Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/504 E. 2021/1919 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/504
KARAR NO : 2021/1919
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/11/2019
NUMARASI : 2018/992 E., 2019/1304 K.

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVANIN KONUSU : Alacak
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 15/12/2021
YAZIM TARİHİ : 15/12/2021

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 22/11/2019 tarih ve 2018/992 Esas, 2019/1304 Karar sayılı kararının istinaf incelemesinin davacı vekili tarafından istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
– K A R A R –

Davacı vekili: “Davalı ile müvekkili arasında taş toplama makinesi alım satımı konusunda anlaşıldığını, sözleşmeden sonra makinenin teslim edildiğini, ancak bir kez denedikten sonra makinenin arızalandığını, bunu davalıya bildirdiklerini, davalının sorunu çözeceğini bildirdiğini, ancak sorunun çözülmediğini, davalı tarafa gönderilen ihtarla paranın iadesinin istendiğini, bunun da sonuçsuz kaldığını ileri sürerek malın iadesine, ödenen 33.000,00 TL’nin ve yirmi bir ay boyunca makinenin çalışmamasından dolayı uğranılan zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili; yetkili mahkemenin Akşehir mahkemeleri olduğunu, davacının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını, davanın mal tesliminden iki yıl sonra açıldığını, iddia edildiği gibi bir arıza varsa bunun davacının hatasından kaynaklandığını savunarak davanın yetki yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece; davalı taraf her ne kadar HMK 10. Madde gereği sözleşmeden doğan dava olması hasebiyle ödeme yerini belirleyen TBK 89 . Madde de para alacakları için ödeme yerinin alacaklının yerleşim yeri olduğundan bahisle davacının yerleşim yerinde davanın açılması gerektiğini savunmuş ise de savunmanın olaya uygun olmadığı, uyuşmazlığın paranın ödenmesi talebine ilişkin olmayıp ayıplı mala ilişkin olduğu, bu halde ortada parça borcunun ayıbı söz konusu olduğu, sözleşmenin yapıldığı anda da parça borcunun konusu eşya davalının yerleşim yerinde olduğu konusunda uyuşmazlık olmadığı, buna göre davalının yetki itirazının kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın yetki yönünden reddine karar verilmiştir.

Davacı vekili; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yerel Mahkemenin davayı yetki yönünde reddederek, Görevli ve Yetkili Mahkemenin “Akşehir Asliye Ticaret Mahkemesi” olduğuna karar verdiğini, 4077 Sayılı Kanunun 23/3 fıkrasında tüketici davalarının tüketicinin ikametgahı Mahkemesinde de açılabileceği yönünde hüküm bulunduğunu, yerel mahkemenin olayı Genel Yetki Kuralı çerçevesinde değerlendirdiğini, oysa ki HMK 10.maddesinde “Sözleşmeden doğan davalar sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir” hükmü nün mevcut olduğunu, kaldı ki dosyadaki İrsaliye ve faturalar incelenirse, alım ve satımın/İcap/kabulünü Gaziantep’te olduğunun net olarak görüleceğini, ayrıca TBK 89/1 maddeninde kendilerini doğrular şekilde olduğunu, yerel mahkemenin bu konu hakkında yetkisizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Dava, ayıplı mal satışı nedeniyle bedel iadesi ve tazminat talebine ilişkindir.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava konusu somut olayda davacı ve davalı tacir olup taraflar arasındaki satış ticari satış niteliğindedir. Bu nedenle dava konusu somut olayda Tüketici’nin Korunması Hakkında Kanun’un mahkemenin yetkisine ilişkin hükümlerinin uygulanması mümkün değildir. Ayrıca davacı tarafça Türk Borçlar Kanunu’nun 89.maddesi uyarınca Gazizantep Mahkemeleri’nin yetkili olduğu istinaf sebebi olarak ileri sürülmüş ise de; davacı ile davalı tacir olup, taraflar arasındaki uyuşmazlıkta ticari satıma ilişkin ayıp hükümleri uygulanacaktır. Uyuşmazlıkta BK’nın 89. maddesinin uygulanma şartları mevcut olmadığından ve HMK’nın 6. maddesi uyarınca yetkili mahkeme davalının ikametgahı olan Akşehir Mahkemeleri olduğundan davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-İstinaf isteminde bulunan davacı tarafından yatırılması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3- Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-HMK’nın 359/3 maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, HMK’nin 353 ve 362/1-c bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15/12/2021


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”