Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2229 E. 2021/1397 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2229
KARAR NO : 2021/1397

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/12/2018
NUMARASI : 2017/810 Esas, 2018/1581 Karar
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 30/09/2021
YAZIM TARİHİ : 30/09/2021

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 13/12/2018 tarih ve 2017/810 Esas, 2018/1581 Karar sayılı kararının istinaf incelemesinin davacı vekili tarafından istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı Vekili; Müvekkilinin davalıya ait malları yurt dışına taşımayı yüklendiğini ve taşıma işini tam ve eksiksiz olarak yaparak malları teslim ettiğini, davalı tarafından taşıma ücretinin ödenmediğini, bu nedenle davalı hakkında …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile davalının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Vekili; Müvekkili ile davacı arasında taşıma ilişkisinden kaynaklanan bir borç bulunmadığını, müvekkili tarafından borcun elden ödendiğini, yurt dışı taşımalarında usul olduğu üzere taşıma ücretinin yükün boşaltıldığı yerden elden teslim alındığını, müvekkilinin takipten önce temerrüde düşürülmediğini, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; Davanın bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, takibin faturaya dayalı olarak yapılan bir takip olduğu, bilirkişi raporunda faturaların kapalı olduğunun belirtildiği, kapalı faturanın teslim edilen mal veya hizmetin bedelinin peşin ödendiğine karine olduğu, karinenin aksini ispat yükü faturayı düzenleyen tarafta ait olduğu, davacı taraf kendi kayıt ve defterleri ile alacaklı olduğunu ispatladığını iddia etmiş ise de; kendi kayıt ve defterlerinin başlı başına bu iddiayı ispatlamaya yeterli olmadığı, (Benzer yöndeki Yargıtay 19. HD’nin 2013/2655 – 5758 E-K; 2015/9461, 2016/1035 E-K, 2016/14065 – 2017/7433 E-K sayılı ilamları) davalı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için geçerli bir ilamsız takibin bulunması, süresi içerisinde usulüne uygun bir şekilde itiraz edilmiş olması, yasal süresi içinde açılmış bir itirazın iptali davası bulunması, davacının takibinde ve itirazın iptali davası açmasında haksız ve kötüniyetli olması, ayrıca davanın reddedilmiş olması gerektiği (İtirazın İptali, Borçtan Kurtulma, Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, …, 2007, syf 43) yukarıda belirtilen yasal şartların mevcut olduğu, ayrıca takibin kapalı faturaya dayalı olması nedeniyle davacının icra takibine girişmekte ve dava açmakta haksız ve kötü niyetli olduğunun kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ve davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmiştir.
Davacı Vekili; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, gerekçeli kararda söz konusu faturaların kapalı fatura olarak düzenlendiğinin belirtildiğini, öncelikle bu tespitin doğru olmadığını, davaya konu olan 2 adet faturadan 9600 USD değerindeki fatura kapalı fatura niteliğinde olduğunu, 2900 USD değerindeki fatura ise kapalı fatura şeklinde düzenlenmediğini, yine gerekçeli kararda kapalı faturanın teslim edilen mal veya hizmetin bedelinin peşin ödendiğine karine olduğunu, kendi kayıt ve defterleriyle alacaklı olduklarını ispat etmiş olsalar da bunun iddialarını ispatlamaya yeterli olmadığının belirtildiğini, bu tespitin de doğru olmadığını, kendi kayıt ve defterleriyle alacaklı olduklarını şüphesiz bir şekilde ispatlamış bulunduklarını, buna karşılık davalı taraf borçlu olmadığına ilişkin tek bir delil sunmadığını, yerel mahkeme tarafından müvekkilinin kötü niyet tazminatı ödemesine karar verildiğini, kararın bu yönüyle de hatalı oludğunu, müvekkil açısından kötü niyet tazminatının şartlarının hiçbir şekilde oluşmadığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, toplanan delillere göre davacı tarafça icra dosyasına dayanak yapılan iki adet faturanın kapalı fatura olarak düzenlendiği, kapalı faturanın teslim edilen mal veya hizmetin bedelinin peşin ödendiğine karine olduğu, karinenin aksini ispat yükü faturayı düzenleyen tarafta ait olduğu, davacı tarafça davacının ticari defterleri dışında davalı lehine olan karinenin aksini ispat edecek herhangi bir delil ibraz edilmediği, davaının kendi kayıt ve defterlerinin başlı başına alacak ispatlamaya yeterli olmadığı, buna göre mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-İstinaf isteminde bulunan davacı tarafından yatırılması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-HMK’nın 359/3 maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/09/2021


Başkan

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Katip

(e-imzalıdır)

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”