Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2228 E. 2021/1510 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2228
KARAR NO : 2021/1510

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/06/2019
NUMARASI : 2018/1157 Esas, 2019/885 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : … – …
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 14/10/2021
YAZIM TARİHİ : 14/10/2021

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 17/06/2019 tarih ve 2018/1157 Esas, 2019/885 Karar sayılı kararın istinaf incelemesinin davacı vekili tarafından istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili; davalı tarafından müvekili aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, başlatılan takibe ilişkin müvekkilinin bir borcu olmadığını, müvekkilinin plastik kapı ve pencere işlerini yapan … isimli bir firmanın ortağı olduğunu, müvekkili ile davalının aralarındaki ticari ilişki nedeniyle müvekkilinin iki dairesini, kendisinin ve ortaklarının borçlarının teminatını oluşturmak üzere davalının şirketi olan ….firması lehine 50.000,00 TL bedelle ipotek ettirdiğini, davalının müvekiline bayiliğini iptal ettiğini, müvekkile borçlarını ödemesi gerektiğini bildirdiğini, müvekkilinin borcu bulunmamasına rağmen …. tanzim tarihli, … USD bedelli bir adet senedi imzaladığını, söz konusu senette o tarihte sadece rakam ve müvekilinin adı ve adresi ile davalının adı yazılı olduğunu, senedin diğer kısımlarının boş olduğunu, senedin imzalandığı tarihte müvekkilinin ipoteklerinin kaldırılmasını istediğini, bunun üzerine belge imzalandığını, bu belgenin takip müstenidi senedin herhangi bir nakit karşılığı verilmediğinin ve teminat niteliğinde olduğunun açık kanıtı olduğunu, …firmasının ….İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlattığını, ancak …İcra Hukuk Mahkemesi’nin…Esas, … Karar sayılı kararı ile icra takibinin iptal edildiğini, bunun üzerine davaya konu senede ilişkin olarak ….İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, başlatılan takibe yine müvekkili tarafından yapılan itiraz üzerine takibe ilişkin ….İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas, …. Karar sayılı dosyası ile yapılan yargılamada itirazın reddine dair karar verildiğini, kişinin 15 yıl sonra ödenmek üzere borç verdiğinin kabul edilebilir olmadığını, müvekkilinin davalıdan borç para almadığını ileri sürerek …İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasında müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; Takibe konu bononun kambiyo senedi vasfı taşıdığını, vadesi gösterilmemiş bononun ödenmesi şart olan bono sayılacağını, takibe konu bononun teminat bonosu olmadığını, davacı tarafça sunulan yazılı belge incelendiğinde senette yazılı bedelin ödenmesi ile birlikle ipoteğin kaldırılacağının belirtildiğini, dava dilekçesinde belirtilen iddiaların gerçek dışı olduğunu, açılan davanın haksız ve kötüniyetli olduğunu savunarak davanın reddine ve müvekkili lehine %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; senet üzerinde nakden ibaresinin bulunması durumunda, buna ilişkin menfi tespit isteminde bulunan tarafın bu senette yazılı meblağı borç olarak almadığını kesin delillerle ispatlaması gerektiği, davacı taraf senedin borç olarak alınan bir paranın karşılığı olarak verilmediğini, teminat olarak verildiğini ileri sürdüğü, bu hususun ispatı olarak ise taraflarca imzası inkar edilmeyen, üzerinde “…’ndan … adına …. tarihinde düzenlenen … USD’lik borç senedi ödendiği taktirde … firmasına istinaden verilen ipotek kaldırılacaktır” yazılı belgeyi delil olarak sunduğu, ancak bu ibareden senedin ipoteğin teminatı olarak verildiği sonucu çıkarılamayacağı, tarafların bu sözleşme ile davaya konu senedin ödenmesi ile ipotek ilişkisinin de sona ereceğini kararlaştırmış olduğu, yazı içeriğinden hiçbir şekilde senedin teminat olarak verildiği anlamı çıkmadığı, bu belge ile senedin teminat olarak verildiği hususu ispatlanamadığı, başkaca bir delil de sunulmadığı nazara alınarak davacı tarafa yemin hakkı hatırlatıldığı, davalının kendisine teklif olunan yemini eda ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, ihtiyati tedbir kararının infaz edilmemiş olması nedeniyle kötüniyet tazminatı şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle de davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı Vekili; Menfi tespit davasına gerekçe olarak sunmuş oldukları ve davalı tarafça da kabul edilen …. tarihli belgenin, senedin teminat senedi olarak verildiği anlamına gelmediğini söylemenin mümkün olmadığını, kaldı ki, bu belge senedin talil edildiği sonucunu tek başına ispatlamakla birlikte, bunun yanında, tanzim tarihi ile vade tarihi arasındaki 15 yıllık süre de dikkate alındığında davanın haklı ve samimi olduğunun açık olduğunu, yerel mahkemece verilen karar bu sebeplerle hatalı olduğunu, takibe konu senedin tanzim tarihi konusunda bir uyuşmazlık olmadığını, senedin …yılında verildiğini, o tarihte müvekkilinin, merkezi …. bulunan … A.Ş.’nin bayisi olduğunu, davalı …’ın ise bu şirketin sahibi ve yetkilisi olduğunu, müvekkilinin, bayilik ilişkisi sebebiyle ve ticaretini devam ettirebilmek için, sahibi bulunduğu taşınmazını, adı geçen firma lehine ipotek ettirdiğini, müvekkili ekonomik krize girince, müvekkilinin bayiliğinin iptal edildiğini, ayrıca ipotekle temin edilen borç ödeninceye kadar geçerli olduğu belirtilerek, dava konusu …. ABD Doları bedelli senedin alındığını, senedin alındığı tarihte senette sadece meblağ ve müvekkilin adı, adresi, davalının adının yazılı olduğunu, diğer kısımların sonradan doldurulduğunu, senedi imzaladığı tarihte müvekkilinin, ipoteğin kaldırılmasını istediğini, davalı … işinin çok olduğunu ve ipotekleri bir ara kaldıracağını beyan ettiğini, müvekkilinin ısrarı üzerine, dosyaya sundukları belgeyi müvekkiline verdiğini, sözkonusu belgenin, takip müstenidi senedin herhangi bir nakit karşılığı verilmediğinin ve sadece teminat niteliğinde olduğunun açık kanıtı olduğunu, u ifadenin senedin talili anlamına gelmediğini, senedin teminat olarak verildiğinin bu ifadeden çıkmayacağını kabul etmenin mümkün olmadığını, bu ifadenin senedin açıkça bir borç ilişkisinin teminatı olduğunu belgelediğini, senet üzerinde “nakden” ifadesinin yer aldığını, ancak davaya dayanak oluşturan belgenin, senedin nakit karşılığı olmadığının hiçbir yoruma ihtiyaç göstermeyecek kadar açık kanıtı olduğunu, davalının sahibi olduğu firma, ipoteğin paraya çevrilmesi takibinden sonuç alamadığından senedi gündeme getirdiğini,, bu senetle hukuka aykırı şekilde alacak talebinde bulunduğunu, senedin tanzim tarihi ile vade tarihi arasındaki 15 yıllık süre de davalının alacak talebinin gerçek olmadığının ve senedin yukarıdaki açıklamalarımızda da belirttiğimiz üzere teminat olarak verildiğinin kanıtı olduğunu, dır. Zira ticari yaşamda 15 yıl sonrası için senet düzenlemenin hiç rastlanan bir durum olmadığını, müvekkilinin davalıdan borç para almadığını, davalı senedi talil ettiğinden ispat yükünün davalıya ait olduğunu, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılması talebiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Dava, menfi tespit talebine ilişkindir.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Menfi tespit davalarında ispat yükü kural olarak alacaklıdadır. Ancak davalının alacağı senede dayanıyorsa ispat yükü yer değiştirerek senetten dolayı borçlu olmadığını iddia eden davacı tarafa düşer. Kambiyo senetleri sebepten mücerret olduğundan borçlu olunmadığının ispat yükümlülüğü davacı borçluya aittir.
Karine olarak bir kambiyo senedinin mevcut bir borcun ifası veya itfası amacıyla verildiği kabul edilir.Kambiyo senetleri birer ödeme aracıdır. Borçlu, bononun başka bir amaçla verildiği yönündeki iddiasını yazılı delil ile ispatlamalıdır. Bu konuda tanık dinletilmesi de mümkün değildir. (Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 2018/2939 Esas, 2019/4786 Karar sayılı 2017/3521 Esas, 2019/1844 Karar sayılı kararları) Davacı taraf, dava konusu senedin teminat senedi olduğu ve senet nedeniyle borçlu olmadığı yönündeki iddiasını yazılı ve kesin delil ile ispatlayamamıştır. Bu nedenle mahkemece davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-İstinaf isteminde bulunan davacı tarafından yatırılması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-HMK’nın 359/3 maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/10/2021


Başkan

(e-imzalıdır)


Üye

(e-imzalıdır)


Üye

(e-imzalıdır)


Katip

(e-imzalıdır)

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”