Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/192 E. 2021/1763 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/192
KARAR NO : 2021/1763

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/11/2019
NUMARASI : 2017/766 E., 2019/1428 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU :
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 24/11/2021
YAZIM TARİHİ : 24/11/2021

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2017/766 Esas, 2019/1428 Karar sayılı dosyasında verilen 05/11/2019 tarihli kararın istinaf incelemesi davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … ile davalı bankanın … Ticari Şubesi arasında 26.06.2015 – 18.11.2016 tarihleri arasında Genel Kredi Sözleşmesi ticari kredi kullanımı ve bu kredi tutarlarının ödenmesi işlemlerinin gerçekleştirildiğini, müvekkili davacı şirketin davalı bankadan 26.06.2015-18.11.2016 tarihleri arasında toplam da … TL ticari krediler kullandığını, kullanmış olduğu kredi tutarlarını ise yine aynı zaman dilimi olan 26.06.2015-18.11.2016 tarihleri arasında ve süresinde ödediğini, müvekkili davacı şirketin davalı bankaya herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkilinin kullanmış olduğu krediler ile ilgili olarak bir çok defalar faiz oranlarında müvekkilinin aleyhine de olacak şekilde faiz arttırımlarına ve oran değişikliklerine gidildiğini, ancak iş bu faiz arttırımları ile oran değişiklikleri hakkında müvekkili şirkete usulüne uygun ve yazılı olarak herhangi bir bilgi verilmediğini, kredi hesap ekstrelerinin gönderilmediğini, genel kredi sözleşmesinin bir suretinin müvekkiline verilmediğinden müvekkili tarafından sözleşmenin kendisine verilmesi talebinde bulunduğunu, davalı bankanın 07.10.2016 tarih ve 1146 sayılı yazısında genel kredi sözleşmesi fotokopisinin yazı ekinde kredi faiz oranlarında yapılan değişikliklerin her 3 ayda bir dönem sonunu takiben noter kanalı ile tarafınıza gönderildiğini, kredi limitinin ise kefaletten ipotek teminatına alınması ile ilgili olarak 30.06.2014 tarihli tebliğ şartları kapsamında genel kredi türü olarak kullanılan kredilerin karşılığında ekspertiz değerli gayrimenkul ipoteğinin gerekli görülmesi ve bu şartın da 30.06.2014 tarihinden itibaren devam etmekte olması nedeniyle 16.09.2015 tarihinde limit ve kullanım şartlarının korunarak kredi dosyasının revize edildiğinin bildirildiğini, davacı bankanın her 3 ayda dönem sonunu takiben göndermesi gereken kredi faiz oranlarındaki değişiklikleri müvekkiline noter kanalı ile bildirmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin talep, dava ve faize ilişkin hakları ve 6100 sayılı Kanuna göre artırım hakları saklı kalmak koşuluyla davalı bankanın bu işlemleri nedeniyle yapılan fazla ödemeler ve uğranılan zarara ilişkin olarak şimdilik 15.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren ticari faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 02/04/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile; alacak konusu yapmış oldukları tutarı 16.195,80 TL’ye ıslah ettiklerini, ıslah tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, müvekkili banka ile imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinin davacı şirkete iletildiği, kredi faiz oranlarında yapılan değişikliklerin her 3 ayda bir dönem sonuna kadar noter kanalı ile bildirildiği, düzenli bilgilendirmenin yapıldığı, davacının tacir olup imzaladığı sözleşmenin içeriğine vakıf olduğu belirterek açılan davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, “…davacı şirketin davalı bankadan kullandığı krediler nedeniyle tahsil edilen faizlerin fazla olduğundan bahisle fazladan tahsil edilen bedelin iadesi talepli iş bu dava açılmıştır. Buna göre diğer bazı bankalara müzekkere yazılarak, 2015 -2016 yıllarında uygunalanan faiz oranları ve değişimleri ile BCH-ROTATİF TL kredilere uygulanan faiz oranları sorulmuş olup, gelen yazı cevabıyla birlikte dosya, bankacı bilirkişiye tevdi edilmiş ve gerekli mukayese yapılarak, davacıdan tahsil edilen faiz oranları hesaplanmıştır. 05/07/2019 tarihli ek raporda …’ın uyguladığı oranlara göre 29.662,94-TL …’in uyguladığı oranlara göre ise 26.857,85 TL davacıdan fazladan faiz tahsil edildiği belirtilmiştir. İİK 68/b maddesinde kredilere ilişkin hesap özetlerinin faiz tahakkuk dönemlerini takip eden 15 gün içinde noter aracılığı ile gönderilmesinin gerektiği belirtilmiş olup, davalı bankanın davacıya buna yönelik bildirimlerinin bulunmadığı, dosya kapsamını ve bilirkişi raporu ile sabittir. Buna göre bankanın faiz oranlarındaki değişikliğin geçerli olmayacağı ve geçerli olan mevcut faiz oranlarının uygulanması gerektiği kanaatiyle talebe bağlı kalınarak davacıdan usulsüz bir şekilde fazladan tahsil edilen faiz miktarının iadesine yönelik aşağıdaki gibi karar verilmiştir. Davanın KABULÜNE, 1-16.195,80 TL’ nin ıslah tarihi olan 01/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın 08.09.2016 tarihli davacı tarafın yazısına verdiği cevabi yazıda “ilgili yazı da talep edilen ve bankamız ile imzalamış olduğunuz Genel Kredi Sözleşmesi fotokopisi cevabi yazı ekinde iletilmiştir. Bunun yanı sıra kredi faiz oranlarında yapılan değişiklikler her 3 ay da bir dönem sonunu takiben noter kanalı ile tarafınıza gönderilmektedir. Bu bilgilendirme yapılmasına rağmen 01.01.2015 tarihinden itibaren kredi hesap hareketleri ve faiz oranları değişiklerini gösteren ekstre ayrıca yazının ekinde yeniden sunulmuştur. Kredi limitinin kefaletten ipotek teminata alınması ile ilgili olarak davacı firmanın davalı müvekkil bankada 3 mio TL limiti bulunduğu bu limit karşılığında da ekspertizi 09.11.2015 tarihinde güncellenen 895.000 TL değerli iş yeri ipoteği bulunduğu, davacı firmanın o günkü güncel riskinin de 1.722.500 TL olduğu, davacı firmanın kredi kredi tebliğinizde kullanım şartlarına yönelik değişiklik yapılmadığı, 30.06.2014 tarihli tebliğ şartları kapsamında, genel kredi türü olarak kullanılan kredilerin karşılığında %28.3 ekspertiz değerli gayrimenkul ipoteği gerekli görülmekte ve bu şart 30.06.2014 tarihinden itibaren devam etmekte olup 16.09.2015 tarihinde limit ve kulanım şartları korunarak kredi dosyanın revize edildiği.” belirtildiğini, taraflarına düzenli bilgilendirme yapılmasına rağmen talep edilen belgelerin bu cevabi yazılı ile yeniden davacıya gönderildiğini, faiz oranı değişikliğine dair hesap ekstreleri 08/04/2015, 15/07/2018, 14/10/2015, 26/01/2016, 08/04/2016, 08/07/2016 tarihlerinde banka ekstreleri dönem sonlarında … Card bası firmasından ….Kuryeye teslim edilerek müşterilere dağıtımının sağlandığını, düzenlemeler paralelinde davacı ile müvekkili banka arasında imza edilmiş olan Genel Kredi Sözleşmesi Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabi bir sözleşme olup, sözleşme serbestliği ilkesi ve ahde vefa kuralları kapsamında ele alınması gerektiğini, davacının senelerdir faaliyet gösteren müddebir bir tacir olup, imzaladığı sözleşmenin muhteviyatını bilen, şartlarını taşıyabilen bir tacir olduğunu, davacının salt GİŞ koşullarına dayanan taleplerinin kabul edilebilir nitelikte olmadığını, söz konusu sözleşme hükümlerinin sözleşmenin esasına yabancı bir hüküm olmayıp, tüm bankacılık piyasasında geçerli olan bir uygulamayı ihtiva eden bir düzenleme olduğunu, dosya kapsamında yerel mahkeme tarafından aldırılan 02.01.2018 tarihli bilirkişi raporu ve 05.07.2019 tarihli bilirkişi raporlarında “davaya müvekkil banka tarafından verilen cevap dilekçesi olmadığından” bahisle cevap dilekçeleri değerlendirilmeden salt davacı tarafın iddiaları nazara alınarak usul ve yasaya aykırı olarak bilirkişi raporu düzenlendiğini, yerel mahkeme tarafından usul ve yasaya aykırı raporlar doğrultusunda karar verildiğini belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir.

Davacı vekili; müvekkilinin davalı bankadan genel kredi sözleşmesi gereğince kullanmış olduğu kredi nedeniyle faiz arttırımı ve oran değişikliklerine gidildiğini, ancak kendisine usulüne uygun olarak bildirimlerin yapılmadığını, kredi dosyasının revize edilerek kefalet teminatından ipotek teminatına geçildiğini, bu usulsüz uygulamalar neticesinde bankaya yapılan fazla ödemeler ve uğranılan zarara ilişkin olarak ıslah talebi ile dava değerini yükselterek 16.195,80TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi dosyaya kazandırılan bilirkişi kök ve ek raporlarını esas alarak davanın kabulüne karar vermiş, davalı vekili ise uyuşmazlığın sözleşme serbestisi ve ahde vefa ilkeleri gözetilerek çözülmesi gerektiğini, taraflar arasındaki sözleşmede Türk Borçlar Kanununun genel işlem koşullarına ilişkin hükümlerinin uygulanamayacağını beyanla istinaf yolu ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

Tüm dosya kapsamı, alınan bilirkişi kök ve ek raporları ve davalı vekilinin istinaf talebi birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı bankanın ….Şubesi arasında 09/07/2012 tarihinde genel kredi sözleşmesi imzalandığı ve bu kredi sözleşmesi gereği davacının davalı bankadan krediler kullandığı anlaşılmaktadır. Davacının iddiaları ile davalının savunmalarının değerlendirilebilmesi ve bilirkişi raporlarının denetiminin yapılabilmesi için dosya içerisinde taraflar arasında imzalanan tüm sözleşmelerin, kat ihtarnamelerinin, var ise davalı banka tarafından davacıya gönderilen hesap ekstrelerinin ve bildirimlerinin tebliğ şerhli örneklerinin, geri ödeme planlarının ve krediye ilişkin tüm belgelerin bulunması gerekli iken, UYAP incelemesinde ve dosya içerisinde 09/07/2012 tarihli genel kredi sözleşmesinin 2,41,42,43 ve sözleşme öncesi bilgi formunun 2 sayfasının bulunduğu, hal böyle olmakla, taraflar arasında sözleşme ile kararlaştırılan faiz oranının ve artırım şartlarının değerlendirilemediği anlaşıldığından ilk derece mahkemesinin yetersiz inceleme ile karar vermesi yerinde görülmemiştir.

6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-6. maddesinde, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması hususu davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilen hallerden sayılmıştır.
Bu bakımdan ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için gerekli olan işlemlerin yapılmamış olması nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesi, kat ihtarnameleri, geri ödeme planları, hesap ekstreleri ve krediyle ilgili tüm bilgi ve belgelerin getirtilerek uzman bankacı bilirkişiden rapor alınmasına, sözleşme serbestisi ilkesi de değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/11/2019 tarih ve 2017/766 Esas, 2019/1428 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin karar harcı olarak alınan harcın isteği halinde davalıya İADESİNE,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dair, HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/11/2021


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”