Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1385 E. 2022/708 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1385
KARAR NO : 2022/708

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/07/2018
NUMARASI : 2016/728 Esas, 2018/836 Karar
ASIL 2016/728 Esas-2018/836 Karar sayılı dosya
DAVACI : DAVACI …Ş.
VEKİLLERİ : Av. …
…….
Av. …
DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. …
………
Av. …
………….
Av. …
İHBAR OLUNAN : …
BİRLEŞEN 2016/1439 Esas-2017/56 Karar sayılı dosya
DAVACI : DAVACI …Ş.
VEKİLLERİ : Av. …
……
DAVALI : 1-…
VEKİLİ : Av. …
……..UETS
DAVALI : 2-……
4. …….
DAVALI : 3-……
4. ……..
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Rücuen Tazminat)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 20/04/2022
YAZIM TARİHİ : 20/04/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 05/07/2018 tarih ve 2016/728 Esas, 2018/836 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. Maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

-K A R A R-

Asıl dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili nezdinde sigortalı bulunan …. San. Ve Tic. A.ş.’ne ait fabrikada bulunan tekstil makinasının… numaralı ile makine kırılması sigorta poliçesi ile … tarihleri arasında sigortalandığını, müvekkili şirket nezdinde sigortalı işyerinde … tarihinde voltaj dalgalanması sebebi ile sigortalı makinelerde ağır hasar meydana geldiğini, Müvekkili şirket tarafından sigortalısına sigortalı makinalarda oluşan hasar nedeniyle … tarihinde …. TL ödeme yapıldığını, ancak elektrik enerjisinin kalitesizliğinden veya kesinletilerinden kaynaklanan zarar ve hasarların ilgili mevzuatta belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde sorumlu olan lisans sahibi tüzel kişiler tarafından tanzim edileceğini,elektrik üretenin ve elektriği dağıtanın bu hasardan sorumlu olduğunu, açıklanan bu nedenlerle; müvekkili şirket tarafından toplam hasar tazminatı olan … TL’nin ödeme tarihi olan … tarihinden itibaren davalıdan tahsil edilerek müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davaya konu … tarihli aynı hasar sebebiyle müvekkili şirket tarafından işbu davadan önce … A.Ş. hakkında dava açılmış olup işbu davanın Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/728 esas sayılı dosyası ile devam ettiğini, işbu nedenle tensiple beraber dava konusu ve sebebi aynı olan daha önce açılan söz konusu dosya ile birleştirme kararı verilmesini talep etmiştir.
Asıl dosyada davalı….A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın Yetkili Mahkemede açılmadığını, yetkili mahkemeninin İstanbul Ticaret Mahkemesi olduğunu, müvekkili şirketin elektrik satışı ile iştigal ettiğini, iletim yada dağıtım faaliyeti ile ilgili hiçbir faaliyeti lisansı yada yasal hakkı bulunmadığını, bu nedenle iletim yada dağıtım faaliyetinden kaynaklanabilecek hiçbir sorumluluğun muhatabı müvekkilinin olmadığını, açıklanan bu nedenlerle; haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemenin 5 nolu celse 21/12/2017 tarihli ara karar gereğince … A.Ş.’nin davalı taraf olarak kaldırılarak … A.Ş.’nin davalı taraf olarak kabulüne karar verilmiştir.
Davalı …Ş. tarafından ibraz edilen cevap dilekçesinde; müvekkilinin dava konusu edilen olayla hiçbir ilgisi bulunmadığını, belirtilen tarihte müvekkili Şirkete gelmiş herhangi bir arıza bildirimi bulunmadığını, barar gördüğü iddia edilen …Sanayi ve Ticaret A.Ş. … sınırları içerisinde faaliyet göstermekte olduğunu ve …sınırları içerisinde elektrik dağıtımı lisansı …. ait olduğunu, Elektrik dağıtım işinin de bu kuruluş tarafından yapıldığını, Müvekkilinin,… sınırları içerisinde elektrik dağıtım faaliyeti bulunmadığını, Böyle bir zarar doğmuşsa dahi sorumluluk …ye düşmekte olduğunu, açıklanan bu nedenlerle; haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalıların cevap dilekçesi sunmadıkları anlaşılmıştır.

Mahkemece; “…Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 10/10/2017 Havale tarihli bilirkişi raporuna göre davaya konu elektrik dalgalanmasından kaynaklandığı iddia olunan zararın eldeki davada ve birleşen davada davalı olarak gösterilen …. A.Ş., ….A.Ş, …. Müdürlüğü, …A.ş.’nin sorumluluğunda olmadığının ancak bu husustaki sorumluluğun …A.ş.’de olabileceğinin mahkememize bildirilmiş olduğu davacı tarafça asıl davadaki davalının HMK madde 124 uyarınca … A.Ş. olarak değiştirilmesi talebinde bulunulduğu ve mahkememizce 21/12/2017 tarih ve 5 nolu celse de davalının …A.Ş. olarak değişitirilmesine karar verildiği davalı taraf değişikliğinden sonra dosyanın yeniden rapor hazırlamak üzere önceki bilirkişi heyetine tevdii ile hazırlanan bilirkişi raporunun sonuç bölümünde davalının meydana gelen zararda herhangi bir kusurunun olmadığının mahkememize bildirilmesi neticesinde asıl dava yönünden davanın esastan reddine, birleşen dosya yönünden ise; davanın pasif husumet yokluğundan reddine, asıl davada yargılamanın başında davalı olarak gösterilip sonradan taraf olmaktan çıkartılan ….A.Ş. lehine ise yargılama giderine hükmedilmesine….” karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; her ne kadar bilirkişi raporunda hasarın sebebinin elektrik dalgalanması sebebiyle oluştuğu yönünde tespitte bulunulmuş ise de; raporun sonuç bölümünde elektrik dağıtım şirketinin 7 gün 24 saat kayıt yapmasının mümkün olmadığından bahisle dağıtım firmasının sorumlu olmadığına kanaat getirildiğini, yani ‘elektrik dalgalanması var ancak bu dalgalanmadan davalı kurumlar sorumlu tutulamaz’ denildiğini ancak bu açıklamanın bilimselliğe aykırı olduğunu, hasarın sebebinin elektrik dalgalanması olduğunun tespit edilmesine karşın hasarın sorumlusu olarak elektriği dağıtan kuruluşa kusur bulunmaması ve sorumlu olmadığının belirtilmesinin hukuken mümkün olmadığını, Elektrik Üretim ve Dağıtımının Lisans yönetmeliğinde geçen “elektrik enerjisinin kalitesizliğinden ve/veya kesintilerinden kaynaklanan zarar ve hasarların ilgili mevzuatta belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde sorumlu olan lisans sahibi tüzel kişiler tarafından tanzim edileceği’’ hükmü karşısında gerek elektriği üretenin gerekse söz konusu elektriği dağıtanın işbu hasarda müştereken ve müteselsilen sorumluluklarının bulunduğunu, söz konusu hasarın elektriği bir bedel karşılığı satın alan tüketicinin üzerinde bırakılması ve bunu satana sorumluluk atfedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, davalıların ispat yükünü bilimsel ve somut delil ile yerine getiremediklerini, söz konusu davada davalılar enerji kayıtlarını dosyaya sunmamış olup voltaj dalgalanmasının var olup olmadığının tartışılmadığını, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 28/11/2013 tarih, 2013/11570 E. 2013/16850 K. 28.11.2013 kararının da bu doğrultuda olduğunu, sonuç olarak; bir fabrikadaki cihazın tüm devrelerinin yanmasının ancak elektriğin ani düzensizliğinden kaynaklanacağını, davalı kurumun beyanı ile bilirkişi raporlarının aksi yönde hüküm kurulmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu belirterek, açıklanan bu nedenlerle yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesinden kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın tüm davalılar yönünden müştereken müteselsilen tahsili yönünde kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, makine kırılması sigorta poliçesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Hükmün kapsamı başlıklı HMK’nın 297. Maddesinde;
“(1) Hüküm “Türk Milleti Adına” verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar:
a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini.
b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini.
c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri.
ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini.
d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını.
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi.
(2) Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda asıl dava, davacı tarafından …. A.Ş.’ye karşı açılmış, davacı vekilinin taraf değişikliği talebi mahkemece kabul edilerek … A.Ş. Taraf olmaktan çıkarılmış ve husumet … A.Ş.’ye yöneltilerek davaya devam edilmiş, neticeten asıl davanın esastan reddine karar verilmiştir.
Birleşen dava ise davacı tarafından …, … ve …’ye karşı açılmış, mahkemece davalıların davaya cevap vermesi beklenmeden verilen birleştirme kararı sonucunda, birleşen davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş ancak gerekçeli karar başlığında birleşen davanın taraflarına yer verilmediği gibi, birleşen dava davalılarının dosyaya vekaletnamesi sunulmadığı halde, birleşen davada davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmiştir. Bu bakımdan verilen karar, tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini taşımadığından, HMK 297. Maddesine açıkça aykırı olup, kararın açıklanan nedenlerle kaldırılması gerekmiştir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nun 266/1. maddesinde; “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir” düzenlemesine yer verilmiştir. Kanunun açık metninde de görüldüğü üzere, teknik bilgi gerektiren bir konuda, sadece tarafların talebinin bulunması halinde değil, mahkemenin de re’sen bilirkişi incelemesi yaptırması mümkündür.
Aynı Yasa’nın 282. maddesi hükmüne göre; hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir ise de; bilirkişi raporunun yetersiz görülmesi halinde ve çözülmesi özel ve teknik bilgiyi gerektirir bir husus söz konusu olduğunda mahkemece yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi de zaruri bulunmaktadır.
Somut olayda, mahkemece elektrik mühendisi ve makine mühendisinden oluşturulan bilirkişi kurulundan alınan 03/05/2017 tarihli bilirkişi raporunda, hasarın voltaj dalgalanmasından meydana gelmediği yönünde görüş belirtilmiş, daha sonra İTÜ’den seçilen elektrik ve makine mühendisi akademisyen bilirkişilerden oluşturulan heyet raporunda ise zararın, gerilim darbesinden kaynaklandığı, zarardan ….A.Ş.’nin sorumlu olduğu ancak zarar nedeniyle elektrik dağıtım şirketine kusur atfedilemeyeceği belirtilmiştir. İTÜ’den seçilen bilirkişi heyetinin 02/04/2018 tarihli bilirkişi raporunda ise davalı taraf olarak sonradan ortaya çıkan … A.Ş., … Müdürlüğü, … ve …’ın da gerilin değişimlerini mikrosaniye veya daha kısa sürelerle kayıt altına almasının mümkün olmadığı. Bu nedenle kendilerine kusur atfedilemeyeceği belirtilmiştir. Yine dosyada bulunan ekspertiz raporu ve davacı vekili tarafından sunulan servis kayıtlarında ise hasarın voltaj dalgalanmasından kaynaklandığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Bu durumda mahkemece aldırılan iki ayrı heyet raporunda hasarın gerçek nedeni hakkında çelişki bulunduğu gibi, hasarın gerçek sorumlusunun kim olduğu hususunda da bilimsel ve denetime elverişli bir sonuç yer almamaktadır. Mahkemece olay tarihinde aynı bölgede başkaca arıza başvuruları olup olmadığı hususu araştırıldıktan, davalı ve birleşen davalılar arasında tanzim edilen elektrik sağlama ile ilgili sözleşmeler, organize sanayi bölgesinin kendi bünyesindeki elektrik dağıtımı, bakımı, hatların bakımının ne zaman ve kim tarafından yapılacağını düzenleyen sözleşmeler, sanayi bölgesindeki elektrik dağıtımına ilişkin proje, şema ve diğer ilgili belgeler temin edildikten, sigortalı işyerine ait özel bir trafo bulunup bulunmadığı araştırıldıktan, davalı kurumdan hasar tarihini de kapsayacak şekilde ölçüm/akım/gerilim değerlerini gösterir cetvel ve sigortalının iç beslemesini aldığı trafonun ölçüm değerleri celp edildikten sonra üniversitelerin makine, elektrik, elektrik elektronik mühendisliği bölümünde görevli öğretim üyelerinden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyetinden hasarın oluşma nedeni ve hasardan kimin sorumlu olduğu ile ilgili olarak duraksamaya yer vermeyecek ve önceki raporlardaki çelişki giderilecek şekilde ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, ondan sonra dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilip varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı Vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/07/2018 tarih ve 2016/728 Esas, 2018/836 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin karar harcı olarak alınan harcın istek halinde davacıya İADESİNE,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dair, HMK’nın 353. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 20/04/2022


Başkan

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”