Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1072 E. 2022/590 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/1072
KARAR NO : 2022/590
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/07/2020
NUMARASI : 2018/1131 Esas, 2020/492 Karar

DAVACI :…
VEKİLLERİ : Av. … -….
Av. …
DAVALI :…
VEKİLİ : Av. … …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 31/03/2022
YAZIM TARİHİ : 31/03/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 01/07/2020 tarih ve 2018/1131 esas, 2020/492 karar sayılı kararının istinaf incelemesi davacı vekilince istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili, müvekkil şirketin lojistik hizmeti verdiğini, davalı şirket ile yapılan sözleşme sonucu davalının takibe konu emtiaların Irak’a taşınması organizesi için navlun faturasının düzenlendiğini, sözleşme ediminin yerine getirilmesine rağmen davalının şirket fatura bedelini ödemekten kaçındığını, başlatılan takibe borçlu vekilinin itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu, hizmetin yerine getirildiğini, faturaların karşı tarafa tebliğ edildiğini, sekiz içinde herhangi bir itirazın bulunmadığını, bunun sonucu fatura içeriğinin yazılı delil halini aldığı sonucunu çıkardığını, fatura ve ticari ilişkiye herhangi bir itirazın bulunmadığını, ticari defterlerin incelenmesinden de alacağın ispat olunacağını, şu ana kadar herhangi bir ödemenin yapılmadığını, ihtiyati tedbir talep ettiklerini, tüm bu nedenlerle davanın kabulü ile itirazın iptali ile %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili, davacı şirket aleyhine ikame edecekleri her türlü şikayet, dava, alacak ve diğer tüm talep hakları saklı kalmak üzere; dava dilekçesinde yazılı bütün hususlara süresinde itiraz ettiklerini ve kabul etmediklerini, dava dilekçesinde yazılı hususların hiçbirinin gerçeği yansıtmadığını, soyut bazı iddialar öne sürerek müvekkili şirket aleyhine dava ikame edildiğini, davacının müvekkili şirketten talep edeceği herhangi bir alacağının olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, müvekkili şirket ile davacı arasındaki yapılan ticari ilişki nedeniyle davacının hak ettiği bütün alacakları banka kanalı ile ödendiğini, müvekkili şirketin kayıtlarında da davacının herhangi bir alacağının bulunmadığını, davacı şirketin müvekkili şirketten herhangi bir alacağı olmamasına rağmen sürekli olarak noterden ihtarname göndermek ve ilamsız takip yapmak suretiyle bir alacak talebinde bulunduğunu, müvekkili şirket aleyhine ikame edilen işbu davanın, M.K.md. 2 gereğince dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, bu nedenle, öncelikle davanın esasına ve ön inceleme safhasına girilmeden usulden reddine, müvekkili şirket aleyhine usul ve yasaya hükümlerine aykırı olarak ikame edilen haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine, müvekkili şirket aleyhine davacı tarafından yapılan icra takipleri ve işbu davada iyiniyetli olmaması nedeniyle toplam alacağın %20’inden az olmamak üzere tazminatın davacıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, davacı iddiasının, davalı ile aralarında sözleşme bulunduğu ve bu sözleşmenin davalı tarafından yerine getirilmesi gereken para borcu ediminin yerine getirilmediği iddiası ile başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davası olduğu, borcun doğduğunun ispatı senetle ispat kuralları gereği davacı alacaklıda bulunduğu, ancak davalının cevap dilekçesinde borcun ödendiğini beyan ederek hukuki ilişkiyi ikrar etmiş olup hukuki ilişkinin varlığı konusunda çekişme kalmadığı, borcun itfa edildiği ispat yükü bu beyan ile birlikte artık davalıda olduğu, davalı vekili borcun ödendiğini iddia ettiği ve bunun banka kayıtları ile olduğunu cevap dilekçesinde ileri sürdüğü, ön inceleme duruşmasında yasal süre ve sonuçları hatırlatılmasına rağmen “banka kayıtları” deliline açıklama getirmediği, incelenen taraf defterlerinde de borcun ödendiğine dair kayıt bulunamamış olup borcun ödendiği davalı tarafça ispat edilemediği, bu nedenlerle başlatılan takibe yapılan itirazın haksız olduğu gerekçesiyle itirazın iptaline, takip öncesinde temerrüde düşürüldüğüne ilişkin kanıt olmadığından işlemiş faiz yönünden talebin reddine, alacak likit olduğundan alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı vekili müvekkili şirket aleyhine ikame edilen davanın usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle mahkemenin davanın reddine karar vermesi gerektiğini, davacının dava dilekçesinde yazılı bütün hususların hiçbirinin gerçeği yansıtmadığını, mahkemenin kararında davanın kabulüne hiçbir yasal ve haklı gerekçe göstermeden verdiğini, müvekkili şirket ile davacı arasındaki yapılan ticari ilişki nedeniyle davacının hak ettiği bütün alacakları banka kanalı ile ödendiğini, müvekkil şirketin kayıtlarında da davacının herhangi bir alacağının bulunmadığını, müvekkili şirket aleyhine ikame edilen işbu davanın, M.K.md. 2 gereğince dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, müvekkili şirket aleyhine ikame edilen davada bilirkişi tarafından müvekkili şirketin kayıtları üzerinde yapılan incelemede hazırlanan raporda belirttiği üzere dava konusu yapılan fatura müvekkili şirketin kayıtlarında olmadığı gibi müvekkili şirket hesaplarında da müvekkilinin, davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkili şirket ile davacı arasında birden fazla ticari ilişki ve ticari ilişkilere dayalı olarak ödemeler olduğunu, müvekkili şirketin davacıya bütün ödemelerini yaptığını, davacının dava konusu yaptığı faturadan dolayı müvekkili şirketin herhangi bir borcu olmadığını, bilirkişi tarafından müvekkili şirket kayıtları üzerinde yaptığı incelemede davacının bir alacak kaydına rastlanılmadığını, mahkeme kararında davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, bu durumda davalı lehine vakalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, mahkemenin gerekçeli kararında ticari defter ve kayıtlardan, bilirkişinin müvekkili şirket kayıtları üzerinde yaptığı inceleme neticesinde hazırladığı raporları gerekçeli kararında irdelemeden ve tartışmadan soyut olarak ödemenin yapıldığını kabul ederek banka kayıtları üzerinden karar verdiğini, mahkeme kararlarının gerekçeli olmasının esas olduğunu, mahkeme kararı incelendiğinde, kararın soyut olarak müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtları, bilirkişi raporları gözönünde bulundurmadan ve mahkeme kararında tartışmadan karar verildiğini, bu nedenle kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuşlardır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamından; mahkemece alınan bilirkişi raporu, taraf beyan ve delillerine göre; davacı ve davalı tarafın defterleri üzerinde inceleme yapıldığı, davacının davaya konu…….’lik faturanın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı tarafından sunulan ……beyana göre, davaya konu faturanın ilgili dönemde yasal süresi içerisinde….. beyanıyla beyan edildiği, davalı tarafın 2018 yılı dönemi …. ve….beyanlarının mevcut olmadığı, taraflar arasında cari hesap sözleşmesinin olmadığı, ancak kendi aralarında ticari ilişki içerisinde yürütüldüğü, davalı istinaf taleplerinde açıkça, müvekkili şirket ile davacı arasında birden fazla ilişki ve ticari ilişkilere dayalı olarak ödemeler olduğunu, sonuç itibariyle faturadan dolayı bütün ödemelerini yaptıklarını, herhangi bir borçları olmadığını belirtmişlerdir. Fatura satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı tutarı göstermek üzere emtiayı satan veya iş yapan tacir tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır. Fatura tek başına alacağın varlığını ispatlamaya yeterli değildir. Faturanın tebliğ edilmiş olması da faturada belirtilen alacağın doğmasına sebep olan edimin ifa edildiğini göstermez. Faturaya dayalı olarak alacak talebinde bulunan kişi, faturada belirtilen alacağın doğmasına sebep olan edimin (mal teslimi, hizmet ifası vs.) ifa edildiğini ispatla mükelleftir. Dava konusu somut olayda icra takibinin ….. tarih, …. fatura alacağına dayandırıldığı görülmektedir. Dosyada mevcut bilirkişi raporunda da takip dayanağı faturanın davalı taraf ticari defterlerinde yer almadığı belirtilmiştir. Bu durumda ispat yükü davacıda olup davacının icra takibinin dayanağı olarak gösterilen faturalara konu malların davalı tarafa teslim edildiğini ispatlaması gerekir. Davalı tarafın sözkonusu faturaları kabul ettiği yönünde bir beyanı bulunmamaktadır. Davalı tarafın davacı ile yapılan işten kaynaklanan borcunu ödediği yönündeki savunması davalı tarafça kabul edilmeyen faturalar yönünden de ödeme savunmasında bulunulduğu şeklinde yorumlanamaz. Mahkemece ispat yükünün davacıda olduğu ve davacının yemin deliline de dayandığı gözetilerek davacıya yemin teklif etme hakkı da hatırlatıldıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu bakımdan ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için gerekli olan işlemlerin yapılmamış olması nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/07/2020 tarih ve 2018/1131 esas, 2020/492 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin karar harcı olarak alınan harcın isteği halinde davalıya İADESİNE,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
HMK’nın 353. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 31/03/2022


Başkan


Üye


Üye


Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”