Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2263 E. 2021/1497 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/2263 – 2021/1497
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/2263
KARAR NO : 2021/1497

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …..
ÜYE : …….
ÜYE : …….
KATİP : ……..
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/10/2018
NUMARASI : 2016/273 E., 2018/1290 K.

DAVACI : …….
VEKİLİ : Av…….
DAVALILAR : 1 …..
VEKİLİ : Av. …….
2 -……….
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 13/10/2021
YAZIM TARİHİ : 13/10/2021

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2016/273 Esas, 2018/1290 Karar sayılı dosyasında verilen 05/10/2018 tarihli kararın istinaf incelemesi davalı …..vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı ile davalı ….şirketi arasında düzenlenen …tarihli sözleşme ile, tarafların her biri 17 kg ve tenekesi 120 TL olan 250 teneke inek sütünden tam yağlı beyaz peynirin toplam … TL’ye davacıya satılmasını ve bedelin vadeli 2 ayrı çekle ödeneceği konularında anlaştıklarını, …. Şubesine ait keşidecisi …. olan, … numaralı … tarihli …TL bedelli çek de dahil 2 çekin davalıya verildiğini, sözleşmeye konu malların davacıya teslim edilmediğini, çeklerin sözleşmenin 4. maddesi gereğince bedelsiz kaldığını, anılan çekin davalı faktoring şirketine temlik işleminin mevzuata aykırılık sebebiyle geçersiz olduğunu ileri sürerek davalılara anılan çek sebebiyle borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu çekin, davalı …şirketi ile aralarındaki faktoring sözleşmesi çerçevesinde temellük ettiklerini, çeklerdeki asıl borç ilişkisini gösterir ….seri numaralı faturaların da müvekkiline teslim edildiğini, şahsi def’ilerin müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini ve temlik işlemlerinin bile bile davacının zararına yapıldığını ispat külfetinin davacıya ait olduğunu, böyle bir durumun bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, “…dava konusu çek karşılığında davacıya mal teslim edilmediği ve buna göre çekin karşılıksız kaldığı değerlendirilmiş, 6361 sayılı Kanun’un 9/3. maddesi hükmü, faktoring işleminin yukarıda belirtilen tarafları dışındaki kambiyo borçluları bakımından uygulanacak bir hüküm olup, 6098 sayılı TBK’nun 188/1. maddesi uyarınca borçlu malların teslim edilmediği savunmasını temlik alan durumundaki davalı faktoring şirketine karşı da ileri sürebileceğinden, her iki davalı yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. 1-Davanın KABULÜNE; davacının, ….Şubesine ait keşidecisi …. olan, … numaralı …tarihli …-TL bedelli çek sebebiyle davalılara borçlu olmadığının tespitine” karar verilmiştir.
Davalı …. vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul, yasaya ve Yargıtay’ın istikrarlı uygulamalarına aykırı olduğunu, davacı ile müvekkili şirket faktoring müşterisi ….arasında sözleşmesel bir ilişkinin var olduğunu, işbu sözleşmesel ilişki temelinde mal-alım satımına ilişkin olarak çeklerin verildiği ikrar olunarak davacı ile müvekkili şirket faktoring müşterisi … arasında sözleşmesel bir ilişkinin bulunduğunun davacı tarafından beyan edildiğini, müvekkili şirketin her işleminin ve faaliyetinin aynen bankalar gibi Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu tarafından denetlendiğini, davacı tarafından müvekkili şirkete yöneltilen iddiaların yasal olarak mümkün olmadığını, faktoring işlemlerini yaparken uyulması gereken yükümlülükleri belirleyen Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9. Maddesinin 2. Fıkrası hükmüne uyduğunu, müvekkili şirketin davaya konu olan çeki diğer davalı faktoring müşterisi … ile imza etmiş olduğu faktoring sözleşmesi temelinde … tarihli Alacak Bildirim Formu Ödeme Araçları Tevdii Bordrosu ile davaya konu edilen çek bedelini tevsik edici faturalara dayanarak devir ve temlik aldığını, yerel mahkeme kararının öncelikle bu nedenle haksız olduğunu, müvekkili şirketin keşideci ile lehtar arasındaki def’ilerin muhatabı olması için TTK 687 ile finansal kiralama faktoring ve finansal şirketler Kanunu’nun 9/3’nü ve yerleşik Yargıtay kararları ile oluşan uygulamanın aradığı koşul olan bilerek davacının zararına hareket eden kötü niyetli hamil olmayıp, aksine iyi niyetli üçüncü şahıs durumunda olduğunu ve dava konusu itiraz ve def’ilerin müvekkili şirkete yöneltilemeyeceğini, TTK 687 ve Finansal Kiralama Faktoring ve Finansal Şirketler Kanunu 9 maddesinin 3 fıkrası ile müvekkili şirketin iyi niyetli çek hamili olmadığını kanıtlama yükümlülüğünün davacıda olduğunu, ancak davacının bunu kanıtlayacak herhangi bir kanıt ve belgeye sunmadığını, TTK’da avans çeki adı altında farklı hükümlere tabi bir çek şekli düzenlenmediğini, bir çekin yasal fonksiyonlarının dışında bir amaçla düzenlemenin en hafifinden kusurlu bir hareket olduğunu belirterek yerel mahkemece verilen kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İlk derece mahkemesi tarafından davanın kabulüne karar verilerek davacının …nolu … keşide tarihli …TL bedelli çekten dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Kararı davalılardan faktoring şirketi istinaf konusu etmiştir.
İcra İflas Kanunu’nun “Hukuk davalarının tatili” başlıklı 194. maddesinde de, iflasın açılması ile acele haller müstesna olmak üzere müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları durur ve ancak ikinci alacaklılar toplanmasından on gün sonra devam olunabilir, hükmü yer almaktadır.
Bu hükmün amacı masanın aktif ve pasifini ilgilendiren davalara devam edilip edilmeyeceği konusunda alcaklılara zaman tanımaktır.
Hukuk davalarının duracağına ilişkin anılan hüküm şeref ve haysiyete tecavüzden, vücut üzerinde ika olunan zararlardan doğan tazminat davaları ile evlenme, ahvali şahsiye veya nafaka işlerine ilişkin ihtilaflara, rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takiplerle ilgili olarak açılmış olan hukuk davaları ile acele hallere ilişkin davalara uygulanmaz.
İİK’nun 194. maddesinde acele haller, hukuk davalarının ikinci alacaklılar toplantısından 10 gün sonraya bırakılacağı hükmünün istisnası olarak düzenlenmiştir. Hangi işlerin acele sayılacağı konusunda bir açıklık yoksa da basit usulü muhakemeye ve seri usulü muhakemeye tabi işlerin acele işlerden olduğu kuşkusuzdur.
İflastan önce açılmış olup da devam eden, müflisin (davacı veya davalı olarak) taraf bulunduğu hukuk davaları, (maddede yazılı istisnalar dışında) iflâsın açılması ile durur. Bu durma, ikinci alacaklılar toplantısından (md. 237) on gün sonraya kadar devam eder; ancak bundan sonra, duran hukuk davalarına devam edilebilir. (md. 194/1)
İflâsın açılması ile duracak olan davalar, iflâstan önce açılmış olup da halen derdest bulunan (görülmekte olan) ve iflâs masasına giren mal, alacak ve haklara ilişkin hukuk davalarıdır. Bunlar, (davacı olarak) müflisin açmış olduğu davalar ile müflise karşı (davalı olarak) açılmış olan davalardır. Mesela alacak, taşınır mal veya taşınmaz mal davaları gibi.
İflâs kararının kesinleşmesi ile düşen icra takipleri (md. 193/1 ve 3) ile ilgili itirazın kaldırılması, icra takibinin iptal ve taliki, itirazın incelenmesi ve icranın geri bırakılması talepleri de düşer. Yani, bu talepler, 194. madde hükmüne tabi değildir. İcra mahkemesi, artık bu talepler hakkında inceleme yapıp karar veremez.
Buna karşılık, iflâs kararının kesinleşmesi ile düşen icra takipleri (md. 193/1 ve 3) ile ilgili hukuk davaları, iflâs kararının kesinleşmesi ile düşmez; bu davalar, iflâsın açılması ile sadece durur. Buna göre itirazın iptali davası (md. 67), borçtan kurtulma davası (md. 69), menfi tespit davası veya istirdat davası (md. 72) borçlunun iflâsı ile sadece durur; fakat, iflâs kararının kesinleşmesi ile düşmez. Bilâkis, bu davalara da, ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonra devam edilir. (md. 194)
Somut olayda, mahkemece karar verilmesinden önce davalılardan … hakkında …. tarihi itibariyle iflasına karar verilmesi nedeniyle, kamu düzeni gereğince kararın kaldırılarak yukarıda açıklanan kurallar çerçevesinde işlem yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davalı …. vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/10/2018 tarih ve 2016/273 Esas, 2018/1290 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin karar harcı olarak alınan harcın isteği halinde davalıya İADESİNE,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
HMK’nın 353. maddesi uyarınca kesin olmak üzere 13/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi. 13/10/2021


Başkan
….
¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır
….
Katip
….
¸e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”