Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/14 E. 2021/1653 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/14
KARAR NO : 2021/1653

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/06/2017
NUMARASI : 2015/1469 E., 2017/908 K.

DAVACI : … – (…)
VEKİLİ : Av. … – ………
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 03/11/2021
YAZIM TARİHİ : 03/11/2021

Taraflar arasında görülen davada Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2015/1469 Esas, 2017/908 Karar sayılı dosyasında verilen 08/06/2017 tarihli kararın istinaf incelemesi davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’in davalı kooperatife ….yılında üye olduğunu, Kooperatifin… günü olağan genel kurul toplantısında ….parsel sayılı taşınmaz üzerine yapılmış ve kat irtifakı tesis edilmiş bulunan inşaatta bağımsız bölümlerin tahsis yolu ile üyelere dağıtımına karar verildiğini, davacı …’in yapılan inşaatta 10. katta 30 nolu dairenin tahsis edildiğini, davacı … ‘in … tariinde yapılan Genel Kurul toplantısına kadar yapılan tüm genel kurul toplantılarına ait ortaklar listesinde ismi yer aldığını ancak hiçbir toplantı için çağrı gönderilmediğini, toplantılara katılamayan müvekkilin …. tarihinde genel kurul toplantısı yapıldığını ve ortaklar listesinde isminin bulunmadığını, ortaklıktan çıkarıldığını ve yerine başka bir şahsın üye yapıldığını tesadüfen öğrendiğini,… noterliğinden ihtarname ile kooperatiften bilgi istediğini, bu nedenlerle davalı kooperatifin müvekkili ortaklıktan çıkarılma kararının mutlak butan ile batıl olduğunun ve müvekkilin ortaklığının devam ettiğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kooperatif sözleşmesine göre üyelik sıfatının kazanılmasının, gayrimenkulün rayiç değerinin peşin ödenmesi şartına bağlı olduğunu, bu sebeple bütün üyelerin peşin ödeme yaptığını, davalı tarafından hiçbir ödemenin yapılmadığını, dava dilekçesinde müvekkil kooperatife ödeme yapıldığına ilişkin bir iddiada bulunulmadığını, kooperatif üyesi olduğunu iddia eden davacının ödeme yaptığını ispatlaması gerektiğini,bu sebeple üyelik sıfatını kazanmamış olan davacının davasının reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, “…Davalı vekil davanın 1163 sayılı yasanın 16/4 maddesinde belirtilen 3 aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını bu nedenle davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddini istemiş ise de; az yukarıda açıklandığı üzere davalı kooperatifin yetkili organı tarafından davacının üyelikten ihracına dair hiç bir kural işletilmemiş buna dair bir karar alınmamıştır. Bu nedenle ortada yetkili organ tarafından alınan bir ihraç kararı bulunmadığından ve buna bağlı olarak hak düşürücü süre işlemeyeceğinden davalı vekilinin hak düşürücü nedeniyle davanın reddi savunmasına itibar edilmemiş davanın kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. 1-Açılan Davanın KABULÜNE, 2-Davacı (… ) T.C Kimlik Nolu, …’İN davalı … üyesi olduğunun tespitine” karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının 1183 sayılı Kooperatifler Kanununa ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, davanın çıkarılma kararının tebliğinden itibaren 3 aylık hak düşümü süresinde açılabileceğini, 2 aylık hak düşümü süresinden sonra açılacak davaların hak düşümü nedeniyle esasa girilmeden reddedileceğini, 1163 sayılı ‘Kooperatifler Kanununun 16/4 fıkrasında ortaklıktan çıkarılan ortağın baş vurabileceği, kanun yollarının belirtildiğini, anılan madde hükmüne, göre, ortaklıktan çıkarılma kararının yönetim kurulunca verilmiş ise ortak 3 aylık süre içinde genel kurula itiraz edebileceğini, bu itirazın ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere yönetim kuruluna, Noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bu yazı ile yapılacağını, genel kurula itiraz edildiği takdirde yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamayacağını, itiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davasının hakkının saklı olduğunu, üç aylık süre içinde genel kurula veya mahkemeye başvurulmak suretiyle itiraz edilmeyen çıkarılma kararlarının kesin olduğunu, davacının dava dilekçesinde … tarihinde genel kurul toplantısının yapıldığını ve ortaklar listesinde isminin bulunmadığını …. tarihinde ihtarname çektiğini belirttiğini, davacının …. tarihinde yapılan genel kurul toplantısında ortaklıktan çıkarıldığını öğrendiğini, davacının … tarihinde 3 aylık hak düşürücü süre geçtikten 9 ay sonra dava açtığını, yerel mahkemece esasa girilmeden davacının davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, taraflar arasında kaoperatif yetkili kurullarınca alınmış çıkarma kararının geçerliği konusunda uyuşmazlık bulunmadığını belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, kooperatif üyeliğinin tespiti talebine ilişkindir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli olmasına, davalı yanca her ne kadar 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 16/4 maddesine göre 3 aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra davanın açıldığına, hak düşürücü süre nedeniyle davanın usulden ret edilmesi gerektiğine ilişkin gerekçeyle istinaf başvuru yoluna gidilmesine rağmen; kooperatifin yetkili organı tarafından davacının üyelikten ihracına dair hiçbir kuralın işletilmemesi, KK 16. maddesine uygun bir karar alınmaması ve davacıya tebliğ usulüne uygun tebliğ edilmemesi nedeniyle yetkili organ tarafından alınan bir ihraç kararı bulunmadığından ve buna bağlı olarak hak düşürücü süre işlemeyeceğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1/b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından ödenen 31,40 TL mahsup edilerek kalan 27,90 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf kanun yolu aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333/1. maddesi uyarınca artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa geri verilmesine,
5-HMK’nın 359/4. maddesine göre kararın taraflara tebliğine,
HMK. 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere 03/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.03/11/2021


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”