Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1065 E. 2022/595 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1065
KARAR NO : 2022/595

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/02/2020
NUMARASI : 2018/1119 Esas, 2020/242 Karar

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … …
DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … -.
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 31/03/2022
YAZIM TARİHİ : 31/03/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 19/02/2020 tarih ve 2018/1119 esas, 2020/242 karar sayılı kararının istinaf incelemesi davalı vekilince istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili, müvekkilinin, davalı tarafa aldığı para karşılığında …. düzenleme tarihi, … vade tarihli ,… bedelli bono, …. düzenleme tarihi, ….vade tarihli, … bedelli bono ve… düzenleme tarihi, …vade tarihli …bedelli bono teslim ettiğini, davalının …. tarihinde kalp krizi geçirdiğinde, para ihtiyacı olması sebebiyle, vermiş oldukları senet karşılığının vadesinden önce, davalıya ait olan……’de bulunan hesabına müvekkili hesabından havale edilerek, borcun ödendiğini, davalının bu ödemeyi hastalığı geçtikten sonra almasına rağmen, müvekkiline elindeki bonoları teslim etmediğini ve son olarak vadesi geldiği taktirde icraya koyacağının belirttiğini, ödemesini yaptıkları, borç karşılığında verilen senetin kötüniyetli bir şekilde icraya konu edilmesini engellemek için İİK 72. maddesi gereğince icraya konulmasını engellemek için öncelikle ihtiyati tedbir karar verilmesini, bu nedenle dava ve takip konusu senetlerden dolayı borçlu olmadıklarının tespiti ile kötüniyetli davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili, müvekkili ile davacının fatura ödeme noktasını ortak olarak işlettiklerini, bu ortaklıklarını 2018 yılı 4. ayında sona erdirdiklerini, işletmeden kaynaklı davacının, …. borçlu çıktığını, karşılığında müvekkiline … tutarlı bono verdiğini, müvekkilinin geçirdiği kalp krizi nedeniyle başka isim altında işletmeye devam ettiği işletmedeki faturamatiğe para yatırılması gerektiğinde müvekkilinin kardeşlerinin daha önceden bu işi yaptığından yardım istediklerini, …’nin kardeşleri tarafından yarı yarıya karşılanarak davacıya yatırması için verdiklerini, yatırılan paranın senedin ödemesi değil yardım edilmesi maksatlı olarak davacıya verildiğini, ancak davalının kötüniyetli olarak senet borcuna ilişkin iddiasının bulunduğunu, tüm bu nedenlerle davanın reddini, asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, taraflar arasında kambiyo taahhüdü bulunduğu konusunda çekişme olmayıp, davacı tarafın borcun ödendiğini iddia ettiği, davalı tarafın ise, banka havalesiyle gönderilen paranın başka bir hukuki ilişkiye dayandığını iddia ettiği, davacı tarafın, davalının iddiasını kabul etmediği, davalının ikinci bir hukuki ilişkiden bahsetmiş ise de; HMK’nın 200. maddesi gereği senetle ispat kuralları gereği ilgili borcu senetle ispatla yükümlü olduğu, her ne kadar ikinci hukuki ilişki – borç için bilirkişi incelemesi ve tanık dinlenilmesi yoluna gidilmiş ise de, irade sakatlığının ispatı konusunda bir durum ortaya konulamadığı, bu halde davacının isminin bulunduğu banka dekontunun TBK’nın 101-102. maddeleri gereği muaccel borç için yapılmış sayılacağından davacının davasını ispatladığı, davalı tarafın yemin delilini kullanmayacağını belirttiğinden davanın kabulüne, kötüniyet ispatlanamadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı vekili, davacı ile müvekkilinin 2018’in 4. ayında ortaklıklarını bitirdiklerini, ortaklığın bitirilmesi sonucu davacının, müvekkilini … borcunun çıktığını, davacının, müvekkiline 3 adet …. TL olmak üzere toplam …TL bono verdiğini, müvekkilinin …. tarihinde kalp krizi geçirdiğini, uzun süre çalışamadığını, …. işleri 15 yaşındaki oğlu …’ın devam ettirdiğini, faturamatikte işlem yapılabilmesi için paranın yüklü olması gerektiğini, para yükleme işleminin ise sadece müvekkilinin ve davacının bildiğini, müvekkilinin bilinci yerinde olmadığından müvekkilin kardeşleri … ve …’ın, davacıyı arayarak faturamatiğe para yatırma konusunda yardım istediklerini, faturamatik hesabına yatırılması için müvekkilinin kardeşi …’ın ….., diğer kardeşi …’ın da …TL olmak üzere toplamda ….’nin, davacıya teslim edildiğini, davacının bu parayı alarak müvekkiline ait …. Şubesi hesabına … tarihinde saat:…….da parayı yatırdığını, davacının, müvekkilin hesabına parayı yatırdıktan sonra ….. giderek müvekkilin oğlu …’dan davacıya ait internet bankacılığı şifresini aldığını ve müvekkilinin internet bankacılığına giriş yaptığını, …. tarihinde saat …’de müvekkilinin hesabından faturamatiğe … giriş yapıldığını, davacının kötüniyetli olduğunu, müvekkiline hiçbir şekilde borcunu ödemediğini, mahkemenin tanık beyanlarına neden itibar ettiğini gerekçeli kararında açıklamadığını, davacının, davalı ve davalının kardeşlerine karşı hileli hareket etmiş olduğunu, tanık beyanlarının iddialarını desteklediğini, tanık beyanlarına mahkemenin itibar etmemesinin hukuka aykırı olduğunu, tanıklarının beyanlarının somut olaydaki yapılan işlemlerin hileli bir işlem söz konusu olduğunu ispatladığını, davacının, müvekkilinin, banka hesabına parayı yatırırken dekontun açıklama kısmına hiçbir şekilde bir açıklama yazdırmadığını, Yargıtay içtihatlarında belirtildiği üzere davacının, ödeme yaparken dekontun açıklama kısmında borç bedeli olduğunu belirtmediği gibi dava ve takip konusu bono bedelinin davalı müvekkiline ödendiğine ilişkin senet, yazılı ve kesin delil de sunamadığını, dolayısıyla davacının, söz konusu iddiasını ispatlayamadığını, mahkemenin gerekçeli kararında bilirkişi raporunu da hükme esas almadığını, bilirkişinin de belirttiği üzere davacının borcunu en erken vade tarihi olan ….’den de önce, tek seferde ödemesinin ve ödeme yaparken açıklama kısmında borç bedeli olduğuna dair hiçbir ibareye yer vermemiş olmasının, bonoları talep etmemesinin, ortalama bir borçludan beklenebilecek davranışlar olmadığını, yine bilirkişinin raporunda değindiği üzere davacının, bonoların bedellerini ödemek amaçlı olduğunu iddia ettiği …..’lik ödemesinde ilgili tutarı nereden temin ettiğine dair herhangi bir belge veya bilgi sunamadığını, somut olayda ispat külfetinin davacı tarafta olduğunu, mahkemenin, yemin metnini sunmak için taraflarına değil, davacı tarafa yemin delilini hatırlatması gerektiğini, bu nedenle kararın kaldırılarak davanın reddine, davacı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuşlardır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava kambiyo senedinden kaynaklı borç ödendiğinden bahisle menfi tespit davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacının, davalı tarafa ….. adet bonoyu aldığı para karşılığında davalıya üç adet……TL’lik toplamda …..’lik bono düzenleyip, verdiğini, davalı tarafın kalp krizi geçirmesi nedeniyle para ihtiyacı olması nedeniyle davalıya ait hesaba para yatırarak borcu ödediğini, söz konusu bonolar teslim edilmediğinden icraya konulacağı tehdidi nedeniyle davacı tarafça menfi tespit davası açıldığı, davalı tarafın ise, müvekkili ile davacının fatura ödeme noktasını ortak olarak işlettiklerini, bu ortaklıklarını 2018 yılı 4. ayında sona erdirdiklerini, işletmeden kaynaklı davacının….. borçlu çıktığını, karşılığında müvekkiline …… tutarlı bono verdiğini, müvekkilinin geçirdiği kalp krizi nedeniyle başka isim altında işletmeye devam ettiği işletmedeki faturamatiğe para yatırılması gerektiğinde müvekkilinin kardeşlerinin daha önceden bu işi yaptığından yardım istediklerini, ….nin kardeşleri tarafından yarı yarıya karşılanarak davacıya yatırması için verdiklerini, yatırılan paranın senedin ödemesi değil yardım edilmesi maksatlı olarak davacıya verildiğini ancak davalının kötüniyetli olarak senet borcuna ilişkin ödeme iddiasında bulunduğunu kötüniyetli olarak dava açtığını bildirmiştir.
Davacı tarafından ödemeye ilişkin dekont incelendiğinde, herhangi bir açıklama olmadığı görülmüştür. Hem davacı hem davalı tarafın yemin deliline dayandıkları görülmüştür.
Davalı taraf istinaf talebinde, borcunu ödemediğini, bizzat kendilerince nakit olarak verilen paranın davacı tarafından önce kendi hesabına yatırılmak suretiyle ardından kendi hesaplarına mobil bankacılıktan o paranın yatırıldığı, mobil bankacılık şifresinin …’dan alınmak suretiyle paramatiğe bu miktarın davacı tarafından yatırılmış olduğunu, herhangi bir borç ödemesinin bulunmadığı iddia edilmiştir.
Davacı ödeme iddiasında bulunmakla, bu iddiasını dava değerine göre kesin delille ispat etmesi gerekir. Mahkemece, delil olarak ….’lik banka dekontları dosya içine katılmıştır. Dekontlarda, söz konusu menfi tespit davasına konu bonolara istinaden ödeme yapıldığı belli değildir. Her iki tarafta yemin deliline dayanmıştır. Benzer nitelikte, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2013/2152 – 7053 E.K. sayılı dosyasında olduğu gibi, taraflar arasındaki çekişmenin davacının banka EFT yoluyla gönderdiği… miktarındaki ödemenin, dava konusu bonoya mı özgü olduğu, yoksa davalının savunmasında belirttiği gibi bonoyla ilgisi olmayıp, davalı tarafça nakit olarak verilen ….’nin faturamatiğe yatırılması yönünde verilen paranın, banka hesapları üzerinden, yatırılan paraya ilişkin olduğuna yöneliktir. Vadesi gelmeyen bonoya mahsuben yapılan ödemenin (üç adet bonodaki vade tarihinden önce ödenmiş olduğu dekonttan anlaşılmaktadır.) davalının bono dışında başka bir alacağı olduğunu yazılı delillerle kanıtlamayamadığı, keza …..tarihli celsede de, davalı tarafın yemin delilini kullanmayacaklarını açıkça beyan ettiklerinden davalı tarafın istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 2.049,30 TL harçtan peşin alınan 513,00 TL harç mahsup edilerek bakiye 1.536,30 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 31/03/2022


Başkan


Üye


Üye


Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”