerçekleştiğini, söz konusu hizmetler dolayısıyla müvekkil şirket tarafından davalı şirkete 3 ayrı fatura tanzim edildiğini ilgili faturaların toplamı olan … TL tutarındaki bakiye hali hazırda muaccel olduğunu davalı şirjket tarafından yapılması gereken ödeme kendisine 20/05/2019 tarihinde keşide edilen ihtarnameye rağmen yapılmadığını, müvekkil şirket tarafından …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatılarak alacağın tahsili yoluna gidildiğini belirterek, takibe yapılan itirazın iptaline takibine devamın, borçlu aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafa müvekkil şirketin herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı şirketin iddia ettiği muhatabakat mektubuna dayanarak alacak talebinde bulunması mümkün olmadığını, tarafların tacir olduğunu davacı şirket tarafından belirtilen hizmetin verildiğinin ispat edilmesi gerektiğini, karış tarafa sözleşmeden ve edimlerden kaynaklı bir borcu bulunmadığını, belirterek, davanın borçlarının olmaması sebebiyle reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; “…Taraflar arasında düzenlenen mutabakat mektubuna davalı tarafından itiraz edilmemiştir. Zira mutabakat mektubunda davalı taraf, takip konusu edilen alacak hakkında davacı şirketin bakiye alacağı olduğunu dahi kabul etmiştir. TTK 21/2 uyarınca bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. Dosyada davalı tarafın, davacı tarafından tanzim edilen fatura içeriklerine itiraz ettiğine ilişkin bir bilgi bulunmamaktadır. Davalı taraf fatura içeriğine ve bizzat kendi tazmin ettiği mutabakat mektubuna itiraz etmediğinden, usul ekonomisi ilkesi de gözetilerek yeniden delil araştırılması yoluna gidilmemiş, dosya içindeki deliller hüküm kurmaya elverişli yeterlilikte görülmüştür. Takibe itirazın haksız olduğuna karar verildiğinden asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında yapılan mutabakat mektubuna taraflarınca itiraz edilmediği iddia edilerek, bu durumun yerel mahkemenin kararında gerekçe gösterildiğini, ancak söz konusu davaya dayanak teşkil eden …. İcra Müdürlüğü’nün …. E sayılı dosyasının ”cari hesap bakiyesi”ne dayandığını, yani icra dosyasının takip dayanağının cari hesap bakiyesi alacağı olduğunu, mutabakat mektubuna dayalı bir icra takibi olmadığı gibi icra takibine dayanak belgelerin arasında bu evrağın da bulunmadığını, dolayısıyla yerel mahkemenin bu yöndeki gerekçesinin usul ve hukuka aykırı olduğunu, ayrıca davacı tarafa müvekkil şirketin herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı şirketin iddia ettiği mutabakat mektubuna dayanarak alacak talebinde bulunmasının mümkün olmadığını, zira tarafların tacir olup öncelikle davacı tarafça belirtilen hizmetin verildiğinin ispat edilmesi gerektiğini, mutabakat mektubunun tek başına delil niteliği taşımadığını, müvekkil şirketin karşı tarafa sözleşmeden ve edimlerden kaynaklı bir borcu bulunmadığını, ayrıca İİK’nın 67/II. maddesine göre itirazın iptali davalarında borçlunun icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için borçlunun itirazında haksız ve alacağın likit olması gerektiğini, somut olayda yargılamada alınan herhangi bir bilirkişi raporuyla saptanmış likit alacağın varlığının bulunmadığını belirterek, istinaf istemlerinin kabulü ile, usul ve yasaya aykırı olan yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına, tüm yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı taraftan tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
HMK’nın 353. maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların bulunup bulunmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı, davalı ile aralarında düzenlenen üç ayrı sözleşmeye istinaden düzenlenen fatura bedellerinin davalı tarafından ödenmediğini, faturalar toplamından ibaret cari hesap alacaklarının davalı tarafından da mutabakat mektubu ile ikrar edildiğini, fatura toplamı kadar cari hesap alacakları için yapılan ilamsız icra takibine davalının itiraz ettiğini beyanla itirazın iptali için işbu davayı açmış, davalı mutabakat mektubunu inkar etmemekle birlikte davacının alacak konusu hizmetin verildiğini ispatla yükümlü olduğunu, böyle bir hizmet verilmediğini, davanın reddini savunmuştur.
Taraflar arasında …. tarihli sözleşmelerin imzalandığı, davacı tarafından davalıya verilen hizmetler için toplam tutarı …. TL olan …. tarihli üç fatura düzenlendiğj, fatura tutarları toplamının ödenmesi için davacı tarafından davalıya 20/05/209 tarihli ihtarname gönderildiği ve davalının 13/06/2019 tarihli “Cari hesap mutabakatı” konulu yazı ile davacıya şirketleri nezdinde bulunan cari hesapta 30/04/2019 tarihi itibariyle ….TL alacakları bulunduğunun bildirildiği görülmektedir.
Faturalar toplamı, ihtarnamede belirlenen tutar ve davalının mutabakat yazısındaki alacak tutarı … TL’dir. Davacı tarafından cari hesap alacağına dayalı olarak … TL için davalı aleyhine ilamsız icra takibinde bulunulmuştur. İmzası ve varlığı inkar edilmeyen hesap mutabakat yazısı davalı bakımından bağlayıcıdır. Mutabık kalınan meblağı ödediğini ispat yükü davalıda olduğu halde davalı tarafından ödeme belgesi sunulmamıştır. Bu durumda mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğu gibi, Yargıtay 19.H.D. 31/03/2015 Gün ve 2015/11545 Esas 2016/3561 Karar sayılı ilamında; “Dava konusu fatura alacağı, İİK’nın 67/2. maddesi kapsamında likit alacak (borçlusu tarafından bilinebilir) niteliğinde olduğundan davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde talebin reddi doğru görülmemiştir.” biçiminde vurgulandığı üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi de yerinde bulunduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı tarafın istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı taraftan alınması gereken 894,04 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 54,40 TL ve tamamlama harcı 169,11 TL’nin mahsubu ile bakiye 670,53 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf yargılama giderinin davalı üzerine bırakılmasına,
4-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
5-Gider avansı hakkında HMK 333.maddesine göre işlem yapılmasına, artanın ilgilisine iadesine,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 20/01/2022

….
Başkan

e-imzalıdır.
….
Üye

e-imzalıdır.
….
Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”