Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/390 E. 2020/245 K. 14.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …

VEKİLİ : Av. …

DAVALI :…

DAVA :…
DAVA TARİHİ :…
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ :…

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 13/08/2019 günü saat 21:00’da Gaziantep ili Şahinbey ilçesi …Blv. Üzerinde karşıdan karşıya geçmekte olan müvekkillerinin müşterek çocuğu … plakalı aracın çarptığını ve ölümüne neden olduğunu, bu kazadan dolayı müvekkillerinin çocuğunun kusurunun olmadığını, davalı sürücü…’nın kusurlu olduğu iş bu kazada müşterek çocuklarını kaybeden davacıların 6100 sayılı Yasa’nın 107. maddesi uyarınca toplanacak delillere göre destekten yoksun kalma tazminat tutarları belirlenerek şimdilik 10.000,00 TL’nin (her bir davacı için 5.000,00’er TL olmak üzere) (fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere) olay tarihinden işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce dava şartı niteliğindeki arabuluculuk tutanağının dava açılırken dosyaya sunulmaması nedeniyle davalıya tebligat çıkartılmadığından, cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talepli maddi tazminat davasıdır.
Bilindiği üzere, 19 Aralık 2018 tarih ve 30630 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7155 sayılı Kanunu’nun 20. Maddesinde dava şartı olarak Arabuluculuk Kanununa eklenmiş olup, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 4. Madde ve diğer kanunlarda da belirtilen ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan tazminat ve alacak talepleri hakkında dava açmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
Huzurdaki davanın da bir miktar para alacağının ödenmesine ilişkin olduğu,maddi tazminat talebini içerdiği, işbu davanın sigorta şirketine açıldığı ve TTK’da düzenlenen mutlak ticari davalardan olduğu, dolayısıyla dava şartı olan zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu izahtan varestedir.
19.12.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na 5/A maddesi eklenmiştir.
Anılan maddeye göre;”(1)Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” denilmiştir.
Görüldüğü üzere, 6102 sayılı TTK’ye eklenen 5/A maddesinde, Kanun’un 4.maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri olan ticari davalarda, arabuluculuk dava şartı olarak belirlenmiştir.
Davacı yan, maddi tazminat talep etmekle alacak talebinde bulunduğundan, dava 01.01.2019 tarihinden sonra açılmış olmakla, ticari bir dava olarak zorunlu arabuluculuğa tabi olup, arabulucuya başvurmak ve süreç tamamlandıktan sonra dava açılması hususu ve buna uyulmaması HMK’nın 114/2. maddesinde belirtilen “diğer dava şartlarına aykırılık” olarak davanın usulden reddi sebebidir.
6325 sayılı Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğu düzenleyen 18/A maddesi ise;
“(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir…”hükmünü içerir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 114’te Dava Şartları sayılmıştır. HMK 114. maddesinin 2. fıkrasında “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmü bulunmaktadır.
Yine Hukuk Muhakemeleri Kanununun 115. maddesinin 2.fıkrasında “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. ” şeklinde hüküm bulunmaktadır.
Tüm bu yasal düzenlemeler ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; somut olayımızda davanın 23/03/2020 tarihinde açıldığı, mahkememizce düzenlenen 26/03/2020 tarihli tensip tutanağının 5. ara kararı ile “Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın dava dilekçesi ekinde sunulmamış olması ve de bu konuda herhangi bir açıklamaya da yer verilmediği görüldüğünden, davacı vekiline son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğini mahkememize sunması için 1 haftalık kesin süre verilmesine, tekrar süre verilmeyeceğinin ve de aksi halde dava şartı yokluğundan davanın reddedileceğinin ihtarına, bu konuda ayrıca davacı vekiline muhtıra tebliğine” karar verildiği, bu kapsamda bu hususları ve gerekli ihtarları da içeren 26/03/2020 tarihli muhtıranın ve tensip zaptının davacı vekiline 31/03/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafça da 19/06/2020 tarihli dilekçe ekinde arabuluculuk son tutanağının aslının mahkememize sunulduğu görülmüştür.
Davacı vekilince dosyaya ibraz edilen arabuluculuk son tutanağının incelenmesinde, arabulucuya başvuru tarihinin 30/04/2020 yani dava açıldıktan sonraki bir gün olduğu, anlaşamama tutanağının düzenlendiği tarihin de 08/06/2020 yani dava açıldıktan sonraki bir tarih olduğu, başka bir deyişle davacı tarafça dava açılmadan önce arabulucuya hiç başvurulmadığı ve de arabuluculuk faaliyeti sona ermeden önce dava açıldığı anlaşılmıştır.
Bu durumda da 18/A maddesinde de açıkça belirtildiği üzere, “Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir” hükmü doğrultusunda, dosyanın diğer davalılar açısından tefrik edilerek, davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Ayrıca belirtmek gerekirse, ticari davalar açısından dava şartı olarak düzenlenen arabuluculuğun sonradan giderilebilir nitelikte bir dava şartı olarak kabulünün mümkün olmadığı, aksi kabulün kanunun konuluş amacını ortadan kaldıracak nitelikte olduğu, dava tarihinden sonraki tarihli arabuluculuk son tutanağının dava şartını yerine getirmeyeceği de Yargıtay’ın emsal kararından ve kanunun açık lafzından da anlaşılmaktadır. Mahkemece kanun gereği davacı tarafa verilen 1 haftalık kesin süre, davacının arabulucuya başvurması için değil, arabuluculuk son tutanağının mahkemeye ibraz edilmesi için verilmiş bir süredir. Son tutanağın dava tarihinden sonra alınarak eklenmesinin dava şartının yerine getirildiği anlamına gelmeyeceği, tamamlanabilir bir dava şartı bulunmadığı, son tutanak dosyaya sunulmuş olmakla beraber dava tarihinden sonra düzenlenmiş olması nedeniyle dava şartının dava tarihi itibari ile de gerçekleşmediği, her davanın açıldığı tarihteki durumuna göre değerlendirilmesi gerektiği, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5/A maddesinin 1.fıkrası ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabulucuk Kanununa 7155 sayılı yasanın 23.maddesi ile eklenen 18/A-2 maddesi gereğince bu hususun mahkememiz açısından özel dava şartı olduğu ve dava şartının gerçekleşmediği de değerlendirildiğinden HMK’nın 114 ve 115.maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan davanın reddine karar vermek gerektiği kanaatine de varılmıştır. (Aynı yönde ör.; Ankara BAM 22. HD. 04/07/2019 tarih, 2019/1305 E. – 2019/1167 K. Sayılı kararı, Konya BAM 8. HD. 16/05/2019 tarih, 2019/1197 E. – 2019/886 K. Sayılı kararı vb.)
Sonuç olarak yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan gerekçelerle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının davacılardan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacının yaptığı tüm masrafların kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde varsa bakiye avansın yatırana iadesine,
Dair tarafların yokluğunda, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 15/07/2020