Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2029 E. 2021/1296 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2029
KARAR NO : 2021/1296

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/05/2019
NUMARASI : 2018/401 Esas, 2019/593 Karar
DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
:
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 16/09/2021
YAZIM TARİHİ : 16/09/2021

Taraflar arasında görülen davada, Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 09/05/2019 tarih ve 2018/401 Esas, 2019/593 Karar sayılı kararın istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı Vekili; Müvekkilinin …. ödeme tarihli ….Seri numaralı ve … TL’lik çeki imzalayarak davalılardan …. Şti.’ne teslim ettiğini, teslim edilen davaya konu çekin ciro silsilesi yoluyla dava dışı ….’a geçtiğini, dava dışı …ın ise müvekkili tarafından imzalanan davaya konu çekten dolayı müvekkili aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, icra takibine itiraz edildiğini, ancak itirazın reddolduğunu, müvekkilinin davalılara hiçbir nam ve ad altında borcunun bulunmadığını,çek lehtarı …Şti’nin dava konusu çekle ilgili olarak …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas, … Karar sayılı dosyası ile çek iptali açtığını, mahkemece yapılan yargılama sonucunda çekin iptaline karar verildiğini, iptal kararı üzerine 11.12.2015 tarihli ilamın müvekkiline sunulduğunu, müvekkilinin de çekin tarih ve numarasını belirterek ödeme yaptığını ve bu şekilde borcundan kurtulduğunu, yapılan takibin haksız ve kötü niyetli olarak yapıldığını, müvekkilinin mağdur olduğunu ileri sürerek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Vekili;….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin .. Esas, .. Karar sayılı dosyası ile açılan çek iptali davasında çek bedelinin 1.000,00 TL olarak gösterildiğini, iptal edilen çek miktarı ile ödenen miktarın birbirini tutmadığını, ödemelerin iptal edilen çek miktarı üzerinden yapılması gerektiğini, iptal kararında belirtilen miktardan çok daha yüksek miktarda ödeme yapılmasının davacının kötüniyetli olduğunu gösterdiğini, hasımsız olarak açılmış iptal davası sonucu alınan iptal kararının iyiniyetli 3. Kişilere karşı ileri sürülemeyeceğini, davacının kötü niyetli olduğunu, müvekkilini zarara uğratma amacıyla hareket ettiğini, davacı tarafın ödeme yapmış olduğuna ilişkin beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, Müvekkilinin ….Şti’ye satmış olduğu ürünler karşılığında çeklerin müvekkiline verildiğini, icra takibini müvekkilinin başlattığını, davacı ile davalı ….Şti’nin kötü niyetli olarak birlikte hareket ettiklerini, müvekkilinin alacağını geciktirmeye çalıştıklarını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. Şti. davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; eldeki davanın davalı … tarafından ….seri numaralı …TL’lik çekten dolayı davacı ….Şti.’ye karşı yapılan takipten kaynaklı menfi tespit istemine ilişkin olduğunun anlaşıldığı, her ne kadar davacı tarafça takip yapılan çeke istinaden diğer davalı …Şti. tarafından …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas sayılı dava dosyasında alınan iptal kararına istinaden yapılan ödeme neticesinde ilgili çekten dolayı sorumluluklarının sona erdiği iddiası ile eldeki dava açılmış olsa da;… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı ilamında davaya konu çek ile ilgili verilen iptal kararında çek miktarının 1.000,00 TL olarak belirlendiği ve verilen kararın 18/02/2016 tarihinde kesinleştiği, davacı tarafça davalı .. Şti.’ne 11/12/2015 tarihinde ödeme yapıldığının anlaşılması karşısında; her ne kadar davacı tarafça davaya konu çek ile ilgili iptal kararına istinaden ödeme yapıldığı ve davacı tarafça takibe konu çekten dolayı borçlu olmadığını iddia etmiş ise de, ödeme yapılan iptal kararı kesinleşmeden ve iptal kararındaki meblağ ile takibe konu çekteki meblağ arasında hayatın olağan akışına aykırı bir şekilde fark bulunması sebebiyle davacı tarafça yapılan ödemenin iyi niyetli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı Vekili; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, çek zayi ve iptal davalarının hasımsız açıldığını, davayı açan şahıs çekin hangi bankaya ait olduğunu, çek bedelini, çek seri numarasını, vadesini vb. özelliklerini kendisinin belirlediğini, müvekkilinin anılan kısımlara yönelik (çek bedeli, vadesi, bankası vb.)herhangi bir tasarrufta bulunması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, diğer davalının tasarrufu altında bulunan bir mahkeme kararı açısından müvekkilin sorumlu tutulması gibi bir durumun hakkaniyetle bağdaşmadığını, mahkemece yukarıda açıklanan hususların müvekkilinden sadır olmuş gibi değerlendirmede bulunmasının hukuka uygun olmadığını, iptal kararı alındığında müvekkil müvekkilin basiretli bir iş adamı gibi davrandığını, davalıya çek bedelinin düşüklüğü sorulmuş ise de davalı taraf teminat bulmakta zorluk çektiği için bu şekilde başvurduğunu belirttiğini, burada önemle arz edenin iptal kararında çekin meblağı değil, seri numarasının, vade tarihlerinin ne olduğu, müvekkilinin ne ödediği olduğunu, müvekkil çek meblağını, vade tarihini, seri numarasını ve mahkeme kararını da belirterek banka yoluyla ödediğini ve borcundan kurtulduğunu, davalı taraf aldığı iptal kararıyla birlikte sadece huzurdaki davaya konu çeki değil aynı beraberinde 8 adet daha çekin iptal kararı aldığını, anılan tüm çeklerin vade tarihlerinin geçtiğini, ödemelerin tüm çeklerin bedelleri ve seri numaraları belirtilerek yapıldığını, aynı dönemler içerisinde iptal kararı kapsamı dışında başka çeklerde davalı firmaya keşide edildiğini ve ödendiğini, müvekkilin de basiretli bir iş adamı gibi davranarak aynı zamanda yoğun ticaretinin olduğu firmaya da güvenerek bu ödemeyi yaptığını, burada müvekkilin iyi niyetli olup olmadığı sorgulanırken mahkemece ileri sürdükleri deliller toplanmadan karar verildiğini, bahsedilen deliller celp edilmiş olsaydı müvekkilin iyi niyetli olduğunun anlaşılacağını, mahkemece bu konu üzerinde durulmadan iyi niyetli olmadıklarına karar verildiğini, müvekkil firmanın ticari defterleri incelenmiş olsaydı, bu kayıtlarda hem borçlu olmadıkları hem de davalı firmaya daha önce yapılan ve aynı tarihte ve sonrasında yapılan ödemelerin görüleceğini, bu durumda müvekkilin iyi niyetli olduğunu, davalı ile beraber hareket kanıtlayacağını, davalının ticaret mahkemesi kararında haberdar olmaması gibi bir durumun söz konusu olmayacağını, çek arkasında neden ödeme yapılamadığı banka kaşesi ile sabit olduğunu, davalı buna rağmen iptal kararının iptalini istemediği gibi çekin ilamına kadar hatta sonrasına kadar ortaya çıkmadığını, ticaret mahkemesinin iptal kararı ile müvekkile ödeme yapması istendiğini, müvekkil de haciz tehdidi altında iyi niyetli olarak borcunu alacaklı olduğunu iddia eden iptal kararı hamiline ifa ettiğini, böylelikle anılan çekten dolayı ne lehtara ne de cirantalara borcu bulunmadığını, mahkemece eksik inceleme ve deliller toplanmadan karar verildiğini, bu nedenle kararın kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Dava, menfi tespit talebine ilişkindir.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Uyuşmazlık, çek keşidecisi olan borçlunun kıymetli evrakın zayii nedeniyle iptal kararını alan kişiye çek bedelini ödemesinin kendisini borçtan kurtarıp kurtarmayacağı yolunda toplanmaktadır.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2012/14443 Esas, 2013/846 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere TTK.nun 651/1. maddesi uyarınca, “kıymetli evrak zayii olduğu takdirde mahkeme tarafından iptaline karar verilebilir.” İptal kararı üzerine hak sahibi hakkını senetsiz olarak da ileri sürebilir veya yeni bir senet düzenlenmesini isteyebilir. (TTK.m.652/1).
TTK.nun 646/2. maddesine göre, Hile veya ağır kusuru bulunmadıkça borçlu, vade geldiğinde, senedin niteliğine göre alacaklı olduğu anlaşılan kişiye ödemede bulunmakla borcundan kurtulur. İptal kararını alan kişi, (iptal kararının davacısı) borçludan, kendisine senedi ibraz etmeden ödemede bulunmasını isteyebilmek hakkını kazanmaktadır. İptal kararının etkileri hak sahipliğinin teşhisi meselesine ilişkindir. Kararın “maddi hukuk yönünden herhangi bir etkisi yoktur. Bu kararla, senedi elinde bulunduran üçüncü şahsın hakkının sona erdiği, onun yerine artık bundan böyle davacının hak sahibi olduğu sonucuna da varılamaz. İptal kararı, iptal olunan senet yerine kaim olan bir senet mahiyeti taşımamaktadır. İptal kararı sadece, davacının senedi ibraz edememesine rağmen hak sahibiymiş gibi kabul edilme imkanı vermektedir.
Borçlu, iptal kararı hamiline iyiniyetli ödemede bulunduğu takdirde ödemede bulunduğu şahıs gerçek alacaklı olmasa dahi, mevcut iptal kararına güvenerek yaptığı ödeme ile borcundan kurtulur (TTK.m.646/2). Ancak davacının gerçek alacaklı olmadığını bildiği veya bu hususta hileli davrandığı kabul edilebildiği takdirde, yaptığı ödemenin borçluyu borcundan kurtarması mümkün değildir.
Gerçek hak sahibi olan veya olmayan bir şahsın elinde bulunan senedin, iptal kararının verilmesinden sonra hiçbir teşhis fonksiyonu kalmamaktadır. Dolayısıyla borçlu, senedi elinde bulunduran şahsa ödemede bulunmadığı takdirde hiçbir sorumluluk doğmaz. Borçlu iptal kararını ibraz eden davacıya ödemede bulunduğu takdirde ödediği miktar oranında borçtan kurtulur. İptal kararı verildikten sonra, fakat daha iptal kararının hamili bir talepte bulunmadan önce senede zilyed olan üçüncü şahıs senedi ibraz ederek ödeme talebinde bulunursa, borçlu bakımından yapılacak en doğru hareket senet bedelini tevdi etmektir. Bu suretle borçlu, borcundan kurtulur. Öte yandan senedin zilyedi ile iptal davasının davacısı içlerinden hangisinin haklı olduğunun tespiti için mahkemeye başvurabilirler. Senet hamili burada kendi hakkının daha üstün olduğunu tespit ettirebilirse, senet bedelinin kendisine verilmesine hak kazanır.
Borçlunun, iptal kararı hamiline iyiniyetle ödemede bulunması kendisini borçtan kurtaracağından ödeme yapıldıktan sonra senedi elinde bulunduran ve gerçek hak sahibi olduğunu tespit ettiren kişi, iptal kararı hamiline karşı sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre başvurabilir ve ödenen meblağın kendisine verilmesini isteyebilir.Böyle bir durumda senede zilyet olan üçüncü kişi, iyi niyetli iptal kararı hamiline ödemede bulunan borçluya başvuramaz (Bu açıklamalar için bkz. Prof. Dr. Fırat Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara 1997, 2 bası, Sayfa 274 vd., Prof. Dr. Hüseyin Ülgen, Doç. Dr. Mehmet Helvacı, Doc.Dr. Abuzer Kendigelen, Doç. Dr. Aslan Kaya, Kıymetli Evrak Hukuku Ders Kitabı İstanbul, 2004, Sayfa 382 Prof.Dr. Reha Poroy, Prof. Dr. Ünal Tekinalp, Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, 17. Bası, 2006, s. 95 vd; Arş.Gör. Hanife Öztürk (Dirikkan, Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali Ankara 1990, Sayfa 87, Prof. Dr. Naci Kınacıoğlu Kıymetli Evrak Hukuku Ankara 1999, 5.Baskı, Sayfa 58-59).
Zayi nedeniyle verilen iptal kararından sonra, senedi elinde bulunduranın bu senede dayanabilmesi için iptal kararını iptal ettirmesi gerekir (Poroy/Tekinalp, kıymetli Evrak Hukuku Esasları, 17.Bası, 2006, S. 95, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 5.6.2002 tarih, 2002/19-443 Esas, 2002/474 Karar sayılı kararı).
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında dava konusu somut olaya gelindiğinde; Dava konusu … tarihli …TL bedelli çekin davacı tarafından ….Şti lehine keşide edildiği, çekin lehtar …Şti …’a, bu kişi tarafından da başka bir şirkete ciro edildiği, çekin 01.10.2015 tarihinde bankaya ibraz edildiği, bankaca çek üzerine çekin …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin .. Esas sayılı dosyasından tedbir konulması nedeniyle işlem yapılamadığı şerhi konulduğu, Davacı tarafından ..Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ..Esas sayılı dosyası ile 20.08.2015 tarihinde dava açıldığı, mahkemece 11.12.2015 tarihli karar ile çekin iptaline karar verildiği, yine 11.12.2015 tarihinde davalı ….Şti tarafından diğer davalı …Şti’ye 50.000,00 TL ödeme yapıldığı, çek iptali kararının 18.02.2016 tarihinde kesinleştiği, dava konusu çekin 11. 02.2016 tarihinde ..tarafından .. İcra Daire’sinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibine konulduğu, icra dosyası alacağının 11/05/2016 tarihinde …tarafından davalı …’a temlik edildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklandığı üzere davacının çeki elinde bulunduran davalının çek borçlusuna müracaat edebilmesi için çeki iptal ettiren kişiye karşı dava açarak iptal kararını iptal ettirmesi gerekmekte ise de dava konusu somut olayda çekin iptaline ilişkin olarak ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1083 Esas sayılı dosyası ile görülen davada davacı tarafça çek bedeli 1.000,00 TL olarak gösterildiği sabit olduğundan ve 1.000,00 TL bedelli çekin iptali kararına istinaden 50.000,00 TL para ödenmiş olması “kötü ödeme” niteliğinde olduğundan davacı tarafından davalı …Şti.’ye yapılan ödeme davacının çekten kaynaklanan sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Bu nedenle mahkemece davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harç mahsup edilerek bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-HMK’nın 359/3 maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
16/09/2021


Başkan

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Katip

(e-imzalıdır)

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”