Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1379 E. 2022/767 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1379
KARAR NO : 2022/767

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN V. : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/09/2020
NUMARASI : 2018/1511 Esas, 2020/622 Karar

DAVACI : ….
Av. … -. UETS
Av. … -…. UETS
Av. … -….UETS
DAVALI : ….
DAVANIN KONUSU : Alacak
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 27/04/2022
YAZIM TARİHİ : 27/04/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 09/09/2020 tarih ve 2018/1511 esas, 2020/622 karar sayılı kararının istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. Maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, taraflar arasında USD üzerinden satış sözleşmesi kurulduğunu, teamüller gereğince ödemelerin davalı şirket tarafından ödeme günündeki kur üzerinden yapıldığını, davalı tarafından yapılan TL cinsindeki ödemelerin ödeme tarihlerindeki kur üzerinden USD para birimine çevrildiğini ve bu nedenle de kur farkı alacağının ortaya çıktığını ancak kur farkı alacağının davalı tarafından davacıya ödenmediğini, Yargıtay içtihatlarında bu şekilde kur farkı alacağının ödenmesi gerektiğinin belirtildiğinden bahisle şimdilik … TL kur farkı alacağı talebinde bulunmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, yetki, derdestlik ve zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağından davacının bu şekilde hukuki yararının bulunmadığını, taraflar arasında kur farkına ilişkin bir sözleşme bulunmadığını, davalının davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; “…Taraflar arasında USD para birimi üzerinde satış ilişkisi bulunduğu, davalı tarafından satıma konu malların bedelinin davacıya verilen …adet TL para birimi üzerinden düzenlenen çekler ile ödendiği, çekler TL para birimi üzerinden düzenlenmesine rağmen yine de kur farkı talep edilebileceğine dair taraflar arasında ayrıca bir sözleşme veya anlaşma bulunmadığı sabittir. Dolayısıyla da burada davacının kur farkı talep etmesi hukuken mümkün değildir. Yine her ne kadar Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/257 esas sayılı dosyası iş bu dosya ile birleştirilmişse de; anılan dosyanın davacısının iş bu dosyada davalı konumunda olduğu ve yine o dosyada uyuşmazlığın taraflar arasındaki alışverişe ilişkin bakiye alacak talebine ilişkin olduğu; dolayısıyla her iki dosyanın uyuşmazlık konularının birbirinden farklı ve bağımsız nitelikte olduğu, ayrı ayrı görülmelerinde hukuken herhangi bir sakınca bulunmadığı, iş bu dosyanın karar aşamasına geldiği ve birleşen dosyanın yargılama gerektirdiği de göz önüne alındığında 6100 sayılı HMK m.30 hükmünde düzenlenen “Usul Ekonomisi İlkesi” de dikkate alınarak birleşen dosyanın iş bu dosyadan tefrikine karar verilmiştir.Bu açıklamalar doğrultusunda da davanın reddine” karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, dava dilekçesinde müvekkil şirketin ticari ilişkiden doğan şimdilik … TL kur farkı alacağının talep edildiğini, yargılama sırasında sadece davalının ticari defterlerinin incelendiğini; müvekkil şirketin ticari defterleri incelenmeden, delilleri toplanmadan davanın reddine karar verildiğini, dosya kapsamında davalının ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde davalının alacaklı olduğu yönünde rapor düzenlendiğini, bu raporun hatalı olduğunu, müvekkili şirket ile davalı arasındaki ticari ilişkinin her daim döviz cinsinden yapıldığını, ancak davalının yapmış olduğu döviz cinsinden ödemeleri dahi TL tutarlı bir şekilde defterine kaydettiğini, bilirkişinin bu hususa dikkat etmeden rapor tanzim etmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini, müvekkil şirket ile davalı arasındaki ticari ilişkiye konu faturaların taraflarınca yerel mahkemeye sunulduğunu, bu faturalardan da anlaşılacağı üzere ticari ilişkinin döviz cinsinden kurulduğunu, müvekkili şirketin ticari defterleri incelenmeden karar verilmesi nedeniyle davalı şirket tarafından yapılan döviz cinsinden ödemelerin tespit edilemediğini, müvekkiline ait delillerin değerlendirilmemesi ve ticari defterlerinin incelenmemesinin adil yargılanma haklarının ihlali mahiyetinde olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkide her daim döviz kullanıldığını; davalı tarafından yapılan bütün ödemelerin dava konusu …adet çek dışında döviz ile yapıldığını, faturaların döviz cinsinden düzenlenmiş ve davalı tarafından yapılan bütün ödemelerin dava konusu … adet çek dışında döviz ile yapılmış olmasının taraflar arasında döviz cinsinden ödemenin yapılması yönünde bir sözleşmenin olduğunu gösterdiğini, bu nedenle yerel mahkemece, taraflar arasında ödemelerin döviz cinsinden yapılmasına dair bir sözleşmenin bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, istinaf taleplerinin kabulü ile, yerel mahkemenin kararının kaldırılarak müvekkilinin ticari defterlerinin incelenmesine ve davanın kabulüne, davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava kur farkı faturasından kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
… yılında taraflar arasındaki ticari ilişkide… adet faturanın davacı tarafından USD cinsinden düzenlendiği ancak ödemenin davalı tarafından TL cinsinden çeklerle yapıldığı, ayrıca davacı tarafından “Kur farkı gelirleri” için … tarihli … USD ( … TL ) tutarlı kur farkı faturasının düzenlendiği ve bu faturanın da davalının ticari defterlerine işlendiği anlaşılmaktadır.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2013/12840 Esas, 2013/19183 Karar sayılı kararında; ” Dosyada bulunan 02/10/2012 havale tarihli bilirkişi raporu incelendiğinde takibe ve davaya konu kur farkı faturasının davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu görülmüştür. Ticari defter münderecatı sahibi aleyhine delil sayılır. Davalı tarafça akdi ilişki de inkar edilmediğine göre, taraflar arasında döviz cinsinden satış yapılacağına ilişkin bir sözleşme veya teamül bulunmasa da davalı bu fatura içeriğini kabul etmiş sayılmalıdır. Mahkemece belirtilen bu yönler gözetilmeden yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” biçiminde vurgulandığı üzere somut olayda da davanın dayanağını oluşturan …. tarihli fatura davalının ticari defterlerine kaydedilmiş olmakla davalının bu fatura içeriğini kabul etmiş sayılması gerekir.
Davalı taraf, dayanak kur farkı faturasını kabul ettiğine göre, fatura bedelinin ödendiğini ispat yükü davalıya aittir.
Öte yandan dosya kapsamında aldırılan bilirkişi raporunda incelenen davalı ticari kayıtlarına göre, davalının … yılı sonu itibariyle davacıdan ….TL alacaklı olduğu bildirilmiş, davalı tarafından bu alacağın tahsili için Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/257 Esas sayılı dosyası ile alacak davası açılmış, mahkemece dosyaların bağlantılı olması nedeniyle birleştirme kararı verilmiştir. Ne var ki Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1511 Esas sayılı dosyasının 09/09/2020 tarihli karar celsesinde anılan dosyanın bu dosyadan tefrikine karar verilmiştir.
Ödeme belgesinin hakkı ortadan kaldıran özelliği nedeni ile yargılamanın her aşamasında dikkate alınması gereklidir. Bu nedenle davalı vekiline davacıya karşı tüm ödemelerine ilişkin bilgi ve belgeleri sunması için süre verilerek, gelecek bilgi ve belgelere göre ilgili bankalardan hesap ekstrelerinin getirtilmesi, gerekli görüldüğü takdirde çeklerin ödenip ödenmediğinin ilgili bankalardan sorulması, her iki tarafın ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak ve tefrik edilen dosya getirtilip incelenerek ve gerektiğinde dosyaların yeniden birleştirilmesi düşünülerek, kur farkı faturasının davalı tarafından ödenip ödenmediği hususunun, konusunda uzman hesap bilirkişisi tarafından hazırlanacak rapor ile tespit edilmesi ve sonucuna göre yargılamaya devamla esas hakkında karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ve eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 09/09/2020 tarih ve 2018/1511 Esas, 2020/622 Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin karar harcı olarak alınan harcın isteği halinde davacıya İADESİNE,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
HMK’nın 353. maddesi uyarınca kesin olmak üzere 27/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan V.


Üye


Üye


Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”