Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1338 E. 2022/718 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1338
KARAR NO : 2022/718

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/07/2020
NUMARASI : 2019/256 E., 2020/220 K.

DAVACI : … – (…)
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – (…)
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 20/04/2022
YAZIM TARİHİ : 20/04/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2019/256 Esas, 2020/220 Karar sayılı dosyasında verilen 07/07/2020 tarihli kararın istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine … İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası ile …TL bedelli bir adet bono ile kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin davalıyla bir ticari ilişkisinin bulunmadığını, takibe konu takip dayanağı olan bonodan kaynaklı borcunun da bulunmadığını, müvekkilinin davalı hakkında takip dayanağı bonodan dolayı suç duyurusunda bulunduğunu, soruşturma dosyasında senet metinlerinde nakden kaydının bulunmasına rağmen davalının bunun aksini belirterek senet karşılığında altın verdiğini savunduğunu, senet metnindeki bedel kaydının aksinin savunulmasının senedin talili yani nedene ve illete bağlanması anlamına geldiğini, bononun ihdas nedeni davalı tarafından talil edilmiş olduğundan dava konusu bonodan dolayı müvekkilinden alacaklı olduğunu resmi belgelerle, kesin delillerle ispatlama yükünün davalı tarafında olduğunu, takip dayanağı yapılan bonodan dolayı müvekkilinin davalıya borçlu olmadığını ileri sürerek davalarının kabulüne, …İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında takibe dayanak bonodan dolayı müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, bononun lehtarı olan haksız ve kötü niyetli davalı aleyhine dava değerinin %20’si oranında kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında açılmış olan davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının müvekkili davalıdan borç para isteyerek emlak işinde çalışarak büyük miktarda para kazanacaklarını söylediğini, davalının kabul ederek bir miktar altın ve yüklü miktarda nakit para verdiğini ancak davacının parayı alarak ortadan kaybolduğunu, …yılında tekrar ortaya çıkınca davalıya olan borcuna karşılık davaya konu … TL tutarlı bonoyu verdiğini, ortada mal alım satımından kaynaklı bir hukuki ilişki olmayıp borç para alışverişinin olduğunu, senedin ihdas nedeninin talil edilmesinin söz konusu olmadığını, davacının daha önce ….. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında dava açtığını, bu davanın Mahkemece …. TL’lik kısım için kabul gördüğünü ve müvekkili davalı hakkında bu kısım için ayrıca kötüniyet tazminatına hükmedildiğini, bu kararın istinaf incelemesinden geçmekle kesinleştiğini, senet düzenleyerek vermiş olmasının davacı için borcu kabul anlamına geldiğini, davacının borcu ödediğine dair delil sunmakla yükümlü olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, “… yılında ise borcu hesaplayarak bonoya bağladıkları anlaşılmaktadır. Yani taraflar borç olarak verilmiş paranın iadesine yönelik olarak davaya konu bonoyu düzenlemiştir. Bonoya tarafların iradelerine uygun şekilde ”nakden” kaydı düşülmüştür. Yani her iki taraf da bononun borç para alışverişine karşılık olarak yani aynı hukuki ilişki nedeniyle düzenlendiğini iddia etmektedir. Görüldüğü üzere Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatlarına uygun şekilde ispat yükünün yer değiştirmesi söz konusu değildir. Davacı farklı yargı yerlerinde iddia ettiği üzere bono bedelini ödediğini ispatla yükümlü olup, davacı tarafın….TL’sinin ödendiği yönündeki açık ikrarı karşısında bu kısım için davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, kalan kısım için ispatlanamayan davanın reddi gerekmiştir. Kötüniyet tazminatına hükmedilmesine yönelik talebin değerlendirilmesine gelince, davalı gerek icra mahkemesinde, gereç savcılıkta, gerek Mahkememiz huzurundaki ifadesinde …. TL’lik ödeme almış olmasına rağmen bilerek bononun tüm bedeli üzerinden takip başlattığını ikrar etmiş olup takibin bu kısmı yönünden kötüniyetli ise de, yukarıda da değinildiği üzere icra mahkemesi davalı hakkında %20 kötüniyet tazminatına hükmetmiştir. Aynı takip nedeniyle mükerrer tazminata hükmedilemeyeceğinden bu talebin de reddi gerekmiş, aşağıda yazılı şekilde karar vermek gerekmiştir. (Bakınız Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun aynı yöndeki 05/02/2019 gün ve 2017/19-821 Esas ve 2019/58 Karar sayılı ilamı) 1- Davanın KISMEN KABULÜ ile …. İcra Müdürlüğü’nün ….Esas sayılı dosyasında işleme konulmuş olan….TL tutarlı , … vadeli , … keşide tarihli bono nedeniyle davacının davalıya ….TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya dair istemin REDDİNE, 2- Davacının kötüniyet tazminatına yönelik talebinin REDDİNE” karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararında belirtilenin aksine dava dilekçelerinde davalarının dayanağının ve iddialarının açıkça anlaşıldığını, davacının davaya konu bonodan kaynaklı borçlu olmadığı ve talil nedenlerine dayalı menfi tespit istemi olduğunu, taraflarına süre verildiği ve süresi içerisinde Yargıtay içtihatları ile gerekli açıklamayı içerir dosya arasında yer alan dilekçelerini yerel mahkemeye sunduklarını, bedel kaydının ispat yükü bakımından önemli olduğunu, bedel kaydı bulunan bonolarda bedel kaydının aksini ileri sürenin bu iddiasını kanıtlaması gerektiğini, yani bonoda bedel kaydı varsa bedel kaydının aksini ileri süren tarafın bu iddiasını ispat yükü altına gireceğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurul kararında bononun bağımsız borç ikrarı içeren bir senet olduğunu, bu nedenle ispat yükünün kural olarak senedin bedelsiz olduğunu ileri süren tarafa ait bulunduğunu, ancak bedel kaydının mevcut olması halinde ispat yükünün kaydın aksini savunan tarafa ait bulunduğu belirtildiğini, davacı tarafın herhangi bir iddia ve dayanak sunmamış olduğu yönündeki ret gerekçesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, gerekçeli kararda ”davalı tarafın hem altın hem nakit para verdiği, borcu hesaplayarak bonoyo bağladıklarının anlaşıldığı”nın belirtildiğini, ….Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …..sayılı soruşturma dosyasında,…… İcra Mahkemesi ….. Esas sayılı dosyasında ve iş bu dava dosyalarının hiç birinde tarafların borcu hesaplanarak bonoya bağladıklarına yönelik bir delillin bulunmadığını, salt davalının beyanları ile bu yönde anlaşmaya varılarak bono düzenlendiği kanaatine varılmasının açıkça hukuka, talile ilişkin içtihat haline gelmiş olan Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu, çünkü bedel kaydı bulunan bonolarda bedel kaydının aksini ileri süren tarafın, bu iddiasını ancak resmi belgelerle ve kesin delillerle ispatlayabileceğini, zaten alacaklı olmayan davacının tahkikat aşaması sona erip karar verilinceye kadar da alacaklı olduğunu resmi belgeler veya kesin delillerle ispat edemediğini, davalı tarafından dosyasına usulüne uygun süresinde sunulmuş imzalı bir cevap dilekçesinin bulunmadığını, cevap dilekçesi ile birlikte süresinde sunulmuş bir vekaletnamenin de olmadığını, taraflarınca cevap dilekçesinin kabul edilmediğini, davalı tarafından delil sunulmasına muvafakatlerinin olmadığını belirttiklerini, ancak davacı tarafa HMK’ya aykırı olarak delillerini sunmak üzere süre verildiğini, yerel mahkemece kararda cevap dilekçesinin süresinde kabul edilip edilmemesinin davaya esaslı bir etkisinin bulunmadığı belirtilmişse de, cevap dilekçesinin süresinde usulüne uygun sunulmuş olmamasının delil bildirimi yönünden davaya esaslı etkisi olacağından yerel mahkemenin gerekçesinin HMK’ya açıkça aykırı olduğunu belirterek davanın fazlaya dair istemin ve kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine ilişkin kararın kaldırılması, davalarının kabulüne karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, ilamsız icra takibine itirazın iptali talebine ilişkindir.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, tüm dosya kapsamından; karar gerekçe içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harç mahsup edilerek bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. .


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”