Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/214 E. 2021/1817 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/214
KARAR NO : 2021/1817

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/10/2019
NUMARASI : 2018/1587 Esas, 2019/1126 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 24/11/2021
YAZIM TARİHİ : 24/11/2021

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 23/10/2019 tarih ve 2018/1587 Esas, 2019/1126 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi taraf vekillerince istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili, taraflar arasında gerçek anlamda alacak – borç oluşturacak herhangi bir alış-veriş de olmadığını, ancak davacının eşi olan ….’in ödenemeyen çek borcu nedeniyle müşterek konutta icra edilen haciz işlemi sırasındaki icra işlemlerinin baskısı ve hapis tehdidinin tazyiki ile dava konusu … TL’lik bono düzenlenerek imzalatıldığını, … olan senedin düzenleme tarihi ile ….vade tarihli arasındaki bir haftalık süre de olağan ticari hayatın akışına aykırı olduğunu, bunun üzerine davacı aleyhine de 15/03/2007 tarihinde … İcra Dairesinin …esas sayılı dosyası icra takibi başlatılmış olduğunu, 10/06/2011 tarihinde davalının işyerinde haricen tahsil edildiğini, harici tahsilin icra dairesine beyan edilip taahüt edildiğini, dosyanın işlemden kaldırılması yönünde işlem yapılması gerekirken takip işlemlerine devam edildiğini, 11/06/2014 tarihli dosya yenileme talebi üzerine … yeni esas üzerine sürdürüldüğünü, …İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile haksız ve kötü niyetli icra takibi devam ettirildiğini, bu nedenlerle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, takibin durdurulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili 14/03/2019 tarihli beyan dilekçesinde; … ile anlaşma yapıldığını, borç konusunda anlaşıldığını, ancak muhasebe kayıtlarında sehven bu hususun gözden kaçtığını, davacı …’den … İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasından dolayı bir alacağının olmadığını bildirdiğini, yargılamanın uzamaması açısından bu beyanda bulunma zorunluluğunun hasıl olduğunu, müvekkilinin kötüniyetli olmadığını, haksız bir alacak takibinde bulunmak gibi bir amaç ve gayesinin bulunmadığını, ….’in müvekkiline ilgili icra dosyasından dolayı bir borcunun olmadığını, istenen kötüniyet tazminatının haksız olduğunu, kötüniyet tazminatı talebinin reddedilmesine, ….’in borcunun olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; davalının kabul beyanı birlikte değerlendirildiğinde davacının davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği, davalının kötü niyetli olduğunu ispatlar mahiyette delil bulunmadığı gibi tahsil harcının yatırılmamasından kaynaklı dosyanın kapatılamadığı savunması ile davalının konulan haciz talebi ve yakalama avansının çekilmesinin ve haczin kaldırılması karşısında davacının kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığı gerekçesiyle davacının davasının kabulü ile borçlu olmadığının tespitine, ancak tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili, verilen kararın hatalı olduğunu, …İcra Dairesinde açılan takibin asıl borçlusunun … değil, borca kefil olan …. tarafından işyerinde haricen alacaklıya ödendiğini, alacaklının da iyi niyetli davranarak borcun haricen ödendiğini icra dairesine beyan ettiğini, borçlu tarafından icra harçları ödenemediği için dosyanın açık kaldığını, alacaklı tarafından mahkemede borcun ödendiğini belirtmelerine rağmen icra dosyasını açık bırakan, dava açılmasına sebebiyet veren tarafın olmasına rağmen mahkemenin bir kısım masraf ve vekalet ücretinin hükmedilmesinin hatalı olduğunu, Usul Hukuku yönünden de; davanın açılmasına sebebiyet veren tarafın üzerine masraflar ve vekalet ücreti yükletilmesi gerektiğini, davacı lehine avukatlık vekalet ücretine hüküm edilmesinin ve bir kısım yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasının hukuka uygun olmadığını, davanın açılmasına neden olanın müvekkili olmadığını, ibra belgesinde icra harç ve masrafların müvekkili davalı alacaklı tarafından ödeneceğine dair bir şerh veya ibare olmadığını, bu nedenle vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağını, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılarak, davalı olarak lehlerine avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğini, bu nedenle kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Davacı vekili, davalı tarafın istinaf talebinin haksız ve kötü niyetli olup, karara karşı ileri sürmüş olduğu istinaf sebeplerinin yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu halde; sırf davayı uzatma amacına yönelik olduğu anlaşılan talebinin reddinin gerektiğini,…. düzenleme, …vade tarihli ve… TL meblağlı bonoya dayalı olarak, 15/03/2007 tarihinde … İcra Dairesinin… esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış olduğunu; 10/06/2011 tarihinde davalının işyerinde haricen tahsil edildiğini ve dosyanın işlemden kaldırılması yönünde işlem yapılması gerekirken; takip işlemlerine devam edildiğini, 11/06/2014 tarihli dosya yenileme talebi üzerine … yeni esas üzerine sürdürüldüğünü, … İcra Dairesinin …. esas sayılı dosyası ile de müvekkili aleyhine icra takip işlemlerine devam edildiğinin görüleceğini, davalı alacaklının; takipsizlik nedeniyle icra müdürlükleri tarafından işlemden kaldırılmış olan dosyadaki mükerrer takip yenileme talep ve işlemlerinde korunmaya değer bir hukuki yararının bulunup, bulunmadığı hususunu mahkemenin takdirine bıraktıklarını, bu durumda ifa edilmiş olan ve davalı tarafında iki haftalık esasa “cevap süresinden sonra” verdiği beyan /kabul dilekçesinde ödendiği kabul edilmiş olan bir borç nedeniyle icra/takip işlemlerinin haksız baskı ve kıskacından kurtulmak için; açmak zorunda bırakıldıkları derdest dava dışında başka bir “hukuki himaye” yolunun da olmadığını, dava ve takip dosyalarındaki bariz gerçekler tersyüz edilerek istinaf yasa yoluna başvurulmasının da kötüniyet iddialarını teyit ettiğini, bu nedenle davalı tarafın haksız ve kötüniyetli istinaf talebinin reddine, katılma yoluyla istinaf taleplerinin kabulü ile; %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, HMK Md:329 /1 hükmü uyarınca, AAÜT altında olmamak üzere; akdi vekalet ücretinin davalı taraftan tahsili ile HMK Md:329 /2 hükmü uyarınca da aleyhine disiplin para cezası verilmesi gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup, olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince, davalının kabul beyanı nedeniyle davacının davasının kabulüne karar verilmiştir. Davacı taraf istinaf talebinde özetle; kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, keza akdi vekalet ücreti ve davalı aleyhine disiplin para cezasına karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı istinaf talebinde özetle; söz konusu kararın kaldırılarak yeniden yargılama yapılarak icra dosyasındaki harç ve masraflarında borçluya ait olduğundan bahisle yeniden yargılama yapılarak lehlerine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesini talep etmiştir. Dosya içinde mevcut 14/03/2019 tarihli beyanda bulunan davalı … vekili tarafından mahkeme dosyasına sunulan ve dosyada davanın kabulüne ilişkin ayrıntıları belirtilen beyan dilekçesinde; davalı tarafın “müvekkili ile yapılan görüşmede …. İcra Müdürlüğünün …. takip nolu dosyasında davacı …’den herhangi bir alacağı olmadığını ve … İcra Müdürlüğünün takip dosyasında herhangi bir borcun kalmadığı” açıkça beyan edilmiştir.
HMK’nın 308. maddesinde; “(1) Kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir”, 309. maddesinde; “(1) Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır.
(2) Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.
(3) Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir.
(4) Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.”, 312. maddesinde; “(1) Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir. Feragat ve kabul, talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerine mahkûmiyet, ona göre belirlenir.
(2) Davalı, davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmez.”
Davalı tarafça 14/03/2019 tarihinde davaya konu icra dosyasında herhangi bir alacağı olmadığı beyan edilmiştir. Ancak ilk derece mahkemesinin 06/05/2019 tarihli celsesinde; bu kez davalı vekilince “Davalı vekilinden soruldu : Dosyanın geçmişi çok eskidir şirket takip yapmış ancak asıl borçlunun dışında borçu 3. Şahıs ödemiştir şirketin bu dosyadan dolayı davacıdan alacağı kalmamıştır ancak harç ve masraflar davacı borçlu tarafından ödenmedii için dosya işlemde kalmıştır sehvende yenilenmiştir şu an bu dosyadan dolayı davacının müvekkil şirkete bir borcu yoktur ancak icra dairesindeki masraflardan dolayı borcu bulunmaktadır o da kendi problemidir ayrıca davacı borçlunun bu takipten dolayı bir zararı da olmamıştır kötü niyet söz konusu değildir taktir mahkemenindir dedi.” icra dosyasındaki asıl alacak dışındaki borçların davacıya ait olduğunu, müvekkilinin sadece asıl borçtan dolayı alacağını aldığını beyan etmiştir. Dosya içerisinde mevcut 14/03/2019 tarihli davayı kabul beyanı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; ilk derece mahkemesinin kararının gerekçesinin dosya kapsamıyla bir bütün olarak usul ve esasa uygun olduğu, davacı tarafın davasının kabul beyanı doğrultusunda kabulüne, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasında herhangi bir usulsüzlük olmadığı, tüm dosya kapsamından icra takibinin kötüniyetle yapıldığı da ispat edilemediğinden davacı vekilinin kötüniyet tazminatı ve disiplin para cezasına hükmedilmesi yönündeki istinaf talebinin reddine, davalı vekilinin istinaf taleplerinin de, 14/03/2019 tarihli beyan dilekçesi göz önünde bulundurularak ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı vekilinin istinaf taleplerinin de esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 683,10 TL harçtan peşin alınan 170,77 TL harç mahsup edilerek bakiye 512,33 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harç mahsup edilerek bakiye 4,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
5-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/11/2021


Başkan


Üye


Üye


Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”