Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/46 E. 2021/78 K. 19.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :…
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACILAR : …

VEKİLLERİ : Av….

DAVALILAR : 1…..
VEKİLİ : Av. …

2- …

DAVA : …
DAVA TARİHİ :…
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : …

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri…oğlu, müvekkili … ise kardeşi olan … ve dedesi …16.02.2014 tarihinde … yönünden …yönüne seyrederken … TEM otoyolu Ankara-İstanbul yönü kuzay şeridinde meydana gelen kaza sonucunda vefat etmiş olduğunu, … plakalı romörksüz çekicinin sürücüsü davalı… sevk ve idaresindeki çekici ıslak zemin ve sisli hava şartları sebebiyle yaptığı kaza sonucu aynı yönde seyir halinde bulunan sürücü … yönetimindeki… plaka sayılı kamyonet ile orta şerit üzerindeki çekiciyi görerek manevra yapması sonucunda kaygan yolun da etkisi ile sola savrularak çekiciye çarpmış olduğunu, kaza sebebiyle arabadan inmek zorunda kalan her iki … da en korunaklı ve en güvenli yer olan yolun kenarındaki emniyet şeridinin arkasına geçmiş olduklarını, bu olay üzerine … plakalı otobüsün sürücüsü olan diğer davalı … …emniyet şeridinde bekleyen yayalar … ve … çarpması sonucunda hem dede hem torunun ölmesi ile sonuçlanan kaza meydana geldiğini, Bolu 1.Ağır Ceza Mahkemesinin …. Sayılı dosyasında sanık …bu kaza sonucu cezalandırılmalarına kadar verilmiş olduğunu, davalının kazada ağır kusurlu olduğunu, ceza dosyasında kusur yönünden gereği gibi gerçeğe uygun bir değerlendirme yapılmadığını düşündüklerini, ceza dosyasından bağımsız olarak delillerinin ve itirazlarının değerlendirilmesini ve kusur yönünden yeniden araştırma yapılmasını talep ettiklerini, davalılardan… ise kazaya sebebiyet veren … sürücüsü olduğu otobüsün sahibi olduğunu, davalı … Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki beyanları ve Bolu Cumhuriyet Başsavcılığındaki ifadesinde …… şoförü olduğunu belirtmiş olduğunu, …… çalışanı olduğundan kanunen… zararı gidermekle yükümlü olduğunu, müvekkillerinden … oğullarını kaybetmesinin acısını hiçbir zaman kaldıramadığını ve atlatamadığını, yine … kardeşi olan … …da abisini kaybettikten sonra oldukça sarsıldığını, anne babasından sonra bu hayattaki tek destekçisini, en iyi arkadaşını kaza sonucu yitirmiş olduğunu, bu kazada müvekkillerinin kusurunun bulunmadığını bu nedenle ve dilekçesinde belirttiği diğer nedenlerle; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik müvekkilinin hak ve alacaklarına ulaşması zor veya imkansız hale gelebileceğinden davalılara ait araç ve taşınmaz sorgularının yapılmasını ve kayıt bulunması halinde haciz şerhi işlenmesini, 100.000,00 …, 100.000,00 TL anne … için, 50.000,00 TL ise kardeş … için olmak üzere toplamda 250.000,00 TL manevi tazminatın 16.02.2014 den itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı…SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ vekilinin cevap dilekçesinde özetle; ticaret mahkemelerinin görevi Türk Ticaret Kanunu’nda belirlenmiş olup TTK da bulunan uyuşmalıklar ile her iki tarafın tacir olduğu ve her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendiren hususların Asliye Ticaret Mahkemeleri’nde görüleceğinin belirlenmiş olduğunu, dava TTK da özel olarak geçen uyuşmazlıklardan olmayıp taraflardan yalnız biri tacir olduğunu, bu haliyle asliye ticaret mahkemelerinin görev alanına girmediğini, asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğunu, davacılardan …’nın Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosya için dava açılmış olduğunu, diğer davanın da konusu aynı kazada vefat eden aynı kişiler için manevi tazminat istemine ilişkin olduğunu, manevi tazminat bölünebilecek, kısmi olarak açılabilecek bir dava türü olmadığından dolayı tarafları ve konusu aynı olan davada … için derdestlik itirazında bulunduğunu, TBK’nın 72. maddesinde tazminat istemine ilişkin zamanaşımı düzenlenmiş olduğunu, tazminat isteminin, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrayacağı hükme bağlanmış olduğunu, bu nedenle davanın zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini, kaza sonrası açılan ceza davasındaki bilgi belge ve raporlar davacı tarafın manevi tazminat taleplerini ispatlar nitelikte olmadığını, meydana gelen kazada müvekkili şirketin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, KTK’ nun 86. maddesi uyarınca ” işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” hükmü haiz olduğunu, müvekkili şirketin, araçların bakımına ve kontrolüne özen gösteren bir şirket olduğunu, dava konusu kazaya karışan otobüste bakım ve onarımı söz konusu sefere çıkmadan önce yapılmış olduğunu, manevi tazminatın zenginleşme aracı olamayacağını, istenen rakamın davacıların yıllık gelirlerinden kat ve kat fazla olup sebepsiz zenginleşmelerine yol açacağını bu nedenlerle ve dilekçesinde belirttiği diğer nedenlerle davanın reddine karar verilerek vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacıdan alınarak davalıya verilmesini talep etmiştir.
Davalı… cevap dilekçesi vermediği görülmüştür.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLER, TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava trafik kazasında oğullarını ve kardeşini kaybeden davacıların manevi tazminat taleplerini içeren tazminat davasıdır.
Davacılar vekili 26/01/2021 tarihli dilekçesinde benzer talepler ile açtıkları ölüm ve cismani zarar sebebiyle manevi tazminat talepli bir başka dosyada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Dosyasında görevsizlik kararı verilmiş olduğunu, mahkememiz dosyasının da sehven açılması sebebiyle dosyamızın Gaziantep Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiği görülmüştür.
Mahkememizce davanın gerçek kişi tarafları için tacir araştırması yapılmış, verilen cevabi yazılar incelendiğinde davacıların ve davalı gerçek kişinin tacir sıfatını haiz olmadığı anlaşılmıştır.

Asliye Ticaret Mahkemesi ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan yani taraflara tebligat yapıp anları dinlemeden dahi dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile resen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
Bu kapsamda olmak üzere de öncelikle çözümlenmesi gereken husus davaya bakma görevinin hangi mahkemeye ait olduğudur.
Konunun açıklığa kavuşturulması için “ticari iş ve ticari dava” kavramlarının açıklanması faydalı olacaktır. Nitekim bu hususta Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16/09/2015 tarih, 2014/15-1026 E. 2015/1765 K. Sayılı kararında da aynen belirtildiği üzere;
“6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 3. maddesi hükmüne göre bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Bir işin ticari veya adi olması, farklı kuralların uygulanmasını gerektirir. Bir işin ticari olup olmadığını kanunda öngörülen kurallar uyarınca saptamak gerekir. Eğer iş ticari ise özel ticari kuralların uygulanması zorunlu olur. Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işler, yani, haklı veya haksız fiil yahut işletmeyi ilgilendiren her iş ayrık durumlar dışında, ticari iş sayılır. Bu işler, eğer bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari iş sayılmazlar (ERİŞ Gönen, Gerekçeli- Açıklamalı- İçtihatlı 6335 Sayılı Kanunla Güncellenmiş Yeni TTK Hükümlerine Göre Ticari İşletme ve Şirketler Ticaret Sicili Yönetmeliği ve İlgili Tebliğler, Seçkin Yayınevi, 1. Baskı, Mart 2013, 1. Cilt, Sh, 323).
Ticari davalar ise aynı Kanunun 4/1 maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Medenî Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.” şeklindedir.
Tüm bu açıklamalar ışığında, huzurdaki davanın trafik kazası nedeniyle açılmış bir manevi tazminat davası olması, davalıların araç sürücüsü ve maliki oldukları, bu davanın özü itibariyle haksız fiil sorumluluğuna dayandığı, taraflar arasında bir sigorta ilişkisinin bulunmadığı, davanın mutlak ticari dava olmadığı, tarafların tamamının tacir de olmadığı, dolasıyla da davaya bakmaya görevli mahkemelerin genel yetkili Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu tartışmasızdır.
Sonuç olarak; yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan gerekçeler ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, usul ekonomisi ilkesi gereği ve de dava şartı niteliğindeki bu hususta mahkemece her zaman karar verilebileceği dikkate alınarak, eldeki davaya bakma görevinin Gaziantep Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemelerine ait olduğu değerlendirilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliğine, bu nedenle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine;
2-HMK’nın 20. maddesi gereği, taraflarca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli olduğu anlaşılan GAZİANTEP NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine;
3-Yargı harç ve masraflarının 6100 sayılı kanunun 331. Maddesi uyarınca görevli mahkemece değerlendirilmesine, taraflardan birinin kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde gönderme talebinde bulunmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek, aynı karar ile yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
4-Davacıların ihtiyati tedbir/ihtiyati haciz taleplerinin görevsizlik nedeniyle reddi ile, bu talebin görevli mahkemece değerlendirilmesi gerektiğine,
Dair, tarafların yokluğunda, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 19/02/2021