Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/508 E. 2021/535 K. 11.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :…..
KARAR NO :…..

HAKİM : …..
KATİP : …..
DAVACI : …..
VEKİLİ : Av……
DAVALI : …..
VEKİLİ : Av……

DAVA : …..
DAVA TARİHİ : …..
KARAR TARİHİ : …..
YAZIM TARİHİ : …..

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline 19.07.2019 günü bordo renkli wolksvagen marka aracın çarpması neticesinde yaralandığını, kazaya karışan aracın olay yerini terk etmesi nedeniyle plakasını tespit edilemediğini, kaza tespit tutanağına göre olay yerini terk eden araç sürücüsünün tam ve asli kusurlu olduğunu, davalı tarafça hasar dosyasının açıldığını ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkilinin kaza sonrasında ….. Devlet Hastanesinde tedavi altına alındığını, kaza sonucunda vücudunda kalıcı hasarlar meydana geldiğini ve mağdur olduğunu belirterek tespit edilecek bedelin davalı tarafa başvuru tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ….. hesabına usulüne uygun yapılan başvuru olmadığını, trafik kazasına bağlı maluliyet tazminatı adına müvekkil kuruma başvurulurken maluliyet raporu belgesini iletmediklerini, maluliyet raporunu iletmeksizin, trafik kazasına bağlı maluliyet tazminatının hesaplanması ve hak sahibine ödeme yapılmasının hukuken, mantıken ve fiilen mümkün olmadığını, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınarak tespit edilecek hukuki duruma göre karar verilmesi gerektiğini, maluliyet hesabına ilişkin hesaplama yapılması gerektiğini belirterek, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu göz önüne alındığında, dosya trafik kusur bilirkişisine tevdi edilmiş, bilirkişinin 10/01/2020 havale tarihli kusur raporunda tespit edilemeyen araç sürücüsünün asli derecede 6/8 %75 oranında kusurlu, …..plakalı motosiklet sürücüsü…..’ın ise tali derecede 2/8 %25 oranında kusurlu olduğu belirtmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte olan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik” hükümleri doğrultusunda tanzim edilen 06/03/2020 tarihli raporda davacının tüm vücut fonksiyon kaybının tespiti için şahısta meydana gelen kırıkların iyileşme döneminde olduğu kemik kırıklarının iyileşme süresi göz önüne alındığında şahsın özür oranının tespiti için olay tarihinden 6 ay sonra muayene olmak üzere heyete gönderilmesinin gerektiği belirtilmiştir.
Mahkememizin 31/05/2021 tarihli celsenin 1 numaralı ara kararı doğrultusunda dosya yeniden Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesinde görevli 6 kişiden oluşan heyete tevdi edilmiş, bu kez Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmeliğine göre hazırlanan 16/06/2021 havale tarihli raporda, davacının tüm vücut fonksiyon kaybı oranının %2 olduğu, tıbbi iyileşme süresi göz önüne alındığından 3 (üç) ay süre ile geçici iş göremezliğinin olduğu, iyileşme dönemi içerisinde 3 (hafta) tam gün bakcı ihtiyacı olduğu, devamlı surette başkasının yardım ve bakımına muhtaç olmadığı rapor edilmiştir.
Mahkememiz ara kararı gereğince tazminat hesaplaması yapması için dosya sigorta konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilmiş, TRH 2010 Yaşam Tablosu göz önüne alınarak hazırlanan raporda 20/07/2021 tarihli raporda davacının 6.405,57-TL zararının bulunduğu tespit edilmiştir.
GEREKÇE VE KANAAT:
Dava geçici ve kalıcı maluliyete yönelik maddi tazminat istemine ilişkindir.
Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlâl etmesi hali BK m. 46/I’de özel olarak hükme bağlanmıştır (6098 sayılı TBK m. 54). Bu hüküm gereğince “Cismani bir zarara düçar olan kimse külliyen veya kısmen çalışmaya muktedir olamamasından ve ileride iktisaden maruz kalacağı mahrumiyetten tevellüt eden zarar ve ziyanını ve bütün masraflarını isteyebilir”. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlâli halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddî zararın türleri; masraflar, çalışma gücünün kısmen veya tamamen kaybından doğan zararlar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlar şeklinde düzenlenmiştir.
Sorumluluk hukukunun temel amacı, bir kimsenin malvarlığında iradesi dışında meydana gelen eksilmeleri aynen veya nakden gidererek zarar görenin zarar verici olay sonucunda malvarlığında eksilen değer yerine nitelik veya nicelik yönünden eş bir değer koymaktır. Zarar görenin malvarlığında eksilen değer yerine aynı nitelikte bir değer konulması mümkün olduğu takdirde bu değer; bu mümkün olmadığı takdirde, nicelik yönünden, yani para ile ona denk bir değer konulur ve zarar verenin yerine getirmek zorunda olduğu bu yükümlülüğe tazminat yükümlülüğü adı verilir. Tazminat yükümlülüğünün, bir diğer ifadeyle zarar verenin ödeyeceği tazminat miktarının tespit edilebilmesi için, öncelikle zararın hesaplanması gerekmektedir. Zarar görenin malvarlığının zarar verici olaydan sonraki durumu ile böyle bir olay meydana gelmeseydi göstereceği durum arasındaki farkı ifade eden zarar, eşyaya ilişkin olabileceği gibi kişiye ilişkin de olabilecektir. Vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan zararların da kişiye ilişkin zarar kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
Anayasa Mahkemesinin 2019/40 E. 2020/40 K. Sayılı Kararı ve yerleşik Yargıtay uygulaması nazara alınarak yeniden hesaplama yapılmıştır. Kaza tespit tutanağında ve kolluk evrakında belirtilen (12:15) saat davacının hastaneye giriş sebebi bir arada değerlendirildiğinde yaralanmanın giriş sebebi ve saat (12:52) trafik kazası neticesinde meydana geldiğine kanaat getirilmiştir.
10/01/2020 tarihli kusur raporu, 16/06/2021 tarihli maluliyet heyet raporu 20/07/2021 tarihli tazminat hesabına ilişkin bilirkişi raporu mahkememiz denetimine ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür.
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 08/10/2020 tarihli ıslah dilekçesinde talebinin 4.108,89 TL olarak bildirmiş ve taleple bağlı kalınarak bu yönde karar verilmesini arz etmiştir.
Tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu, tarafların beyanları davacı vekilinin 08/10/2020 tarihli ıslah dilekçesi ve alınan tüm bilirkişi raporları dikkate alındığında davanın kabulü yönünde karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-DAVANIN KABULÜNE,
4.108,49 TL’nin 08/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan alınması gereken 280,65-TL nispi harçtan, peşin harç ve ıslah harcının toplamı olan 48,19-TL harcın mahsubu ile 232,46-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacının yaptığı toplam 3.878,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’ye göre 4.108,49-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-Hazine tarafından karşılanan zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Yapılan giderin avanstan mahsubu ile bakıye kısmın HMK’nın 333. Maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda bedel itibariyle kesin olmak üzere karar verildi. 11/10/2021