Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/319 E. 2021/1792 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/319
KARAR NO : 2021/1792

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/11/2019
NUMARASI : 2018/463 Esas, 2019/1472 Karar
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … -….
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – ….
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 24/11/2021
YAZIM TARİHİ : 24/11/2021

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 14/11/2019 tarih ve 2018/463 Esas, 2019/1472 Karar sayılı kararın istinaf incelemesinin davacı vekili tarafından istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı Vekili; Müvekkili banka ile dava dışı … Pazarlama İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, davalının da müteselsil kefil olduğunu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine ihtarname çekildiğini, ihtarnamaye rağmen borcun ödenmediğini, Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1432 D.İş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı alındığını ve … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durmasına karar verildiğini, davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili; Davacı bankanın alacaklı olma sıfatı olmadığını, müvekkilinin davacıya borcu olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece; Davacı banka ile dava dışı … İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi arasında … tarihli, …TL bedelli, … tarihli, …TL bedelli ve … tarihli, … TL bedelli Genel Kredi Sözleşmeleri imzalandığı, davalının sözleşmelerde müteselsil kefaletinin bulunduğu, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca kullandırılan kredilerin öngörülen süre içerisinde ödenmemesi sebebiyle sözleşmeye uygun olarak … Noterliğinin …. tarih … yevmiye numaralı işlemi ile hesap kat ihtarının gönderildiği ve hesabın … tarihinde kat edildiğinin bildirildiği, ödeme için 1 gün süre verildiği, kat ihtarının davalıya 05/05/2016 tarihinde tebliğ edildiği ve 06/05/2016 tarihi itibariyle temerrüde düştüğünün kabul edildiği, davacının alacak iddiası konusunda bankacı bilirkişilerden “hesabın kat edilmesi ile kredi müşterisi açısından kredinin muaccel hale geleceği, kat ihtarının tebliği ile temerrüdün oluşacağı, hesap kat tarihinden temerrüt tarihine kadar sözleşmede başka bir oran belirlenmedi ise akdi faizin, temerrüt tarihinden sonra ise temerrüt faizi uygulanacağı ve temerrüdün davalı bakımından değerlendirip hesaplama yapılması gerektiği” kaidelerini gözeten rapor alındığı, bilirkişi tarafından ibraz edilen raporun belirtilen esaslar dairesinde değerlendirme yapmış olması nedeniyle mahkemece bir kısım ayrı değerlendirmeler yapılmakla beraber uygun görüldüğü, …. TL asıl alacak (…) olduğunun kabul edildiği, bu asıl alacağın … TL’lik kısmına takip tarihinde itibaren işleyecek %100,00 TL temerrüt faizi ve buna işleyecek % 5 BSMV uygulanması gerektiği değerlendirildiği, ancak kredi mevduat hesabından kaynaklı 9.303.36 TL (9.270,59+32,77) asıl alacak bakımından ise raporun sonuç kısmında ayrı olarak belirtilmese de temerrüt faizinin 30,24 olduğu, bu kredi bakımından bu temerrüt faizinin uygulanması gerektiğinin kabul edildiği, taraflar arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesinin 23. Maddesi ”Bankanın herhangi bir gerekçe göstermeye mecbur olmaksızın, nakit ve/veya gayri nakit kredi alacaklarının (meri mektup, vadeli akreditif, aval, çek kanunlarındaki çek sorumluluk tutarı gibi) bedellerini nakdi teminat olarak bankaya depo etmesi müşteriden ve müşterek borçlu ile müteselsil kefillerden talep edilebilir.” şeklinde olduğu, çek sorumluluk bedelleri bakımından kullanılmamış çek adedinin talepte olduğu gibi 28 tane olduğu, iddia edilen diğer çekler bakımından tahsiline veya ibrazına ilişkin herhangi bir belge ibraz edilmediği, bilirkişice yapılan incelemede de tespit edilemediği gözetildiğinde belirtilen çeklerin sorumluluk bedelleri esas alınarak (….) … TL çek sorumluluk bedelinin nakden depo edilmesi bakımından itirazın iptaline karar verilmesi gerektiği, davacının icra inkar tazminatı talebinde bulunduğu, geçerli bir icra takibinin bulunduğu, ödeme emrine süresi içinde yapılmış geçerli bir itirazın bulunduğu, süresinde açılmış bir dava bulunduğu ayrıca alacağın likit olması nedeni ile davacı lehine nakdi alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği, ayrıca vekalet ücreti hesabında nakdi krediler ve gayrinakdi krediler ayrı ayrı esas alınması gerektiği, gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Davacı Vekili; Dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda asıl alacağın tespiti ve hesabında hataya düşüldüğünü, itirazları doğrultusunda dosya yeniden bilirkişiye tevdii edilmiş ise de, düzenlenmiş olan … tarihli ek bilirkişi raporunda itirazları değerlendirilmeyerek bir önceki rapor gibi rapor düzenlendiğini, Ek rapora da itiraz edilerek yeniden rapor aldırılması talep edilmiş ise de Yerel Mahkemece taleplerinin reddedildiğini, hesap kat ihtarı ve ekinde tebliğ edilen hesap özetine yasal süresinde itiraz edilmemiş olduğundan, hesap özetinde yer alan alacak tutarı İİK’nun 68/b gereğince kesinleştiğini, yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, bu nedenle, yerel mahkeme dosyasından düzenlenen bilirkişi raporunda bankanın hesap kat tarihi itibariyle oluşturduğu hesap özetlerinde yer alan alacak tutarını aynen kabul ederek hesaplama yapması gerekirken, kanunen kesinleşen hesap özeti tarihi itibariyle sadece kredi anaparasının esas alınmasının kanuna ve genel kredi sözleşmesinin delil anlaşması niteliğindeki hükmüne aykırı olduğunu, hesap kat tarihi itibariyle asıl alacağın tespitine ilişkin itirazlarının da söz konusu olduğunu, , hesap kat tarihi itibariyle kesinleşen hesap özetlerindeki alacak tutarının aynen kabul edilmesi gerekirken, Yerel Mahkeme dosyasından düzenlenen bilirkişi raporunda hesap kat ihtarnamesine konu tüm kredilerin hesap özetlerinde belirtilen kredi anaparası esas alınarak takip tarihine kadar temerrüt faiz ve bsmv hesaplaması yapılmış olması hesaplamanın eksik ve hatalı olmasına sebep olduğunu, taraflar arasında düzenlenen Genel Kredi Sözleşmesi hükümleri uyarınca, Bankanın vadesi/taksit tarihi belirli olup da vadesinde ödenmeyen taksit tutarları ve ferilerine gecikme/temerrüt faizi işletme hakkı bulunduğunu, bu nedenle, kredi anaparalarına yalnızca temerrüt faiz ve temerrüt faizin BSMV’si hesaplanarak tespit edilmiş olan asıl alacak tutarının eksik ve hatalı olduğunu, bu hususun da, temerrüt tarihi ve takip tarihi itibariyle yapılan hesaplamanın eksik ve hatalı olmasına sebebiyet verdiğini, kesinleşen hesap özetlerinde yer alan alacak tutarlarının tamamının asıl alacak olarak kabulü ve akabinde hesap kat tarihinden temerrüt ve takip tarihlerine göre hesaplama yapılması gerekirken, kredi ana paralarına yalnızca temerrüt faiz ve temerrüt faizin BSMV’si eklenmek suretiyle yapılan asıl alacak tespitinin kabulünün mümkün olmadığını, hesap kat ihtarnamesi ekinde yer alan hesap özetlerinde belirtilen tüm kalemler toplamının müvekkil bankanın takipteki asıl alacağı olarak kabul edilmemesi Genel Kredi Sözleşmesini tamamen yargılama dışında bırakmak anlamına geleceğinden, denetime elverişsiz olan işbu rapor baz alınarak kurulan hüküm de hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkeme dosyasından düzenlenen bilirkişi raporunda takibe konu gayrinakit alacağı teşkil eden … adet çek yaprağının kanundan kaynaklanan sorumluluk bedeline ilişkin hiç bir açıklama yapılmadığını, sadece şubede yapılan inceleme de takip tarihinden sonra ödenen çeklerin olduğu, boş çek adetinin … olduğunun tespit edildiği beyan edilerek … adet çek yaprağı için … TL tutardan … TL depo bedeli talep edilebileceği ve bankanın ödemek zorunda olduğu çek bedelleri nakdi kredi borcuna dönüşeceğinin tespit edildiğinin belirtildiği, takip tarihi … tarihi itibariyle, kredi borçlusuna verilmiş … adet çek yaprağının kanundan kaynaklanan Banka sorumluluk tutarları toplamı (90 x 1.290,00 = 116.100,00 TL) gayri nakit alacakları bulunduğunun banka kayıtları ile sabit olduğunu, çek yaprağı kanuni sorumluluk tutarının T.C. Merkez Bankasının her sene resmi gazete yayımlanan tebliğleri ile 2016 yılı için 1.290,00 TL, 2017 yılı için 1.410,00 TL, 2018 yılı için ise 1.600,00 TL olarak belirlendiğini, bilirkişinin takip tarihi itibari ile talep edilebilir gayrinakit alacağı belirlemesi gerektiğini, çeklere ilişkin depo bedeli talebi ve bankanın ödemek zorunda olduğu çek bedelleri nakdi krediye dönüşeceğinden tespitlerin eksik olduğunu, dava dosyasında mübrez 47 adet dekonttan da anlaşılacağı üzere çeklerin sorumluluk bedelleri tazmin edilmiş olup, müvekkili banka tarafından ödenen tazminat bedelleri toplamı olan … TL.nin tazmin tarihinden itibaren temerrüt faizi işletilmek suretiyle nakit alacağa eklenerek hesaplama yapılması gerektiğini, … adet çek yaprağının … adetinin tazmin edilmiş olması ve iade veya iptal olan çekin de bulunmaması göz önünde bulundurularak … adet çek için ise takip tarihinde ödenmeyen/iade edilmeyen çek yaprakları için davalıdan talep edilebileceğinin raporda düzenlenmesi gerektiğini, Yerel Mahkemece takip tarihi itibariyle müvekkili bankanın talep edebileceği nakit ve gayrinakit alacak tutarlarına ilişkin yapılan hatalı hesaplamalar esas alınarak tesis edilen hükmün usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması ve davanın tamamen kabulüne karar verilmesi talebiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Dava genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.

İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun olduğu, yerleşik Yargıtay içtihatları gereğince rotatif krediler yönünden hesabın kat edildiği tarihten temerrüt tarihine kadar geçen dönemde akti faiz talep edilebilecek olup temerrüt faizi talep edilemeyeceği, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda da bu doğrultuda hesap yapıldığı, yine dosyada mevcut çek dökümüne göre dava tarihi itibariyle kredi borçlusu şirkete verilen yirmidokuz adet boş çek yaprağı olduğu, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda gayrinakti alacağın boş çek yaprakları esas alınarak değerlendirilerek hesaplandığı, tüm bu nedenlerle mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, davanın kısmen kabulüne ilişkin kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-İstinaf isteminde bulunan davacı tarafından yatırılması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
HMK. 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere 24/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
24/11/2021


Başkan

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Katip

(e-imzalıdır)

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”