Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/296 E. 2021/1846 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/296 – 2021/1846
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/296
KARAR NO : 2021/1846

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …….
ÜYE : ……
ÜYE : …….
KATİP : …….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/09/2019
NUMARASI : 2018/725 E., 2019/999 K.

DAVACI : …
Av. …
DAVALI : ….
VEKİLİ : Av. ….
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 30/11/2021
YAZIM TARİHİ : 30/11/2021

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2018/725 Esas, 2019/999 Karar sayılı dosyasında verilen 20/09/2019 tarihli kararın istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin…. genel çiftçi kredi sözleşmesindeki …. TL taksitli çiftçi kredisi kullandığını, müvekkilinin taksitlerini ödemeye devam ederken davalı tarafın müvekkili aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile kredi taahhütnamesi / sözleşmesi ihtarname hesap özeti olarak toplamda …TL’lik ilamsız icra takibine başladığını, müvekkilinin davalı bankadan kullanmış olduğu kredi borcunu ödediğini, bu krediden dolayı davalı bankaya iddia edildiği kadar borcunun bulunmadığını, ödemiş olduğu miktarlar düşüldüğünde kalan borç miktarının 16.545,16 TL olduğunu, müvekkili aleyhine yapılan icra takibinin kötü niyetli olarak başlatıldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı tarafa 29.280,66 TL borçlu olmadıklarının tespitine, davalı bankanın %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili banka ile akdetmiş olduğu GKS ile borç altına girdiğini, davacının borcunu ödemediğinden… Noterliğinin … tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamesinin müvekkili banka tarafından tanzim edilerek gönderildiğini, davacı …’a … tarihinde müşterek borçlu …e ise … tarihinde tebliğ edildiğini, borçlunun borcunu ihtarnamede belirtilen sürede ödememesi üzerine davacı ve müşterek borçlu …aleyhine … tarihinde … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının açıldığını, ödeme emrinin …’a … tarihinde müşterek borçlu…’e 15.11.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, yasal süresi içerisinde borca itiraz edilmediğini, davacının kötü niyetli olduğunu, davacı borçlu tarafından yapıldığı iddia olunan ödemelerin takip öncesi yapıldığı ve takip açılmadan önce bu miktarlar takipten düşülerek açıldığını belirterek davanın reddini, davacının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, “…19/04/2019 tarihli celsenin 3 nolu ara kararında dosyanın bilirkişiye gönderilmesi kararı alınmış, bilirkişiye takdir olunan ücret ayrıntılı belirtilmiş, eksik delil avansını yatırılmasının davacı vekiline ihtar edilmesine karar verilip, kesin süre ve kesin süreye riayet etmemenin sonuçları davacı vekiline ihtar edilip ayrıca bu hususta tebligat düzenlenmiştir. Verilen kesin süre içerisinde eksik delil avansını yatırmayan davacı vekilinin bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılmıştır. Bilirkişi raporu olmadan teknik bilgiyi gerektirir hesaplama yapılamamıştır. Davacı dosyanın bu hali ile davasını ispatlayamamış, ispatlanamayan davanın reddine” karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının hatalı olduğunu, delil avansının yatırılmamasının davanın reddine neden olamayacağını, sadece o delile dayanılmaktan vazgeçilmiş sayılacağını, delil avansının yatırılmış olmakla beraber süresinde yatırılmamasının ne yargılamayı uzattığı nede hak kaybına neden olduğunu, davalı tarafın davaya konu olan sözleşme ve dekontları dosyaya sunmadığını, bu belgeler olmadan dosyanın bilirkişiye gönderilmesinin mümkün olmadığını, davalı tarafın banka kayıtlarını delil olarak dosyaya sunduğunu, ancak kayıtların karar tarihi itibariyle dosya içerisinde mevcut olmadığını, davalı bankaya yapılan ödemelerin miktarının ve niteliğinin belli olduğunu, davalı tarafa vekalet ücreti dava değeri üzerinden hesaplandığını, bu kararın hatalı olduğunu, HMK gereği delillerin toplanmadan verilen ret kararına bianen tam vekalet ücreti verilemeyeceğine dair hükmün açık ve net olduğunu belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 353. maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Uyuşmazlık, bilirkişi ücretinin davacıya verilen kesin süre içerisinde yatırılıp yatırılmadığı noktasında toplanmaktadır.
6100 sayılı HMK’nın 90. maddesi gereğince; süreler, kanunda belirtilir veya hakim tarafından tespit edilir. Kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, hâkim kanundaki süreleri artıramaz veya eksiltemez. Hâkim, kendisinin tespit ettiği süreleri, haklı sebeplerle artırabilir veya eksiltebilir; gerekli gördüğü takdirde, bu konudaki kararından önce tarafları da dinler.
Aynı yasanın 94. maddesi gereğince; kanunun belirlediği süreler kesindir. Hâkim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Aksi hâlde, belirlenen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir. Bu şekilde verilecek ikinci süre ise kesindir ve yeniden süre verilemez. Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi süresinde yapmayan tarafın, o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar.
Kanun ya da hakim tarafından tayin edilmiş olan kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin, bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak bulunmamaktadır. Kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen işlem bazen davanın kaybedilmesi sonuçlarını da doğurabilmektedir. Davaların uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere konulan kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır.
Somut olayda mahkemece, 19/04/2019 tarihli celsede 500 TL bilirkişi ücreti, 100 TL dosyanın gidiş dönüş masrafı olmak üzere 600TL delil avansı eksikliğinin tamamlanması için davacı vekiline iki haftalık kesin süre verilmiş, verilen süreye uyulmadığı takdirde bilirkişi delilinden vazgeçmiş sayılacakları ihtar edilmiştir. Davacı vekili iki haftalık süreden sonra 28/05/2019 tarihinde 600,00 TL avans yatırmış olup, gider avansının yatırıldığı tarihte dosyanın bilirkişiye tevdii için yeterli masraf dosyada bulunmaktadır. Dosyanın bir sonraki duruşma tarihi 20/09/2019 tarihi olmakla; gider avansının yatırıldığı tarihten bir sonraki celse tarihine kadar bilirkişi raporunun hazırlanıp taraflara tebliğ edilebilmesine yetecek kadar zaman aralığının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, mahkemece, davacı vekilinin celse talikine neden olmayacak şekilde duruşmadan makul süre önce gider avansını yatırdığının kabulü ile işin esasına girilerek deliller toplandıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
İlk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için gerekli olan deliller toplanmamış ve bu konuda her hangi bir değerlendirme yapılmamış olması bakımından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde deliller toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20/09/2019 tarih ve 2018/725 Esas, 2019/999 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin karar harcı olarak alınan harcın isteği halinde davacıya İADESİNE,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
HMK’nın 353. maddesi uyarınca kesin olmak üzere 01/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

..
Başkan
….
¸e-imzalıdır

….
Üye
….
¸e-imzalıdır

….
Üye
….
¸e-imzalıdır

….
Katip
….
¸e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”