Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2293 E. 2021/1582 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/2293
KARAR NO : 2021/1582

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/07/2019
NUMARASI : 2016/1330 Esas, 2019/740 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 21/10/2021
YAZIM TARİHİ : 21/10/2021

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 01/07/2019 tarih ve 2016/1330 Esas, 2019/740 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi davalı vekilince istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili, davalı şirketin, kendisine ait tesislerin, bağlantı şekli ve noktası itibariyle yürürlükteki mevzuat uyarınca iletim sistemi kullanıcısı olduğunu, Davalı şirket ile müvekkili kurum arasında 28/02/2012 tarihinde ….ili …. Enerji Santrali 2 ile ilgili bağlantı ve sistem kullanım anlaşması imzalandığını, davalı tarafından anlaşma gereği ödemesi gerekin toplam …. TL sistem kullanım ve işletim fatura bedelinin ödenmediğini, müvekkilinin mağdur olduğunu, alacağının tahsil edemediğini, açıklanan bu nedenlerle; Davalı tarafından ödenmeyen toplam …. TL’nin davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, davacı ile davalı arasında imzalanan anlaşma gereğince davacı tarafça davalıya tahakkuk ettirilen faturaların davalı tarafından ödenmediği, elektronik posta ile davalının posta adresine ulaştığı ,ödenmeyen fatura miktarının …..TL olduğu, ödenmeyen faturalara ilişkin alacağa 6183 sayılı Kanunun 51 ve devamı maddeleri gereğince gecikme zammı ve gecikme zammı KDV‘sinin birlikte davalıdan alınması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı vekili, 20/07/2016 tarih ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kararı doğrultusunda, terörle mücadele çerçevesinde alınması zaruri tedbirler kapsamında çıkarılan 03.10.2016 tarihli 675 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Dava ve Takip Usulü başlıklı 16.Maddesinde belirtilen sebeplerden ve müvekkili şirket hakkında daha önce verilmiş Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/4902 E.2017/5796 K ve Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/1237 E. VE 2018/2172 K. sayılı kararı gereğince davanın esasına girilmeden usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, aleyhlerine açılan iş bu davanın şirketin ticari işlerinin bir kısmının da devam ettirildiği bir dükkan olduğunu, ticari bütünlüğünü devam ettirdiğini ve kendisini temsil ettirdiğini, düzenli olarak ödemelerin yapıldığını, hukuki yarar yokluğundan davanın reddi gerekirken aleyhlerine hüküm kurularak davanın kabul edilmesinin hukuka aykırılık oluşturduğunu, bu nedenle kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davalı UYAP’ta yer alan TMSF’ye devredilen tüzel kişilikler listesinde 19. sırada yer almaktadır. Buna göre davalı şirket TMSF kurumu kayyım atanmak suretiyle tüzel kişiliklerinin devamı sağlanan şirketlerdendir. Bu nedenle davalı şirket 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 16. Maddesi’nin davacı şirket hakkında uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle davalı vekilinin davanın 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 16. Maddesi gereğince dava şartı yokluğundan reddi gerektiği yönündeki istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 6.220,67 TL harçtan peşin alınan 1.556,00 TL harç mahsup edilerek bakiye 4.664,67 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
HMK. 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere 21/10/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”