Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/306 E. 2021/1871 K. 03.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/09/2018
NUMARASI : 2017/542 Esas, 2018/1245 Karar

DAVACILAR :

VEKİLİ :
DAVALILAR :

VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU :
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 03/12/2021
YAZIM TARİHİ : 03/12/2021

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 26/09/2018 tarih ve 2017/542 Esas, 2018/1245 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi davacılar vekilince istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacılar vekili, müvekkilleri davacıların babası …’nün davalılar …, … ve diğer dava dışı …Gıda Dağıtım San. Tic. A.Ş.’nin kurucu ve büyük ortağı olduğunu, müvekkillerinin miras bırakanı …’nün 2007 yılında alzheimer tedavisi görmeye başladığını, bu süreçten sonra …’nün telkine ve yönlendirmeye müsait hale geldiğinden kurucusu ve yöneticisi olduğu şirketlerdeki diğer hissedarlar tarafından yönlendirilerek şirket pay ve alacakları da dahil mal varlığında karşılıksız eksilmeye yol açacak şekilde iş ve işlemler yaptırıldığını, müvekkillerinin Gaziantep 2. Sulh Hukuk Mahkemesine başvurarak 2010/802 esas sayılı dosyadan babaları …’ye vasi atandığını ve şahsi mal varlığı ve ortağı olduğu 3 adet A.Ş. şirketinin mal varlığına vesayet tedbiri uygulandığını, mahkemece vasi olarak …. ve şirketlerin ortağı ve yöneticisi olan …’yü vasi olarak tayin ettiğini, müvekkillerinin işbu karar ile mirasçı sıfatıyla fiilen şirketlere ortak olduklarını, müvekkillerinin babası …’nün 12.01.2015 tarihinde vefat ettiğini, müvekkillerinin davalı … ve bağlı şirketler olan … ve … Gıda Dağıtım San. ve Tic. A.Ş.’ye intikalden babalarının yaklaşık % 10 hissesi üzerinden 5/3 hissedar olduklarını, davalı şirket …. A.Ş. Yöneticileri müvekkillerinin babaları …’ye vasi atandıktan sonraki tarihte … kontrollerinde olduğundan kısıtlı olmasına rağmen kısıtlı ve ve vasisi olan bir kişiye vesayet makamından dahi izin almayan imza karşılığı ve ikişer gün aralıklarla ödeme yapıldı gösterip ve çeşitli işlemler ile davalı şirkete borçlandırarak ölümünden hemen sonra Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde mirasçıları müvekkillere karşı 1.293.067,97 TL’lik alacak davası açtıklarını, açılan davanın reddedildiğini, davalı şirketlerin müvekkillerinin hisselerini satın almaya kar paylarını dağıtmaya yanaşmadıklarından Gaziantep 1.Asliye Ticaret Mahkemesinde 2017/116 esas sayılı dosyasında 26.01.2017 tarihinde geel kuruldan öcne uygun görülecek yöntemle şirket ortaklıklarının hisse ve kar paylarının ödenerek sonlandırılmasını genel kurulun verilecek karara kadar ertelenmesini dava ve talep ettiklerinden bahisle, fazlaya ilişkin hakları ve bağlı dava dışı şirket hakkındaki hakları saklı kalmak kaydıyla davalı şirketlere ait 30.01.2017 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Kararlarının müvekilleri aleyline olan bölümlerinin iptaline, gerekli görülür ise genel kurulların tümünün iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :
Davalı vekili, davacıların açmış olduğu davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, mahkemenin vasi atama sebebinin …’de başlayan rahatsızlık olduğunu, mal varlığındaki eksilmeden ve bundan dolayı kandırılarak malvarlığının üzerinden alınmasından dolayı bir vasi tayini söz konusu olmadığını, dava dilekçesinde muvazaalı olarak yapıldığı iddia edilen yapılan devirlerle ilgili olarak açılan davaların halen derdest olup devam ettiğini, müvekkili şirketlerin bütüm işlemlerinin usulüne ve mevzuata uygun olup, davacı şirket ortaklarına bilgi vermeme, taleplerini karşılama ve kendilerine zarar verecek şekilde hareket etme söz konusu olmadığını, müvekkili şirketin daha sonra 30.01.2017 tarihinde genel kurul yaptığını, şirket sermayesinin 1.700.00 TL’den 10.000.000 TL’ye yükseltilmesinin kararlaştırıldığını, genel kurul tarihinin ileri bir tarihe ertelenme sebebinin ticaret sicilinde ilandan sonra beklenmesi gereken sürenin dolmamış olması olduğunu, genel kurulun ertelendiğinden tüm şirket ortaklarının bilgisinin olduğunu, davacılardan …’nün eşi ve davacıların avukatının genel kurula iştirak etmek istediklerini, ancak hükümet komiseri tarafından şirket hissedarının eşi olmanın genel kurula katılma hakkını vermediği, ayrıca davacıların avukatı olmanın da genel kurula katılmı hakkını vermeyeceğini, bunun için özel yetki gerektiği gerekçesiyle genel kurula katılma taleplerinin reddedildiğini, yapılan genel kurulun yasanın aradğı tüm unsurları taşıdığını, davacı tarafın tüm iddialarının ispata muhtaç olduğunu, davacıların müvekkili şirketlerle ilgili her zaman bilgi sahibi olduklarından bahisle, davacının açmış olduğu haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, dosyada toplanan belgelerden davaya konu genel kurul toplantısına ilişkin gündem ve toplantı gününün TTK’nın 414. maddesine uygun olarak ilan ve tebliğ edildiği, kaldı ki, davacı tarafın genel kuruldan önce şirkete ihtarname çektiği gözönünde bulundurulduğunda gündemden ve genel kurul tarihinden haberdar olduğu, bu bağlamda davacı tarafın dayandığı çağrının ve gündemin usulsüz tebliğine ilişkin iddiasının yerinde olmadığı, genel kurula haksız olarak alınmama iddiasına yönelik ise, davacı ortakların usulüne uygun çağrıya rağmen genel kurul toplantısına katılmadıkları, katılma teşebbüsünde bulunan avukat ve davacı eşinin yukarıda bahsedilen yönetmelik hükmüne göre genel kurula katılma şartını sağlayan vekaletname ibraz etmedikleri, bu nedenle bu kişilerin genel kurulda temsil yetkisi olmadığından genel kurula katılmalarının engellenmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı (Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, Ortaklıklar Hukuku II, s. 10), davacıların genel kurula katılmayarak ihtarname çekmesinin ise genel kurul kararının iptali sebebi olmayacağı, tüm bu hususlar gereğince davacıların usulüne uygun çağrıya rağmen genel kurul toplantısına katılmamış ve alınan kararlara muhalefet şerhi koymamış olmaları nedeniyle dava açma haklarının bulunmadığı gözetilerek, davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiştir.

İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacılar vekili, dava konusu genel kurulun tedbiren durdurulması istemlerinin 2017/116 esas sayılı dosyadan mahkemece genel kuruldan sonra 01.02.2017 tarihinde karar bağlandığını, yerel mahkemenin yapması gerekenin 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan 2017/116 esas sayılı dava dosyasının sonucunu beklemek olduğunu, davanın kabul edilip, tedbir kararı verildiği taktirde genel kurulun yapılmamış sayılacağını, gerek noter vasıtası ile yazılı muhalefetlerini bildirdiklerini, gerekse vekaleten genel kurula alınmalarının engellenmesinin ve şirketin aile şirketi olmasının, taraflar arası adli husumette göz önüne alınarak, genel kurula dava açma haklarının olduğunun hesaba katılmadığını, kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, tüm dosya kapsamından; karar gerekçe içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harç mahsup edilerek bakiye 14,90 TL harcın davacılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğine,
HMK. 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 03/12/2021


Başkan


Üye


Üye


Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”