Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/260 E. 2021/1816 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/260
KARAR NO : 2021/1816

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN VEKİLİ : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/10/2018
NUMARASI : 2018/23 Esas, 2018/1113 Karar
DAVACI : ….
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … -….
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … – ….
DAVANIN KONUSU : Tazminat
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 24/11/2021
YAZIM TARİHİ : 24/11/2021

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 30/10/2018 tarih ve 2018/23 Esas, 2018/1113 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi davacı vekilince istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin maliki olduğu ….plakalı marka aracın …Yetkili bayisinden ….tarihinde yolcu taşımacılığı amacıyla satın alındığını, aracın garantisi devam ederken aracın motorunun aşırı ısınmadan dolayı hararetin yükseldiğini, aracın korumaya alınarak durdurulduğunu, …servisi tarafından verilen motor garantisinin devam ettiğini, yol yardımı vasıtasıyla en yakın bayinin mevcut yetkili … servisine garanti devam ettiği için aracın çekildiğini, aracın kalorifer sistemine ek olarak mevcut kaloriferin takıldığı bu nedenle garanti kapsamını dışında kaldığını belirterek aracın teslim edildiğini, çekilen kalorifer tesisatının kendileri tarafından çekilmediğini, aracın bu şekilde satın aldıklarını, satın alınan şirket tarafından bu tesisatın çekildiğini, kensinin bir kusurunun bulunmadığını garanti kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle masrafın bir kısmını 7411 TL tutarındaki tamir bedelinin aracı tamir eden firmaya müvekkilinin ödediğini, tamir süresi olan 26 gün boyunca müvekkilinin hasta taşıma işini yapamadığını, bu nedenle gelir elde edemediğini, açıklanan nedenlerle 7411 TL tamir masrafının davalı firmadan alınmasını, 26 günlük gelir kaybı olan şimdilik 100 TL’nin davalıdan alınarak kendilerine verilmesini, araçta meydana gelen değer kaybı için şimdilik 100 TL’nin davalıdan alınarak kendilerine verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili şirketten …tarihinde davaya konu aracı kontrol ederek tam ve sağlam olarak teslim aldıklarını, öncelikle dosyanın zamanaşımına uğradığını bu nedenle davanın reddini talep ettiklerini, aracı teslim aldıkları tarih olan … tarihinden itibaren 18 ay sonra dava açmalarınin iyi niyet ilkesine aykırı olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece; “Davacı vekili olduğunu beyan eden Av. …’ın yetki belgesini sunmadan ön inceleme duruşmasına katılmış ve akabinde celse sonrası yetki belgesini ibraz etmiştir. Buna mukabil davacı vekili olduğunu beyan eden Av. … yeniden yetki belgesi sunmadan ikinci kez ön inceleme duruşmasına katılmış yine aynı şekilde yetki belgesini ibraz etmek üzere süre istemiştir, hal böyle olunca ikinci duruşmada da ön inceleme duruşması yapılamamıştır, kanun koyucu 6100 sayılı HMK’nun 140/2,3,4 maddelerince ön inceleme duruşması verilmek üzere bir kez duruşma günü tayin edilebileceğini hüküm altına almış ve bu yolla yargılamanın uzamasına engel olmak istemiştir, halbu ki davacı vekili iki ayrı kez yetki belgesi ibraz etmesi için süre talep etmiş mahkememizce de bu duruma HMK 140/2,3,4 maddelerinde düzenlenen yargılamayı uzatmaya matuf bir eylem kanaatine varıldığından talebin reddine, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir” gerekçesiyle 6100 Sayılı HMK’nun 140/1-2-3 maddeleri uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Karara karşı davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine açılan davanın sonucunda davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, bu kararın usul ve yasaya aykırı olup kararın kaldırılması gerektiğini, mahkemece 2 kez ön inceleme duruşması yapılamayacağı gerekçesiyle yetki belgesi olmadığından davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, dosyada yetki belgesi olmasına rağmen bu şekilde karar verilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, ayrıca dosyada yetki belgesi eksikliği nedeniyle HMK’nun 150 m, gereği dosyayı işlemsiz bırakmak yerine davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin müvekkil nezdinde ileride telafisi imkansız zararlar doğuracağını belirterek, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İnceleme 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların bulunup bulunmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, ayıba dayalı tamir masrafı, gelir kaybı ve değer kaybının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
HMK’nın 77/1. Maddesi; “Vekâletnamesinin aslını veya onaylı örneğini vermeyen avukat, dava açamaz ve yargılamayla ilgili hiçbir işlem yapamaz. Şu kadar ki, gecikmesinde zarar doğabilecek hâllerde mahkeme, vereceği kesin süre içinde vekâletnamesini getirmek koşuluyla avukatın dava açmasına veya usul işlemlerini yapmasına izin verebilir. Bu süre içinde vekâletname verilmez veya asıl taraf yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçeyle mahkemeye bildirmez ise dava açılmamış veya gerçekleştirilen işlemler yapılmamış sayılır.” düzenlemesini,
HMK’nın 140/4. Maddesi; “Ön inceleme tek duruşmada tamamlanır. Zorunlu olan hâllerde bir defaya mahsus olmak üzere yeni bir duruşma günü tayin edilir.” düzenlemesini içermektedir.
Davaların kısa zamanda sonuçlandırılması, adaletin bir an önce tecellisi için, taraflarca veya Mahkemelerce yapılması gereken bir kısım adli işlemler sürelere bağlanmıştır. Ancak, geciken adaletin de bir adaletsizlik olduğu düşüncesinden hareketle, davaların yok yere uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere konan süre kuralları, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır. ( Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2011/52980 Esas, 2011/48939 Karar sayılı kararı)
HMK’nın 77. Maddesinden de anlaşılacağı üzere;
1- Vekilin dava açabilmesi veya yargılamayla ilgili işlem yapabilmesi için vekaletnamenin aslını veya örneğini mahkemeye sunması zorunludur.
2-Gecikmesinde zarar umulan hallerde verilecek kesin sure içerisinde davanın açılmasına veya usul işlemlerinin yapılmasına izin verilebilir.
3- Kesin süre içinde vekaletname sunulmazsa asilin aynı süre içinde yapılan işlemlere onay vermesi gereklidir.
4- Asilin vekaletname vermeyen vekile onay vermemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.
Somut olayda dava, Av. … tarafından sunulan vekaletname ile açılmış, 29/05/2018 tarihli ilk celseye katılarak davacı vekili olduğunu beyan eden Av. …’a yetki belgesini sunmak üzere iki haftalık kesin süre verilmiş, yetki belgesi 30/05/2018 tarihinde sunulmuştur.
30/10/2018 tarihli ikinci celsede, bu kez davacı vekili olduğunu beyan eden Av. …. duruşmaya katılmış ve yetki belgesini sunmak üzere süre talep etmiş, mahkemece talep reddedilerek HMK’nın 140/1-2-3. maddeleri uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken, ilk celsedeki yetki belgesi eksikliğinin verilen süre içinde tamamlandığı gözetilerek, sonraki celsede diğer vekil tarafından yetki belgesi sunmak üzere yeniden süre istendiğinde, şayet talep kabul edilmeyecekse, öncelikle değinilen durumdan ve doğabilecek hukuksal sonuçlardan asili haberdar etmek, bu cümleden olarak, davayı bizzat takip yahut başka bir avukat görevlendirmek suretiyle mevcut usuli sorunu ortadan kaldırabileceği ya da uygun göreceği başka bir yolla, tarafı olduğu davada usul hukuku açısından aleyhine ortaya çıkması muhtemel sonuçları bertaraf edebileceği kendisine bildirilerek ortaya çıkacak sonuç çerçevesinde işlem yapmaktır.
HMK’nın 140/4. maddesindeki hükmün amacına uygun kullanılmaması ve davacı asil durumdan haberdar edilmeksizin davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi hatalı olduğundan, HMK’nın 353/1.a-5 maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2- Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/10/2018 tarih, 2018/23 Esas, 2018/1113 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1.a-5 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yatırılan maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde anılan tarafa iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi. 24/11/2021


Başkan V.

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”