Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2407 E. 2021/1589 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2407
KARAR NO : 2021/1589

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/06/2019
NUMARASI : 2019/387 Esas, 2019/695 Karar
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 21/10/2021
YAZIM TARİHİ : 21/10/2021

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 14/06/2019 tarih ve 2019/387 Esas, 2019/695 Karar sayılı kararının istinaf incelemesinin davacı vekili tarafından istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı Vekili; Müvekkili davacı ile davalı arasında düzenlenen .. tarihli protokol ile daha önce davalıya verilen çeklerin müvekkiline iade edilmesinin kararlaştırıldığını, protokolde belirtilen çeklerden 8 adet çekin prokol gereğince müvekkiline iade edildiğini, ancak 5 adet çekin iade edilmediğini, üstüne üstlük davalı tarafından kullanıldığını, 5 adet çekin davacı tarafından ödenmek zorunda kalındığını, ödenen çek bedellerinin protokol gereğince davalıdan rücuan tahsili için …. İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalının haksız olarak icra takibine itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; davanın Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açıldığı ve dosya görevsizlik kararı ile mahkemelerine tevzi edildiği, davanın ikamesinden evvel arabulucuya başvurulmadığının dosya kapsamından anlaşıldığı, davanın Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılması ve görevsizlik kararı üzerine dosyanın gönderilmiş olmasının, zorunlu arabuluculuk dava şartını ortadan kaldırmayacağı, zira aksinin kabulü halinde, zorunlu arabuluculuk dava şartını dolanmak isteyenlerin, davadan önce arabulucuya başvurmaksızın evvela görevsiz mahkemede dava açacağı, görevsizlik kararı üzerine dosyanın gönderildiği Ticaret Mahkemesi arabulucuya başvuru dava şartını aramaksızın davaya bakmaya devam edeceği, Kanun koyucunun, ticari davalarda zorunlu arabuluculuk dava şartı ile gerçekleştirmek istediği amaç bu şekildeki bir uygulama ile dolanılmış olacağı gerekçesiyle davanın 6100 sayılı HMK m. 114/2 gereğince davanın dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı Vekili; müvekkil şirket yetkilisi … ile davalı …’ün kardeş olduğunu, taraflar aralarındaki alacak ve borçları düzenleyen … tarihli bir protokol imzaladıklarını, bu protokolün tarafları bir tarafta … San. ve Tic. Ltd. Şti.- … .. Taahhüt ve San. Tic. Ltd. Şti.- …, diğer tarafta ise … olduğunu, tarafların hak ve borçlarını düzenleyen protokolün 3. sayfasında yer alan IV.2.3. maddesi gereğince davalı …’ün “Kendi elinde bulunan her 2 tüzel kişiliğe ve …’ün şahsına ait tüm kıymetli evrakı, çek ve benzeri ödeme araçlarını iade edeceğini, bunlardan çek olarak aşağıdaki 2 nolu tabloda yer alanları iade edeceğini, aksi takdirde bunlardan doğan her türlü anapara, faiz, çek tazminatı, avukatlık ücreti vb. ödemenin yasal sorumlu olarak …’e yönelmesi ve tahsil edilmesi durumunda kendisine rücu edileceğini” kabul ve beyan ettiğini, protokolün 4. sayfasında ise söz konusu çeklerin seri numarası ile belirtildiği tablonun yer aldığını, davalı protokolün 4. sayfasındaki tabloda yer alan çeklerin 8 adetini müvekkile iade ettiğini ve karşılıklı olarak her iki sözleşmede de iade edilen çeklerin seri numaralarının üzerinin çizildiğini, diğer çeklerin ise müvekkiline iade edilmediği gibi davalı tarafça kullanıldığını, çeklerin ödeme tarihi geldiğinde davalının müvekkil şirkete çek bedellerini ödemediğini, söz konusu çekler müvekkil şirket hesabından ödendiğini, öncelikle davalarında görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, her ne kadar Asliye Hukuk Mahkemesi davayı görevsizlik nedeni ile reddetmişse de esasen davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, mahkemece görevsizlik kararının gerekçesinde; “Davanın konusunun 5 adet çeke dayandığından ve TTK ‘da çeke ilişkin davaların ticari dava olarak nitelendirildiği anlaşılmakla mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmış olup” denilerek görevsizlik kararı verildiğini, … tarihli sözleşmede davalının, kendisi tarafından kullanılan çek bedellerini ödemeyi taahhüt ettiğini, ancak ödemeyi yapmadığını, dolayısıyla dava konusu alacağın var olup olmadığına ilişkin ihtilaf çekin kambiyo evrakı niteliğinde olup olmadığını, çeklerdeki zamanaşımı, çek vasfını taşıması için gereken unsurlar, kambiyo evrakının yazılı delil veya yazılı delil başlangıcı niteliğinde olup olmadığı gibi kambiyo hukukuna ilişkin ilke ve kuralların taraflar arasındaki ihtilafın çözümünde tartışılmayacağını, öncelikle Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevi hususunda karar verilmesini talep ettiklerini, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Dava, itirazın iptali talebine ilişkindir.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Kambiyo senetlerinden olan çeke ilişkin yasal düzenlemeler Türk Ticaret Kanunu’nun 780.-823. Maddelerinde yer almaktadır. Aynı kanunun 5. Maddesinde Asliye Ticaret Mahkemesi’nin tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğu belirtilmiş, yine aynı kanunun 5/A maddesinin 1. Fıkrasında ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu belirtilmiştir. Bu yasal düzenlemeler ışığında dava konusu somut olay değerlendirildiğinde, davacı taraf, davalı tarafından iade edilmesi gereken bir kısım çeklerin iade edilmeyip üçüncü kişilere devredildiğini ve çek bedellerinin kendisi tarafından ödendiğini ileri sürdüğüne göre uyuşmazlığın çekten kaynaklandığının kabulü gerekir. Yukarıda açıklandığı üzere çekten kaynaklanan davalar ticari dava niteliğinde olup görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi’dir. Ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğundan ve davacı tarafça dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmadığından mahkemece davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-İstinaf isteminde bulunan davacı tarafından yatırılması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
Dair, HMK. 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere 21/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi. 21/10/2021


Başkan

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Katip

(e-imzalıdır)

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”