Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1225 E. 2022/623 K. 06.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1225
KARAR NO : 2022/623

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/01/2020
NUMARASI : 2018/1395 E., 2020/85 K.

DAVACI : … – (…)
VEKİLİ : Av. … ………
DAVALI : … – (…)
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 06/04/2022
YAZIM TARİHİ : 06/04/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2018/1395 Esas, 2020/85 Karar sayılı dosyasında verilen 27/01/2020 tarihli kararın istinaf incelemesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının…yılında kurulan… San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nde hisseli ortak olduklarını, müvekkilinin hissesinin… tarihinde %… olduğunu, davalının hissesinin ise aynı tarihte %… olduğunu, …tarihinde müvekkilinin kendi hissesinin tamamını davalıya devrettiğini, müvekkili ile davalının şirket ortaklığı dönemine ait vergi borcunun bulunduğunu, …müvekkiline ve davalıya bu vergi borcundan dolayı icra takibi başlattığını, müvekkilinin davalıya ait vergi borcunu da ödediğini, müvekkilinin ödemiş olduğu davalıya ait olan vergi borcunun tahsili için …Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalının icra takibine itiraz ettiğini, icra takibine yapılan itirazın haksız olduğunu, kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, borçlunun itirazında taraflar arasındaki ticari ilişkiyi kabul ettiğini, borç miktarına itiraz etmediğini, sadece borcun tek kendisine ait olmadığını müvekkiline de ait olduğunu iddia ettiğini, bu iddianın asılsız olduğunu, müvekkilinin ödemiş olduğu vergi borçlarında kendi hissesi oranındaki meblağı icra takibine konu etmediğini belirterek … Müdürlüğünün …esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, “…mahkememizce …Müdürlüğü kayıtları celp edilmiş, incelenmesinden, davacının şirkette bulunan …tarihinde başlayan %… hisseli ortaklığını … tarihinde davalıya devrederek ortaklıktan ayrıldığı, davalının talep konusu vergi borçlarının ait olduğu dönemi de kapsar şekilde şirkette %… hisseli ortak olarak … ile … tarihleri arasında bulunduğu, davacının şirketin vergi borçları sebebiyle “ortak takibi” açıklaması ile talep konusu ettiği vergi borçlarını şirket adına ödediği, buna ilişkin makbuzları dosyaya ibraz ettiği, Mahkememizce alınan hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda davacı tarafından ödenen vergilerin ayrı ayrı hesap ve dökümlerine raporda yer verildiği ve tarafların ortaklık paylarına göre sorumlu oldukları kısımların açıkça belirlendiği anlaşılmakla bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. 1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, … Müdürlüğünün …. esas sayılı icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin…TL asıl alacak üzerinden devamına, 2- Davacının fazlaya dair kısımla ilgili itirazın iptali talebinin reddine” karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı ile şirket ortaklığı olmadığı yönünde bir itirazının olmadığını, müvekkilinin icra takibine iyi niyetli olarak maliyeye ödenen ve davacı tarafından ödenen vergi borcunun yalnızca kendisine ait olmadığı, ortaklık payı oranında sorumlu olduğundan ve ödenen vergi borcunun payına düşen oran belirtilmeden tamamının kendisinden talep edilmesi nedeniyle icra takibine itiraz ettiğini, icra takibinde ve açılan davada şirketin vergi borcundan dolayı vergi dairesine ne kadar ödeme yapıldığı ve hangi ortağın ne kadar hissesi oranında ne miktar ödeme yapması gerektiğinin belirtilmediğini, davacı vekilinin dava dilekçesinde müvekkilinin kendi payına düşen vergi borcunu icra takibine konu etmediğini belirttiğini, ancak vergi dairesine yapılan ödemenin şirket borcunun tamamı olduğunu, takip yapılırken müvekkilinin payına düşen oranın belirtilmediğini, müvekkilinin ödemesi yapılan vergi borcunun hangi dönemlere ait olduğu, her bir şirket ortağına düşen miktarın hesaplanması için davacı ile görüşme isteğinin kabul görmediğini, yargılama sırasında mahkeme tarafından aldırılan bilirkişi raporunda davacı tarafından ödenen … TL’sinin şirketin tüm borcunu kapsadığının belirtildiğini, müvekkilinin sorumlu olduğu rakamın ise … TL olarak tespit edildiğini, davacının haksız ve kötü niyetli olarak şirketteki hissesini bilmesine ve her ortağa düşen vergi borcunu bilmesine rağmen ödenen verginin tamamının müvekkilinden tahsil etmeye çalıştığını, yargılama sırasında %20 tazminat talebinde bulunduklarını, ancak mahkemece bu talepleri konusunda karar verilmediğini belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece alınan raporlar incelendiğinde raporlar arasında açıkça çelişki bulunduğunun aşikar olduğunu, çelişkili ve eksik raporlara göre yerel mahkemece hüküm kurulduğunu, ticaret sicil kayıtları incelendiğinde müvekkilinin ortağı bulunduğu şirketteki hissesinin %…, aynı tarihlerde davalının hissesinin %…oranında olduğunu, müvekkilinin şirket ortağı olduğu dönemin vergi borçlarından hissesi oranında sorumlu iken icra baskısı altında davalının da sorumlu olduğu vergi borçlarını ödediğini, müvekkili tarafından başlatılan icra takibinde müvekkilinin yapmış olduğu ödemelerden kendi hissesine düşen %..’u düşerek icra takibi başlattığını, davalının istinaf dilekçesinde “dava dilekçesinde müvekkilin kendi payına düşen vergi borcunu da icra takibinde belirtmiş ancak vergi dairesine yapılan ödeme şirket borcunun tamamıdır.” diye belirtmişse de takip başlatırken müvekkilinin hissesine düşen meblağın düşülerek icra takibine konu edildiğini, müvekkili tarafından şirket borcunun tamamının ödendiğini, müvekkili tarafından ödenen dekontların incelenmesinde müvekkili tarafından ödenen miktarın tamamının konu edilmediğini belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, ilamsız icra takibine itirazın iptali talebine ilişkindir.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, tüm dosya kapsamından; karar gerekçe içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, karara esas alınan bilirkişi raporunun denetime açık, karar vermeye elverişli ve oluşa uygun olduğu, ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin hükmünün yerinde olduğu anlaşılmış ancak davalı yanın cevap dilekçesinde reddedilen miktar yönünden davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmesine karşın, bu taleple ilgili mahkeme bir karar verilmemesi yerinde değildir. Ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden; davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, HMK 353/1-b-2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
A)1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 27/01/2020 tarih ve 2018/1395 Esas, 2020/85 Karar sayılı kararının kararının KALDIRILMASINA,
3-Davalı tarafından yatırılan istinaf yolu karar harcının istek halinde İADESİNE,
4-Davalı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf başvuru harcı, 11,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 159,60 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
6-HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
B)6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-2. maddesi uyarınca yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, … Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin … TL asıl alacak üzerinden devamına,
2-Davacının fazlaya dair kısımla ilgili itirazın iptali talebinin reddine,
3-Takip ve dava konusu alacağın likit bir alacak olmaması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
4-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
5-Alınması gereken 1.960,59 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 624,47 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.336,12 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan harç dahil toplam 1.247,92 TL yargılama giderinden kabul ve ret oranına göre hesap edilen 692,40 TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Kabul edilen kısım üzerinden; davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap edilen 5.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
8-Reddedilen kısım üzerinden; davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap edilen 5.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
9-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
10-Karar kesinleştiğinde artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair; HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 06/04/2022


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”