Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1081 E. 2022/601 K. 01.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1081
KARAR NO : 2022/601

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/06/2020
NUMARASI : 2018/1000 Esas, 2020/440 Karar

DAVACI : ….
VEKİLLERİ : Av. …
Av. … -…
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 01/04/2022
YAZIM TARİHİ : 01/04/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 24/06/2020 tarih ve 2018/1000 esas, 2020/440 karar sayılı kararının istinaf incelemesi davalı vekilince istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki uyarınca müvekkili tarafından davalıya mal satışları yapıldığını ve faturaların düzenlendiğini, bu faturalardan doğan alacağa ilişkin davalı aleyhine .. … İcra Dairesinin …. esas sayılı dosyası ile genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, icra takibi davalının itirazda bulunması üzerine durdurulduğunu, davalının, itirazında böyle bir borcu olmadığını belirterek yetkiye, borca ve ferilerine itiraz ettiğini, ancak davalının tüm itirazlarının haksız olduğunu, müvekkilinin yerleşim yerinin ….olması nedeniyle icra takibinin yetkili icra dairesinde yapıldığının kabulü ile haksız yetki itirazının reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin takibe dayanak faturalara konu malların tamamını ve takibe dayanak faturaları davalıya teslim ettiğini, dava konusu icra takibi başlatılıncaya kadar davalının takibe dayanak faturalara ve cari hesaba itiraz etmediğini, müvekkiline yapılan herhangi bir iade bulunmadığını, yapılmış iadelerin de takip ekinde yer alan cari hesap dökümünde yer aldığını, yine cari hesapta görüldüğü üzere davalı tarafın takibe dayanak faturalara istinaden müvekkiline farklı tarihlerde bir miktar ödeme yaptığını, ancak müvekkilinin icra takip tutarı kadar bakiye alacağının halen ödenmediğini, müvekkilinin alacağının belirli ve alacak hakkı tartışmasız olduğu halde davalının takibe kötüniyetli ve haksız olarak itiraz ettiğini, bu nedenle borçlunun… …. İcra Dairesinin …. esas sayılı dosyasında yaptığı itirazının iptaline, icra takibinin devamına, davalı borçlunun takip konusu alacağın %20’si oranında tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı taraf, borçlu/ davalı ikametgâhı yer mahkemesinin yetkili olacağı kuralı gereğince görevli, yetkili mahkemenin, Batman mahkemeleri olduğundan yetki itirazında bulunduklarını, bu itibarla öncelikle yetki yönünden davanın reddedilmesi gerektiğini, davacının ticari temüllere ve aralarındaki yazılı mutabakata vardıkları sözleşme gereklerine ve taahütlerine uymadığını, yerine getirmediğini, kendileriyle mutabık kaldıkları ve yetkili bölge yöneticileri tarafından imza karşılığı teslim alınan hizmet faturalarını cari hesaptan düşmediğini, defterlerine işlemediğini, teamül ve anlaşmaları gereği iade alınması gereken son kullanım tarihleri geçmiş ürünlerin olduğu listeyi kendilerine şifai olarak söylemelerine ve mail atarak bildirmelerine rağmen almadıklarını, geçen süre içinde de piyasadan geri alınmak zorunda kaldıkları iadelerin depolarında biriktiğini ve geri alınmadığını, zarar etmelerine neden olduğunu, sonrasında ….. firması tarafından …….İcra Dairesi …..esas numarası ile haklarında ilamsız icra takibi başlatıldığını, Ticaret Hukukunda tüccarın basiretli davranması hususunun belirtildiğini, firmanın etik ve basiretli davranmadığını, davacı taraf ile aralarındaki ticari sözleşmeden kaynaklı alacak, verecek ve anlaşmazlıkların söz konusu olduğunu, davacının alacaklı mı, borçlu mu olduğu, alacaklı ise ne kadar alacaklı olduğunun yargılama neticesinde belirlenecek bir husus olduğunu, tüm çağrılarına rağmen davacı tarafın hesaba oturmadığını, likit bir alacak söz konusu olmadığından icra inkar tazminatı taleplerinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle açılan davanın reddine, kötüniyetle açılmış bulunan icra takibi için davacının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, davacının iddiasının satım sözleşmesinden kaynaklı para alacağının bulunduğu ve bunun icra takibindeki faturalardan kalan bakiye alacağa ilişkin olduğu, davalı taraf bir takım teamül ve yazılı mutabakattan bahsetmiş ancak buna ilişkin belgeleri mahkemeye sunmadığı, ayrıca hizmet sözleşmesi nedeniyle oluşan alacağın cari hesaptan düşülmediğini mahkemeye bildirmiş ancak bu hizmet sözleşmesi konusunda herhangi bir belge sunulmadığı ya da takas definde bulunulmadığı, son kullanma tarihi geçen ürünlere ilişkin geri alınacağına ilişkin sözleşmeden bahsedilmiş ise de buna ilişkin yine yazılı delille ispat kuralı gereği mahkemeye bildirmediği, ayıplı mal iddiasında bulunuyor ise de TTK tacirler arasındaki ihtarat kurallarına uyulduğu ve buna ilişkin deliller yine mahkemeye sunulmadığı, bu halde takip konusu satım sözleşmesinin yapıldığı konusunda uyuşmazlık bulunmayıp, borcun ifa edildiğine dair (takas, ayıplı mal savunması, satım sözleşmesinden sonra cari hesap mutabakatı) iddiaların HMK 200 gereği senetle ispat zorunluluğu bulunmakta olup davalı tarafın buna ilişkin delilleri mahkemeye sunamadığı, ayrıca davalı tarafın yemin deliline dayanmadığından bu hususta inceleme yapılmadığı, ticari defterlerin incelenmesinde de davalının ilgili savunmalarına ilişkin borcun ifa edildiğine dair bir delil bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı vekili, kararın eksik inceleme ve araştırma sonucu verildiğini, mahkemenin dosyaya yeterince vakıf olmadığını, dosyadaki bilgi ve belgelerin gözardı edilerek karara bağlandığını, dosyadaki delillerin irdelenmediğini ve yok sayıldığını, davalı taraf olarak delil ibraz ettikleri halde karar gerekçesinde delillerinin sunulmadığından bahisle savunma ve cevaplarına itibar edilmediğinin yazıldığını, taşra teşkilatı aracılığı ile yolladıkları … tarihli cevap layihasında fatura örneklerinin, davacı şirket ile yapılan mutabakat metinleri, mail yazışmaları ile iade ürün listesinin sunulduğunun dosya kapsamında mevcut olduğunu, yerel mahkemenin Batman Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan talimat sonucu şirketlerinin defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu hazırlanan …. tarihli bilirkişi raporunun taraflarına tebliğ edilmediğini, gerekçeli kararında da bu delilden hiç bahsedilmediğini, buna mukabil davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde verilen bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirmeden hükme dayanak yapıldığını, mahkeme kararına dayanak davacı şirketin ticari defterleri ve kesilen faturaları gösterdiğini, müvekkili şirket defterlerinin dikkate almadığını, kesilen iade faturalarına ve hizmet bedeli olarak davalı şirketin fatura ve defter kayıtlarına hiç değinmediğini, bu yönü ile mahkeme kararının sadece davacı iddia ve delillerini dikkate alan yanlı ve hukuka aykırı karar verdiğini, sundukları bayilik sözleşmesi, distirbor işleyiş prensip anlaşması, mail yazışmaları ile davacı şirketin onuruna istinaden eleman desteği kapsamında davacının ödeyeceği meblağlara ilişkin faturalar ile araç giydirme giderlerine ilişkin faturalar ve yine sözleşme kapsamında tarihi geçmiş iade bekleyen ürün listesinin, kararın gerekçesinde tartışılmadığını, değinilmediğini, davacı şirketin alacak iddialarına karşın müvekkili şirketin de alacak iddialarının olduğunu, kesin cari bir mutabakat ve likide olmayan alacak iddiaları karşısında icra inkar tazminatına hükmedilmiş olmasının da usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, tüm dosya kapsamından; bilirkişi raporu, karar gerekçe içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 875,53 TL harçtan peşin alınan 218,88 TL harç mahsup edilerek bakiye 656,65 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/04/2022


Başkan


Üye


Üye


Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”