Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/674 E. 2022/875 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : ……….Esas
KARAR NO : ………

BAŞKAN : ………
ÜYE : ………
ÜYE : ……..
KATİP : ……….

DAVACI : ………….
VEKİLİ : Av. ………..
DAVALI : 1-……….
VEKİLİ : Av. ………..
DAVALILAR : 2- ………..
3- ………..
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 30/11/2020
KARAR TARİHİ : 27/10/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 23/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinde diğer davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduklarını, asıl borçlunun borcunu ödeyememesi üzerine kredi hesabının kat edilerek davalılara Malatya 3. Noterliği’nin 04/05/2018 tarih ve ……….. yevmiye nolu ihtarnamesi gönderildiğini, ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine Gaziantep İcra Müdürlüğü’nün ………..esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, başlatılan takibe davalılar tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu, yapılan itirazın haksız ve kötüniyetli olduğunu, davalılar ile yapılan arabuluculuk görüşmelerinin de olumsuz sonuçlandığını belirterek davalıların Gaziantep İcra Müdürlüğü’nün 2018/64137 esas sayılı dosyasına yaptıkları itirazlarının iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar cevap dilekçesi ibraz etmedikleri gibi duruşmalara da katılmamışlardır.
Gaziantep İcra Müdürlüğü’nün ……… esas sayılı dosyası UYAP üzerinden mahkememiz dosyası ile ilişkilendirilmiş, anılan dosyanın incelemesinde alacaklı tarafın dosyamızda davacı ……….., borçlu tarafın dosyamızda davalılar ……..,………., …………olduğu, takibe dayanak belgenin genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmeleri, ihtarname hesap özeti olduğu, takibin 920.425,30-TL üzerinden başlatıldığı, davalılar tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı bankaya müzekkere yazılarak davaya konu taraflar arasındaki sözleşme ve eklerinin limit artışları ile beraber tam metni, hesap dökümleri, hesap kat’ı, ihtarı ve tebliğine ilişkin belgeler celbedilerek dosyamız arasına alınmıştır.
27/05/2021 tarihli duruşmada verilen ara karar gereğince tüm dosya kapsamı nazara alınarak ve gerekirse davacı banka kayıtlarında yerinde inceleme yapmak suretiyle, davalı tarafın ödeme emrine itirazında belirttiği hususlar da ayrıca incelenerek, kat ihtarı tebligatlarının tebliğleri ve bu bağlamda tebliğe dair sözleşme hükümleri dikkate alınarak asıl alacak (borç miktarı+anapara faizi) ve temerrüt faizi hesabı, takibe sıkı sıkıya bağlılık ilkesi kapsamında, karşılaştırılmalı tablo halinde tespit edilen ve takipte talep edilen borç miktarlarının hesabı şeklinde rapor tanzimi için dosya bankacı bilirkişiye tevdii edilmiş, bilirkişi mahkememize sunduğu 15/09/2021 havale tarihli raporunda mahkeme nezdinde kat ihtarı tebliğlerinin geçerli olduğu yönünde bir kanaat hasıl olur ise, davacı bankanın davalı şirket ve kefil……………….’dan dava konusu nakdi alacağının takip tarihi itibariyle 716.912,45-TL, depo talebinde bulunulan gayri nakdi alacağının ise 171.360,00-TL olduğunu, kat ihtarı tebliğlerinin geçerli olmadığı yönünde bir kanaat hasıl olur ise, davacı bankanın tüm davalılar yönünden dava konusu nakdi alacağının takip tarihi itibariyle 715.431,37-TL, depo talebinde bulunulan gayrinakdi alacağının ise 171.360,00-TL olduğunu, kefilden depo istenip istenmeyeceğine dair nihai değerlendirmenin mahkemenin takdirinde olduğunu rapor etmiştir.
25/11/2021 tarihli celsenin 1 nolu ara kararı gereği davacı vekilinin itirazları ayrıca ve açıkça karşılanmak suretiyle ve hesabın kat tarihi itibariyle alacağın ulaştığı miktar belirlenip, bu miktara kat tarihinden temerrüt tarihine kadar akdi faiz ve faizin gider vergisi hesaplanıp, kapitalize edilerek temerrüt tarihindeki asıl alacağın belirlenmesi suretiyle ek rapor tanzimi için dosya daha önce rapor tanzim eden bilirkişiye tevdii edilmiş, bilirkişi mahkememize sunduğu 01/12/2021 tarihli ek raporunda kat ihtarı tebliğlerinin geçerli olduğu yönünde bir kanaat hasıl olur ise, davacı bankanın davalı şirket ve kefil ………..’dan dava konusu nakdi alacağının takip tarihi itibariyle 717.272,11-TL, depo talebinde bulunulan gayri nakdi alacağının ise 171.360,00-TL olduğunu, kat ihtarı tebliğlerinin geçerli olmadığı yönünde bir kanaat hasıl olur ise, davacı bankanın tüm davalılar yönünden dava konusu nakdi alacağının takip tarihi itibariyle 715.431,37-TL, depo talebinde bulunulan gayrinakdi alacağının ise 171.360,00-TL olduğunu, kefilden depo istenip istenmeyeceğine dair nihai değerlendirmenin mahkemenin takdirinde olduğunu rapor etmiştir.
17/02/2022 tarihli celsenin 1 nolu ara kararı gereği ek bilirkişi raporunda davacı vekilinin itirazlarının ayrıca ve açıkça karşılanmadığı nazara alınarak bu itirazların açıkça karşılanması ve bankacılık kuralları doğrultusunda taraflar arasındaki alacak-borç ilişkisinin tespiti yönünde rapor tanzimi için dosya daha önceki bilirkişiden farklı başka bir bankacı bilirkişiye tevdii edilmiş, bilirkişi mahkememize sunduğu 05/07/2022 tarihli raporunda davacı banka ile davalı şirket arasında 29.05.2017 tarihinde imzalanan gayri nakdi ve genel kredi sözleşmesinin diğer davalılar tarafından müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, 01.06.2017 tarihinde 8606-9666 kredi numarasıyla 1.000.000 TL anapara tutarında 36 ay vadeli aylık 1,38 (16,56 yıllık) faiz oranıyla taksitli ticari kredi kullanıldığını, kredinin 01.01.2018 tarihli 7.taksiti dahil olmak üzere ödendiğini, dava ve takip konusu alacağın 8606-9666 nolu taksitli ticari krediden kaynaklandığını, davacı banka şubesinden edinilen bilgiye göre, 18.05.2018 takip tarihinde bankaca uygulanan borçlu cari hesap faiz oranının %23 olduğunu, sözleşme hükümlerine göre temerrüt faizinin yıllık %46 olması gerektiğini, takipte talep edilen temerrüt faiz oranının sözleşme hükümlerine uygun olarak belirlendiğini, Davalılar Grup Farma Ecza Deposu San. Tic. Ltd. Şti ve Cihan Dirican yönünden temerüt tarihinin 14.05.2018 olduğunu ve takibe bağlı kalınarak banka alacağının takip ve dava konusu 8606-9666 nolu kredi için 902.576,75 TL olarak hesaplandığını, davalı Sümeyra Göksu yönünden ise 18/05/2018 takip tarihi itibariyle takibe bağlı kalınarak 903.810,89-TL olarak hesaplandığını, davacı banka sözleşmeleri genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi adı altında taraflarca (davalı kefiller) de sözleşme şartları kabul ve taahhüt edilerek imza altına alındığını bu nedenle tüm davalılar yönünden 171.360,00 TL gayri nakdi teminat mektubu riski bulunduğunu, ancak kefillerden gayri nakdi kredi riski nedeniyle depo talep edilebileceğine dair sözleşmede herhangi bir hükme rastlanmadığını rapor etmiştir.
Bilirkişi raporları taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
GEREKÇE VE KANAAT:
Uyuşmazlık, genel kredi sözleşmesine dayalı başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davasıdır. Davacı banka ile davalı …….. arasında 29/09/2014, 07/07/2015 ve 29/05/2017 tarihlerinde sırasıyla 1.206.000,00 TL, 2.500.000,00 TL ve 2.170.000,00 TL tutarında çerçeve genel kredi sözleşmeleri akdedilmiş, davalılar Cihan Dirican ve Sümeyra Göksu bu sözleşmelere müteselsil kefil sıfatıyla imza atmıştır. Bu çerçeve kredi açım sözleşmeleri kapsamında davalı borçlu şirkete verilen kredilerin bir kısmının ödenmemesi nedeniyle davalılar hakkında 895.386,48 TL asıl alacak, 21.627,06 TL işlemiş temerrüt faizi, 1.081,35 TL BSMV ve 2.330,41 TL masraf olmak üzere toplam 920.425,30 TL nakit, 171.360,00 TL üzerinden gayrinakit icra takibi başlatılmış, iş bu takibe borçlular vekilinin itirazı üzerine takip durmuş, takibin devamı talebi ile işbu dava açılmıştır.
Asıl borçlu yönünden hesabın kat edilmesi, kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacağın muacceliyeti için yeterlidir, ayrıca ihtarın tebliği şartı aranmaz. Asıl borçluya gönderilen ihtar, borçlunun temerrüdünün yanı sıra, 6098 sayılı TBK’nın 586’ncı maddesinde öngörülen müteselsil kefilin takibi koşullarının gerçekleşmesi bakımından da gerekli bir unsurdur. Müteselsil kefalet başlıklı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 586.maddesine göre “kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir”. Görüldüğü üzere müteselsil kefile başvurulması için asıl borçluya borcun ödenmesi yönünde ihtar yapılması, bu ihtarın sonuçsuz kalması veya borçlunun açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde bulunması gerekir.
Hesap kat tarihi itibari ile asıl alacak, kullanılan kredi tutarı ile bu krediye uygulanan akdi faiz toplamından oluşur. Kullanılan krediye hesap kat tarihine kadar akdi faiz uygulanması gerekir. Ayrıca kat tarihi itibari ile belirlenen asıl alacağa hesap kat tarihinden temerrüdün gerçekleştiği takip tarihine kadar akdi faiz istenebilir. Asıl alacağa temerrüt faizi istenebilmesi için borçlunun temerrüde düşürülmüş olması gerekir. Borçlu temerrüde düşürülmemiş ise asıl alacağa takip tarihine kadar ancak akdi faiz istenebilir.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 68/b maddesi “Borçlu cari hesap veya kısa, orta ve uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya kısa, orta, uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden onbeş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğurur; yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır.” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere İİK’nun 68/b maddesi krediyi kullanan asıl borçlu için yapılan bir düzenlemedir. Buna göre, asıl borçlu adresini değiştirip yeni adresini alacaklıya bildirmemiş ise eski adrese yapılan bila tebligat geçerli sayılacaktır. Tebligatın sözleşmedeki adrese yapılması, borçlunun da halen o adreste mukim bulunması durumunda tebligat usulsüz olarak tebliğ edilmiş ise, çıkartılan bu tebligatın usulsüz olarak tebliğ edildiği, başka bir ifadeyle yapılmamış sayıldığı kabul edilmelidir.
Bu açıklamalar doğrultusunda borçlu davalılara Malatya 3. Noterliği’nin 04/05/2018 tarih ve 10585 yevmiye nolu hesap kat ihtarının tebliğ mazbataları incelendiğinde davalılara çıkartılan tebligatlar usulsüz olup, davalıların temerrüdünün icra takibinin başlatıldığı tarih olan 18/05/2018 tarihinde gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Bu bağlamda kat tarihi itibari ile belirlenen asıl alacağa hesap kat tarihinden temerrüdün gerçekleştiği takip tarihine kadar akdi faiz istenebilecek olup, ancak davacı tarafça akdi faiz talep edilmediğinden takibe sıkı sıkıya bağlılık ilkesi kapsamında davacının davalılardan 895.386,48 TL asıl alacak ve 2.330,41 TL masraf alacağı olmak üzere toplam 897.716,89 TL alacaklı olduğunun kabulü gerekir.
Son olarak gayrinakdi alacak talebine değinecek olursak, Çek Yasası gereği, bankanın ödemekle yükümlü olduğu çek bedelinin taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmelerini kefil olarak imzalayan davalılardan talep edilebilmesi için sözleşmede bu konuda özel bir hüküm bulunması gerektiği, tetkik edilen sözleşmelerde bu yönde açık bir hüküm bulunmadığından davalılar .. .. ve … .. yönünden depo talebinin yerinde olmadığına kanaat getirilmiştir (Aynı yönde, Y. 19. HD. E. 2016/13842, K. 2018/82). Davalı asıl borçlu … .. Ecza Deposu San. Tic. Ltd. Şti. yönünden ise, benimsenen bilirkişi raporuna göre 171.360,00 TL gayrinakdi çek risk bedeli bulunduğundan, bu bedelin depo edilmesine karar verilmiştir. Gayrinakdi alacak yönünden icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğinden bu yöndeki talep reddedilmiştir.
İtirazın iptali davası sonucunda, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse, borçlu hükmolunan borç miktarının asgari yüzde yirmisi oranında bir tazminata mahkum edilir (İİK m. 67/2). İcra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için geçerli bir ilamsız icra takibi yapılmış olmalı, borçlu süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmeli, bir yıl içerisinde itirazın iptali davası açılmalı, davacının talebi bulunmalı, borçlunun itirazında haksız ve alacağın likit olması gerekir. Kabul edilen nakdi miktar yönünden davacının talepte bulunduğu, geçerli bir icra takibinin başlatıldığı, ödeme emrine süresi içinde yapılmış geçerli bir itirazın bulunduğu, davanın süresi içerisinde açıldığı, ayrıca itirazın haksız ve alacağın likit olması nedeni ile nakdi alacak yönünden davacı lehine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinin ikinci fıkrasında icra inkar tazminatının yanı sıra kötüniyet tazminatı da düzenlenmiştir. Madde hükmüne göre, itirazın iptali davasında takibinde haksız ve kötüniyetli görülürse alacaklı aleyhine, diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminata hükmedilir. Madde metninden anlaşılacağı üzere, itirazın iptali davasında davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için birtakım şartların gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu şartlardan birisi de alacaklının takibinde kötüniyetli olduğunun kanıtlanmasıdır. Alacaklının takibinde kötüniyetli olduğu kanıtlanmadıkça dava reddedilmiş olsa bile, davalı yararına kötüniyet tazminatına hükmedilemez. Alacaklının takibinde kötüniyetli olduğunun ispatı davalıya aittir. Davalı, alacaklının kendisi aleyhine kötüniyetli olarak takibe giriştiğini ispatlamak zorundadır. Buna göre, reddedilen kısım yönünden davacının kötüniyetli takip başlatmadığına kanaat getirilerek şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü KÜ M: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile davalıların Gaziantep İcra Müdürlüğünün ……….E. Sayılı icra dosyasındaki itirazlarının 895.386,48 TL asıl alacak ve 2.330,41 TL masraf olmak üzere toplam 897.716,89 TL yönünden İPTALİNE, takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Nakdi alacağın kabul edilen kısmı (897.716,89 TL) üzerinden hesaplanan ve alacağın %20’si olan 179.543,37 TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3- Nakdi alacağın reddedilen kısmı yönünden talep edilen kötüniyet tazminatının reddine,
4-171.360,00-TL gayrinakdi kredi bedelinin davacı bankada açılacak faiz getirmeyen bir hesapta davalı borçlu ………. Şti tarafından depo edilmek suretiyle tahsiline,
5-Davalılar……. ve ………yönünden gayrinakdi kredi bedelinin depo edilmesi talebinin reddine,
6-Gayrinakdi alacak yönünden icra inkar tazminatı ve kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine,
7-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %46 temerrüt faizi ve faizin %5’i oranındaki BSMV uygulanmasına,
8-Kabul edilen nakdi alacak miktarı üzerinden hesaplanan 6.323,04-TL nispi harçtan peşin alınan 11.116,44-TL harcın mahsubu ile eksik 50.206,60-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
9-Davacının nakdi alacak yönünden peşin yatırdığı 11.116,44-TL harcın yargılama giderlerine katılmaksızın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
10-Gayrinakdi alacak yönünden alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcı peşin alınmış olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
11-Gayrinakdi alacak yönünden davacının peşin yatırdığı 80,70-TL harcın davalı .. .. .. .. San ve Tic. Ltd. Şti’den alınarak davacıya verilmesine,
..12-Zorunlu Arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL giderin 6325 sayılı Kanun’un 18/A maddesinin 13.fıkrasının son cümlesi ile 14.fıkra gereğince yargılama gideri olarak kabul edilmiş ve haklılık oranlarına göre 1.280,48-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına, 39,52-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına
13-Davacının yaptığı toplam 1.783,50-TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre hesaplanan 1.730,10-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
14-Davalıların yaptıkları herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm tesisine yer olmadığına,
15-Davanın kabul edilen nakdi alacak kısmı bakımından AAÜT’ye göre 116.748,86-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
16-Davanın reddedilen nakdi alacak kısmı bakımından AAÜT’ye göre 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı……..’a verilmesine,
17-Kabul edilen gayrinakdi alacak talebi bakımından AAÜT’ye göre 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalı ……..den alınarak davacıya verilmesine,
18-Reddedilen gayrinakdi alacak talebi bakımından AAÜT’ye göre 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ………’a verilmesine,
18-Yapılan giderin avanstan mahsubu ile bakiye kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,

Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.27/10/2022