Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1002 E. 2022/464 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1002
KARAR NO : 2022/464

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/01/2020
NUMARASI : 2017/215 E., 2020/117 K.

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1 -…
VEKİLİ : Av. … – …
Av. …
2-…
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 16/03/2022
YAZIM TARİHİ : 16/03/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2017/215 Esas, 2020/117 Karar sayılı dosyasında verilen 27/01/2020 tarihli kararın istinaf incelemesi davalı… A.Ş. vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; . …. Şubesine ait …. çek numaralı, …. keşide tarihli keşideci … lehtarının … olan ……. bedelli, …. Şubesine ait….çek numaralı …. keşide tarihli keşideci …. lehtarının …. olan … bedelli ve … Şubesine ait …. çek numaralı, …. keşide tarihli, keşideci …. lehtarının… olan…. bedelli çeklerin keşideci kısmındaki yazıların ve imzaların müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, söz konusu çeklerin bu haliyle davalılardan ….teminatı olarak diğer davalı bankaya verildiğinin haricen öğrenildiğini, senet metninden anlaşılan def’ilerin mutlak def’iler olup herkese karşı ileri sürülebileceğini, senede karşı mutlak defilerin senede hamil olan herkese karşı ileri sürülebileceğini, senedin hükümsüzlüğünü gerektiren def’ilerin senet ve eklentilerinden anlaşılsın anlaşılmasın bütün ya da bir kısım sorunları bakımından hükümsüz sayılmasını gerektiren def’iler olduğunu, bu def’ilerin bir kısmının mutlak, bir kısmının nispi def’i niteliğinde olduğunu, kanunda da belirtildiği üzere çeklerdeki imzaların ve yazıların müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığından bu suretle kambiyo senedi vasfını kaybetmiş olduğunu ileri sürerek dava konusu çekler yönünden ödeme yasağı konulmasına, davanın kabulüne, dava konusu çeklerden dolayı müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine, haksız ve kötü niyetli davalılardan %20’den aşağı olmamak üzere müştereken ve müteselsilen tazminat ödemelerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …. … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın iyi niyetli üçüncü kişi olup çekin meşru hamili olduğunu, dava konusu çeklerin müvekkili bankanın kredili müşterisi ve çeklerin yetkili hamili diğer davalı ….’den karşılığı çıktığında kredi borçlarından mahsup edilmek üzere ciro edilerek müvekkili bankaya verildiğini, müvekkili bankanın ciro ile çeki iktisap eden iyi niyetli üçüncü kişi olduğunu, davacının çeklerin üzerindeki imzaların kendi yetkilisine ait olmadığını ileri sürerken söz konusu çek yapraklarının elinden nasıl çıktığını, buna ilişkin bir savcılık soruşturması olup olmadığı yönünden mahkemeyi bilgilendirmekten özellikle imtina ettiğinin görüldüğünü, müvekkili bankanın davalı ile hiçbir fiili ve hukuki irtibatının bulunmadığını, davacının iddialarını bilmesinin mümkün olmadığını, kambiyo senedi sebepten mücerret olup esas ilişkideki ihtilafların hamile ileri sürülemeyeceğini, dava konusu çeklerde müvekkili bankanın lehtar değil, ciro ile iktisap eden meşru hamil konumunda olduğunu, davacının huzurdaki dava ve taleplerini müvekkiline yöneltmesinin ilgili yasa ve içtihatlar karşısında tümüyle haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, “…Davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olmayan çekler ile ilgili davacının borçlu olmadığının tespitine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 13.12.2018 tarih 2018/1861 e. : 2018/6607 k. Sayılı ilamından da anlaşılacağı üzere Dava konusu çeklerdeki keşideci imzasının davacı şirketin yetkilisi eli ürünü olmadığı, adli tıp kurumunun yukarda bahsi geçen bilimsel ve yeterli raporu ile tespit edildiği, davacının işbu çeklerden dolayı bankaya ve çeklerde Lehtar olarak olarak görünen diğer davalı ….’ye borçlu olmadığı, menfi tespit davasının subut bulduğundan kabulü gerektiği kanaatine varılmıştır. Davacı taraf herne kadar davalılardan kötü niyet tazminatı da talep etmiş isede, davalı bankanın kötü niyetli olarak, davacının borçsuzluğunu bile bile davalı bankaca ciro yolu ile teslim alındığı, davacının zararına olacak şekilde hareket edildiği konusunda bir iddianın ve bir delil bulunmadığı gibi, böyle bir iddianın ispatına yönelik kesin ve yeterli delillerin davacı tarafça sunulmadığından davalı banka yönünden reddine , İİK 72/5 4.cümle sonda dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsilini talep edilebileceğinden lehtar diğer davalı ……. yönünden ise tacir olması ve çekleri ciro yolu ile devretmesi nedeni davacı lehine …. aleyhine asıl alacağın %20 oranında tazminata karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. Asıl Dosya Yönünden; 1-Davacının davasının KABULÜ İLE; ….Şubesine ait …numaralı …. tarih ve … bedelli çek ile…. Şubesine ait …..çek numaralı … tarihli ….bedelli ve ….. Şubesine ait …. çek numaralı … tarihli ……. bedelli çeklerden dolayı davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine, 2-Davacının tazminat talebinin davalı ….. A.Ş yönünden reddine” karar verilmiştir.
Davalı ……A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; istinaf kanun yoluna başvuru harcının ..tarihinde UYAP sistemi üzerinden yatırdıklarını, kambiyo senedi sebepten mücerret olup esas ilişkideki ihtilafların hamile ileri sürülemeyeceğini, davacı tarafın çekin lehtarına karşı dava açmadığını, sadece müvekkili bankaya husumet yöneltme yoluna gittiğini, bu durumun dikkat çekici olduğunu, çekin arkasında müvekkili bankanın cirosunun dahi bulunmadığını, davacı şirketin çekteki keşideci imzasının kendilerine ait olmadığını ifade ederek dava açtığını, ancak konuyla ilgili olarak dava konusu edilen çek ile ilgili olarak herhangi bir şikayette bulunmadığını, sahtecilik veya resmi belgede sahtecilik ile ilgili savcılık soruşturması bulunmadığının anlaşıldığını, tüm bunların davacı şirketin itirazlarının kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, kambiyo ilişkisindeki mücerretlik ilkesi uyarınca, davacı ile lehtar arasındaki ihtilafların üçüncü kişi olan ve çekin arkasında cirosu dahi bulunmayan müvekkili bankaya karşı ileri sürülebilmesinin mümkün olmadığını, TTK’nın 818. maddesi yollaması ile çekler hakkında da uygulanması gereken aynı yasanın 687. maddesi ve yine elden çıkan çeklerle ilgili 792. maddesinde açıkça vurgulandığı üzere çeki elinde bulunduran üçüncü kişi kötüniyetli veya ağır kusurlu olmadıkça bu iddiaların üçüncü kişiye ileri sürülebilmesinin mümkün olmayıp üçüncü kişinin kötüniyetli olduğunun ispat külfetinin de bunu iddia eden davacıda olduğunu, davacının huzurdaki dava ve taleplerini müvekkili bankaya yöneltmesinin ilgili yasa ve içtihatlar karşısında tümüyle haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, üç adet çek nedeniyle menfi tespit talebine ilişkindir.
Davacı, üç adet çekteki keşideci imzalarının davacı şirket yetkilisine ait olmadığını ileri sürmektedir. Hükme esas alınan ……….’nin …. tarihli, …. sayılı raporunda çekler üzerindeki keşideci imzalarının “kuvvetle muhtemel” davacı şirket yetkilisi …..kesin bir kanaat bildirilmemiştir…….. tarafından yapılan inceleme sonucu verilen raporda kesin bir kanaate ulaşılamamasına rağmen, mahkemece imzaların davacınının eli mahsulü olmadığına ilişkin değerlendirmesi doğru olmamıştır.(11.HD. 2015/11466 Esas, 2016/8402 Karar sayılı kararı) Bununla birlikte; imza incelemesinde mukayese belge olarak değerlendirilen altı adet belgenin fotokopi olduğu anlaşılmaktadır. Fotokopi belge üzerinde imza incelemesi yapılamaz. En sağlıklı inceleme ise davacı şirket yetkilisinin dava konusu çeklerle aynı ve/veya yaklaşık tarihlerde şirket yetkilisi olarak …..’ın keşide ettiği ve imzası inkar edilmeyen çek asılları üzerinde inceleme yapılmasıdır. Bu durumda öncelikle imza incelemesine esas asıl evrak mukayese belgelerin getirtilerek; mahkemece üniversitelerin …….den seçilecek grafoloji dalında uzman bir bilirkişi kurulundan rapor alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı gerekçe ile karar verilmesi doğru olmamıştır.
6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesinde, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması hususu davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilen hallerden sayılmıştır.
Bu bakımdan ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için gerekli olan işlemlerin yapılmamış olması nedeniyle davalı …. ..vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 27/01/2020 tarih ve 2017/215 Esas, 2020/117 Karar sayılı kararını kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin karar harcı olarak alınan harcın isteği halinde istinaf başvurusunda bulunan davalıya İADESİNE,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dair, HMK’nın 353. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.16/03/2022


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”