Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1132 E. 2022/575 K. 30.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1132 – 2022/575
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1132
KARAR NO : 2022/575

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :…
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/01/2020
NUMARASI : 2018/1269 E., 2020/63 K.

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI :…
VEKİLİ : Av….
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 30/03/2022
YAZIM TARİHİ : 30/03/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2018/1269 Esas, 2020/63 Karar sayılı dosyasında verilen 16/01/2020 tarihli kararın istinaf incelemesi davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketi tarafından dava dışı şirkete ait makinenin montaj sigorta poliçesi ile teminat altına alındığını, davalı şirket tarafından makinenin montaj için vinç vasıtası ile indirilmesi sırasında iş makinesinin bom kısmında oluşan kırılma sonucu makinenin yere düşerek hasara uğradığını, hasarın oluşmasında davalı şirketin kusurunun bulunduğunu, sigortalıya ödenin 83.670,00 Euro tazminatın davalıdan tahsili için yapılan takibe itiraz edildiğini, yapılan itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; hasarın oluşmasında müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, hasarın yurt dışından gelerek bu makinelerin yüklenmesi, indirilmesi ve montaj işi ile iştigal eden yabancı uyruklu makine operatörlerinin vinç operatörlerine müdahale etmesi sebebi ile oluştuğunu, makinenin müvekkili çalışanı olan vinç operatörlerinin istediği şekilde değil de yabancı uyruklu operatörlerin hatalı talimatları nedeni ile oluştuğunu, belirlenen hasar tutarının da fahiş olduğunu, kabul etmediklerini belirterek davanın reddi isteminde bulunmuştur.
Mahkemece, “…tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu, tarafların beyanları ve alınan bilirkişi raporlarına göre davanın kısmen kabulü ile itirazın kısmen iptaliyle 194.507,65 TL asıl alacak, 11.647,50 TL faiz alacağı üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiş davalı vekilinin kararı istinaf etmesi üzerine dosya Dairemize gelmiş olup, Dairemizin 2018/482 esas, 2018/1345 Karar sayılı 11/10/2018 tarihli ilamı ile, “…Davanın esasıyla ilgili olarak gösterilen delillerin “hiçbirinin” toplanmaması ile anlaşılması gerekenin uyuşmazlığın çözülmesi için taraflarca gösterilen delillerden hiç birinin toplanmaması ya da deliller bütünü ile çözüme ulaşılabilecek hallerde bu bütünü oluşturan delillerden “birinin” toplanmamış olması halleri olduğu söylenebilir. Hakimin belirli bir yargıya vararak karar vermesinde esaslı nitelikteki deliller söz edilmekte olup bu özellikte delillerden “birinin” toplanmamasını da 353/I-a-6. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira somut olayda olduğu gibi uyuşmazlığın çözümünde başvurulması gereken bilirkişi incelemesinin konusunda uzman bilirkişi kurulandan oluşmaması ve davacının dayandığı olgulara yönelik toplanması gereken delilin değerlendirilmemiş olması halinde yargı sistemimiz bakımından benimsenmiş olan dar istinaf sisteminden uzaklaşılarak ilk derece mahkemesince değerlendirilmemiş olan konularda ilk defa istinaf mahkemesince bir delile ilişkin olarak tartışma yapılarak yargıya varılacaktır ki bu da iki dereceli yargılama olan istinaf yargı sistemi ile bağdaşmayacaktır. Bu bakımdan ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için gösterilen delillere ilişkin her hangi bir değerlendirme yapılmamış olması bakımından istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne ve ilk derece mahkemesinin anılan gerekçelerle kaldırılmasına” karar verilmiştir.
Mahkemece yapılan yeni yargılama neticesinde; … İstanbul…..Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığı ile aldırılan bilirkişi raporunun incelenmesi neticesinde; Hasara uğrayan Halı Dokuma Makinasının yurtdışında onarımı zorunlu olduğu, bu kazanın meydana gelmesinde Vinç sahibinin %100 oranında kusurlu olduğunu, yapılan 69.426,00 Euro’nun mevcut hasarın tamiri için uyumlu ve gerekli olduğu, dava konusu olan hali makinasında ….. firması tarafından onarım için değişen ve değişen parçaların gerekli olduğu ve makinaya özgü parçalar olduğu ve bu parçaların başka yerden temin edilemeyeceği, ilgili makina …’da tamir şartı olduğundan nakliye vs. Giderlerinin hasar maliyetine dahil edilmesi gerektiği bu sebeple hasar toplamının 92.966,00 Euro olduğu, sigorta poliçesi gereği hasar toplamından %10 indirim yapıldığı takdirde 83.670,00 Euro olduğu, bu bedelin ise hasarın meydana geldiği tarihte TL karşılığının 194.306,84 TL olduğu bu miktar üzerinden işleyecek faiz miktarının ise 11.647,50 TL olduğu anlaşıldığından mahkememizce davalının itirazın iptali ile takibin 194.306,84 TL asıl alacak 11.647,50 TL faiz alacağı yönünden devamına, Fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin taraflarından yapılan yazısı ve sözlü beyanlara itibar etmeden, bilirkişi raporuna karşı yapmış oldukları itirazları incelemeden davanın kabulüne karar verdiğini, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi heyeti tarafından verilen raporun yeterli inceleme ve araştırma yapılmaksızın düzenlendiğini, bilirkişiler tarafından özel bir ticaret şirketi olan ….ye yaptırılan montaj hasarı ekspertiz raporunu esas alarak rapor tanzim edildiğini, davada ispat yükünün davacı firmada olduğunu, davacının elinde kazaya ait bulunan fotoğraflar dışında hiçbir delilin bulunmadığını, bilirkişi raporunda bulunan ve değişen parçaların listesi olarak yazılı bulunan liste incelendiğinde hiçbir şekilde makinenin hasarlı halini gösteren mevcut fotoğraflar ile tespiti mümkün olmayan vidalara, vida somununa kadar ayrıntıya girerek rapor tanzim edildiğini, bu parçaların ancak makinenin tamamen dağıtılması halinde ancak tespitinin mümkün olan parçalar olduğunu, montaj yapılan alanın fiziki durumunun ve özellikleri ile tanık beyanlarının bilirkişiler tarafından hiçbir şekilde nazara alınmadığını, hasar bedeli ile yine makinenin…. ülkesine gönderilmesi ve geri getirilmesi için yapılan harcamaların miktarı konusunda da hiçbir yorum veya fiyat incelemesi yapılmadan beyan edilen tüm harcamaların olduğu gibi kabul edilerek raporun tanzim edildiğini, kazanın meydana gelmesinde tüm kurusun müvekkili firmaya izafe edildiğini, ancak müvekkillerini fabrikaya davet ederek makinenin montajının nasıl yapılacağı konusunda muhatap olarak monitörü gösteren makine sahibi bulunan …..firmasında olduğunu, müvekkili şirket çalışanlarının yabancı dil bilmedikleri için bu kişilerin anlaşması konusunda gerekli tercümanın dahi ….. firması tarafından temin edildiğini, müvekkilinin yapılan ödeme ile bağlı olmayıp kusurlu olması halinde kusur oranında ve sadece makinede meydana gelen hasardan sorumlu olduğunu belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, montaj sigorta poliçesine dayalı olarak ödenen tazminatın rücuen tahsili talebi ile yapılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, tüm dosya kapsamından; karar gerekçe içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, Dairemizin 11/10/2018 tarih 2018/482, 2018/1345 Karar sayılı kaldırma kararına uygun bilirkişi raporu alındığı, karara esas alınan …..tarihli bilirkişi heyeti raporunun karar vermeye elverişli, oluşa uygun ve denetime açık olduğu, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 14.178,46 TL harçtan peşin alınan 3.517,18 TL harç mahsup edilerek bakiye 10.661,28 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-Kararın taraflara tebliğine,
Dair, HMK. 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak oy birliği ile karar verildi. 30/03/2022


Başkan

¸e-imzalıdır


Üye
….
¸e-imzalıdır


ÜYE

¸e-imzalıdır


Katip

¸e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”