Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/569 E. 2021/1986 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/569
KARAR NO : 2021/1986

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/01/2020
NUMARASI : 2018/528 Esas, 2020/127 Karar
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 22/12/2021
YAZIM TARİHİ : 22/12/2021

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 31/01/2020 tarih ve 2018/528 Esas, 2020/127 Karar sayılı kararın istinaf incelemesinin davalı vekili tarafından istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili; müvekkili şirket ile davalı arasında ticari alışverişler gerçekleştiğini, son olarak davalıya …. tarihli ve …. nolu faturadaki ürünlerin satıldığını, ürünlerin davalı tarafından teslim alındığını, yasal süresinde ürün ve faturalara hiçbir itirazın ileri sürülmediğini, aradan bir yıl geçtikten sonra davalı tarafından müvekkili aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile müvekkili tarafından düzenlenen fatura dayanak gösterilerek haksız olarak ilamsız takip başlatıldığını, müvekkilinin davalıya hiçbir borcu olmadığını, dayanak faturada müvekkilinin satıcı olduğunun açıkça belli olduğunu, takip başlatılan icra dairesinin yetkisiz olduğunu, ihtirazi kayıt ileri sürülmeden teslim alınan ve aradan bir yıllık sürenin geçmesinden sonra başlatılan takip nedeniyle hiçbir borcun bulunmadığını ileri sürerek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının %20’den aşağı olmamak üzere tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili; Takip dayanağı fatura bedelinin davacıya peşin ödendiğini, ancak gümrük kontrollerindefaturada belirtilen malların ayıplı olduğunun ortaya çıktığını, taraflar arasında yapılan görüşmeler neticesinde malların gümrükte imha edilmesi ve ödenen paranın iade edilmesi mutabakatına vardıklarını, muvafakat ile gümrükte malların imha edildiğini, ekte sundukları fotoğraflardan da anlaşılacağı üzere şirket çalışanı …. ile irtibata geçilip fotoğrafların gönderildiğini, zararın karşılanacağı mesajının atıldığını, paranın transfer edileceğinin mesajının atıldığını, ancak bugüne kadar hiçbir ödemenin olmadığını, bu yüzden takip başlattıklarını, müvekkiline teslim edilmiş bir ürün bulunmadığını, davacının takibe itiraz etmediğini, yetki itirazının yersiz olduğunu savunarak davanın reddine, davacının %20 oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece; Davalı tarafından süresinde ayıp ihbarı yapıldığının ispatlanamadığı, bu nedenle davacının davalıya borçlu olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Davalı Vekili; davacı şirket ile müvekkil arasında yapılan ve davacının da kabul ettiği ticari alışveriş neticesinde, davacıdan birçok ürün alındığını ve bedelinin peşin ödendiğini, davacıdan satın alınan ürünlerin, gümrük kontrolünde ayıplı olduğunun ortaya çıktığını, bu ayıbın derhal müvekkilce davacı şirket yetkilisine whatsapp üzerinden bildirildiğini, davacı şirket yetkilisi …’ın ise ilgileneceğini müvekkile bildirdiğini, buna ilişkin whatsapp kayıtlarının dosyada mevcut olduğunu, davacı şirketin müvekkiline gönderdiği malların dosyaya delil olarak sunulan fotoğraflardan da görüleceği üzere küflendiğini ve kullanılamaz hale geldiğini, bunun üzere müvekkil, davacı şirket ortağı …. iel whatsapp ile irtibata geçtiğini, alınan malların bozuk çıktığını belirttiğini ve fotoğraflarını gönderdiğini, bunun üzerine şirket ortağı …’ın müvekkiline zararın karşılanacağını söylediğini, yine karşılıklı whatsapp yazışmaları ile ürünlerin imhasının kararlaştırıldığını, bunun üzerine ürünlerin gümrük tarafından imha edildiğini, buna ilişkin gümrük evraklarının aslı ve Türkçe Tercümesi’nin dosyada bulunduğunu, yani davacı şirketin ürünlerin imhası üzerine ödeme yapacaklarını belirttiğini, ancak bugüne kadar müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını, davacı vekilinin 31.01.2020 tarihli celsede “whatsapp yazışmalarını yapan …’dır. şirket ortağıdır” diyerek yazışmaları ikrar ettiğini, daha sonra davacı şirkete … Noterliğinin …. yevmiye nolu, …. tarihli ihtarnamesi ile ürünlerin ayıplı olduğu, gümrükte imha edildiği ve buna rağmen ödeme yapılmadığı yönünde ihtarname gönderildiğini ve ödenen bedelin iadesinin istendiğini, davacı şirketin iş bu ihtarnameye cevap dahi vermediğini, mahkeme gerekçesinin kendi içinde çelişkili olduğunu, ayıp ihbarının şekle bağlı olmadığını, müvekkilinin ayıp ihbarını Whatsapp yolu ile yaptığını ve ayıp ihbarının yapıldığının davacı tarafça kabul edildiğini, buna rağmen davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Dava, menfi tespit talebine ilişkindir.

İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

Davacı taraf, icra takibinin dayanağı olan faturaya konu malların davalıya teslim edildiğini, ancak davalının müvekkili tarafından düzenlenen faturaya dayalı olarak müvekkili aleyhine haksız takip yaptığını ileri sürerek menfi tespit talebinde bulunmakta, davalı taraf ise faturaya konu malların ayıplı çıktığını ve gümrükte imha edildiğini, bu nedenle davacıdan alacaklı olduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmektedir.

Yargıtay’ın yerleşik kararlarında belirtildiği üzere ayıp ihbarı şekle bağlı değildir. Dava konusu somut olayda davalı tarafça takip dayanağı faturada belirtilen malların ayıplı olduğu yönünde davacı şirket ortağına whatsapp yoluyla bildirim yapıldığı anlaşılmakta olup bu husus davacı tarafın kabulündedir. Yine dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre faturaya konu malların taraflar arasındaki yazışmalar sonucunda …’nın …. şehri gümrüğünde imha edildiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafça ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı yönünde herhangi bir iddia ileri sürülmemiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2014/13-1125 Esas, 2016/587 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere 6100 sayılı HMK’nın 25/1.maddesine göre, “Kanunda öngörülen istisnalar dışında, hâkim, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz.” Ayıp ihbarı niteliği itibariyle satın alınan maldaki ayıbın varlığını satıcıya bildirmeye yönelik bir tasavvur açıklaması olduğundan, bildirim yükümlülüğüne uyulmadığını satıcı ileri sürmelidir. Satıcı tarafından, alıcının yasal süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığına yönelik bir savunma ileri sürülmedikçe bu husus, mahkemece re’sen dikkate alınıp değerlendirilemez. Mahkemece davacı tarafından satılan malların ayıplı olduğu ve bu nedenle imha edildiği, davacı tarafça süresinde ayıp ihbarı yapılmadığı yönünde bir iddia ileri sürülmediği hususları dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurularak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
A)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2- Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 31/01/2020 tarih ve 2018/528 Esas, 2020/127 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davalı vekilince yatırılan istinaf yolu karar harcının istek halinde anılan tarafa İADESİNE,
4-Davalı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf başvuru harcı, 100,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 248,60 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
6-HMK’nın 359/3 maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,

B)6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-2. maddesi uyarınca yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Peşin alınan 1.387,98 TL harçtan alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 1.328,68 TL harcın talebi halinde davacıya İADESİNE,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 11.365,75 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Varsa kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde davacıya İADESİNE,
Dair, HMK. 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/12/2021


Başkan

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Katip

(e-imzalıdır)

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”