Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/659 E. 2022/44 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :……… Esas
KARAR NO :…….

HAKİM : …….
KATİP :………..

DAVACI : ………..
VEKİLİ : Av…….
Av. ………..
DAVALI : ………
VEKİLİ : Av. …………

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/11/2019
KARAR TARİHİ : 19/01/2022
YAZIM TARİHİ : 08/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 25/11/2020 Uyap tarihli dava dilekçesinde özetle………tarihinde……….. plakalı aracın kırmızı ışık ihlali yapması ve hız sınırını aşarak müvekkiline çarpması neticesinde müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL kalıcı iş göremezlik ve 1.000 TL geçici iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsilini dava etmiştir.
Davalı vekili ……….. Uyap tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili davalı sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmadığını, geçici iş göremezlik tazminatının poliçe kapsamında bulunmadığını, davacının müterafik kusuru bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dava konusu edilen tazminat alacağı hakkında ……… tarihinde arabuluculuk sürecinin başladığı……….. tarihinde görüşme sonunda anlaşamama ile sürecin sonuçlandığı görülmüştür.
Davalı sigorta şirketinin …………. tarihli yazısı ekinde dava konusu kazaya ilişkin hasar dosyasının gönderildiği görülmüştür.
…….. Devlet Hastanesine yazılan……….. tarihli müzekkereye 05/12/2019 tarihli yazı ile cevap verildiği, yazı ekinde davacının gördüğü tedaviye ilişkin evrakın sunulduğu görülmüştür.
……… Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne 26/11/2019 tarihli müzekkereye 09/12/2019 tarihli yazı ile cevap verildiği, davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığı ve gelir bağlanmadığı görülmüştür.
Mahkememizce keşfen aldırılan kusur bilirkişisinin………….. tarihli raporunda sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, davacının kusuru olmadığı mütalaa edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Uyuşmazlık ölüm ve cismani zarar sebebi ile tazminat istemine ilişkindir.
Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlâl etmesi hali BK m. 46/I’de özel olarak hükme bağlanmıştır (6098 sayılı TBK m. 54). Bu hüküm gereğince “Cismani bir zarara düçar olan kimse külliyen veya kısmen çalışmaya muktedir olamamasından ve ileride iktisaden maruz kalacağı mahrumiyetten tevellüt eden zarar ve ziyanını ve bütün masraflarını isteyebilir”. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlâli halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddî zararın türleri; masraflar, çalışma gücünün kısmen veya tamamen kaybından doğan zararlar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlar şeklinde düzenlenmiştir.
Sorumluluk hukukunun temel amacı, bir kimsenin mal varlığında iradesi dışında meydana gelen eksilmeleri aynen veya nakden gidererek zarar görenin zarar verici olay sonucunda malvarlığında eksilen değer yerine nitelik veya nicelik yönünden eş bir değer koymaktır. Zarar görenin malvarlığında eksilen değer yerine aynı nitelikte bir değer konulması mümkün olduğu takdirde bu değer; bu mümkün olmadığı takdirde, nicelik yönünden, yani para ile ona denk bir değer konulur ve zarar verenin yerine getirmek zorunda olduğu bu yükümlülüğe tazminat yükümlülüğü adı verilir. Tazminat yükümlülüğünün, bir diğer ifadeyle zarar verenin ödeyeceği tazminat miktarının tespit edilebilmesi için, öncelikle zararın hesaplanması gerekmektedir. Zarar görenin malvarlığının zarar verici olaydan sonraki durumu ile böyle bir olay meydana gelmeseydi göstereceği durum arasındaki farkı ifade eden zarar, eşyaya ilişkin olabileceği gibi kişiye ilişkin de olabilecektir. Vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan zararların da kişiye ilişkin zarar kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
Çalışma gücü, zarar görenin iş gücünün, yani beden ve fikir gücünün, gelir getirici şekilde kullanılması demektir. Burada asıl önem arz eden kazanç kaybı veya azalması değil, kazanma gücünün kaybı veya azalmasıdır. Bu kayıp ve azalmadan doğan olumsuz ekonomik sonuçlar, zararı oluşturur (…….., Borçlar Hukuku Genel Hükümler, B. 9, İstanbul 2006, s. 713).
Yargılamanın 7. Celsesinde duruşmadan haberdar olan davacı vekilinin mazeretsiz olarak duruşmaya katılmadığı, davalı vekilince de dosyanın takip edilmediği anlaşıldığından dosya işlemden kaldırılmış, HMK 150/4 maddesi hükmünce üç aylık süre içinde taraflardan en az biri tarafından dilekçe ile başvurulmadığı için yenilenmediği görülmüş, HMK 150/5-6 maddeleri hükmünce davanın açılmamış sayılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü KÜ M: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın açılmamış sayılmasına
2-Alınması gereken 80,70-TL harçtan, peşin alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 306,30-TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalının yaptıkları herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Hazine tarafından karşılanan zorunlu arabulucu gideri olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne hesaplanan 2.000-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Yapılan giderin avanstan mahsubu ile bakiye kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair tarafların yokluğunda bedel itibariyle kesin olmak üzere karar verildi 19/01/2022