Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/508 E. 2023/19 K. 11.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : …… Esas
KARAR NO : …….

HAKİM :………
KATİP : ……

DAVACI : ……..
VEKİLİ : Av. …….

DAVALI : ……….
VEKİLİ : Av………..

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 14/07/2022
KARAR TARİHİ : 11/01/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 12/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21.12.2019 tarihinde……… plakalı aracın yaya konumdaki dava dışı Hasan Kalkan’a çarpması sonucu trafik kazasının meydana geldiğini, meydana gelen kaza nedeniyle dava dışı Hasan Kalkan’nın malul kaldığını, zararının karşılanması amacıyla Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin……. esas sayılı dosyası ile dava açtığını, ceza dosyasında ve Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı’nın…….. soruşturma numaralı dosyasında aldırılan kusur raporunda sigortalı araç sürücüsü ……..t’ın asli ve tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini, müvekkili ile dava dışı ………n arasında imzalanan 20.08.2021 tarihli ibraname ve sulh anlaşması gereğince müvekkili şirketin 167.200,00 TL ödeme yaptığını, meydana gelen kazada sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, sürücünün olay yerini mazeretsiz olarak terkettiğini ve sürücünün kazanın meydana gelmesinde ağır kusurlu olduğunu, bu sebeple rücu şartlarının oluştuğunu, arabuluculuk görüşmelerinden olumlu bir sonuç alınamadığını, bu nedenle davalarının kabulü ile 167.200,00 TL’lik tazminatın ödeme tarihinden itibaren işletilecek faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davalı adına kayıtlı taşınır, taşınmaz mallar ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkili şirkete ait aracın sürücüsünün meydana gelen kazada kusurlu bir eyleminin bulunmadığını, ağır kusurunun bulunmadığını, olay yerini terk etmediğini, kazanın meydana gelmesinden hemen sonra sürücünün ambulansı aradığını, davacı tarafından araç sürücüsünün olay yerinden kaçtığına dair ispatlayıcı bir delil sunulmadığını, davayı ispat yükünün davacıya ait olduğunu, davacının davasını ispat edemediğini, rücuen tazminat koşullarının oluşmadığını, müvekkili ile davacı sigorta şirketi arasında yapılan sigorta sözleşmesinde teminat miktarının 390.000,00 TL olduğunu, meydana gelen kaza nedeniyle sigorta şirketinin ödemiş olduğu tutarın teminat bedelinin aşağısında olduğunu, bu nedenlerle ve dilekçesinde belirttiği diğer nedenlerle davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının davalıdan, trafik kazası sonucu 3. kişiye ödediği tazminatı rücuen tahsil talebinde bulunup bulunamayacağı, bulunabilirse miktarının ne olacağına ilişkin alacak davasıdır.

Mahkememizce gerek resen celbi gereken deliller gerekse de taraflarca bildirilen deliller celp edilerek yargılamaya başlanmıştır.
Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …….. esas sayılı dosyası ve Gaziantep CBS’nin …….soruşturma sayılı dosyası celp edilmiş, mahkememizin 2020/246 talimat sayılı dosyası dosyamız arasında alınarak incelenmiştir……….plakalı aracın trafik tescil kayıtları celp edilmiş, dava dışı Hasan Kalkan’a rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı, gelir bağlanıp bağlanmadığı hususu Sgk’dan celp edilmiş, hasar dosyası da dosyamız arasına alınarak incelenmiştir.
Davacı vekili her ne kadar ihtiyati haciz talebinde bulunmuşsa da, yaklaşık ispat koşulunun yerine getirilmemiş olması, dilekçe ekinde vekaletname ve arabulucuk tutanağından başka bir belgenin bulunmaması, bu haliyle talebin yargılamayı gerektiği ve İİK’daki şartların oluşmadığı anlaşıldığından talebin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce aldırılan kusur raporunda özetle; …….. plakalı çekici sürücüsü Necati Polat’ın gündüz saatinde, görüş mesafesine açık düz yol üzerinde seyredip, üçlü-kontrolsüz kavşak girişinden önce sağa manevra ile 144 nolu caddeye ve akabinde sola küçük manevra ile 27 nolu sokağa dönüş yaparken, trafik güvenliği açısından seyir alanını etkin şekilde kontrolü altında bulundurması, giriş yapacağı sokak başında, kurallara uygun olarak yolu karşıdan karşıya geçen ya da geçmek üzere olan yayalara ilk geçiş hakkını vermesi gerektiğini, ifadesine göre, dönüşe başlamadan önce kavşak başında yolu karşıdan karşıya geçmekte olan yayayı görmüş olduğu halde, durup beklemek yerine kontrolsüz manevrası sırasında, kavşak başından yolu karşıya geçen ve dönüşe başlamasından evvel yola giriş yaptığı anlaşılan yayaya sevk-idare hatası ile çarparak kazanın oluşumuna sebebiyet verdiğinin tespit edildiğini, yaya ……..’nın kavşak başından kurallara uygun olarak karşıya geçtiği sırada dönüş yapan aracın çarpmasına maruz kalmış olup, yola giriş yaptığı yerin yaya geçiş öncelikli yerlerden oluşu da nazara alınarak herhangi bir kural ihlalinde bulunmadığı, bilirkişi raporunda sonuç olarak;………. plakalı çekici sürücüsü Necati Polat’ın, 2918 S.Kr.Y.Trf.Kn.53/d maddesi kapsamını (Sağa-sola dönüşlerde, sürücüler kurallara uygun olarak geçiş yapan yayalara …..ilk geçiş hakkını vermek zorundadır) ihlal ederek kazanın oluşumuna sebebiyet verdiğinin tespit edildiğini, yaya Hasan Kalkan’nın herhangi bir kural ihlalinde bulunmadığı bildirilmiştir.
Aktüer hesap bilirkişisi tarafından düzenlenen raporda özetle; dava dışı Hasan Kalkan’a meydana gelen kaza nedeniyle 18 aylık geçici iş göremezlik döneme ilişkin 40.373,10 TL, %26 sürekli malul kaldığı dönem için 115.877,85 TL, 1,5 aylık bakıcı gideri için 4.299,12 TL zararının bulunduğu, davacı tarafın toplamda 160.550,07 TL rücu edilebilecek miktarının olduğunu, davacı tarafından 120.000,00 TL maddi tazminat ve ferileri ile birlikte ( ilam vekalet ücreti, faiz, yargılama gideri ve icra vekalet ücreti ) toplam ödenen 167.200,00 TL’nin rücu edilebilecek miktar olduğu bildirilmiştir.
Bilirkişi raporları usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Tüm bu hususlar ve dosya kapsamı birlikte dikkate alındığında; davanın rücuen tazminat talebine ilişkin olduğu, çözümü gereken hususların davacı ile davalı arasında akdedilen sigorta poliçesi kapsamında sigortacının kendi sigortalısına rücu koşullarının oluşup oluşmadığının, oluştuysa rücu edilebilecek miktarın ne olduğunun tespitinin gerektiğidir. ……………. plakalı aracın davalı nezdinde sigortasının bulunduğu sabittir. Davacı taraf rücu sebebi olarak sürücünün olay yerini terketmesi ve sürücünün kazanın meydana gelmesinde ağır kusurlu olduğunu ileri sürmektedir. Gerek mahkememizce aldırılan gerekse de dosyada bulunan diğer kusur raporlarından da görüleceği üzere meydana gelen kazada sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu sabittir. Davacının davalıya ödediği tazminatı rücu edebilmesi için sürücünün ağır kusurunun ya da kasti bir hareketinin bulunması gerekmektedir. Bilindiği üzere, ağır kusur kavramı özel hukuk kavramı olup kasıt olmamakla beraber kasta yakın bir kusurun mevcudiyetini ifade eder. Dava konusu olayda ise davalı sigortalı aracın sürücüsünün salt geçiş ve dönüş kurallarına aykırı davranışı nedeniyle %100 kusurlu bulunması, başlı başına kasıtlı yada ağır kusuru olduğu anlamına gelmeyecektir. Bu sebeple de davacının ileri sürdüğü bu sebebin gerçekleşmediği kanaatine varılmıştır. (Bknz. Ör. Yargıtay 17. HD. 25/05/2016 tarih, 2016/3422 E. – 2016/6357 K. sayılı kararı, Gaziantep BAM 17. HD. 24/05/2017 tarih, 2017/612 E. – 2017/685 K. sayılı kararı, Gaziantep BAM 17. HD. 06/03/2017 tarih, 2017/191 E. – 2017/198 K. sayılı kararı vb.) Yine davacı tarafça her ne kadar sürücünün kaza yerini terk ettiğini ve yükümlülüğüne aykırı davrandığını iddia etmişse de, dosya kapsamında sürücünün kaza mahallini terk ettiğine ilişkin bir delilin bulunmadığı, bu iddianın soyut beyandan öteye geçmediği, bu durumun ispatının davacı sigortacıda olduğu, sürücünün kazadan kısa bir süre sonra kollukta ifadesinin alındığı, sürücünün kazadan hemen sonra yaralıyla birlikte hastaneye gittiği (ki istisnalardan birisi olup geçerli bir mazeret olarak da kabul edilebilecektir), kaldı ki sürücünün yeterli sürücü ehliyetinin olduğu gibi alkolsüz de olduğu, yine kazanın oluşuna ilişkin beyanlarını sunduğu ve zaten tam kusurlu olduğu, dolayısıyla olay yerini terkettiği kabul edilse bile salt bu nedenle rücu koşullarının oluştuğunun kabulünün de mümkün olmadığı dosya kapsamından açıkça belli olduğundan bu yöndeki sebep de yerinde görülmemiştir. Sonuç olarak sigorta ettirene rücu sebepleri belirli olup davacı tarafından başkaca rücu sebepleri ileri sürülüp kanıtlanmadığı da dikkate alınarak, rücu koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmış ve davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın reddine,
2-Alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 2.855,36 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.675,46-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacının yaptığı tüm masrafların kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T’ne göre hesaplanan 26.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Hazine tarafından karşılanan zorunlu arabuluculuk ücreti olan 1.560,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Karar kesinleştiğinde bakiye avansın yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı.