Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1389 E. 2022/711 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1389
KARAR NO : 2022/711

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/10/2020
NUMARASI : 2019/747 Esas, 2020/441 Karar
DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. …
[…] UETS
Av. …

Av. …
[….] UETS
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. …
[….] UETS
DAVANIN KONUSU : Alacak
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 20/04/2022
YAZIM TARİHİ : 20/04/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 20/10/2020 tarih ve 2019/747 Esas, 2020/441 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. Maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacının davalıdan …. tarihinde …-TL bedelle satın aldığı … (eski plaka …) plakalı aracın yetkili serviste uzun yol için bakım ve muayeneleri yapıldıktan sonra nakliye işi için sefere çıktığını, aracın … tarihinde …’de arızalandığını ve çekici marifetiyle…’e nakledildiğini, aracın arızalanması üzerine müvekkilinin davalıyı arayarak bildirimde bulunduğunu ancak davalının arızayı gidermeye yanaşmadığını, arabuluculuk görüşmelerinden de netice alınamadığını, tamirat bedelinin davacı yanca ödenmek zorunda kalındığını, mahkemenin …Değişik İş sayılı dosyası ile tespit yaptırıldığını, bu dosya kapsamında alınan raporda araçtaki arızanın gizli ayıp niteliğinde olduğu yönünde görüş bildirildiği, aynı bilirkişi tarafından tamir bedeli olarak …-TL hesaplama yapıldığını, ayrıca bu dosyaya müvekkilince …TL masraf ödendiğini, ayrıca araç serviste olduğu sürece kullanılamadığı için kazanç kaybı oluştuğunu, bu alacak kalemi için davayı belirsiz alacak davası olarak açtıklarını, yaptırılacak bilirkişi incelemesi neticesinde bedel arttırımı haklarının saklı olduğunu iddia ederek, tamir bedeli olarak tespit edilen …-TL’nin kaybın ortaya çıktığı …. tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte, kazanç kaybı olarak ..-TL’nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla- dava tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesini, yargılama giderlerinin, vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın tüketici mahkemesinin görev alanına girdiğini, Mahkememizin görevsiz olduğunu, davanın usulden reddi gerektiğini, davanın esasına ilişkin olarak ise, davaya konu aracın satışına ilişkin …. Noterliği’nin … tarih ve ….yevmiye numaralı devir sözleşmesinde, ”Bu aracı hali hazır durumu ile görüp beğenerek ve bedelini nakit ödeyerek teslim aldım” şeklinde beyanda bulunan davacının artık gizli ayıptan söz edemeyeceğini, satış bedelinin sözleşmede yazılı olduğu üzere …-TL olduğunu, Mahkememizin 2019/64 D. İş sayılı dosyasında aldırılan rapora itiraz ettiklerini, dolayısıyla bu raporun müvekkilini bağlayıcı yönü bulunmadığını, kaldı ki davaya konu araç çekici olup davacının aracı satın aldıktan sonra hangi tür yakıt ve motor yağı kullandığının, ne kadar yük taşıdığını bilmesinin mümkün olmadığını, yani bir arıza varsa davacının elindeyken kendi kusuru neticesinde meydana geldiğini belirterek davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece; “…Davaya konu aracın satışına ilişkin …Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ”Araç satış sözleşmesi” incelendiğinde, ”Satıcı, yukarıdaki nitelikleri ve bedeli yazılı olan aracı alıcıya halihazır durumu ile satarak bedelini nakden aldığını ve aracı teslim ettiğini, aracın plaka/plakalarını imha için notere teslim ettiğini, alıcı bu aracı halihazır durumu ile görüp beğenerek ve bedelini nakit ödeyerek teslim aldığını… kabul ve beyan eder.” yazdığı görülmektedir.
Bilindiği üzere Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatlarına göre, ikinci el satışlarda satın alınan malın üreticisi tarafından verilen garanti süresi dolmuşsa ve satıcı ayrıca bir garanti taahhüdünde bulunmadıysa veya satın alan kişi ayıptan doğan haklarını saklı tutmadıysa satıcının satın alınandaki arıza ve ayıp nedeniyle sorumluğuna gidilemez. Bu çerçevede somut olay değerlendirildiğinde; noter tarafından düzenlenmiş resmi satış senedinde davacının aracı halihazır durumu ile satın aldığının yazdığı, başka bir deyişle davacının haklarını saklı tutmadığı, araç için üretici firma tarafından verilmiş garanti süresinin dolduğu, davalı satıcının sattığı araç için garanti taahhüdünde bulunduğuna dair dosya kapsamında bir bilgi veya belge bulunmadığı gibi davalının yargılamanın tüm aşamalarında istikrarlı bir biçimde sorumlu olmadığını beyan ettiği hususları gözetildiğinde davanın reddine” karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece, “aracın noter tarafından düzenlenmiş resmi satış senedinde davacının aracı halihazır durumu ile satın aldığının yazdığı, başka bir deyişle davacının haklarını saklı tutmadığı, araç için üretici firma tarafından verilmiş garanti süresinin dolduğu, davalı satıcının sattığı araç için garanti taahhüdünde bulunduğuna dair dosya kapsamında bir bilgi veya belge bulunmadığı gibi davalının yargılamanın tüm aşamalarında istikrarlı bir biçimde sorumlu olmadığını beyan ettiği hususları” gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, öncelikle eldeki davanın TTK m.23/1-c ile TBK m.223/2 hükümlerine nazaran açıldığını, ikinci olarak davalının ikinci el ticari araç satıcılığını 35 senedir meslek olarak icra eden bir tacir olduğunu, bu sebeple, ” Ağır kusurlu olan satıcı, satılandaki ayıbın kendisine süresinde bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kısmen de olsa kurtulamaz.- Satıcılığı meslek edinmiş kişilerin bilmesi gereken ayıplar bakımından da aynı hüküm geçerlidir” (TBK m.225) hükmü gereğince davalının dava edilen zarardan sorumlu olduğunu, zira TBK’nun m.225 gerekçesinde, “satıcılığı meslek edinmiş kişilerin bilmesi gereken ayıplar” kavramının izah edildiğini, madde gerekçesine göre satıcı davalının hafif ihmalinden yani hafif kusurundan dahi sorumlu olduğunu, nitekim Yargıtay 19. HD. 19/10/2017 gün ve E.2016/19104, K.2017/7133 sayılı ilamında, “Ne var ki 6098 sayılı TBK’nun 225. maddesinde ağır kusurlu olan satıcının, satılandaki ayıbın kendisine süresinde bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kısmen de olsa kurtulamayacağı, satıcılığı meslek edinmiş kişilerin bilmesi gereken ayıplar bakımından da aynı hükmün geçerli olduğu hükme bağlanmıştır. Mahkemece bu yönler üzerinde hiç durulmadan eksik inceleme sonucu somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir” gerekçesiyle yerel mahkemenin kararını bozduğunu, davalının aracın … TL’ye satıldığını savunduğunu, bu savunmaya göre aracın satıştan hemen günler sonra ve ilk çıktığı nakliye esnasında arızalanarak yolda kaldığını, aracın, … TL’lik tamir maliyeti olduğu nazara alındığında davalının bu denli maliyetle sonuçlanan motor arızasını veya motordaki ayıbı bilmediğinin kabul edilemeyeceğini, aracın tamir bedelinin aracın davalı tarafından beyan edilen satış bedelinin takriben yarısı olduğunu, yıllardır tır-çekici alıp satan davalının böyle bir tamir maliyeti olan arızayı bilmemesinin mümkün olmadığını, bilmediği kabul edilse dahi bu durumun satıcılığı meslek edinmiş davalı için sorumluluk doğuran bir kusur olduğunu belirterek, açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin kararının kaldırılması talebiyle istinaf isteminde bulunmuştur.
HMK’nın 353. maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, satılandaki ayıba dayalı tamirat masrafı ve kazanç kaybı istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeyle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-İstinaf isteminde bulunan davacı tarafından yatırılması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-Kararın taraflara tebliğine,
Dair, HMK. 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/04/2022


Başkan

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”