Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2259 E. 2021/1488 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/2259
KARAR NO : 2021/1488

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/04/2019
NUMARASI : 2017/74 E., 2019/439 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 13/10/2021
YAZIM TARİHİ : 13/10/2021

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2014/74 Esas, 2019/439 Karar sayılı dosyasında verilen 09/04/2019 tarihli kararın istinaf incelemesi davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasındaki ticari ilişkiye binaen çeşitli miktar ve meblağlarda mal alışverişinde bulunulduğunu, mallara ilişkin olarak müvekkili tarafından faturalar ve sevk irsaliyelerinin davalıya teslim edildiğini, TTK’nın 21/2 maddesi hükmü gereğince süresinde itiraz edilmeyen bu faturaların münderecatının davalı tarafça kabul edildiğini, mahkeme tarafından ticari defterlerin üzerinde yapılacak olan bilirkişi incelemesi ile müvekkili firmanın taraflar arasındaki ticari ilişkiye binaen edimini yerine getirdiğini, davalının teslim aldığı faturaların bakiyelerini müvekkili firmaya ödemediğini, davalı tarafın cari hesap bakiyesinin ….USD olduğunu, davalı tarafın cari hesap bakiyesini müvekkili şirketin tüm ihtarlarına rağmen ödememesi üzerine taraflarınca davalı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, borçlunun haksız olarak takibe, borca ve tüm fer’ilerine itiraz ettiğini ileri sürerek davalının … İcra Müdürlüğünün ….esas sayılı takip dosyasına vaki borca, imzaya, faize ve tüm fer’ilerine ilişkin itirazının iptaline, takibin devamına, borçlunun haksız ve takibi uzatmaya yönelik itirazı nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; takibe konu edilmeyen belgenin iptal davasında delil olamayacağını, taraflar arasında teknik olarak cari hesap sözleşmesinin olmadığını, taraflar arasında herhangi bir sözleşmenin olmadığını, faturanın tek başına ticari ilişkiyi ve alacaklılığı ispat edemeyeceğini, müvekkili şirkette tebliğ edilmiş veya usulüne uygun tebliğ edilmiş faturaların olmadığını, faturaya konu malların veya hizmetlerin tesliminin olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, “…Mahkememizce davaya konu yapılan … İcra müd. …Esas sayılı dosyası getirtilmiş dosyanın incelenmesinde takip dayanağının cari hesap alacağı olduğu anlaşılmakla her iki tarafın ticari defterlerinin sunulması istenilmiş, davalı taraf ticari defterlerini sunmamıştır. Bu kapsamda davacının ticari defterlerinin incelenmesi hususunda bilirkişi …’nun 07/01/2019 tarihli raporuna göre davacının ticari defterlerinde davalı ile aralarındaki ticari münasebete ilişkin faturaların davacının ticari defterlerine işlendiği gibi davacının davalıdan 30/12/2015 tarihi itibari ile …. TL alacaklı olduğunun belirtildiği kaldı ki BA BS formlarınında bu hususu destekler nitelikte olduğu anlaşılmakla davacının davasını ispatladığı kanaatine varılarak davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihetine gidilmiştir. Her ne kadara davalı taraf ısrarla davacı ile aralarında herhangi bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığından mütevellit davanın reddine karar verilmesini beyan etmiş ise de davalı tarafa 2 haftalık kesin süre verilmesine rağmen ticari defterini ibraz etmediği gibi vergi dairelerine sunulan BA ve BS formları da düşünüldüğünde davalı ile davacı arasında cari hesap ilişkisi ispatlanmış olup bu yönü ile de davalının bu husustaki savunmasına itibar edilmemiştir. Davacının davasının KABULÜ İLE davalının … İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İtirazının iptali İle Takipin Aynen Devamına, Ana para olarak kabul edilen 251.588,51 TL üzerinden %20 nispetinde hesaplanan 50.317,70 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine” karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında teknik olarak cari hesap sözleşmesinin olmadığını, cari hesabın bir sözleşme türü olup yazılı veya sözlü yapılmadıkça geçerliliğinin ve bağlayıcılığının bulunmadığını, davacı tarafın tarafların irade ve imzalarını taşıyan yazılı veya sözlü cari hesap sözleşmesi sunmamış olması nedeniyle taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi olduğu gerekçesiyle davanın kabulünün hatalı olduğunu, icra takibine konu edilmeyen faturaların itirazın iptali davasına konu edilemeyeceğini ve delil olamayacağını, itirazın iptali davasının takip talebi ile sıkı sıkıya bağlı olup, yargılamasını takip talebindeki dayanak belge ile sınırlı olduğundan icra takibinde alacağın sebebi olarak gösterilmeyen belgenin iptal davasına konu ve delil olamayacağını, icra dosyasında alacağın dayanağının cari hesap alacağı olarak bildirilmiş olmasına rağmen dava dosyasında çekler ile faturalara dayanıldığı ve bilirkişinin de bu çekler ile faturaları esas olmasının hatalı olduğunu, BA – BS formlarının cari ilişkiyi desteklediğinin doğru olmadığını, alacağa ilişkin malların teslim edildiğinin ispat edilemediğini, cari hesap kapsamında çeklerdeki imzaların sahte olduğunun tespit edildiğini, … İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı davada yapılan imza bilirkişi raporunda çeklerdeki imza ve yazıların görülmekte olan davada ki davalı ….A.Ş.’ye ait olmadığının tespit edildiğini, sözleşme ilişkisinin inkar edildiğinden imza ve yazı bilirkişi incelemesi yapılmaksızın karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek yerel mahkemece verilen kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, 2004 Sayılı İcra İflas Kanununun 67. Maddesi uyarınca, cari hesap ekstresine dayalı mal satışından kaynaklanan bakiye alacağın tahsiline ilişkin icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 187. maddesi gereğince, ispatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir. Aynı Kanunun 190. maddede ise ispat yükü düzenlenmiş olup; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. (2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir. ” düzenlemesi bulunmaktadır.
Satım sözleşmesinde, satım konusu emtianın usulüne uygun şekilde alıcıya teslim edildiğini kanıtlama yükümlülüğü davacı/satıcıya aittir. Satıcı bu yükümlülüğünü yerine getirdiğini usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır. Taraflar arasında yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya davalı adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura gibi belgelerle sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Bu şekilde belge sunulduğu takdirde bu belgelere karşı davalının beyanı alınmalı duruşmaya gelmemiş ise be belgelere karşı beyanı alınmak üzere isticvap kararı verilmelidir.
6100 Sayılı HMK’nın 190.maddesine göre ve ayrıca itirazın iptali davasında ispat yükü, alacaklı olduğunu iddia eden davacıya düşmektedir. Davacı, mal teslimini HMK’nın 200 ve devamı maddeleri uyarınca yazılı delil ile ispatlamak zorundadır.
Davacı, davalıya mal sattığını, bedelini tahsil edemediğini, bedelin tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibine davalının haksız şekilde itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptalini talep etmiş, davalı cevap dilekçesi sunmayarak, davayı inkarda bulunmuş, mahkemece davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, … İcra Dairesinin…. esas sayılı takip dosyasına dayanak, davacı muavin defterlerine konu malların davalıya teslim edilip edilmediği, davalının davacıya borcunun bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, taraflara 10/10/2018 tarihli duruşmada kesin süre içerisinde ticari defterlerini eksiksiz bir şekilde sunmaları, sunmamaları durumunda bir tarafın ticari defterleri yönü ile inceleme yapılacağını kabul etmiş sayılacakları ihtar edilmiştir. Davalı bu ihtara karşılık ticari defter ve belgelerini eksik olarak sunmuş, sonuçta münhasıran davacının ticari defter ve belgeleri üzerinde yerinde inceleme yapılarak bilirkişi …tarafından düzenlenen 07/01/2019 tarihli bilirkişi raporuna dayanılarak davacının davasının kabulüne karar verilmiştir. Öncelikle taraflara 10/10/2018 tarihinde verilen kesin süre ve yapılan ihtar usulüne uygun değildir. Şöyle ki; davacının kendi defterlerindeki tek taraflı alacak kaydı davalıdan takip konusu alacağının bulunduğunu kanıtlamaya yetmez. Davacı delil listesinde münhasıran davalının ticari defter ve kayıtlarına dayanmamıştır. Bu halde bu hususun ihtar edilmesi de durumu değiştirmeyecektir. Bu durumda HMK’nın 222/5. maddesi uygulanamaz. Davacı, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, takibe konu cari hesap ilişkisinin varlığını, faturaların mevcudiyetini, davalıya tebliğ edildiğini veya malın davalı alıcıya teslim edildiğini ispatlamalıdır. Davalı taraf itiraz dilekçesinde ve davaya cevap dilekçesinde teslim tesellüm belgelerine, faiz oranına ve tüm takip miktarı ve alacağa itiraz etmiştir. Davacının icra takibinde hangi faturalara dayandığı açıklanmamış, ancak karara dayanak olan bilirkişi raporunda takibe konu cari hesap alacağını …TL, …TL, …TL bedelli 3 adet faturanın oluşturduğu, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle …TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Takip talebinde ise cari hesap alacağı …USD olarak talep edilmiştir. Öncelikle takibe dayanak olan faturaların hangi faturalar olduğu, faturaların hangi mal veya hizmetin karşılığı olduğu, malın teslim edilip edilmediği, teslim alanın kim olduğu, takip talebinde talep edilen faizin hangi tarihler arasına tekabül ettiği hususların taraf ticari defter, kayıt ve belgeleri üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile tespit edilmesi gerekmektedir.
Bu bakımdan ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için gerekli olan deliller toplanmamış ve bu konuda her hangi bir değerlendirme yapılmamış olması bakımından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde deliller toplanarak alınacak bilirkişi raporu ile oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/04/2019 tarih, 2017/74 Esas, 2019/439 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde anılan tarafa İADESİNE,
4-Dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
5-İstinaf kanun yolu aşamasında davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince esas hakkında verilecek karar ile birlikte değerlendirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nin 353/1-a-6 bendi uyarınca kesin olmak üzere 13/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi. 13/10/2021


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”