Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2262 E. 2021/1504 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/2262 – 2021/1504
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : .
KARAR NO : …
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ..
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : ..
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :
NUMARASI : .. E., .. K.
DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALILAR : ..
VEKİLİ : …
DAVANIN KONUSU : Alacak
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : …
YAZIM TARİHİ : ..

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep … Asliye Ticaret Mahkemesi’nce … Esas, … Karar sayılı dosyasında verilen….tarihli kararın istinaf incelemesi davacı vekili ve davalılar vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
– K A R A R –
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının … tarihinde davalılardan … yetkili satıcısı olan diğer davalı …’den … marka modelli aracı 101.257,90 TL karşılığında satın aldığını, aracın satın alındıktan sonra sürekli olarak motor arıza ikazı verdiğini, arızanın giderilmesi için 15/02/2016, 29/03/2016, 25/06/2016, 03/10/2016, 31/10/2016, 13/05/2017, 01/07/2017, 07/09/2017 ve 10/11/2017 tarihlerinde … ilindeki yetkili servise gidildiğini, ancak aracın aynı motor arızasını vermeye devam ettiğini ileri sürerek aracın ayıplı olarak satıldığını iddia ederek, aracın bedelinin iadesini veya aynı nitelikte sıfır bir araç ile değiştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte ayıp ihbar sürelerine riayet edilmediğini, zamanaşımı süresinin dolduğunu, husumetin müvekkili ….ye yöneltilemeyeceğini, araçta üretimden kaynaklı hata olmadığını, davacının taleplerinin iyi niyetli olmadığını, davacının terditli dava açmasının hukuka aykırı olduğunu, davacının faiz talebinin haksız olduğunu belirterek haksız ve hukuka aykırı davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, “…Dava konusu araçtaki ayıbın niteliği; satıcının, satılana ayıplı olarak devretmesinde ağır kusurlu olduğu, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı yasanın 231/2 madde ve fıkrası hükmü uyarınca satıcının 2 yıllık zaman aşımı süresinden yararlanamayacağı ve aynı yasanın 225/f.1 maddesi hükmü uyarınca ağır kusurlu olan satıcının satılandaki ayıbın kendisine süresinde bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kısmen de olsa kurtulamayacağı kabul edilmiştir. (Benzer yöndeki Yargıtay 19 HD’nin 2016/9451-15535 E.K. sayılı ilamı; Yargıtay 13 HD’nin 2006/15430 E.-2007/4189 K. sayılı ilamı) Nitekim garanti süresi içerisinde davacı taraf aracı müteaddit defalar servise götürmüş olmasına rağmen gizli ayıp giderilememiştir. Bu nedenle yukarıda zikredilen Yargıtay kararı da esas alınarak davalı açısından malın bu ayıplı hali ile teslimi ağır kusur olarak kabul edilmiştir. Garanti süresi içerisinde yapılan birçok servis başvurusu da nazara alındığında ayıp ihbarının süresinde olmadığı yönündeki savunmaya itibar edilmemiştir. Ayıbın niteliği, aradan geçen zamana rağmen giderilemediği ve bu hali ile bedel talebinin yerinde olduğu kabul edilmiştir. Davaya konu aracın kazalarına ilişkin olarak ilgili belgeler celbedilmiş olup, kaza tespit tutanağı bilgisinin bulunmadığı, ayrıca 07/08/2015 tarihindeki arka tampon hasarının düzeltilmesine ilişkin hususun değer kaybına sebebiyet vermediği yönündeki 29/11/2018 tarihli bilirkişi raporu da nazara alındığında bedelin tamamının iadesinin gerektiği kabul edilmiştir. Davacının ilk talebi olan bedel iadesi kabul edilmiştir. Birlikte ifa kuralı gereği aracın iadesi tarihinden itibaren talep ile bağlı kalınarak yasal faize hükmetmek gerekmiştir. (Benzer yöndeki Yargıtay 19 HD’nin 2016/7292 E. 2017/1640 K sayılı ilamı) 1-Davanın Kabulü ile (birlikte ifa kuralı gereği)…. aracın … iadesi ile 101.257,90 TL’nin aracın iadesi tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine” karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararda davanın kabulüne karar verilse de aracın aynı nitelikte 0 km yeni bir araç ile değiştirilmesini istediklerini, verilen kararla değişen ekonomik koşullarda bu kararın müvekkilinin aleyhine davalıların lehine bir hale dönüştüğünü, karar verilirken müvekkiline seçimlik haklarından hangisini kullanmak istediğinin sorulmadığını, satın almış olduğu malda mevcut ayıba ilişkin maddi şartların gerçekleştiği ve gerekli şekil şartlarını yerine getirmiş olan tüketiciye, satıcıya karşı tefekkül hükümlerini yürütebilmesi için uğranılan zararların giderilmesi kapsamında hakların tanındığını, 6502 sayılı Tüketicin Korunması Hakkında Kanun ile tüketiciye, aralarından biri seçilmek üzere dört hak tanındığını, müvekkili için verilen kararda satılanı geri vermeye hazır olduğunun bildirilerek sözleşmeden dönme seçimlik hakkının kendisine hangi seçimlik hakkından yararlanacağı sorulmadan kullandırıldığını, aracın piyasa değerinin çok fazla arttığından dolayı müvekkilinin iyi niyet kurulları doğrultusunda, aşırı orantısızlığa da neden olmadan kullanması gereken seçimlik hakkını aracın aynı nitelikte O km yeni bir araç ile değiştirilmesi olması gerektiğini, belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak aracın aynı nitelikte O km yeni bir araç ile değiştirilmesi yönünü karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının, 30.04.2015 tarihinde müvekkili şirket….’den dava konusu aracı 101.257,90 TL karşılığında satın aldığını, aracın motor arıza ikazı verdiği ve belli aralıklarla Gaziantep yetkili servisine gitmesine rağmen arızanın devam ettiğini, 25.06.2018 tarihli ilk bilirkişi raporunda aracın 11 defa servise girdiği ve bunun 9 defasının aynı uyarıdan kaynaklandığını, yağ değişimi ve filtre değişimi gibi çözümlerin geçici, sorunun parçalarla değil yazılımla alakalı olduğunun, …. servis imkanları ile giderilemeyeceği iddia edildiğini, taraflarınca rapora itiraz üzerine alınan 31.07.2018 tarihli ek raporda ise aracın motor yağı ve filtresi değişimlerinin aracın bakım zamanı olmasından değil ilgili arıza nedeniyle yapıldığının iddia edildiğini, yapılan yargılama verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkeme kararının aksine ayıp ihbar sürelerine riayet edilmediğini, ayıp ihbar sürelerine ilişkin olarak TTK md. 23/1-c hükümleri uygulanacağını, alıcının ayıp ihbar süreleri, açık ayıplarda 2, açıkça belli olmayan ayıplarda ise 8 gün olup, bu süreler, teslimden itibaren başladığını, somut olayda satım ve teslimden itibaren 2 ve 8 günlük süreler içinde müvekkili şirketlere usulüne uygun herhangi bir bildirimde bulunulmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, bir an için ayıbın varlığı kabul edilse dahi, davacının ayıbı fark ettikten sonra hemen müvekkili şirketlere bildirilmediğini, bu nedenle malı ayıpla birlikte kabul etmiş sayılacağını, zamanaşımı süresinin dolduğunu, ilk derece mahkemesinin müvekkili şirket …..’nin gizli ayıp nedeniyle ağır kusurlu olduğuna ve bu nedenle 2 yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamayacağına hükmettiğini, araçta üretimden kaynaklı hiçbir ayıbın söz konusu olmadığını, müvekkili şirket …….ye husumet yöneltilemeyeceğini, ticari satımlarda ayıba karşı tekeffülden doğan hakların, satıcıya karşı yöneltileceğini, müvekkili ..ın davacı ile herhangi bir satım akdinin bulunmadığını, araçta üretimden kaynaklanan herhangi bir ayıbın bulunmadığını, bir malın ayıplı olduğunun kabulü için, iddia edilen eksikliğin, üretimden kaynaklanması; yani ayıbın veya ayıbı yaratan nedenin, yarar ve hasarın alıcıya geçmesi anında satılanda var olmasının gerektiğini, dava konusu aracın, üretim bandından sağlam bir şekilde çıkmış olup, gereken tüm kontrolleri eksiksiz bir biçimde yapılarak ayıptan ari olarak davacıya satın ve teslim edildiğini, keşif sırasında hareket halinde iken herhangi bir arıza işaretinin çıkmadığını, …..tarihli bilirkişi raporuyla sabit olduğunu, araçta ayıp bulunduğu varsayılsa dahi her defasında onarılarak giderildiğini, davacının kullanım kılavuzunda belirtilen şartlara uygun kullanım gerçekleştirdiği takdirde arızanın tekrarlanmayacağını, davacının taleplerinin iyi niyetli olmadığını, müvekkili şirketlerden bedel iadesinin tahsil edilmesinin TMK 2 maddeye aykırı olacağını belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı ve davalılar vekillerinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, ayıp nedeniyle bedelin yasal faiziyle iadesi veya aynı nitelikte 0 km araç ile değiştirilmesine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 30/04/2015 tarihinde, davalılardan ….yetkili satıcısı olan diğer davalı…..’den aracın 101.257,90 TL karşılığında satın aldığını, aracın satın alındıktan sonra sürekli olarak motor arıza ikazı verdiğini, arızanın giderilmesi için 15/02/2016, 29/03/2016, 25/06/2016, 03/10/2016, 31/10/2016, 13/05/2017, 01/07/2017, 07/09/2017 ve 10/11/2017 tarihlerinde … ilindeki yetkili servise gidildiğini, ancak aracın aynı motor arızasını vermeye devam ettiğini, bu sebeple aracın ayıplı olarak satıldığını iddia ederek, aracın bedelinin iadesini veya aynı nitelikte sıfır bir araç ile değiştirilmesi talep ve dava etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığa uygulanacak olan 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun “Alıcının Seçimlik Hakları” başlıklı 227. Maddesine göre; satıcının satılanan ayıplarından sorumlu olduğu hallerde alıcı sözleşmeden dönme, bedelde indirim, ücretsiz onarım veya ayıpsız benzeriyle değiştirme seçimlik haklarından birini kullanabilir. Davacı dava dilekçesinde iki seçimlik hakkını bir arada kullanmış olup dava dilekçesi bu yönden usulüne uygun değildir.
6100 Sy. HMK’nun “Dava dilekçesinin içeriği”başlıklı 119. Maddesinin 1/ğ bendinde; açık bir şekilde talep sonucunun bulunması gerektiği, bu hususun eksik olması halinde hakimin davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre vereceği, bu süre içerisinde eksikliğin tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususu düzenlenmiştir.
İlk derece mahkemesi tarafından davacıya 07/02/2018 tarihli muhtıra ile “…c)neticei talep kısmında belirtilen ve araç bedeli olarak talep edilen miktarın açık ve net olarak belirtilmesi,” hususu ihtar edilmiş ise de; böyle bir durumda kesin sürenin hukuki sonuç doğurabilmesi için buna ilişkin ara kararının yasaya ve içtihatlara uygun şekilde oluşturulması, hiçbir tereddüde yer vermeyecek derecede açık olması ve kesin süreye uyulmamasının sonuçlarının ilgili tarafa ihtar edilmesi gerekir. Muhtırada kesin süreye riayet etmemenin sonuçları yazılmamıştır. İhtar usulüne uygun değildir.
O halde mahkemece, davacı tarafa HMK 119/1/ğ maddesi gereğince usulüne uygun ihtar çekilerek açık bir şekilde dava sonucunu belirtmesi için kesin süre verilmesi, buna göre yeniden değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle; taraf vekillerinin esasa ilişkin diğer istinaf istemlerinin incelenmesine yer olmadığına, davalılar vekilinin istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının, HMK nın 353/1-a/4 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2- Gaziantep … Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen ….tarih ve… Esas, .. Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin karar harcı olarak alınan harcın isteği halinde davalılara İADESİNE,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
HMK’nın 353. maddesi uyarınca kesin olmak üzere .. tarihinde oy birliği ile karar verildi. ..

Başkan
Üye
Üye
Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”