Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/129 E. 2021/198 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ….
KARAR NO : …

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – ……
VEKİLİ : Av. … ….

DAVALI : … – … …

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 23/02/2021
KARAR TARİHİ : 01/04/2021
GEREKÇE TARİHİ : 02/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının…… Şehitkamil/Gaziantep adresinde, ……. nolu sözleşme hesabı üzerinden elektrik kullanmakta iken hakkında tahakkuk ettirilen tüketim bedeline ilişkin faturaları ödemediğini, ödemedi döneme ait faturalar nedeniyle Gaziantep 13. İcra Müdürlüğünün…….Esas sayılı dosyası üzerinden gecikme cezası ve gecikme cezasının KDV’si dahil toplam 8.204,15-TL tutarlı takip başlatıldığını, davalının bu borca itiraz etmesi neticesinde takibin durduğunu, davalının itirazında haksız olduğunu, itiraza konu borcun ödenmemesi nedeniyle Arabuluculuk Bürosuna başvuruda bulunduklarını ancak başvurunun anlaşmazlık ile sonuçlandığını, tüm bu nedenlerle davalının elektrik tüketim bedellerinin toplamı olan 6.582,04-TL’nin her bir faturanın vade tarihlerinden başlayacak gecikme cezası ve gecikme cezasının KDV’si ile birlikte ödenmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesi ibraz etmemiş, mahkememizin 01/04/2021 tarihli duruşmasında 1995 yılında SGK’dan emekli olduğunu, elektrik faturası tahakkuk edilen iş yerinin 2005 yılına kadar maliki olduğunu, bu tarihe kadar işyerinden kira aldığını, işyerinde herhangi bir faaliyette bulunmadığını, bu nedenle tahakkuk edilen faturadan sorumlu olmadığını belirtmiştir.
Mahkememizce davalının faaliyetinin esnaf faaliyeti olup olmadığı, bu faaliyetin işin hacmi itibariyle ticari muhasebeyi gerektirip gerektirmediği, ticari faaliyet boyutuna erişip erişmediği hakkında bilgi verilmesi için ilgili Gaziantep Vergi Dairesine, kaydı olup olmadığının sorulması için Gaziantep Ticaret Odasına, Gaziantep Sanayi Odasına, Gaziantep Esnaf ve Sanatkarlar Odasına ve Gaziantep Vergi Dairesine müzekkere yazılmak suretiyle istenilen bilgi ve belgeler celbedilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Davaya konu icra takip dosyası olan Gaziantep İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı dosyasının incelemesinde alacaklı tarafın dosyamız davacısı Enerjisa Toroslar Elektrik Perakene Satış A.Ş, borçlunun dosyamız davalı … olduğu, toplam borç miktarının 8.204,15-TL olduğu anlaşılmıştır.
GEREKÇE VE KANAAT:
Dava elektrik tüketim bedelinin ödenmemesine dayalı alacak istemine yöneliktir.
Uyuşmazlık, davanın ticari dava niteliğinde olup olmadığı ve belirlenecek niteliğine göre davaya bakmakla görevli mahkemenin asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemelerinden hangisi olduğu konularında toplanmaktadır.
6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesine göre, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle ticari işlerle ilgili bütün davalar ticaret mahkemelerinin görev alanına sokulmamış, yalnızca uzmanlık gerektiren hususların ticaret mahkemelerince karara bağlanması esası getirilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce re’sen incelenir.
Yukarıdaki açıklanan ilkeler doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde, vergi dairesi, ticaret odası ve esnaf odasından gelen belgelere göre davalının tacir sıfatı bulunmadığı ve davanın niteliğinin yukarıdaki açıklandığı gibi Ticaret Mahkemesinde görülen davalar kapsamında değerlendirilemeyeceği, öte yandan aboneliğin işyeri olması gereği davanın tüketici mahkemesinde de görülemeyeceği, bu nedenle açılan davanın Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmesi gerektiği kanaati ile mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü KÜ M: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliğine,
2-Süresi içerisinde ve talep halinde dosyanın yetkili ve görevli Gaziantep Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yargılama gideri ve vekalet ücretinin yetkili ve görevli mahkemede nazara alınmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı asilin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 01/04/2021