Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/108 E. 2021/1701 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/108 – 2021/1701
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/108
KARAR NO : 2021/1701

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ……..
ÜYE : ………..
ÜYE : ………
KATİP : ……..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/09/2019
NUMARASI : 2017/557 E., 2019/877 K.

DAVACI : ……….
VEKİLİ : Av………
DAVALI : ……..
VEKİLİ : Av. …………….
DAVANIN KONUSU : Tazminat
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 10/11/2021
YAZIM TARİHİ : 10/11/2021

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2017/557 Esas, 2019/877 Karar sayılı dosyasında verilen 12/09/2019 tarihli kararın istinaf incelemesi davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; keşidecisi davacı müvekkili olan …… Şubesi’ne ait olan ……numaralı ……. keşide tarihli çekin çalındığından ötürü Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2016/349 esas no’lu kıymetli evrakın iptali davası açıldığını, mahkemece çeke ödemeden men yasağı getirildiğini, ….tarihinde davanın kabul edilerek çekin iptaline karar verildiğini, çekin çalındığına dair …. soruşturma no’suyla da savcılıkça soruşturma başlatıldığını, ödemeden men yasağı getirilmesine rağmen davalı bankanın çeki icra takibine koyduğu ve davacı müvekkilinin icra takibinin geçici olarak durdurulması için süresinde Gaziantep 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nde 2016/419 esas no’lu dosyasıyla … tarihinde mahkemece icra takibinin tedbiren durdurulduğunu, davalı bankanın takibe devam ettiğini, davacının bankalardaki hesaplarına bloke konulduğunu, taşınmazları, taşınırları ve şirket hisseleri haczedilerek davacı şirketin çalışamaz hale getirildiğini, davacıya ait çeklerin arkasının yazılmaması ve kredilerin geri çağrılmaması için …’de işbu davaya konu dosya borcunun tamamen ödendiğini, müvekkili şirketin ulusal alanda prestijli bir firma olup yıllık cirosunun …. TL civarında olduğunu, çekte ödemeden men yasağı olduğundan davalı bankanın çekin çalıntı olduğunu ve kendisinin meşru hamil olmadığını bile bile devraldığını, cirolayıp kötüniyetli olarak ….’da takibe koyduğunu, çekin keşidecisi davacı …. lehtarının …iken icra takibinin sadece davacı müvekkiline karşı başlatıldığını, … lehtar olduğundan ciro için çek arkasına basılan kaşede takip için tüm bilgileri mevcutken ona takip yapılmadığını, bu durumun kötü niyetli olarak yapıldığının göstergesi olduğunu, çekteki imzanın davacıya ait olmadığını, davacı şirketin yetkilisinin bu çeki imzalamadığını, davacı şirketin ticari defterleri incelendiğinde … ile herhangi bir alım-satım yapılmadığının ortada olduğunu, icra dosyasına konu çekin Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/349 no’lu esas, 2016/1357 mo’lu kararıyla zayi nedeniyle iptaline karar verildiği, bu kararın kesinleştiğini, çekteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, ancak buna rağmen davacının müvekkilinden haksız olarak 78.430 TL tahsil edildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalarının kabulüne, 23.430 TL’nin ticari faiziyle davacıya iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka tarafından asıl borçlu ….’a krediler kullandırıldığını, davacı ….Ltd. Şti.’nin ise asıl firma tarafından kredinin tahsili için verilen ve karşılıksız çıkan çeklerden bir tanesi olduğunu, imzalanan Genel Kredi Taahhütnamesi/Sözleşmesi ilgili maddeleri gereğince kredi hesabının kat edilerek, …. Noterliğinin …. tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edildiğini, keşide edilen ihtarnameye rağmen borç ödenmeyince, müvekkilinin borçlu …’dan … TL alacağı için …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile borçluya örnek 7 ödeme emri gönderildiği ve borçlulara tebliğ edildiğini, asıl borçlu …. ‘ın tahsili için verilen davacıya ait çekin “ödemeden men” nedeniyle karşılıksız çıkınca, davaya konu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davaya konu kambiyo takibi başlatıldığını, davacı tarafın başlattıkları kambiyo takibine karşı itirazda bulunduğunu, asıl alacak olan … TL için imza itirazında bulunmayarak, “ödemeden men” nedeniyle hesabın müsait olmasına rağmen çekin ödenmediğini, durdurma talebi ile birlikte sadece çek tazminatı ve fer’ilerine itiraz ettiğini, davacının çekin keşidecisi olduğunu, açılan davada davacının anaparayı kabul ettiği, sadece çek tazminatı ve feri’lerine itirazı ile istirdadını istediğini, istirdadın şartlarının oluşmadığı gibi, anapara borcunu açıkça kabul edilerek rızaen ödendiğinden istirdat davasının dinlenemeyeceğini, davacının anaparayı kabul ettiğinden, onun fer’ilerini de kabul etmiş sayıldığını, çekin iptali veya icra takibinin durdurulmasının iyiniyetli hamil olan müvekkili banka bakımından bağlayıcı olmadığını, müvekkili bankanın bir güven kuruluşu olup iyiniyetli son hamil olduğunu, icra takibinin sadece davacı keşideciye başlatıldığını, lehtar ….’a başlatılmadığını, bu durumun kötüniyet göstergesi olduğu iddialarının geçekten ve hukuki dayanaktan uzak soyut iddialar olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, “…Tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu, tarafların beyanları ve alınan denetime elverişli …. tarihli …Tıp Kurumunca hazırlanan raporun incelenmesi neticesinde; davaya konu çekteki imza ile davacı şirket temsilcisinin imzasının tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve bakı derecesi bakımından aynı olmadığı, çek altındaki imza def’inin çekteki hak sahibi olan tüm hamillere karşı ileri sürülebileceği değerlendirilerek taleple bağlı kalınmak suretiyle davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesisi yoluna gidilmiştir. Davanın KABULÜ ile, … TL’nin …. tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine” karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin gerekçeli kararının sadece imza incelemesine dayalı bilirkişi raporu üzerinden hüküm verilmesinin hatalı olduğunu, hukuki nitelendirmede hata yapıldığını, davacının dava dilekçesinden de anlaşılacağı üzere açtıkları icra takibi nedeni ile, icrada ödenen paranın istirdadına yönelik istirdat davası olduğunu, çekteki imzanın davacıya ait olmadığı ve ticari defterlerde lehtar …. (….) herhangi bir kayıt olmadığı iddialarının da şahsi def’i olduğundan, hukuken iyiniyetli müvekkili bankayı bağlamadığını, davacının çekin keşidecisi olduğunu, davacının açtığı davada anaparayı kabul ettiği sadece çek tazminatı ve feri’lerine itiraz ile istirdadını istediğini, istirdadın şartlarının oluşmadığı gibi anapara borcunun açıkça kabul edilerek rızaen ödendiğinden istirdat davasının dinlenemeyeceğini, davacının anaparayı kabul ettiğinden onun fer’ilerini de kabul etmiş sayılacağını, 2004 tarihli HGK kararı uyarınca borç açıkça kabul edilerek ödendiğinden istirdat davasının dinlemeyeceğini, borcun ödenmediği için müvekkili bankanın çeki yasal takibe koymasında anapara ve ferilerini istemesi kadar yasal bir durumun söz konusu olamayacağını, çekin iptali veya icra takibinin durdurulmasının iyiniyetli hamil olan müvekkili banka bakımından bağlayıcı olmadığını, müvekkili bankanın bir güven kuruluşu olup iyiniyetli son hamil olduğunu, ödemeden men yasağı kaşesinin basılması veya bunun bilinmesinin çekin takibe konulmasına engel olmadığını, bu konuda açılan bir menfi tespit davasının da bulunmadığını, müvekkili bankanın TTK 702 madde uyarınca yetkili hamil olarak kendisinden önceki müracaat borçluları yani müteselsil kefil olarak keşideci ve cirantanın hepsine veya sadece keşideciye gitmesinde hukuken bir mani olmadığını, çekdeki imzanın davacıya ait olmadığı ve ticari defterlerde lehtar …’a ait (….) herhangi bir kayıt olmadığı iddialarının da şahsi def’i olduğundan hukuken iyiniyetli müvekkili bankayı bağlamadığını, müvekkili bankanın TTK’nun 702 . maddesi uyarınca, yetkili hamil olup davacının imzalarının müvekkili banka huzurunda atılmadığını, imzaların gerçek veya sahte olup olmadığının müvekkili bankanın tespit etmesinin mümkün olmadığını, böyle bir yükümlülüğünün de bulunmadığını belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, dava konusu çekteki keşideci imzasının sahte olduğu iddiası ile açılan menfi tespit, istirdat davasıdır.
Davacı vekili, …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine konu müvekkilinin keşide ettiği, ….keşide tarihli, …. nolu, …. TL bedelli çekin çalıntı olması sebebiyle ödeme yasağı kararı alındığını, davalı bankanın ödeme yasağı kararından haberdar olmasına karşın kötüniyetle çeki icra takibine konu ettiğini, çekteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, sahte imza olduğunu, cebri icra tehdidi altında müvekkilinden haksız olarak ….TL tahsil edildiğini, aynı zamanda çekin zayi nedeniyle iptaline karar verildiğini, iptal edilen çekin takibe konulup kötüniyetle tahsil edildiğini, 23.430 TL nin ticari faiziyle birlikte istirdadına karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya içerisine alınan …Dairesinin … tarih … nolu adli belge inceleme raporuna göre; icra takibine konu …. Şubesine ait … keşide tarihli …. nolu … TL bedelli çek altındaki imzanın davacı şirket yetkilisi …’a ait olmadığı tespit edilmiştir.
Senede karşı mutlak defiler senede hamil olan herkese karşı ileri sürülebilir. Senedin hükümsüzlüğünü gerektiren defiler senet metninden anlaşılsın anlaşılmasın senedin hükümsüz sayılmasını gerektiren defilerdir. Bu defilerin bir kısmı mutlak, bir kısmı nispi) defi niteliğindedir. Gerek doktrinde ve gerek uygulamada “imzanın sahte olması”, “senet metninde sahtekarlık yapılmış olması”, “borçlunun borçlanma ehliyetinin bulunmaması”, “senette zorunlu şekil koşullarının bulunmaması”, “imza sahibinin temsil yetkisinin bulunmaması”, “senedin zamanaşımına uğramış bulunması” vb. defiler senedin hükümsüzlüğüne yönelik olup her hamile (iyiniyetli olsa dahi) karşı ileri sürülebilen mutlak def’i olarak kabul edilmektedir. (Yargıtay HGK 2013/1746 esas ,2015/896 karar sayılı 4.3.2015 tarihli ilamı)
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, bu nedenle mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, ancak davacının davasını 23.430 TL’nin istirdatı talebi ile açtığı halde ilk derece mahkemesinin 24.430 TL’nin kabulüne karar verildiği görülmekle, 6100 sayılı HMK’ nin 26/1. maddesinde düzenlenen “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Hakim taleple bağlı olup, talepten fazlasına veya talepten başka bir şeye karar veremez.” hükmüne aykırı olarak davacının dava dilekçesinde talep ettiğinden fazlasına hükmedilmesi yerinde görülmemiştir. Ancak bu hata, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden İlk Derece Mahkemesinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
A-1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KABULÜNE,
2-Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 12/09/2019 tarih ve 2017/557 Esas, 2019/877 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davalı vekilince yatırılan istinaf yolu karar harcının istek halinde anılan tarafa İADESİNE,
4-Davalı tarafından istinaf kanun yolu aşamasında yapılan İstinaf Kanun Yoluna Başvuru harcı 121,30 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
B-HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına,
1- Davanın KABULÜ ile,
….TL’nin … tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Alınması gereken 1.600,50 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 400,13 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.200,37 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibarıyla alınması gereken 59,30 TL karar ilam harcından peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile eksik alınan 27,90 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davacının yaptığı ve karşıladığı harç dahil 1.165,33 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalının yaptığı bir masraf bulunmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı vekili yararına A.A.Ü.T’ne göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde bakiye avansın iadesine,
8-HMK 359/4 maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesi tarafından tebliğine,
HMK’nın 353. maddesi uyarınca kesin olmak üzere 10/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi. 10/11/2021

……
Başkan
………
¸e-imzalıdır
…….
Üye
…….
¸e-imzalıdır
…….
Üye
……
¸e-imzalıdır
……..
Katip
…….
¸e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”