Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/104 E. 2021/1647 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/104
KARAR NO : 2021/1647

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/09/2019
NUMARASI : 2018/1241 Esas, 2019/984 Karar
DAVACI : ……
VEKİLİ : Av. … -…..
DAVALI : ……..
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 03/11/2021
YAZIM TARİHİ : 03/11/2021

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 27/09/2019 tarih ve 2018/1241 Esas, 2019/984 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. Maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı tüzel kişinin, YK başkanı …. ile YK Başkan Yardımcısı ….’ın müşterek imzası ile borçlanmış olduğunu, davalı tüzel kişiye, davacı şirketin … şubesindeki …. IBAN numaralı hesabından ödenmek üzere keşide Gaziantep keşide tarihi … lehtarı davalı tüzel kişi olan … TL bedelli …seri numaralı çek imzalayarak vermiş olduğunu, taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki olmadığı gibi davacı tüzel kişinin, davaya konu çekten dolayı davalı tüzel kişiye hiçbir borcu da olmadığını, davacının tek imza ile temsil edilmesi ve borçlandırılması olanaksız olduğunu, yukaırda unsurları belirtilen davaya konu çekin lehtarı üçüncü kişilere ciro edilmesinin, takas odasına veya muhatap bankaya ibrazının teminat koşulu aranmaksızın ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine, davanın kabulüne, davacının davaya konu çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine, davaya konu çekin iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalınan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalının dosyaya cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
Mahkemece; “Davacı taraf çekin iade olunduğunu ikrar ettiğinden dava bu yönüyle çekişmesiz kalmıştır. incelenen icra dosyasında takibin bahsi geçen çek ile ilgili olduğu ve takipten vazgeçilmesi ile takibin kapatıldığı görülmüştür. Çekin iadesi ve takipten vazgeçilmesi tek başına takibin kötü niyetle başlatıldığının göstergesi olamayacaktır. Menfi tespit davasının dayanağı olan takipten vazgeçilmesi davayı konusuz bırakmıştır, bu hususta karar verilmesine yer olmadığı kararı vermek gerekmiş, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık oranları ile ilgili mevcut dosya kapsamında hüküm kurmak mümkün değildir. O halde yargılama giderleri bakımından sorumluluğun davacı taraf üzerinde bırakmak gerekmiş, ücreti vekalet konusunda ise mahkemece haklılık konusunda kanaat oluşmadığından bu konuda herhangi bir taraf lehine ücret hükmedilmemiştir.” gerekçesiyle dava konusuz kaldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin konusu kalmayan davanın açıldığı tarihe göre tarafların haklılık oranlarına göre hüküm kurmanın mümkün olmadığı gerekçesiyle müvekkili lehine yargılama giderleri ve vekalet ücretine ilişkin hüküm kurmadığını, söz konusu kararın yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden 6100 sayılı HMK’nun md. 323/1-ğ, md. 326/1 ve AAÜT md. 6 hükümlerine açıkça aykırı olduğunu. MADDE 6-(1)’da, “Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur. Bu madde yargı mercileri tarafından hesaplanan akdi avukatlık ücreti sözleşmelerinde uygulanmaz ( AAÜT, RG: 02.01.2019, Sayı: 30643 ),” denildiğini, konusuz kalan davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığı kararı ile birlikte davacı lehine yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin tamamına hükmedilmemesinin yukarıda anılan yasa hükümlerine açıkça aykırı olduğunu, ancak bu durumun yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, istinafa konu kararın düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesini, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, çekten kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
Dava konusu çekin yargılama sırasında davalı tarafından davacıya iadesi ve takipten de vazgeçilmesi nedeniyle mahkemece konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmış ve taraflar lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
Hükme karşı davacı vekili tarafından yargılama giderlerine hasren istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
6100 sayılı HMK’nın 331/1. maddesinde; “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Dava konusu çek, davacı şirket namına …. tarafından keşide edilerek davalıya verilmiş, davacı tarafından …’ın şirket namına münferiden çek düzenleme yetkisi bulunmadığı iddiasıyla işbu dava açılmıştır.
TBK’nın 551. maddesine göre, ticari vekil olarak şirketin bir kısım işlerini yönetmek üzere … ile müşterek imza ile görevlendirilen …’a kambiyo senedi düzenleme yetkisi verilmediği, TBK’nın 551/2. maddesi uyarınca ticari vekilin açıkça yetkili kılınmadıkça kambiyo taahhüdünde bulunamayacağı açıktır. Bu durumda söz konusu çekin davacı şirket açısından hukuken geçerli olmadığı, davacının dava açmakta haklı olduğu sabit olup, mahkemece bu gerekçe ile yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değil ise de, yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu sebeple kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.2. maddesi gereğince hükmün kaldırılarak, düzeltilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
A-1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2- Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 27/09/2019 tarih ve 2018/1241 Esas, 2019/984 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3- Davacıdan peşin alınan maktu karar ve ilam harcının istek halinde iadesine, davacıdan tahsil edilen 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-HMK’nın 359/3 maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
C-6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-2. maddesi uyarınca yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına;
1-Konusuz kalan dava hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 717,26 TL’den mahsubu ile bakiye 657,96 TL ‘nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3- Davacıdan dava açılışında alınan 35,90 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç, tebligat ve posta gideri 154,90 TL olmak üzere toplam 250,10 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 6260,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Varsa kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere 03/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”