Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/666 E. 2020/248 K. 16.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
GAZİANTEP
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : ….
KARAR NO : ….

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. …….
DAVA : Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti
DAVA TARİHİ : 26/11/2019
KARAR TARİHİ : 16/07/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili kooperatifin 1984 yılında kurulmuş olup, Gaziantep içerisinde bulunan 296.530 m2 kayıtlı arsanın müvekkili kooperatif adına tescil edildiğini ve 319 tane üyesi bulunduğunu, kooperatif arsasının değer kazanması neticesinde 1996 ile 2018 tarihleri arasında başkanlık yapan ……. Başkan yardımcısı ……. yönetim kurulu muhasip üyesi …….ve kooperatif üyelerinin birkaçının kanuna aykırı olarak sahte kooperatif üyelikleri tahsis ederek haksız menfaat sağladıklarını, asil üyelerden 86 kişinin listeden çıkartılıp yerine sahte 80 ismin eklendiğini, genel kurulun hak sahibi olmayan bu sahte üyeler ile yapıldığını, bu sahteciliğin ortaya çıkması üzerine 15/07/2018 tarihinde Genel Kurul toplantısı yapıldığını , asıl üyeleri listeden çıkaramayacağını anlayan …….ve yandaşlarının 15/07/2018 tarihinde yapılan genel kurula getirilen listeye üye isim sıralamasında 1’den 186’ya kadar isimler yazıldığını, 186’dan tekrar 117’ye dönüldüğünü, 117’den 159’a kadar devam ettirildiğini, 159. sıradan tekrar 140. sıraya dönülerek 256 üye ile sayfanın tamamlandığını, listenin son sayfasına bakıldığında üye sayısının 256 ile bittiğini ve kimsenin dikkatini çekmediğini, yapılan bu hile ile sahte üye isimleri anlatıldığı şekilde listeye serpiştirilerek üye sayısının 355 yapıldığını ve genel kurulda görevli hükümet komiserine de bu şekilde verildiğini, böylelikle 2017 genel kurulunda asil üyeler yerine ekledikleri 80 sahte üyeliğe 88 sahte üyelik daha ekleyerek sahte üyelik sayısının 168’e çıkartıldığını, yapılan bu sahtecilik ve usulsüzlüklere ilişkin Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduklarını, davaya konu kooperatif hissesini satan ya da alan kişinin kooperatife ortak olduğuna dair hiçbir yasal belge ya da kanıt ortaya koyamadığını, eski yönetim kurulu ile satıcı ve alıcı konumunda olan kişilerin menfaat birliği içinde organize bir şekilde hareket ettiklerini, davaya konu …’ya ait olduğu iddia edilen kooperatif ortaklığının hukuki dayanağının olmadığını, bu nedenle davanın kabulü ile davalının üyelikten çıkartılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Aynı konuya ilişkin Gaziantep 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ……. Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, açılan bu davanın yine aynı mahkemenin ……. esas sayılı dosyasında birleştirildiğini, davanın daha önce açılmış ve görülmekte olmamasının dava şartı olduğunu, bu nedenle açılan davanın derdestlik nedeni ile reddini, müvekkilinin kooperatif üyeliklerini 16/11/2017 tarihinde Gaziantep 5. Noterliği’nin ……. yevmiye numaralı sözleşme ile…….den ve 21/11/2017 tarihinde Gaziantep 5.Noterliği’nin …….yevmiye numaralı sözleşme ile …….’den devraldığını, devirlerin kooperatif yönetim kurulu kararı ile kabul edildiğini ve karar defterine işlendiğini, müvekkilinin aidatlarını düzenli olarak ödediğini, dolayısıyla üyeliğe engel hiçbir durumunun olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin celbedilen……. esas,……. karar sayılı dosyasında davacının …, davalının ……. Kooperatifi, dava konusunun işbu davada husumet konusu yapılan üyeliğin tespiti istemine ilişkin olduğu, dava dilekçesine karşı cevap dilekçesi ibraz edilmediği anlaşılmıştır.
GEREKÇE VE KANAAT:
Uyuşmazlık, davalının davacı kooperatif üyeliği bulunmadığının tespiti istemine yöneliktir. Uyuşmazlık noktası davacı tarafın dava açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacının dava hakkına sahip olması dava açabilmesi için yeterli değildir. Bundan başka davacının dava açmakta hukuki yararının da bulunması gereklidir. Yani dava hakkı hukuki yarar ile sınırlıdır. Usul hukukunda hukuki yarar mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için davacının bu davayı açmakta (veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte) bir çıkarının olması gerektiğine ilişkin ilke anlamına gelir. Davacının dava açmakla hukuk kuralları tarafından haklı bulunan (korunan) bir yararı olmalı, haklarını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyaç bulunmalı ve davacı mahkemeyi gereksiz yere uğraştırmamalıdır. Öte yandan bu yararın “hukuki ve meşru”, “doğrudan ve kişisel”, “doğmuş ve güncel” olması zorunludur. Nitekim 6100 sayılı HMK’nun 114. maddesinin “4” fıkrası ile hukuki yarar dava şartı olarak düzenlenmiştir.
Somut olayda, davacı taraf, davalının gerçekte var olmayan kooperatif üyeliğinin devri sonucu daha önceki kooperatif yönetimi tarafından üyelik kaydı yapıldığını, dolayısıyla kooperatif üyeliğinin bulunmadığını ileri sürerek kooperatif üyesi olmadığının tespitini talep etmiştir. Mahkememizin ……. esas sayılı dosyasında ise iş bu davada davalı … vekili tarafından üyeliğin usulsüz olarak terkin edildiğinden bahisle kooperatif üyeliğinin tespitine karar verilmesi talep edilmiştir. Bu iki dava birlikte değerlendirildiğinde iş bu davada ileri sürülen hususlar……. esas sayılı davaya karşı savunma mahiyetindedir. Görülmekte olan bir davada savunma olarak ileri sürülebilecek konular için ayrı bir dava açmakta hukuki yararın bulunmayacağı kabul edilmelidir (Kuru Baki, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku, 2. Baskı, Kasım 2018, s. 133). Bu nedenle davacının dava açmakta güncel ve doğmuş bir hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü KÜ M: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın hukuki yarar yokluğundan reddine,
2-Alınması gereken 54,40-TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 44,40-TL harçtan mahsubu ile eksik alınan 10-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacının yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalının yaptığı herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 16/07/2020