Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/709 E. 2021/210 K. 07.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
3 ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

“TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :…..
KARAR NO :…..

HAKİM : …..
KATİP : …..

DAVACI : …..
VEKİLİ : Av……

DAVALI :…..
VEKİLİ : Av. …..

DAVA : …..
DAVA TARİHİ : …..
KARAR TARİHİ :…..
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ :…..

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 16/03/2019 tarihinde davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olan ….. plakalı araç sürücüsünün …..plaka sayılı motosikleti süren müvekkiline çarpması neticesinde müvekkillinin yaralandığını, söz konusu kazaya….. plaka sayılı araç sürücüsünün sebebiyet verdiğini, davalı sigorta şirketine 23/07/2019 tarihinde başvuru yapıldığını, davalı sigorta şirketi tarafından bu zaman kadar cevap verilmediğini, zorunlu arabuluculuk yoluna başvuru yaptıklarını, 11/06/2019 tarihinde yapılan görüşmede anlaşmaya varılamadığını, Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …..esas sayılı dosyasında yer alan bilirkişi raporlarının davalı tarafa tebliğine karar verilmesini, müvekkilinin bu kazadan dolayı kusurunun bulunmadığını bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kaymak kaydıyla müvekkilinin 1,00 TL’lik maddi zararının ( geçici iş göremezlik tazminatının) davalının temerrüde düştüğü tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte müteselsilen ve müştereken alınarak, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetki itirazında bulunduklarını, müvekkili şirketin adresinin ” …..Cad. ….. İş Merkezi No: ….. …..İstanbul olduğunu, bu nedenle HMK’nın 16. Maddesi uyarınca yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, bu sebeple yetkisizlik kararı verilmesini talep ettiği, müvekkiline usulüne uygun başvuru yapılmadığını bu nedenle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, esas bakımından da cevap dilekçesinde belirtilen nedenlerle davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlığın; davacının davalıdan meydana gelen trafik kazası nedeniyle geçici iş göremezlik tazminatı talep edip edemeyeceği edebilirse miktarının ne olacağına ilişkin maddi tazminat davası olduğu görülmüştür.
Mahkememizce 16/12/2020 tarihli tensip zaptı düzenlenerek tarafların bildirdiği ve resen celbi gereken deliller toplanmış, dava miktar itibariyle basit yargılama usulüne tabi olduğundan ön inceleme duruşma günü tayin edilmiştir.
HMK’nın 138.maddesi hükmüne göre; ”Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir, gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir.
HMK’nın 116. maddesinde de yetki itirazının ilk itiraz olarak düzenlendiği sabittir.
HMK’nın 320. Maddesi;
“Mahkeme, mümkün olan hâllerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir.
Daha önce karar verilemeyen hâllerde mahkeme, ilk duruşmada dava şartları ve ilk itirazlarla hak düşürücü süre ve zamanaşımı hakkında tarafları dinler; daha sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları tek tek tespit eder. Uyuşmazlık konularının tespitinden sonra hâkim, tarafları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder. Tarafların sulh olup olmadıkları, sulh olmadıkları takdirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanağa yazılır; tutanağın altı hazır bulunan taraflarca imzalanır. Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür.
Mahkeme, tarafların dinlenmesi, delillerin incelenmesi ve tahkikat işlemlerinin yapılmasını yukarıdaki fıkrada belirtilen duruşma hariç, iki duruşmada tamamlar. Duruşmalar arasındaki süre bir aydan daha uzun olamaz. İşin niteliği gereği bilirkişi incelemesinin uzaması, istinabe yoluyla tahkikat işlemlerinin yürütülmesi gibi zorunlu hâllerde, hâkim gerekçesini belirterek bir aydan sonrası için de duruşma günü belirleyebilir ve ikiden fazla duruşma yapabilir.
Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır.” şeklindedir.
Anılan yasa hükümleri uyarınca ilk olarak davalı vekilinin yetkiye yönelik itirazının incelenmesine geçilmiştir. Adı geçen davalıya dava dilekçesi 28/12/2020 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı yetki itirazını 08/01/2021 tarihli cevap dilekçesinde ileri sürmüş, başka bir deyişle davalı yasal süresinde ve yasadaki usule uygun şekilde, yani yetkili olan yer mahkemesini de belirterek yetki itirazında bulunmuştur.
HMK’nın yetkiye ilişkin genel kuralı olan 6/1.maddesi hükmüne göre; ”Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. ”
HMK’nın 16. Maddesi; “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” şeklindedir.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 110/2. maddesi hükmüne göre; ”Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” şeklindedir.
Söz konusu hükümlerle birlikte dava dosyası birlikte incelendiğinde; huzurdaki davada kaza yeri, kaza tespit tutanağı ve diğer delillerle de sabit olduğu üzere …..’dır. Davacının ikametgah adresi de Kepez/Antalya’dır. Zararın meydanda geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer de burasıdır. Davalı sigorta şirketinin yerleşim yeri adresi ….. İstanbul’dur. Davalı sigorta şirketinin Gaziantep’te şubesi bulunmamaktadır. Taraflar arasında akdedilen sigorta poliçesi de poliçeden de görüleceği üzere Antalya’da tanzim edilmiştir. Görüldüğü üzere yukarıda belirtilen yetki kuralları kapsamında Gaziantep mahkemelerinin yetkili olacağına ilişkin hiç bir düzenleme yer almamaktadır ve bu sebeple mahkememiz yetkisizdir. Bu durumda da yerleşik Yargıtay kararları gereği seçimlik hak davalı tarafa geçmiş olup, davalı tarafça da yetkili mahkeme olarak İstanbul Anadolu Mahkemeleri gösterildiğinden ve de HMK’nın 6/1. maddesinde genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri olarak belirtildiğinden, mahkememiz huzurdaki davayı görmekte yetkisiz olup mahkememizin yetkisizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine,
2-HMK’nın 20. Maddesi gereği, karar miktar bakımından kesin olarak verildiğinden, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın yetkili olduğu anlaşılan İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yargı harç ve masraflarının HMK’nın 331. Maddesi uyarınca görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine, taraflardan birinin kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde gönderme talebinde bulunmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek, aynı karar ile yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı tarafın yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı.07/04/2021