Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/624 E. 2021/1304 K. 17.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/624
KARAR NO : 2021/1304

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSKENDERUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/10/2016
NUMARASI : 2015/272 Esas, 2016/477 Karar

DAVACILAR : 1-……
2-… – …
VEKİLİ : Av. … – ….. ….
DAVALILAR : 1-…
VEKİLLERİ : Av. … – ….
Av. … – ….
2-…..
VEKİLLERİ : Av. … -…..
Av. … – …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 17/09/2021
YAZIM TARİHİ : 17/09/2021

Taraflar arasında görülen davada İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 12/10/2016 tarih ve 2015/272 Esas, 2016/477 Karar sayılı kararının Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın duruşmalı yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

K A R A R

Davacılar vekili, davalı …’ın davacı şirketin eski ortağı olduğunu, 05.06.2008 tarihinde hisselerini davacı …’a 7.125 TL bedelle devrettiğini, davalı …’ın iki yıl süre ile davacı ile aynı iştigal konusunda faaliyette bulunmayacağına aynı tarihli taahhütname imzaladığını, buna rağmen eşi ve kayınpederi üzerinden aynı alanda faaliyet gösteren davalı şirketi kurduğunu, davalının eylemenin haksız rekabet teşkil ettiğini, ortaklıktan ayrılmadan önce bir kısım davacı şirket çalışanlarını …’ın yanına aldığını, …. ibaresini kullanarak haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, müşteriler nezdinde iltibas yarattığını, ayrıca davalı …’a verdiği taahhütname uyarınca haksız rekabette bulunmaması için 11.400 TL bedelli 23 adet bono verdiklerini, bunların 12 tanesinin ödendiğini, fakat davalının yukarıda açıklandığı gibi haksız rekabet yaratan eylemlerde bulunarak taahhüde uymadığını ileri sürerek, senetlerden dolayı borçlu olmadıklarının tespitini, 12 adet ödenen senet bedeli 136.800 TL’nin tahsilini, haksız rekabetin önlenmesini, durdurulmasını, davacılar için ayrı ayrı 10.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın ve haksız rekabet neticesinde davalıların elde etmesi muhtemel görünen menfaat karşılığı 10.000 TL’nin tahsilini talep ve dava etmiş, sonradan senet bedellerinin ödenmesi nedeniyle istirdat talebinde bulunmuştur.
Davalılar vekili, davalı …’ın hisseleri devrettiğinde davacı şirketin gerçek değerinin …. TL civarında olduğunu, … adet bono karşılığı hisseleri müvekkilinin devrettiğini, bonoların taahhütname karşılığı verilmediğini, davalının kendi adına şu ana kadar herhangi bir şirket kurmadığını, ortaklık tesis etmediğini, …. ve …. tarafından kurulan davalı şirketin herhangi bir faaliyetinin olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davaya konu senetlerin hisse devri mukabili verildiği, bunun aksini gösterir delil bulunmadığı, haksız rekabet koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekili, davalı …’ın taahhütnameye aykırı davranarak davalı şirketi kurduğunu, senetlerin hisse devir bedeli ve taahhütname gereğince verildiğini, haksız rekabet şartlarının oluştuğunu belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalılar vekili, müvekkilleri lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmediğini belirterek istinaf isteminde bulunmuş, sonradan davalı ……. yönünden istinaf isteminden feragat etmiştir.
Taraf vekillerinin istinaf başvuruları üzerine, Dairemizin 22/06/2017 tarihli, 2017/655 Esas ve 2017/683 Karar sayılı ilamıyla; “…Somut olayda, taraflar arasında 05.06.2008 tarihinde hisse devrinin gerçekleştiği, aynı tarihte davalı … tarafından taahhütname verildiği, taahhütname içeriğine göre davalının hafif ticari araçlar ve iş makineleri ile ilgili tamir bakım ve yedek parça satışlarını yapmasına engel bulunmadığı, bilirkişi tarafından davalı şirket kayıtları üzerinde yapılan incelemede taahhütname harici tutulan hususlarda faaliyette bulunulup bulunulmadığının incelenmesi için 2008, 2009 yıllarına ait fatura dökümlerinin incelenmesi gerektiğinin belirtildiği, davalı tarafın Vergi Usul Kanunu uyarınca 5 yıllık saklama süresi dolduğundan faturaları ibraz etmediği, tarafların kardeşi …’ın ifadesinde, kardeşlerinin anlaşamaması üzerine aracılık ettiğini, davalının 400.000 TL hisse devir bedeli istediğini, 275.000 TL üzerinden anlaşmaya vardıklarını, davalının şu anda hafif ticari araçlar alanında faaliyet gösterdiğini belirttiği görülmüştür.
Bu durumda, davacı şirketin taşınmazları, demirbaşları, makine ve aletleri ile birlikte hesaplanacak değerine göre, davalının hisselerini şirketin gerçek değeri üzerinden devrettiği, davaya konu bonoların hisse devri amacıyla verildiği, hisse devrinin gerçekleşmesi nedeniyle davacının istirdat talebinde bulunamayacağı, haksız rekabet istemine ilişkin olarak taahhütnamede hafif ticari araçlar ve iş makineleri ile ilgili tamir bakım ve yedek parça satışlarının hariç tutulduğu, davalının taahhütname dışında bırakılan kısımda faaliyette bulunduklarını savunduğu, bunun aksinin davacı tarafından ispatlanamadığı anlaşıldığından, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1. maddeye göre esastan reddine karar verilmiştir.
2- Davalılar vekilinin ….’ne yönelik istinaf isteminin, istinaf başvurusundan feragat edildiğinden, feragat nedeniyle istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
3- Davalılar vekilinin …’a yönelik istinaf istemine gelince, menfi tespit davasının reddine karar veren mahkemenin, borçluyu tazminata mahkum edebilmesi için, alacaklının borçluya karşı bir icra takibi yapmış olması ve borçlunun bu icra takibin durdurulması(İİK.m.72,II) veya icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi (İİK m.72,III c.2)için ihtiyati tedbir kararı almış ve (ve bu ihtiyati tedbir kararının uygulanmış-infaz edilmiş) olması şarttır(İİK m.72,IV c.2).
Somut olayda ise, menfi tespite konu senetler yönünden davalı alacaklı tarafından ….1. İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibi sonucu davacı tarafından ödeme yapılmış olup, yukarıda açıklandığı gibi yapılan icra takibinin durdurulması veya icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda verilmiş bir tedbir kararı bulunmadığından, davalılar vekilinin …’a yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1. maddesine göre esastan reddine…” şeklinde karar verilmiş, Dairemizce verilen karara karşı davacılar vekilince temyiz yoluna başvurulmuş, temyiz incelemesini yapan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 21/01/2019 tarih, 2017/3547 Esas, 2019/555 Karar sayılı ilamıyla; “…6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.2 maddesi “Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, Kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında duruşma yapılmadan karar verilir.” hükmünü haiz olup, anılan hüküm doğrultusunda Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinin gerekçesi değiştirilmek suretiyle başvurunun esastan reddine dair karar verilmesi yerinde olmamış Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir…” şeklinde kararın bozulmasına karar verilmiş, dosya Dairemizin 2019/620 esas numarasına kaydedilerek, yargılamaya devam olunmuş, Dairemizce bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, Dairemizin 30/04/2019 tarihli, 2019/620 Esas ve 2019/652 Karar sayılı ilamıyla; “…davacılar ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkemenin 12.10.2016 tarih ve 2015/272-2016/477 E.K. sayılı kararının kaldırılmasına, davalı … vekilinin istinaf dilekçesinin feragat nedeniyle reddine, davalılar vekilinin ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin kararın henüz kesinleşmemesi nedeniyle duruşma ara kararı ile reddine, HMK’nın 353/1/b-2. maddesine göre yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına…” şeklinde karar verilmiş, Dairemizce verilen karara karşı davacılar vekilince temyiz yoluna başvurulmuş, temyiz incelemesini yapan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 03/03/2020 tarih, 2019/2894 Esas, 2020/2303 Karar sayılı ilamıyla; “…Dava dilekçesinde, davacı haksız rekabet iddialarının temelini, davalı …’in verdiği rekabet yasağı taahhüdüne aykırı davranışı, davalı şirket ve ….’in davacının eski çalışanlarını yanına alarak faaliyet yürütmesi, ticari sırra vakıf olan ….in bu bilgileri davalı şirket için kullanması ve davalı şirketin ticaret unvanının davacı şirket unvan ve ortaklarının soyadlarıyla iltibas oluşturacak şekilde kullanılması maddi vakalarına dayandırmıştır. Davalılar vekili ise her bir davalı bazında ayrı ayrı savunmalarda bulunmuştur. Mahkemece davacının ileri sürdüğü maddi vakıaların tek tek değerlendirilerek hüküm kurması gerekmekte olup, temyize konu bölge adliye mahkemesi kararı bu açıklıktan yoksun olduğu gibi dava dilekçesinde belirtilen davalı tarafça işçilerinin alınması suretiyle haksız rekabette bulunulduğu iddiası ile ilk derece mahkemesince değerlendirilen davalı şirketin ticaret unvanının iltibası yönünden de olumlu olumsuz bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu nedenle eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması doğru olmamıştır.
6102 sayılı TTK’nın 64/2 ve 82/1-a ve d bendi hükmü gereği tacirler, ticari defterlerini, envanterleri, açılış bilançolarını, ara bilançolarını, finansal tablolarını, yıllık faaliyet raporlarını, topluluk finansal tablolarını ve yıllık faaliyet raporlarını ve bu belgelerin anlaşılabilirliğini kolaylaştıracak çalışma talimatları ile diğer organizasyon belgelerini ve 64 üncü maddenin birinci fıkrasına göre yapılan kayıtların dayandığı belgeleri, sınıflandırılmış bir şekilde 10 yıl boyunca saklamakla yükümlüdür. Dosyada, anılan maddede açıklanan defterlere dayanak olacak nitelikteki faturaların davalı taraftan talep edildiği, belgelerin 2008-2009 yıllarına ait olduğu, mahkemece talep tarihi itibariyle 10 yıllık kanuni saklama süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır.
Davalı şirket taahhütnamenin dışında kalan faaliyetleri gerçekleştirdiğini savunduğuna ve bu konudaki ispat külfetide davalıda olduğundan, bu hususta davalı şirketin ticari defter ve belgelerinin incelenmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla, davalılardan belgelerin talep edildiği 16.12.2015 tarihli celse itibariyle, kanuni saklama süresi dolmadığı gözetilerek, belgelerin bu defa meşruhatlı davetiye çıkartılarak talep edilmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken ispat külfetinin yanlış değerlendirilmesi suretiyle karar verilmesi doğru olmamış, kararın anılan nedenlerle bozulması gerekmiştir….” şeklinde kararın bozulmasına karar verilmiş, dosya Dairemizin 2020/624 esas numarasına kaydedilerek, yargılamaya devam olunmuş, Dairemizce bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Dava, limited şirket hisse devrinden kaynaklanan istirdat ve haksız rekabetin tespiti, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf incelemesi kamu düzenine aykırılık teşkil eden ve resen göz önünde tutulması gereken hususlar dışında, ileri sürülen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.
Somut olayda; taraflar arasında 05/06/2008 tarihinde hisse devrinin gerçekleştiği, aynı tarihte … tarafından taahhütname verildiği taahhütname içeriğine göre; davalının hafif ticari araçlar ve iş makineleri ile ilgili tamir, bakım ve yedek parça satışlarını yapmasına engel bulunmadığı, buna karşın taahhütname uyarınca diğer faaliyetlerin yasaklandığı anlaşılmaktadır. Son Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği üzere, taahhütname harici tutulan hususlarda faaliyette bulunup, bulunmadığının tespiti yönünde incelenmesi gerekli olan 2008, 2009 yıllarına ait fatura dökümleri ve ticari defterlerin TTK’nin 64/2. Maddesine göre, 10 yıllık saklama süresi içerisinde bulunduğu anlaşılmakla, davalı ve davacı taraflara taahhütnamede faaliyetlerin yasaklandığı eylemlerin tespitine yönelik olarak ticari defterlerini ibraz etmeleri istenmiş, bu kapsamında tüm faturalar ve ticari defterler bilirkişi heyetine gönderilmiş, bilirkişi heyeti, 25/12/2020 tarihli ve buna ek olarak vermiş olduğu raporlarda; davalı …’ın imzaladığı taahhütname gereği, 30/05/2008 tarihinden itibaren en az iki yıl müddetle davacı şirketin iştigal konularında (hafif ticari araçlar ve iş makineleri ilgili tamir, bakım ve yedek parça satış işleri hariç) olmak üzere hiçbirini tek başına ve herhangi bir ortakla veya herhangi bir ticari anlamda yapmayacağını taahhüt etmiş olsa da, mevcut ticari defterlere göre, taahhütnamede faaliyet yasağı olarak belirtmiş olduğu hususlara uymadığı ve ticari defter kayıtlarına göre bu alanda faaliyet göstermekle haksız rekabet yasağına aykırı hareket ettiği yönünde rapor tanzim edilmiş ve Dairemizce bu rapora itibar edilerek davalı …’ın ve ….’nin haksız rekabet yasağına aykırı hareket ettiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesisine gidilmiştir.
Kaldı ki Dairemizce alınan bilirkişi raporlarında; tarafların ticari defter incelemelerine göre, davalıların bu haksız rekabet nedeniyle 8.716,60 TL kâr elde ettiği dolayısıyla bu haksız rekabetten dolayı 8.716,60 TL menfaat elde etmiş olduğu anlaşıldığından davacı ….’nin davalının elde edebileceği menfaate yönelik olarak açmış olduğu davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. Buna mukabil incelenen bilirkişi raporlarında, incelenen ticari defterlere göre davacıların mevcut bu haksız rekabet eylemi sonrası kârlarında herhangi bir düşüş bulunmadığı ve dolayısıyla bu haksız rekabet nedeniyle müspet bir zararlarının olmadığı bilirkişi heyetinin raporlarıyla sabit olduğundan davacının bu yöndeki talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesisine gidilmiştir.
Davalılar vekili müvekkilleri lehine kötüniyet tazminatına hükmedildiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuş ise de; sonradan davalı … … Yönünden istinaf talebinden feragat etmiş olduğu anlaşıldığından bu davanın bu istinaf başvurusunun feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar davalı …’ın verdiği taahhütname uyarınca haksız rekabette bulunmaması için 11.400,00 TL bedelli, 23 adet bono verdiklerini, bunların 12 tanesinin ödendiğini, fakat davalının yukarıda açıklandığı gibi haksız rekabet yaratan eylemlerde bulunarak taahhüde uymadığını ileri sürerek senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespitini, 12 adet ödenen senet bedeli … TL’nin tahsilini, haksız rekabetin önlenmesini, durdurulmasını talep ederek senet bedellerinin ödenmesi nedeniyle istirdat talebinde bulunmuş ise de; davalılar vekili davalı …’ın hisseleri devrettiğinde davacı şirketin gerçek değerinin …. TL civarında olduğu, …adet bono karşığı hisselerin müvekkilinin devrettiğini, bonoların taahhütname karşılığı verilmediğini, davalının kendi adına şuana kadar herhangi bir şirket kurmadığı, ortaklık tesis etmediğini, … ve … tarafından kurulan davalı şirketin herhangi bir faaliyetinin olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davaya konu senetlerin hisse devri mukabilinde verildiği, bunun aksini gösterir delil bulunmadığı gösterilerek bu yönde açılan davanın reddine karar vermiştir. Dosyanın incelenmesinde; mevcut senetlerin hisse devri mukabilinde verildiğine ilişkin herhangi bir delile rastlanmadığından Dairemizce de, davacıların bu yöne ilişkin istinaf taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesisine gidilmiştir.
Her ne kadar davacı … ortağı bulunduğu şirket olan davacı ….’nin haksız rekabetin önlenmesi ve haksız rekabet nedeniyle uğranılan maddi, manevi tazminat talebinde bulunmuş ise de; mevcut olayımızda haksız rekabetten etkilenen ve haklarına halel gelen kişi davacı …’dir. Kaldı ki, bu kişide davacı sıfatıyla mevcut dosyamızda davacı konumundadır. Dolayısıyla bu firmanın ortağı konumunda bulunan …’ın bu yönde bir talepte bulunmasında herhangi bir aktif husumet ehliyeti bulunmamaktadır. Bu nedenle Dairemizin davacı …’ın bu yönde açmış olduğu davasının aktif husumet yokluğu nedeniyle karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesisine gidilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davalı … ‘nin istinaf başvuru dilekçesinin feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davacılar vekilinin ve davalı …’ın istinaf başvurusunun KABULÜNE,
3-İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/272 esas, 2016/477 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına,
4-Davacıların … adet bono nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespiti talebi ile, ödendiğini iddia ettiği 12 adet toplam ….TL meblağlı senetler bedelinin tahsiline ilişkin talebinin ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
5-Davalı … vekilinin kötüniyet tazminat talebinin REDDİNE,
6-Davacı …’ın davalılar aleyhine açmış olduğu haksız rekabetin önlenmesi ve durdurulması, maddi tazminat, manevi tazminat ve davalıların elde etmesi mümkün olan kazancın tahsiline ilişkin taleplerinin aktif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
7-Davacı …’nin haksız rekabetin önlenmesi ve durdurulmasına yönelik talebinin KABULÜ ile, davalıların aynı iştigal sahasında faaliyet göstererek gerçekleştirdiği haksız rekabetin ÖNLENMESİNE VE DURDURULMASINA,
8-Davacı ….’nin maddi tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE, TTK’nın 56. Maddesi e fıkrasının 2. bendi uyarınca maddi tazminat olarak takdiren davalıların elde edebileceği menfaat olan 8.716,60 TL’nin davalılardan alınarak davacı …’ye verilmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat ve davalıların elde edebileceği menfaat karşılığının ödenmesi taleplerinin REDDİNE,
9-Davacı …’nin manevi tazminat talebinin KABULÜ ile, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan alınarak davacı …’ye verilmesine,
10-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gerekli harcın 1.278,53-TL olduğu dikkate alınarak davacılar tarafından yatırılan peşin ve tamamlama harcı olarak yatırılan toplam 4.214,70-TL harçtan mahsubu ile fazla ödemiş olduğu 2.936,17-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı ….’ye İADESİNE,
11-Davacı taraftan tahsil edilen 1.278,53 TL harcın davalılardan alınarak davacı ….’ye verilmesine,
12-Yargılama sırasında davacı tarafça yapılan 4.106,10-TL yargılama giderlerinin kabul red oranı dikkate alınarak 460,70-TL tutarındaki masrafın davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
13-Yargılama sırasında davalı tarafça yapılan 3.766,10-TL yargılama giderlerinin kabul red oranı dikkate alınarak 3.343,54-TL tutarındaki masrafın davacılardan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, bakiye kısmın davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
14-Davacılar vekilince yatırılan istinaf yolu karar harcının istek halinde anılan tarafa İADESİNE,
15-Davalı … vekilince yatırılan istinaf yolu karar harcının istek halinde anılan tarafa İADESİNE,
16-Davacılar davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden (istinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından) hüküm tarihi itibariyle yürürlükte olan AAÜT gereği 4.080,00-TL avukatlık ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
17-Davalı … davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden (istinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından) hüküm tarihi itibariyle yürürlükte olan AAÜT gereği 4.080,00-TL avukatlık ücretinin davacılardan alınarak davalı …’a verilmesine,
18-Davalılar davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden menfi tespit talebi yönünden hüküm tarihi itibariyle yürürlükte olan AAÜT gereği 16.946,00-TL avukatlık ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
19-Davalılar davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihi itibariyle yürürlükte olan AAÜT gereği 4.080,00-TL avukatlık ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara verilmesine,
20-Davacı ….davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihi itibariyle yürürlükte olan AAÜT gereği haksız rekabetin önlenmesi ve durdurulması yönünden 4.080,00 TL, maddi tazminat talebi yönünden 4.080,00 TL, manevi tazminat talebi yönünden 4.080,00 TL avukatlık ücretinin davalılardan alınarak davacı …’ye verilmesine,
21-Davalılar davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihi itibariyle yürürlükte olan AAÜT gereği 4.080,00-TL avukatlık ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara verilmesine,
22-Davacı … davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen maddi tazminat yönünden hüküm tarihi itibariyle yürürlükte olan AAÜT gereği 1.283,40-TL avukatlık ücretinin davacı ….. Şti.’den alınarak davalılara verilmesine,
23-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara re’sen İADESİNE,
24-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğine,
Dair, HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi veya buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere davacılar vekili Av. …’ın yüzlerine karşı oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/09/2021


Başkan


Üye


Üye


Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”