Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2261 E. 2021/1494 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : …
KARAR NO : ….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : .
ÜYE : .
ÜYE : .
KATİP : .

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :
NUMARASI : .. E., … K.

DAVACILAR : 1-…
2-…
VEKİLİ :
DAVALI : .
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ :

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce … Esas, …Karar sayılı dosyasında verilen …. tarihli kararın istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafça müvekilleri aleyhine Gaziantep… İcra Dairesinin….Esas sayılı dosyasıyla kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatıldığı, müvekkilleri aleyhine başlatılan icra takibinde takibe konu bedel; davacı …ile davalı … arasında cari hesap ilişkisinden kaynaklı olduğu diğer müvekkilli … ise …olup kambiyo senedi ile borcun kefili konumunda olduğu, ancak müvekkillerin temeldeki borç ilişkisi uyarınca davalı tarafa bir borcu bulunmadığını belirterek, müvekkillerinin Gaziantep … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında boçlu olmadığnın tesptine, davalı aleyhine takip konusu tutarın % 20’den aşağı olmamak üzere tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davayı cevap vermemiştir.
Mahkemece, “…davacıların davalı taraf lehine düzenledikleri bonoda ve icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti talepli iş bu dava açılmıştır. Buna göre icra takip dosyası ve bono örneği celp edilip incelendiğinde, bonoda lehtarın davalı … olduğu, keşidecinin de davacı … olduğu anlaşılmıştır. Davacı … …. bonoda herhangi bir isim ya da imzası bulunmadığından, davacı vekili bu şirket hakkındaki davasından feragat etmiştir. Diğer yandan, takibe konu senedin ihdas nedeni malen olduğundan davacı tarafça senedin karşılığında mal alınmadığının yine senet kuvvetinde delille ispatlanması gerekmekte olup fakat buna yönelik delil ibraz edilememiştir. Her ne kadar davalı tarafın ticari defterlerine dayanılmış ise de davalının gerçek kişi olduğu ve defter tutması zorunlu olan gerçek kişi tacirlerden olup olmadığı da belirsiz olup bu yöndeki delilden başka davacı vekiline yemin delili de hatırlatılmıştır. Buna göre davacı vekili, yemin delili hatırlatılmasına rağmen süresi içerisinde bu delili kullanmadığından davasını ispatlayamamış olup, ispatlanamayan davanın bu nedenlerle reddine” karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin … yetkilisi olduğunu, davalı ile diğer davacı … arasında ticari ilişki olduğunu, davalının örme işi yapan tacir olup, ticari defter tuttuğunu, davacı …. şirketinin yaşadığı ekonomik krizi nedeniyle …. tarihi itibari ile tasfiye edildiğini, tüzel kişiliğe haiz bir şirket olmadığını, müvekkilinin tasfiye olan şirket ile davalı arasındaki ticari ilişkide taraf olmadığını, davalı tarafın tasfiye edilen şirketten alacaklarını teminen davaya konu senetleri aldığını, …. ile olan cari alacağı için müvekkilin de kefil sıfatı ile imzasının olduğu dava konusu senetleri takibe koyduğunu, davalı alacaklı ile … şirketi arasında borç alacak olup olmadığının ortaya çıkartılması gerektiğini, alacak ilişkisinin netleştikten sonra alacağa kefil olan müvekkili hakkında karar verilmesi gerektiğini, davalı tarafın alacağı olmadığını teyiden …2014 yılı muavin defter kayıtlarını sunduğunu, ….şirketinin defterlerinin mahkemede delil niteliğinde olacak nitelikte olmadığını, 25.09.2018 tarihli dilekçe ile Yargıtay kararlarına da atıfla, davalı tarafın ticari defterlerine dayandıkları beyan ve kabul edilmiş, alacak-borç ilişkisinin münhasıran borçlu defterlerinden tespit edilmesi taleplerinin usul ve yasaya aykırı olarak ret edildiğini belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, bonoya dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
Menfi tespit davalarında ispat yükü kural olarak alacaklıdadır. Ancak davalının alacağı senede dayanıyorsa ispat yükü yer değiştirerek senetten dolayı borçlu olmadığını iddia eden davacı tarafa düşer. Kambiyo senetleri sebepten mücerret olduğundan borçlu olunmadığının ispat yükümlülüğü davacı borçluya aittir.
Karine olarak bir kambiyo senedinin mevcut bir borcun ifası veya itfası amacıyla verildiği kabul edilir.Kambiyo senetleri birer ödeme aracıdır. Borçlu, bononun başka bir amaçla verildiği yönündeki iddiasını yazılı delil ile ispatlamalıdır. Bu konuda tanık dinletilmesi de mümkün değildir. (Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 2018/2939 Esas, 2019/4786 Karar sayılı 2017/3521 Esas, 2019/1844 Karar sayılı kararları)
Davacı taraf, icra takibine konu senetler nedeniyle borçlu olmadığı yönündeki iddiasını yazılı ve kesin delil ile ispatlayamamıştır. Öte yandan dava dilekçesinde yemin deliline dayanılmış ise de, davacı vekiline 26/06/2018 tarihli celsede davalı tarafa yemin teklif edip etmeme konusunda süre verilmiş, ancak davacı yemin metni sunmamış, yemin teklif etmemiştir. Bu nedenle mahkemece; davacı …’in davasının reddine karar verilmesi yerinde olmakla birlikte; diğer davacı…. nin usulüne uygun açtığı bir davası bulunmadığından; bu davacının açtığı davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken bu davacı yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi yerinde değildir. Açıklanan nedenle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeni hüküm kurulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı vekilinin istinaf isteminin mahkemenin gerekçesine yönelik olarak kabulü ile, HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince, ilk derece mahkemesinin gerekçesi düzeltilerek Dairemiz gerekçesinde yer alan nedenlerle yeniden esas hakkında hüküm edilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Gaziantep … Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen …. tarih ve .. Esas, … Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-Davacı vekilince yatırılan istinaf yolu karar harcının istek halinde anılan tarafa İADESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf başvuru harcı, 55,90 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 177,20 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
B)6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına;
1-Davacı …’nin açtığı davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Davacı …’in davasının REDDİNE,
3-Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 280,78 TL harçtan mahsubu ile fazladan alınan 221,48 TL harcın davacıya iadesine,
4-Davacıların yaptığı yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-Davalının yaptığı yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
7-HMK 359/4 maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere 13/10/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.13/10/2021

Başkan
Üye
Üye
Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”