Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
1. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2022/2746
KARAR NO : 2022/1601
KARAR TARİHİ : 16/12/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ŞANLIURFA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/09/2020
NUMARASI : 2020/826-Esas, 2020/48-Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
İHBAR OLUNAN :
VEKİLİ :
İHBAR OLUNAN :
VEKİLİ :
İHBAR OLUNAN :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Komşuluk Hukukundan Kaynaklanan Tazminat
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/12/2022
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda ilk derece mahkemesince verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükme karşı davalı …..Akaryakıt A.Ş. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
23.07.2016 tarih ve 29779 2. mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yayımı tarihinde yürürlüğe giren Danıştay Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34 maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK’nun geçici 3. maddesi “Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
Bu Kanunda bölge adliye mahkemelerine görev verilen hallerde bu mahkemelerin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır.” hükmünü,
5235 sayılı Adlî Yargi İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş,Görev ve Yetkilerİ Hakkında Kanun’un Geçici Maddesi 2. maddesi “Adalet Bakanlığı, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç iki yıl içinde 25 inci maddede öngörülen bölge adliye mahkemelerini kurar. Bölge adliye mahkemelerinin kuruluşları, yargı çevreleri ve tüm yurtta göreve başlayacakları tarih, Resmî Gazetede ilân edilir.” hükmünü içermektedir.
Adalet Bakanlığın 7 Kasım 2015 Tarihli ve 29525 Sayılı Resmî Gazetede yayınlanan kararı uyarınca Bölge adliye mahkemeleri 20/07/2016 tarihinde göreve başlamıştır.
Öte yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/(1)-a.3 maddesinde, mahkemenin görevli ve yetkili olmasına rağmen görevsizlik veya yetkisizlik kararı vermiş olması veya mahkemenin görevli ya da yetkili olmamasına rağmen davaya bakmış bulunması halinde bölge adliye mahkemesi tarafından davanın esası incelenmeden dosyanın görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verileceği; aynı şekilde 362/(1)-c maddesinde de, yargı çevresi içinde bulunan ilk derece mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek için verilen kararlar ile merci tayinine ilişkin kararların temyiz edilemeyeceği düzenlenmiştir. Yine aynı Kanun’un 23/2. maddesinde ise, bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca verilen yargı yeri belirlenmesine ve kanun yolu incelemesi sonucunda kesinleşen göreve veya yetkiye ilişkin kararların, davaya ondan sonra bakacak mahkemeyi bağlayacağı hükmüne yer verilmiştir. Bu hükümler, amacına uygun olarak yorumlandığında, 6100 sayılı HMK’nın, bölge adliye mahkemelerine ilk derece mahkemelerinin görev ve yetkisine ilişkin olarak kesin nitelikte karar verme ve uyuşmazlık çıkması halinde kesin olarak çözümleyen karar verme yetkisi tanıdığı, buna göre anılan Kanun ile görev hususunun en geç Bölge Adliye Mahkemesi kararıyla çözümlenmesi sisteminin benimsendiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla, HMK’nin 355. maddesi kapsamında görev hususunu inceleyen bölge adliye mahkemesi kararına karşı özellikle HMK’nın 362/ (1)-c maddesi karşısında temyiz yoluna başvurulmasının mümkün olmadığı sonucuna varılmalıdır.
Diğer taraftan, 28.07.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7251 sayılı Kanun’la, ilk derece mahkemelerinin görev ve yetkiye ilişkin kararları ile ilgili olarak 6100 sayılı Kanun’un 362. maddesinin (c) bendi değiştirilmiş, hüküm “Yargı çevresi içinde bulunan ilk derece mahkemelerinin görev ve yetkisi hakkında verilen kararlar” şeklinde daha açık hale getirilmiş, bu husustaki tereddütler de giderilmiştir. Yine 362. maddeye bir fıkra eklenerek, “353. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında verilen kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağı” hüküm altına alınmış, eklenen bu fıkra ile 353. madde hükmü arasında da uyum sağlanmıştır.
Somut olayda dava 28.07.2011 havale tarihli dilekçe ile açılarak Şanlıurfa 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/80 esasına kaydedilmiş, yapılan yargılama sonunda 25.06.2013 tarih ve 2011/80-2013/317 E K sayılı kararla davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmün temyizi üzerine Yargıtay 14.Hukuk Dairesinin 08.07.2014 tarih ve 2014/3889-9128 E K sayılı ilamı ile esastan bozularak dosya mahkemesine iade edilmiş, bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda 05.02.2016 tarih ve 2014/825-2016/54 E K sayılı kararla dosyanın Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/480 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş, bu mahkemece de dosya ayrılarak mahkemenin 2019/476 esasına kaydedilmiş, sonrasında 18.09.2020 tarih ve 2019/476-2020/694 E K sayılı kararla uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile dosyanın bu mahkemeye gönderilmesine karar verilmiş, dosyanın gönderildiği Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesince de 28.09.2020 tarih ve 2020/826-48 E K sayılı karşı görevsizlik kararı verilmiş, hükme karşı davalı ……Akaryakıt A.Ş. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla dosya dairemize gönderilmiştir.
Yukarıda açıklanan hukuki ve maddi olgular birlikte değerlendirildiğinde, yargı çevresi içinde bulunan ilk derece mahkemelerinin görev ve yetkisi hakkında verilen kararları inceleme ve bu yönde uyuşmazlık çıkması halinde kesin olarak çözümleme görev ve yetkisi bölge adliye mahkemesine verilmiş olmakla birlikte, yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan 6100 sayılı HMK’nun geçici 3. maddesi hükmü göz önünde bulundurulduğunda, Yargıtay denetiminden geçmiş dava dosyalarından verilecek her türlü karara karşı ancak temyiz kanun yoluna başvurulabileceği kuşkusuzdur. ( Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 21/04/2022 tarih ve 2022/2780-2022/3384 E K sayılı, 08/11/2021 tarih ve 2021/2442-2021/6581 E K sayılı kararları ) Aksinin kabulü halinde mahkemeler arasındaki olumsuz görev uyuşmazlığı hakkında dairemizce değerlendirme yapılarak bir karar verilecek, sonrasında ilk derece mahkemesince yargılamaya devamla esas hakkında hüküm oluşturulacaktır. Bu hükme karşı da kanun yoluna başvurulması halinde inceleme Yargıtay’ca yapılacaktır.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK’nın 114/c maddesi mahkemenin görevli olmasını dava şartı olarak kabul etmiştir. Bu itibarla istinaf incelemesi ve temyiz denetimi de dahil olmak üzere yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gerekir. Öte yandan görev konusu usulî kazanılmış hakkın istisnaları arasındadır.
Durum böyleyken, dairemizce ilk derece mahkemeleri arasında oluşan olumsuz görev uyuşmazlığı hakkında kesin bir karar verilmesi, ancak bu kararın Yargıtay’ca benimsenmemesi halinde, bölge adliye mahkemesince Yargıtay’ın temyiz denetim yetkisi sınırlandırılmış olacaktır ki, böyle bir durumun kabul edilmesi yasal olarak mümkün değildir.
Hâl böyle olunca; İlk Derece Mahkemesinin Yargıtay bozmasına konu olan ilk kararının Bölge adliye mahkemelerinin göreve başladığı 20/07/2016 tarihinden önce verildiği, kaldı ki Yargıtay denetiminden geçmiş dava dosyalarından verilecek her türlü karara karşı kararın tarihine bakılmaksızın ve kesinleşinceye kadar ancak temyiz kanun yoluna başvurulabileceği, bu şekilde İstinaf kanun yolunun caiz bulunmadığı anlaşılmakla, istinaf dilekçesi temyiz talebi olarak kabul edilmek sureti ile sonucuna göre işlem yapılmak üzere mahalline iadesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
İstinaf kanun yolunun caiz bulunmadığı anlaşılmakla istinaf dilekçesi temyiz talebi olarak kabul edilmek sureti ile sonucuna göre işlem yapılmak üzere dosyanın MAHALLİNE İADESİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda kesin olarak oybirliği ile karar verildi.16/12/2022
Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip