Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/631 E. 2022/61 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : ..
KARAR NO : ..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : ..
NUMARASI : … Esas, …Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVANIN KONUSU : ..
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : ..
YAZIM TARİHİ : …

Taraflar arasında görülen davada …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce … Esas,… Karar sayılı dosyasında verilen …. tarihli kararın istinaf incelemesi davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu….’nin Karataş şubesine ait keşidecisi davacı … Olan çekten dolayı keşideci müvekkilinin borçlu olmadığını, dava konusu çekte bulunan imzanın şirket yetkilisi… ait olmadığını, imzanın benzetilerek atıldığını, çekin kimin tarafından ibraz edileceğini bilmeyen müvekkilinin ibraz tarihi yaklaştığında çekin takas odasına ciranta tarafından borcuna mahsuben davalı … Bankası A.Ş.’ye verildiğinin muhatap şubeden öğrenildiğini, çekin dava tarihi itibariyle davalının zilyetliğinde olduğunu ileri sürerek …. ait ….keşide tarihli 37.785 TL’lik 0002558 nolu çekten dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, müvekkil bankanın iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olup dava dışı lehdar ile keşideci arasındaki iç ilişkinin, sahtecilik vs iddiaların müvekkili bankaya yöneltilmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini, müvekkili bankanın iyi niyetli üçüncü kişi olup çekin meşru hamili olduğunu, dava konusu ….Bankası A.Ş. Karataş Şubesi’ne ait….çek numaralı…. keşide tarihli 32.785 TL bedelli çekin, müvekkili bankanın kredili müşterilerinden … tarafından karşılığı çıktığında kredi borçlarından mahsup edilmek üzere ciro edilerek müvekkili bankaya verildiğini, davacının söz konusu çekin sahte olduğuna ilişkin iddialarını hiç somut gerekçeye dayandırmadan veya bir savcılık soruşturmasına konu ettiğini ifade etmeden bu davayı açarak kötü niyetli tutum sergilediğini, davaya konu çekte müvekkili bankanın lehtar değil, ciro ile iktisap eden meşru hamil konumunda bulunduğunu, çeki elinde bulunduran üçüncü kişi kötüniyetli veya ağır kusurlu olmadıkça bu iddiaların üçüncü kişiye ileri sürülebilmesinin mümkün olmadığını, üçüncü kişinin kötüniyetli olduğunu ispat külfetinin de bunu iddia eden davacıda olduğunu, kambiyo ilişkisindeki mücerretlik ilkesi uyarınca, davacı ile lehtar arasındaki ihtilafların müvekkili bankaya karşı ileri sürülebilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, “…Çekteki imza davacıya ait olmadığından, çeki elinde bulunduranın iyi iniyetli üçüncü kişi olmasının bir önemi yoktur. İmza yasal unsur olup herkese karşı ileri sürülebilen bir itirazdır. Bu nedenle davalının bu husustaki itirazları yerinde görülmeyerek davanın kabulü ile; davaya konu çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine; davalının takibe konu senedi ciro yoluyla aldığı, lehtar olmadığı, imzanın davacıya ait olup olmadığını bilebilecek durumda olmadığı, İİK md. 72/4.ve 5.hükümleri gereğince tazminatın şartları olmadığından davacının tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. 1-Davanın KABULÜNE, davacının 15/12/2015 keşide tarihli ….numaralı muhatap bankası…. Bankası A.Ş ….Şubesi olan 37.785 TL bedelli çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine” karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; pasif husumet itirazları hakkında inceleme yapılmadığını, dava konusu edilen çekin arkasında müvekkili bankanın cirosunun olmadığını, müvekkili bankanın çekte cirosu olmaması nedeniyle, müvekkili bankaya karşı pasif husumet yöneltilemeyeceğini, yerel mahkeme kararının Türk Ticaret Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tamamen aykırı olduğunu, davacının ticari ilişkisi olmadığını iddia ettiği davaya konu çekin de lehtarı konumundaki…. veya ciranta ….u neden işbu davada davalı olarak göstermediğini davacının izahına muhtaç bir konu olduğunu, davacının söz konusu çekin sahte olduğuna ilişkin iddialarını hiç somut gerekçeye dayandırmadan veya bir savcılık soruşturmasına konu ettiğini ifade etmeden iddia ettiğini, davacının lehtarını bildiği çekler için savcılığa başvurmamasının bu yönde işlem tesis etmemesinin düşündürücü olduğunu, imza incelemesi yapılırken belgelerin fotokopisi üzerinden inceleme yapıldığını, HMK hükümlerine tamamen aykırı olduğunu, “Kambiyo Senetlerindeki Mücerretlik” ilkesi uyarınca, kambiyo senetlerinin her türlü temel ilişkiden bağımsız olduğunu, temel ilişkide bulunan sözleşme ya da hukuksal işlemin geçersiz dahi olsa kambiyo senedinin geçerli olduğunu, davacı ile lehtar arasındaki malların teslim edilmemesi gibi temel ilişkideki bozuklukların çekin de geçersiz olması sonucunu doğurmayacağını, davacı tarafın çekin lehtarına karşı dava açmadığını, müvekkili bankaya husumet yöneltme yoluna gittiğini, davacının çekin lehtarına karşı herhangi bir husumet ileri sürmediğini ileri sürerek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, davalı elinde bulunan çekteki imzanın davacı şirket temsilcisine ait olmaması nedenine dayalı olarak açılmış menfi tespit davasıdır.
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, tüm dosya kapsamından; karar gerekçe içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, imza incelemesine ilişkin Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi ‘nin düzenlediği raporun denetime açık ve karar vermeye elverişli olduğu, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 2.239,54 TL harçtan peşin alınan 560,00 TL harç mahsup edilerek bakiye 1.679,54 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. …


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”