Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/182 E. 2021/1782 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/182
KARAR NO : 2021/1782

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/09/2019
NUMARASI : 2017/137 E., 2019/1212 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
İLGİLİ KİŞİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 24/11/2021
YAZIM TARİHİ : 24/11/2021

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2017/137 Esas, 2019/1212 Karar sayılı dosyasında verilen 24/09/2019 tarihli kararın istinaf incelemesi davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı taraf arasında ….tarihli “… PROJESİ – ETAP 2B’ nin Peyzaj ve Sert Zemin İmalatları” konulu sözleşme imzalandığını, müvekkilinin sözleşme gereğince üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiği ve proje sözleşmesi gereğini tamamladığını, işlerin tamamlanması ve tesliminin ardından, müvekkili şirketin davalı taraftan faturalara dayalı 12.701,06 TL cari hesap alacağı ve sözleşme gereğince yapılan teminat kesintilerine ilişkin olarak 177.811,30 TL nakit teminat kesintisi alacağının kaldığını, toplam asıl alacak tutarının 190.512,36 TL olduğunu, yapılan yazılı ve sözlü taleplere, muhasebe mutabakatlarına rağmen davalı tarafın borçlu olduğu tutarları ödemediğini, davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine başlandığını, davalı tarafın haksız ve kötüniyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini, taraflar arasında alacak tutarları ve işin yapılması, bitirilmesi, teslimi konusunda ihtilaf yaşanmadığını, işin teslimi ve sözleşme gereğince belirtilen ödeme tarihlerinin üzerinden geçmesine rağmen davalı tarafın bakiye fatura ve teminat tutarlarını ödemediğini, davalı tarafın sözleşmenin imzalandığı ve ifa edildiği tarihlerde “…Gayrimenkul İnş. Yapı Taahhüt San. Ve Tic. A.Ş.” ünvanına sahip iken, 15.03.2016 tarihinde ünvan değişikliğine gittiğini, davalının yeni ünvanı olan … Proje İnş. Taah. San. Ve Tic. A.Ş. aleyhine ikame edildiğini, davalı tarafın itirazında borcun yanında taraflar arasındaki sözleşme ve ticari ilişkiyi dahi inkar ettiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla davalı tarafından ….İcra Müdürlüğünün ….esas sayılı dosyasına haksız ve kötüniyetli olarak yapılan itirazın iptaline, teminat kesintisi ve nakdi alacak tutarı toplamı olan 190.512,36 TL’nin icra takibi ile işlemiş ve sonrasında işleyecek en yüksek ticari avans faizi ile birlikte tahsiline, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin alacaklı olduğunu iddia eden davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığından haksız takip başlatıldığını, tebligatın usulsüz yapıldığını, müvekkili aleyhine açılan icra takibinde itirazı vekil olarak yaptıklarını, açılan davada tebligatın müvekkiline yapıldığını, müvekkili şirketin yönetiminin TMSF’ye devredildiğini, TMSF 1. Dairesi tarafından müvekkili şirkete yönelik iktisadi bütünlük kararı alındığı, bu kararla birlikte satış, haciz gibi işlemlerin gerçekleşmesi ve müvekkili şirketten herhangi bir tahsilat yapılmasının mümkün olmadığını belirterek haksız ve kötü niyetli olarak açılan davanın reddine, icra takibinin durdurulmasının devamına, davacı aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece, “…taraflar arasında düzenlenen zemin imalatları sözleşmesi gereğince davacı tarafça ödenmesi gereken bedelin ödenmediğinden bahisle icra takibi başlatılmış ve takibe itiraz edilmesi neticesinde iş bu dava açılmıştır. Davalı taraf cevap dilekçesinde borcu kabul etmemiştir. Bu doğrultuda borcun varlığının anlaşılması için davacı tarafın talebi de dikkate alınarak her iki tarafında ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Buna göre davacı şirket defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde 02/05/2018 tarihli rapor hazırlanmış olup, alınan raporda davacının 190.512,36 TL alacaklı olduğu belirtilmiş ve davalı tarafın defterlerinin incelendiği 28/08/2019 tarihli raporda da defter kayıtlarına göre yine davalının 190.512,37 TL borçlu olduğu belirtilmiştir. HMK 222. Maddesinde ticari defterlerin delil olması için usulüne uygun olarak tutulmuş ve açılış-kapanış tasdiklerinin yapılmış olması ve karşılıklı birbirini doğrulamış olması gerektiği düzenlenmiştir. Somut olayda her iki tarafın ticari defterleri de uslüne uygun olarak tutulmuş ve tasdikleri yaptırılmış olup, defter kayıtları birbiri ile bire bir uyumlu olarak davacının alacaklı olduğu şekilde tutulmuştur. Tüm bu hususlar ve dosya kapsamına göre davacı taraf ticari defter kayıtlarına delil olarak dayandığından ve defter kayıtları da iddiasını doğrular nitelikte olduğundan davanın kabulü ile şartları oluşan icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. Davanın KABULÜNE, 1-Davalının ….İcra Müdürlüğünün 2016/190882 esas sayılı takibine yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, 2-Asıl alacağın %20′ si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın 15/07/2016 tarihli darbe girişiminden sonra müsadere edilmiş olup TMSF’ye devredildiğini, Kanun Hükmünde Kararname’ye göre reddi gereken davanın kabulüne karar verilmesi hukuka aykırılık teşkil ettiğini, … Sulh Ceza Mahkemesi’nin … D.İş kararında de belirtildiği üzere müvekkili firmanın 674 sayılı KHK’nın 19. maddesi gereğince yetkileri …na devredildiğini, 20/07/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla “Ülke genelinde ilan edilen olağan üstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş; özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler veya kapatılma ya da resen terkin üzerine … Bakanlığı ile ….. Genel Müdürlüğü aleyhine 17/08/2016 tarihi dahi bu tarihten sonra açılan davalar ile icra ve iflas takipleri hakkında 670 sayılı Kanun hükmünde kararnamenin 5 inci maddesi gereğince dava veya takip şartının bulunmaması nedeniyle davanın reddine veya takibin düşmesine karar verilir.” denildiğini, 675 sayılı KHK’nın 16 maddesi ve 670 sayılı KHK 5. Maddesi uyarınca müvekkili aleyhine yöneltilen davada dava şartı yokluğundan ret kararı verilmesi gerektiğini, yerel mahkemenin bu hususu gözönünde bulunmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, denetime açık, karar vermeye elverişli bilirkişi raporuna, taraf ticari defter ve kayıtlarının birbirleriyle borç-alacak miktarı bakımından örtüşmesine ve uyumlu olmasına, …nun 03/08/2017 tarih 19210 sayılı yazısına göre; davalı borçlu şirketin Fondan bağımsız tüzel kişiliğinin devam etmekte olup icra takibinden ve borçlarından sorumlu bulunduğunun bildirilmesine göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf isteminde bulunan davalı tarafından yatırılması gereken 14.986,69 TL istinaf karar harcından peşin alınan 3.750,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 11.236,69 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333/1. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğine,
HMK. 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere 24/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi. 24/11/2021


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”